Tuesday, February 7, 2017

GIOVVANI BOCCACIO

Petrarcanın yakın dostu olan Gioavanni Boccaccio ( 1313 -1375 ) humanist kültürün gelişiğ yaygınlaşasına büyük katkılarda bulunmustur.Babasi Toskanal bir tüccardı .Floransa'da  mutsuz bir çocukluk geçirdi.1328 de babası tarafından Napolinin en zenğin ailelerinden Bordi ailesinin yanına yollandı;amaç ticareti öğrenmesi idi..Burada kilise hukuku eğitimi gördü..Sarayda güçlü olan bordiler sayesinde Napoli sarayının  aydınları ile tanıştı;onlardan petrarca nın yapıtlarını öğrendi ve okudu.Napoli sarayının Fiametta adını taktığı bir kadına aşık oldu.Bu aşk Boccacionun tüm yasamını etkilmiştir.Fiamittanın Kral Robertonun evlilik dışı kızı oldugu ileri sürüldü ise bu iddia kanıtlanamadı.1340 da Bordilerin  iflası üzerine baba evine dönene değin pek cok yazı kaleme aldı.Baba evine dönüşü Boccacionun yaşamında trajik bir dönüm noktası olmuştur..Bundan sonraki yaşamında bir kac kez elçilik gibi devlet görevlerine getirildi.vede hep yokusl ve mutsuz oldu.geçimini kendisinin ve başkalarının eserlerini çoğaştarak sağlıyordu..1350de Floransada Petrarca ile tanıştı,bu tarihten sonra Boccacio ile Petrarca arasında derin bir dostluk başlado ve Petrarcanın ölümüne kadar devam etti.

Boccacio 1355 tarihine kadar humanist gelenğe uyarak italyanca yazdı.Bu tarihten sonra eserleri hem dil ( bu tarihten sonra Ortaçağ yazım geleneğine uyarak  Latince yazdı ) ve bende içerik olarak değişiklik gösterir.Bu tarihten sonra koyu sofu bir yasam sürdürmeye başladı.Rönansansın ce humanizmin en görkemli eserlerini veren Boccacio artık kilisenin yanında yer alırve kilise tarafından ödüllendirir.Floransa katedralinin başına getirilir.Dostu Petrarcanın 1374 te ölümü Boccaccioyu çok sarstı yarı hasta bir durumda Cortaldo'da inzivaya çekildi ve orada bir yıl sonra sürdü..SS.Michele Jacpop Kilisesine gömüldü..

Humanist bir ozan olarak Boccaccionun problem alanı genelde  insandır,daha dar anlamda ise ' insan yaşamanın anlamaı ve ethik tir,epistemolojinin ve ontolojinin problemleri  Boccaccioyu ilgilendirmez.Boccacionun  şiirlerine ve öykülerine bir gazeteci sığlığı ile yaklaşılırsa,şehvet düşükünü,acık sacık derinliği olmayan şakalr yapan,gününü gün etmek  isteyen umutsuz bir materyalist  gibi görülebilir.Oysa Boccaccio'da özellikle Decamaron adlı eserinde pek az sanatcıda görebildiğimiz  insan yaşamının derinşiğe bir kavranısı ile karşılaşırız.

Boccaccio ya göre insan yaşamı olduğu gibi kabul etmelidir,değiştirmeye çalışmak olanaksız  ve anlamsızdır.. Yaşam beklentilerimizden ne denli farklı gelişrse gelişsin ne denli trajik sonuclarla  karşılaşırsak karşılaşalım nihayet hepsi bizim kendi eylemlerimizden  oluşan kendi yaşamamımızdır. ve sonuclarına  razı olmalıyız..Ancak böylesine bir kabulleniş bizi soylu kılrar.Huzura kavusabilecel için,mutlu olabilmek için isteklerimizi gücümüzşe sınırlı tutmalıyız..Erişemeyeceğimiz mutlağın bilgisini aramaktan vazgeçmeliyiz.Boccaccio Insan yasamanın nihai amaçları konusunda  umutsuzdur.. çıkış yolu ara ve kurtuluşu soylu bir kabullenişte bulur..

Boccaccio Napoli2deki eğitimi sırasında yazdığı la caccia di Diana ( Diananın avı ) adlı kisa şiir ile Truvalı Trolius ile Kıresida'nın  aşkını  anlatan il filostrato ( 1338 ask mağlubu ) şiiri ve düzyazı biçiminde  yazılmış olan İl Filocolo ( 1336 Aşs yorgunluğu ) adlı ilk eserleri kendisinden sonra gelen tüm Avrupalı ozanları etkiledi; Özellikle il filostrato'dan ünlü Ingiliz ozanları Chaucer ve Shakespeare aynı adlı eserleri Trolius ile Cressidays yazarken esinlediler.Ünlü eseri Decameron ( on günlük ) pek çok değişikliklerden sonra son biçimini ( 1348-1353 ) arasında verdi.Boccaccio'yu üne kavusturan ,pek cok yabancı dile çevrilen ve günümüzde de beğeni ile okunan Decamerone,Boccaccio'un İtalyanca yazdığı son eseridir..bu kitabından sonra hep latince yazdı ..

İl ninfale d'Ameto ( 1341-1342 ) Amatonun su perileri öyküsü 
l'Amorosa visione ( 1342-1343 ) Aşk uyandıran düş
Elegia di Madonna Fiametta ( 1343-1344 ) Bayan fiamettaya ağı 

Petrarca ve Boccaccio Rönesans Humanizmini başlatan bu kültürün  oluşmasını sağlayan  ve kendilerinden sonra gelen bilimadamlarına  ve ozanlara esin kaynağı olmuş iki ünlü italyan hümanistidir.Elbette ne Rönesans ve nede  Humanizm yalnız italyanlara  özgü değildir..İtalya'da başlayan bu yeni kültür bu yeni yaşama biçimi kısa süre içerisinde Avrupanın diğer ülke ve Kentlerinde kendi ozanlarını ve yazarlarını yetiştirmis eğitim kurumlarını oluşturmuştur..


Rönesansın diğer ünlü humanist  yazar ve ozanları.Petrarcanın izleyecilerinden Coluccio Salutali ( 1331 - 1406 ),latin ve yunan klasiklerini yeni baştan derliyerek yayınlandı..Leon Batissa Alberti ( 1404 -1472 ) ve Frederico Da Montefelio ( 1422-1482 ) çalışmaları ile humanizmin mevcut okul programlarına ve bu yeni kültüre uygun eğitim veren Padova'da,Urbinoda okulların açılmasını sağladıalr..İtalya'nın peşi sıra  Fransa'da da humanis ozan ve yazarlar yetişti; Francois Rabelais ( 1433-1501 ) Montaigne ( 1532-1592 ) Fransanın iki ünlü ozanıdır.İngilterede  Thomas More ( 1474-1535 ) ve William Shakespare ( 1564-1616 ) bu yeni kültürün temsilcilidri.

Rönesans'ın yazarları genelde Humanist ozanlardır.. İtalyan Niccolai Macchiavelli e Ingiliz Thomas More bunlardan ayrılırlar; her ikiside gerek yazım biçimimleri,gerekse ele aldıkları problemler açısından öteki rönesans yazarlarından farklıdır.Her ikisinnde problem alanı aynıdır..ama yaklasımları ve geliştirdikleri açısından iki karsıt ucu temsil ederler

No comments:

Post a Comment