Thursday, February 23, 2017

ETIENNE DE LA BOETIE




Image result for etienne de la boétie

Etienne dela Boetie 1 Kasım  1530'da Fransanın Güneybatısındaki Perigord bölgesinin küçük zenginbir kenti olan Sarlat'da doğmuştur.Ailesi zengin ve soylulaştırılmış burjuva kesimindedir.Bu kesim XVI. ve XVII.yüzyıl fransasının en dinamik toplumsal sınıfını oluşturmaktaydı,zenginliğini ve başarısını yükselen ulusal monarşiye bağlamıştı.Monarşide yüksek devlet görevlerini bu sınıf içinde seçıyordu.

Bu burjuva sınıfı Fransanın güney bölgesinde daha fazla öneme ve daha büyük bir etkinliğe sahipti.Bunun nedeni bu yörelerden feodoalizmin güçsüz oluşundan ötürü eski yapıların ve değerlerin çok hızlı bir çöküş süreci içine girmiş olmasıdır.Değişen ekonomik yaşama ayak uyduramayan soylulalr gerek yaşayış biçimi,gerek servis açısından köylülere benzemekteydiler.Kırsal kesimde kendi toprakları olan küçük ve orta çiftçilerin sayısı gittikçe artıyordu.Bunun yanında  bu bölgede Kilisenin dinsel ve dünyevi etkinliği hemen hemen yok gibiydi,Ticaret burjuvazisi ise hızla yükseliyordu..

Babasını küçük yaşta kaybetmiş olan Etienne de la Boetie ailesinin etkisiyle Orleans Universitesinde Hukuk eğitimi gördü.O dönemlerde Fransada humanizm ve reform hareketleri özellikle Hukuk fakültelerinde gelişmş durumdaydu.Fransız hukuk bilginlerinin çoğu dönemin en tanınmış Hukuk okulu olan Padova Üniversitesinde okumuşlar ve Aristotelesi batıya tanıtan Ibni Rüşdün düşücelerini öğrenmilşlerdi.Bunlar Fransada skolastik kalıpları yıkarak Roma Hukukunu toplumsal gerçeklere göre yorumluyorlardı.1559 da düşüncelerinden dolayı Paris'te yakılarak idam edilen 'Protestan Parti'nin önde gelen demokrat düşünürlerden Anne du Bourg,Orleans da La Boetienin hocasi olmuştu.Tüm bu olgular göz önüne alındığında üniversite yıllarının La Boetinin düşünsel gelişimi üzerindeki etkisi açıkca ortaya çıkar.

Fakültetyi 1535'te bitiren ve evlenen La Boetie,bir yıl sonra genç bir Hukukcu olarak Kral II Henrinin onayı üzerine Bordeaux Parlamentosundaki danışmanlık görevlerinde birine atanır.Ölümüne dek bu görevi sürdüren La Boetie,1557 yılında kendisi gibi Parlamentoda danışman olan ünlü fransız düşün adamı Montaigne ( 1533 - 1593 ) ile tanışır.Bu tarihten sonra iki düşünür arasında çok yakın bir dostluk ilişkisi kurulur.Uzun bir süre Bordeaux Parlemantosunda etkili olamayan La Boetie,1560 yılından itibaren önemli görevler üstlenir.ilk olarak Bordeauxlu yargıçlarının maaşlarının  ödenme biçimine ilişkin bir sorunu çözüme kavuşturmak için Paris'e yollanır.Burada Krallık naipliğini üstlenmiş olan ana kraliçe Catherine de Medicis'nin  başdanışmanı şansölye ( adalet bakanı ) Michel de l'Hospital ile tanışıp dostluk kurar  ve onun düşüncelerinden etkilenir..

XVI.Yüzyıl Fransasının içinde bulunduğunu en önemli sorun din çalışmalarıydı.Monarşi bir yandan krallığı zayıflarab Katolik-Protestan çatışmasına çözüm arıyor,öte yanan kiliseye olan üstünlüğünü pekiştirmeye uğraşıyordu.İki aşırı ucu oluşturan Duc de Guise 'in başını çektiği  Katolik Parti ile Fransız Calvincileri olan Hugeunotların Protestan Partisinin karşısına Michel de l'Hospital im önderliğindeki Politikler Partisi çıkmıştı.Dinsel hoşgörü yanlısı olan politikler,Katolikliğin  devlet dini olarak kalmasını,Protestanlar için ibadet özgürlğünün  güvence altına alınmasını  ve monarşinin  erkinin artırılarak Kilisenin ( daha dogrusu kiliselerin ) mutlak bir biçimde ona bağımlı kılınmasını savunuyorlardu.

1561 yılında ilki Ocakta Orleans'da  ikincisi Ekimde Pontoise da toplanan Etats Generaux,burjuvazinin ağırlığını  koymasıyla politiklerin  görüşleri doğrultusunda kararlar aldı.L'Hopital ,la Boetiyi Orleans kararlarını aşırı Katoliklere daha yakın olan Bordeaux Parlamentosuudna savunmakla görevlendirir.Bu zor işin başarıyla üstesinden gelen La Boetie,Eylül 1561 de Agenais bölgesindeki dinsel karışıklıklardan sonra Kral IX Charles tarafından düzeni sağlamakla görevlendirilen Bordeaux askeri şefinin yardımcılığına atanır.Bu iki devlet görevlisi,L'Hospital'in görüşlerini bu bölgede uygulamaya koyarlar.Agen kentinden Huguenotlarca kovulan Jacobin keşişlerin manastırlarına geri dönmelerine ve Protestanlara bir Kilisenin  tahsis edilmesine karar verirler ,köylerde ise Katolikler ile Protestanların sırayla ibadet etmesi ilkesini getirirler..

17 Ocak 1562 tarihli ' Ocak Fermani' ile Monarşi l'Hospital'İn düşüncelerini benimsediğini  ve bütün protestanlara ibadet özgürlüğü tanıdığını ilan eder.Yaşamı boyunca şiirler yazmış,Yunance ve Latince klasiklerden çeviriler yapmış olan La Boetie,bu fermanla ilgili görüşlerini küçük bir risale şeklinde kaleme alır.Bu çalışmasında ' Bütün kötülüğün dinsel bölünmeden kaynaklandığını sanki ülkede birbirine  karşıt ikie devletin belirdiğini  vurguladıktan sonra uygulana baskıların sorunu çözüme kavusturmak yerine daha da alevlendirdiğini  belirtip ' Galikan Kilisesinin koruyucusu olan kralın reformlar yoluyla sivili barışı kurmasını salık verir.Ancak La Boetienin büyük umutlar beslediği anlaşılan bu fermanın yayımlanmasından sonrada kanlı din çatışmaları sona ermez 

Aralik 1562 de Bordeaux Parlementosu La Boetiyi kentin üzerine yürüyen silahlı Hugeunot topluluğunu dağıtmakla görevlendiren askeri komisyona seçer.Bu görevi sırasında La Boetie aniden rahatsızlanır.Medoc  bölgesinden dinlenmeye giderken yolda ağırlaşır ve Germignanda 14 Agustor 1563 de ölür.Montaigenin ' kanımca çağımızın en büyük insanı idi' dediği la Boetinin ardında bıraktığı önemli yapıtı Gönüllü Kulluk Üzerine Söylevdir 

La Boetinin Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev adlo yapıtını ne zaman yazdığı hakkında kesin bir ortak kanıya varılmış değildir.Montaigne,dostunun  Söylevi 16-18 yaşları arasında bir deneme niyetiyle kaleme alındığını  ileri sürmüştür.Fakar çeşitli araştırmacılar ,bu yargıya  karşı çıkarak Söylevin 1548 yılından sonra yazıldığını  yada en azından yeniden gözden geçirildiğini kabul ederler.Bu Kişiler ,La Boetienin büyük bir olasılıkla  Fransanın Güneybatı bölgesinde patlak verip 1549 da Krallık güçlerince kanlı bir biçimde bastırılan ( ve tarihte Gabelle Ayaklanması adıyla bilinen ) köylü ayaklanmasından etkilenmiş olduğunu belirtirler.La Boetie yapıtında bu olaydan hiç söz etmemiş olmasına karşın,bu köylü  ayaklanmasının  senyörlere karşı değilde,devlete karşı bir başkaldırı biçiminde geliştiğinin bilincine varmıştır.Bu nedenle  yazar Söylevde Köylülerin  tepkisini çeken,toplumun en uç köşelerine kadar girerek varlığını her yerde hissettiren ve yerel özgürlükleri,ayrıcalıkları  yıkan iktidar aygıtını ,bir başka deyişle modern devlet gerçeğini  açıkca dile getirip eleştirebilmiştir..

Ayrıca Söylev bir gençlik dönemi ürünü olarak kabul edilse bile,La Boetinin buna Orleans da iken önemli değişiklikler  ve eklemeler getirdiği kesindir.Bunu destekleyen kanıt,yapıtta Ronsard,Du Bellay  gibi ozanlardan söz edilmiş olmasıdır.Çünkü ilk şiirlerini 1549--1550 yıllarında yayımlayan bu ozanlar,ancak 1522 den sonra tanınmaya başlamışlardır.Bu bakımdan bu ozanlarla  ilgili bölümün,Söylevin 1546 - 48 yılları arasında yazıldığı varsayılan ilk metninde bulunmadığı ve daha sonradan eklendiği ortaya çıkmaktadır.

Bundan başka La Boetinin ,Orleans Üniversitesinde hocası olan Anne du Bourg'un  demokratık düşünceleriyle radikalizminden etkilendiği ve gençliğinde yazdığı bu denemeyi hocasının görüşleri doğrultusunda geliştirdiği de olası gözükmektedir.Söylevin  yazılış,tekniğine,içerdiği görüşlere ve bunlaın tutarlılığına Eski Yunan ile Roma tarihinden getirilen örneklere ve atıfta bulunulan klasik kitaplaea bakıldığında ise yapıtın olgun bir kişi tarafından yazıldığı anlaşılmaktadır.

La Boetinin kısa yasamı boyunca yazdığy şiirleri ve yaptığı çevirileri 1570 yılında yayımlamış olan Montaigne,Söylevin elyazmasınada sahipti.Çeşitli yazışmalarında  Söylevi yazacaği kitabın ( yani denemelerin ) en önemli parçası olarak kullanmayı düşündüğünü belirtilmiş,ancak daha sonraları bu tasarısından vazgeçmiştir.Bunun nedeni Söylevin elyazmasının bugünde açıklığa kavusamamış bir biçimde Huguenot militanlarınca ele geçirilip yayımlanmış olmasıdır..

1572 deki Saint Barthelemy kıyımından sonra Huguenot'lar arasında siyasal iktidara karşı artık pasif  değilde aktif olarak direnmek  gerektiğine ,baskıya başkaldırmanın ve tiranın öldürülmesinin  meşru olduğuna ilişkin görüşler yayılmaya başlar.Bu görüşleri  savunmak için ortaya çıkan monarkomaklar diye biline Protesta düşünürlerin yazıları  yanında,daha önceleri yazılmış olmalarına karşın hemen hemen aynı temaları içeren yapıtlarda Calvinci militanlarca benimsenip kullanılır.İşte bu yapıtlardan biride La Boetinin Söylevidir.İlk olarak 1574 te Söylevden alınan bazı parçalar yazarın adı verilmeden,çeşitli yergi yazılarını içeren '( le reveillematin des francias et de leurs voisins- Fransızların ve Komsularının Çalar saati ) adlı kitapta yayımlanır.Bundan iki yıl sonra Söylev,yine aynı nitelikle bir kitap olan ( les memoires de l'Estat de France sous Charles le Neufiesme de - Dokuzuncu Charles dönemi Fransa Devleti Üzerine Savlarda )bu kez bütünüyle  ve La Boetinin adı belirtilerek ( Contre un - Bire karşı ) başlığıyla yer alır.

Bu durum La Boetinin yanlış bir biçimde monarkomak olarak tanınmasına yol açar.Bunun üzerie Montaigne,dostunu savunmak ,adını temize çıkarmak amacıyla Montaigne,dostunu savunmak adını temize çıkarmak amacını ile La Boetinin Söylevi neden ve hangi konum içinde yazdığını açıklamak gereği duyar ' Gönüllü kulluk ' adını verdiği bu söylevi ilk gençlilk çağlarında,tiranlara karşı özgürlüğü yücelten bir deneme biçiminde yazmıştır.Sonraları bu yapıt,iyi diye salık verilemeyecek  kişilerin eline geçmiştir.Ülke Güvenliğini bozmak ve düzeni değiştirmek isteyen bu kişiler,söylevi ,kötü amaçları doğrultusunda kullanmak için gün ışığına çıkarmışlar ve onu kendi düşüncelerini  içeren yazılar arasına katmışlardır.Yazarın anısı ,onun düşüncelerini  ve eylemlerini yakından tanımayanlarca  rencide edilmemesi için bu konunun  çocukluk çağındaki yazar tarafından sıradan ve çok yinelenmiş bir konu olarak kabul edilip salt alıştırma ,deneme olsun diye ele alındığını belirteceğim..

Montaignenin neredeyse bir genclik günahı olarak tanımladığı Söylev,din çatışmalarının yatışmasıyla birlikte göreli bir unutkalığın içine düşer.iki yüz yıl sonra Cumhuriyet için demokrasi için verilen savaşların yoğunluk kazanmasıyla yeniden gündeme gelir.Bu kez demokrasinin övgüsü  olarak değerlendirilen ve bu açıdan okunan yapıt.Fransız Devriminin ilk yıllarında iki ayrı kitapta yer alır.Daha sonraları 1835 te mistik ve humanist bir sosyalist olan Felicite de la Mennais tarafından yayımlanır.1857 de ise Louis Napolyonun darbesi üzerine Bruksele kaçan Cumhuriyetçiler,Söylevin Tiranlık karşıtı yönüne ağırlık verip yeni bir basımını gerçekleştirirler.

Siyasal alandaki çatışmaların salt politik olmaktan çıkıp sosyoekonomik bir boyut kazanmaları ( daha doğrusu bu çatışmaların sosyoekonomik temellerinin ortaya konulup kitlelerce anlaşılması ) sonucunda Söylve bu yeni ortamda militan bir yapıt biçiminde değerlendirilemediğinden,ikinci bir göreli unutkanlik dönemi içine girer..Yapıtın bugün yeniden gün ışığına çıkması ise,70li yıllarda Fransada iktidarın yada devletin baskıcı,otoriter özü sorununu ortaya koyup araştırma konusu edinen entelektüel bir akımın belirlemesi ve La Boetinin  bu yönde yeniden okunmasu ile mümkün olmuştur.Bir başka deyişler Söylevin siyaset sorununa yaklaşımındaki evrensel boyut keşfedilmiş ve yapıt bu açıdan incelenip değerlendirilmeye başlanmıştır

Ancak Söylevin incelenmesine geçmeden önce,La Boetinin yapıtında ortaya koyduğu düşünceleri ile yaşamı arasındaki çelişkiye değinmek gerekir.Yazarın kişisel çelişkisinin,içinde bulunduğu toplumsal sınıfa özgü bir çeliski olduğu söylenebilir.Taşra Burjuvazisi özgürlüklerini  yerel ayrıcalıklarına  özerkliklerine bağlıdır.Merkezi iktidarın kendisine kısıtlamalar getirecek şekilde güçlenmesinden hosnut değildir.Örmegin 1548 - 1549 ayaklandırmasını bastıran merkezi devletin.Bordeaux Parlamentosu ile Üniversitesini bir süre için kapatmasını hiç de iyi karşılamamıştır.Ancak bu sınıf,merkezi yönetiminin yerel görevlerini elinde tutması nedeniyle ona bağlıdırda.Üstelik gereksinim duyduğu düzen ile barışı sağlayabilecek tek kurumun güçlü bir monarşi olduğunun bilincindedir ve bu nedenle onu desteklemektedir.

Bu sınıfın genc bir aydını olan La boetie,Söylevde soyut bir özgürlük kavramından hareket ederek gönüllü kulluğu örgütleyecek kadar merkezileşmiş iktidara ( yani çağının  Fransız monarşisine )şiddetle bir biçimde karşı koyar.Fakat aynı zamanda,tarihsel koşulların idealinin gerçekleşmesine izin vermeyeceğini sezen La Boetie moral bir başkaldırıya sığınıp görüşlerini kağıt üzerine dökmekle yetinir.Ardından yerdiği devlet aygıtının çarklarında yer alır.Bu yönüyle Thomas More u anımsatmaktadır.Tıpkı onun gibi la boetie de bir humanist olarak toplumsal kötülüklerin azaltılmasına  özelliklede din çatışmalarının engellemesine katkıda bulunabilmek için monarşının hizmetine girmekten başka secenek bulamamıştır


Kaynak : Tanrı Devletinden Karl Devlete imge kitabevi  Mehmet Ali Ağaoğulları-Levent Köker 



No comments:

Post a Comment