Bu Çek aydının Jan Hus'du ( 1372 Husmec Bohemya - 1415 Konstanz ) yoksul bir ailenin çocuğu idi,on üç yaşında Prachatice kentinde Latince eğitim yapan bir okulda eğitimine başladı..Daha sonra,on sekiz yaşında,Prag Üniversitesine girdi..Çok ağır kosullarda okudu,yoksuldu,çalışmak zorunda idi; 1394 yılında mezun oldu ve iki yıl sonra aynı üniversiteye ögretim görevlisi olarak döndü..Prag Universitesinin Güzel Sanatlar Fakültesinde Aristoteles ve John Wycliffe'nin felsefeleri üzerine ders verdi.Papazlik yetkisi aldı ve Prag'daki Bethlehem Şapeline vaiz olarak atandı (1402).. Burada vaazlerini latince yerine çekce verdi ve Wycliffe'nin eserlerini vaazlerine konu yaptı..Jan Hus Betjlehem şapelinde on iki yıl bai vaizlik yaptı.Onun vaizlik döneminde Bethlehem Şapeli Çek ulusak hareketinin ve dinde reform hareketinin merkezi oldu..
Jan Hus ,Prag Universitesinde ve Bethlehem Şapelinde Wycliffe', anlatırken aynı Üniversitenin öğretim üyelerinden Alman Johann Hubner Wycliffe nin eserlerinden 45 maddelik bir alıntıyı çok ağır eleştiriyor ve herektiklikle suçluyordu,bu suçlamalarda ağırlık,Wycliffe nin komünyon ayini ile ayinin dayandırıldıgı kuramsal temeller üzerine yaptğı elestiriye veriliyordu..Hübner Hristiyan ideolojisi açısında hakli idi,Çünkü kominyon ayini ile yaşama geçirilen kuram kapalı metafizik bir sistem olan Hristiyan ideolojisinin temel Postulatlarından biri idi;eğer bu postulatı kaldırırsanız tüm sistem,tüm ideoloji çökerdi...Hübner'in Wycllife yönettiği suçlamalar sonradan bir heretiklik kuralı oldu ,Engizisyon mahkemelerinde ve ilahiyat tarışmalarından kullanıldı...J.Hus'da Wycliffe'nin tözün değişmezliği görüşünü yadsıyor komünyon konusunda kilisenin görüsünü paylaşıyordu..
J.Hus Prag Universitesinde verdiği derslerde kilisenin resmi görüşünü ( şarapla ekmeğin İsa'nın eti ile kanına dönüşeceğini ) kabul ediyor,eleşterilerini Kilisenin yapısına ve örgütlenme biçimine yönetiliyordu... Hus'un hocası Znojmolu Stanislav v arkadaşi Stephan Palec is J.Hus'u komünyon ayinleri konusunda Roma'ya teslimiyet ile suçluyorlar ve bu konuda Wycliffe'nin komünyon ayinlerini putperestlik ,Papa'yı da Deccalıkla suçlamasına katılıyorlardı... Baslangıcta Prag Universitesi ve Bethleem Şapel'i çevresinde başlayan kiliseye yönelik eleştiriler gittikçe büyüyen dalgalar halinde Orta Avrupa'ya yayılmaya başlayınca Roma'nın dikkatini çekti ve sonunda Palec'le ,Stanislav'ı ' Curia Romana'ya aldılar...bir süre sonra her ikiside yeniden programlanmış olarak Prag'a döndüler,artık yanlız Wycliffe'i degil J Hus'u da herektiklikle suçluyordu....
Roma J Hus'u da Curia Romanaya aldırmak istedi,ama J.Hus Kral Vaclav'a ve Kraliçeye sığındı,Roma'ya gitmedi..Hus Roma'ya gitmeyişini iki nedene bağladı..
1- Düşmanları ( kilisenin ajanları ) onu yolda öldürmek için tuzak kurmuşlardı;
2- Papalık mahkemesinde Tanrı Adaletinin bulunduğuna inanmıyordu.Bir reformcu olan Başpiskopos Zbynek Zajik,J.Hus'u birazcık olsun koruyabilmek için ,bir heretik olarak degilde yalnızca Roma'nın emirlerine uymadığından ötürü aforoz edilmesi için Papa ve Kardinallere hediyeler yolladı;çünkü heretiklikle suçlanarak aforoz edilmek son derece ağır bir ceza idi,böyle bir suçla cezalandırılan kişi ancak Hristiyan ulkeleren kaçıp Musluman bir ulkeye sığınırsa yasayabilirdi..Başpiskopos Z.Zajik'in rüşveti işe yaradı.Papa heretiklik suçlamasını geri çekti.J.Hus'u yalnızca Papa'nın çağrısına uymadığı için aforoz etti...
Bu uyarıya rağmen J.Hus,Universitedki derslerinde ve Bethlehem Şapeli'ndeki vaazlarında Kiliseye yönelik eleştilerini sürdürdü.. Gittikçe J. Hus yanlıları çoğalıyor ve Roma 'nın hemen yanı başında papalığın egemenliğini yok edecek bir süreç başlıyordu.Papa'nın baskıları sonunda Başpiskopos Zbynek Zajik bu kez J.Hus'u heretikle suçlayarak aforoz etti.J.Hus'a verilen bu ceza karşısında ,ülkesinin ve devletin kirlendiğini iddia eden Kral Vaclac Başpiskopos ve kilise üzerinde baskı uyguladı...Baspiskopos kaçtı,kaçarken Kral'ın emrine uyan her görevliyi heretiklikle suçlayarak aforoz etti.ve Prag'ın tüm kiliselerine ayin yasagı koydu.Durumun böylesine gerilmesi karşısında Kral ve kilise bir hakem kurulu kurarak taraflari yargıladılar.Sonuçta Başpiskopos krallık görevlilerine getirdiği heretiklik suçlamalarını ve ayin yasağını kaldırdı..ayrıca Papa'ya J.Hus hakkında verilen aforoz cezasının kaldırılması için başvurmayı kabul etti.. Zajik Ktal'a verdiği tavizlerden ötürü Papa'nın kızmasından korkarak dehşete kapılıp Macar Kralı Sigismund'a sıgınmak için kaçtı.Ama Bratislavada öldü..Söylentiye göre Yüksek Hakem kurulunda Kiliseyi ve Papa'yı yeterince savunmadığı için Curia Romana olduğu hiç bir zaman kesin olarak kanıtlanamadı..Böyle bir kanıt bulmak o yüzyılda imkansızdı.Kilise düşmanları karşısında iki ayrı cezalandırma yöntemine başvuruyordu
1- Eğer cezalandırılıcak kişiyi yargılamakla Kilisenn propaganadası yapılabilecekse ve yargılama kitleleri sindirma aracı olabilecekse Engizisyon Mahkemesi devreye girer suçlanan kişi engizisyonda yargılanır,meydanlarda halkın önünde işkence ile öldürülürdü..
2-Eğer yargılamak ve mahkeme kararı ile öldürmek ,Kilisenin aleyhine olacaksa,o zaman devreye Curia Romana girer ve genellikle zehir kullanırdı..
Kilise zenginleştikçe ,gücü arttıkça kendi içinde gücün ve servetin paylaşmasından kaynaklanan savaşım artık saklanamaz,üstü örtülemez bir duruma gelmişti.Paylaşılmayan servetten ötürü papaların sayısı önce ikiye sonra üçe çıktı ve aralarında son derece kanlı ve zalimce bir savaş başladı,1411 de Karşı Papa XXIII.Johannes kendisini Roma'dan Napoli Kralı Ladislas'ın desteği ile sürüp çıkaran Papa XII.Gregorius'a karşı bir haçlı seferi başlattı.. XXIII Johannes ,savaşı finanse edebilmek için endüljans satılmasını buyurmuştu..J.Hus endüljans satışlarının Hristiyanlığa aykırı olduğunu ilan etti ve Hristiyanların bu buyruga uymamasını istedi..Ama Endüljans satışından beslenen yanlız kilise değil,aristokraside bu gelirden payını alıyordu.J.Hus'un endüljans satışlarını eleştiren vaazlarından sonra Prag halkı ayaklandı ve Papa XXIII Johannes'in endüljans kararlarını yaktılar.Durumun gittilçe gerilmesi ve denetim dışına çıkması üzerine Kral,tarafları Prag Şatosunda bir toplantıya çağırdı;toplantı sonunda Kraliyet meclisi,endüljans'a ve satışına karşı gelmeyi ihanetle,heretikle suçladı ve direnişte başı çeken 3 çek genci Prag'ın en büyük meydanında başı koparılarak öldürülür. J.Hus 'da heretiklikle suçlanarak aforoz edildi ve ayrıca görülmedik bir biçimde cezalanadırılarak Prag'dan kaçmaya zorlandı.J.Hus ,pragda yasadıkca tum kiliseler kapalı olacak ve hiç bir ayin yapılmayacaktı.Bu durumda Hus,Prag'ı terk ederek yandaşı Bohemyalı aristokratlara sığındı; iki yıl boyunca Bohemya şatolarından gizlenerek düşüncelerini yazdı.Bu iki yıl içerisinde ' De ecclesia ( Kilise üzerine ),Inancın acıklanması ' ' Rabbin Duasının Açıklanması' adlı ünlü eserlerini yazdı.geçmişte vermiş olduğu vaazları 'Postila ' ( sonradan ) adıyla bir kitapta topladı.J.Hus kitaplarını ulusal dili olan Çekce yazdı.Kilise bunu bir başkaldırı olaraka kabul etti.Çünkü ilahiyat konulu yazılar kilisenin dili kabul edilen latince olarak yazılırdı...
1411'de Macar Kralı Sigismund Almanya'nında Kralı seçildi ve Zikmund adını aldı.Kral Sgismund iki papann varlığından kaynaklanançatışmalara son verebilmek için XXII Johannes ile anlaşarak Konstanz'da bir konsil topladı.Bu konsile j.Hus'uda çağırdılar;Hus kuşkulandu,gitmek istemedi.Kral Zikmund Hus'a kefil oldu,can güvenliği için kral sözü verdi,Papa'da Hus'la iligi tüm yasakları kaldırdı.1414'te Konstanz'a giden j.Hus kendisine verilen sözler ve kilisenin Konstanz'daki given veren tavrına aldanarak papanın verdiği davete katılmaya karar verdi. Oysa Kilisenin ve aristokrasinin tüm davranışı ve verilen sözler,güvenceler ,özenle hazırlanmış bir tuzaktı.Konuk olarak çağrıldığı konakta evsahibi Papa tarafından tutuklanarak Dominiken Manastırının zindanlarına kapatıldı...
J.Hus'a işkence yapıldı; suçlamaları kabul ve itiraf etmesi istendi.Mahkemenin savcısı j.Hus'un ögrencilik yılları arkadaşı Stepan Palec ve papalık temsilcisi Michael de Causis idi.. Palec öğrencilik yıllarında Hus'u Komünyon ayinlerinin dayandığı dogmaları kabul ettiği için Kilise yanlısı olmakla suçlanmıştı .S.Palec ,John Hübner'in kırk beş maddelik heretiklik suçlamasına dayanarak j.Hus'un cezalandırılmasını istedi.Bu arada Papa XXIII Johannes diğer iki papanın baskılarına dayanamayarak Konstanz'dan kaçtı. Bu durum başlangıçta J.Hus için umut doğurdu isede Konstanz Konsili kendini papalık otoritesinin üstünde ilan etti ve Hus'u yargılayan komisyonun başına Kardinal Pierre d'Ailly getirdi.
J.Hus'un yargılamasını kolaylaştırmak için kral Sgismund Hus üzerindeki kefaletini kaldırdı ve verilmiş Kral sözünü geri aldı.Karşılığında mahkeme Hus'a savunma hakkı tanıdı.Hersey önceden düzenlenmiş bir senaryoya göre geçekleşti.Kardinal Pieree d'Ailly başkanlığındaki mahkeme 6 Temmuz 1415'de kararını açıkladı: J.Hus din adamlığından çıkarıldı,ruhu şeytana teslim edildi ve canli canlı yakılarak ölüme mahkum edildi; aynı gün Jan Hus Konstanz'ın dışında bir kazığa bağlandı ve canlı canlı yakıldı...
Jan Hus'un yargılanması ve mahkumşyeti kilisenin hasta yapısnı gösteren örneklerdendir.Kilise artık bir din adamının ruhunu şeytana teslim edip bu ruhu sonsuza kadar Tanrı'nın kayrısından yoksun koymaya,cehennemde acı çekmeye mahkum edebiliyordu.Ortaçag kilisesi şeytana karşı açtığı bu cehennemi savaşta Tanrı'nın Oğlunun vekili olmakla yetinmiyordu 'O' kendini tanrı olarak görüyor,yargulıyor ve şeytanınn önünen bazı ruhları yem olarak atıyordu..
Jan Hus,inanmış bir Hristiyandı; Günaha gırtlağına kadar saplanmış olan kilisenin reformlarla kendini yenilemesini ,Incil'de öngörülen kilisenin yeniden kurulmasını istiyordu.Ne var ki bu bir düştü;Kilise yeniden örgütlenemezdi,Incil kilisesi kurulamazdı; çünkü herşeyden önce Incil bir Kilise öngörmüyordu.Isanın çağrısı sünnetli olupta Hz İbrahimin ve Hz Musanın Tanısının şeriatıdan ayrılanlara idi ve Isanin tapınağı Kudus teki Yahıdi Süleyman tapınağı idi.Problem kilisenin hayata geçirmeye çalıştığı ideolojik sistemden kaynaklanıyordu.Bu eklektik ideoloji ile hesaplaşılmadıkca ,ideolojinin temellerini oluşturan çok tanrılılık ve pagan ayinleri yadsınmadıkça.Kiliseyi ve Hristiyanlığı kurtarmak olanaksızdı.Ama böyle bir yadsımada Hristiyanlığı bağımsız bir din olmaktan çıkarıp Yahudi Essen Tarikatının burosu haline getirecekti ama cok gecti
No comments:
Post a Comment