Monday, May 28, 2018

OSMANLI TARIHINDEN SAYFALAR YAVUZ SULTAN SELIM ve ŞEHZADE SÜLEYMAN

Yavuz Sultan Selim Han,Osmanoğulları soyundan gelen padişahların şüphesiz en büyüğüdür.Babası II.Beyazıt ,Annesi Dulkadiroğlu Alauddevle Bey'in kızı Ayşe Hatun'dur.Dulkadiroğulları 1339 yılında Maraş-Elbistna Bölgesin'de kurulmuş ve sonra sınırları Malatya ve Harput taraflarına kadar genişlemiş bir Türk Beyliğidir.

Yavuz Sultan Selim ,1467 yılında Amasya'da doğmuştır.Babasının sağlığında Trabzon Sancak Beyi bulunuyordu.Oğlu Süleyman ( Kanuni )  ise Kırım'da Kale Sancak Beyiydi.Bu sırada II.Beyazıt'ın gevşek idaresi yüzünden devlet bir takım tehlikeler içinde bulunuyordu.Onun görüşünde olan çevresindeki devlet adamlarıda Veliaht olarak Şehzade Ahmet'i istiyorlardı.Osmanlı devletinde  ise veliathlık kurumu yoktu ve ' Kavanin - i Al -i Osman '' denilen anayasaya göre ,tac ve tah şehzadelerden birine nasip olusa,devlet düzeninin korunması için öbür kardeşlerini öldürebilirdi.Yaşı Altmışı aşmış bulunan  Sultan Beyazıt ise tahttan büsbütün  çekilmeyi düşünüyor ve o da yerine büyük oğlunun geçmesini istiyordu.Hatta bu konuda  bazı çalışmalar yapıldığını anlayan Yeniçeri ocağı karşı çıkınca bu iş yarım kalmıştı...

Osmanlı devlet'İnde Oğuz geleneği hala devam etmekteydi ve bu geleneğe göre devlet,başta bulunan ailenin ortak malı idi.Başa geçicek olanın öbür şeyler,yani devlet ileri gelenleri ile ocaklı tarafından kabul edilmesi zorunluluktur.Bu ikiliye sonraları '' Ulema '' denilen ve devlette ileri derecede adli görev almış bilginler de dahil edilmişti.BU yüzden ocaklının karşı çıkması ve '' Hünkarımızın sağlığında bize başka padişah gerekmez '' diye diretmezi;Şehzade Ahmet'in sağlığında babasının yerine geçmesine engel olmuştu..

Selim,Trabzon Sancakbeyliğinde  bulunduğu sırada bütün bunları ve ayrıca öbür ağabetisi Şehzade Korkut'un da başa geçmek için bazı denemeleri bulunduğu haberini almıştı.Öte yandan Iran Safevi Hükümdarı Şah Ismail'in de devletin bu durgun halinden faydalanarka Anadolu'yu Istila hazırlıklarında bulunduğunu  ve bunun devleti için büyük tehlike oluşturduğunu sezerek durumu babasına yolladığı mektuplarla bildirmiş olduğu halde bunlara hiç önem verilmemişti.

İşte,Yavuz ,Bunun üzerine harekete geçip,Kırım hanının da yardımıyla Kefe üzerinden Rumeli'ye gelmiş,ancak babası II.Beyazıt ile yaptığı savaşı kaybetmişti.Bununla beraber,bu davadan vazgeçmeyerek mücadeleyi devam ettirdi ve sonunda kendisini tutan ocaklının da yardımı ile 26 Nisan 1512 günü babasını tahttan indirip yerine geçti.II.Beyazıt,resmen saltanattan onun lehine kendi isteğiyle vezgeçmiş görünüyordu;aslında ise buna mecbur kalmıştı..

II.Beyazıt bir süre Eski Sarayda oturdu.Ancak bunun kendisi için de,oğlu içinde sakıncalı olduğunu düşünerek ve başkentten uzakta daha emniyette bulunacağını hesaplayarak oğlu olan yeni padişahtan ,oradaki sarayda oturmak üzere Dimetoko'ya gönderilmesini istedi ve bu isteği hemen kabul edildi.Bunun üzerine maiyetine verilen Rumeli Beylerbeyi Hasan Paşa,Yusuf Paşa,Defterdar Kasım Çelebi ve Doktor Ahi Çelebi 'yle 23 Mayıs 1522 günü büyük bir törenle istanbuldan ayrıldı.Bu sırada oğlu Yavuz Selim Han,arabasının sol yanında yaya yürüyerek onu Edirnekapıya kadar geçirmişti.

Kafile,26 Mayıs 1512 günü Çorlu civarında Sırtköyü'nde mola verdiği sıarda II.Beyazit  namaz kılmak için abdest almak istedi;ancak yüzünü yıkarken sakalları ,bıyıkları ve kaşları dökülerek elinde kaldı.O zaman zehirlenmiş olduğunu anladı ! Önce,Hekim Ahi Çelebi'yi çağırtmak istediysede ,bu işte onun da rolü¨bulunacağını düşünerek bundan vazgeçti ve çadırına çekilip dua,ibadet ve tövbe ile meşgul oldu.ve orada öldü..

Pek çok tarihçiye göre,II.Beyazit ,oğlu Yavuz Sultan Selim'in emriyle zehirletilmiş  ve Yavuz bunu ,devletini güvenliğini düşündüğü için ileride çıkması muhtemelen  tatsız olayları önlemek aamacıyla yapmıştı.

Bu sırada,II.Beyazıt'ın ,Yavuz'dan başka iki oğlu ve beş torunu hayatta bulunuyordu.Bunların varlığı Osmanlı devleti için bir tehlikeydi.Anayasaya göre ,kendilerine,hayat hakkı tanınmadığından canlarını kurtarmak için başkaldırmaya hazırdılar.Üstelik dış düşmanlarda  onları bu işe kışkırtmaktan geri durmazlardı..Yıldırım Beyazıt Han'ın Ankara meydan savaşında  Timurlenk' e yenilip esir olmasından sonra intihar etmesi üzerine oğullarının birbirlerine düşmesi yüzünden  devletin yıkılıp parçalarına ve hatta yok olma tehlikesine uğramış olduğu henüz unutulmamış bulunduğu gibi,II Murat devrinde Şehzade Mustafa Çelebi ve küçük Şehzade Mustafa'nın isyanları ve maceraları da hatırlarda henüz tazeliğini muhafaza ediyordu.

Bunun için Yavuz'Un kararı hepsini tasfiye etmek ve tahtta rakipsiz kalmaktı.Bu işe ise evvela torunlardan başladı.

II.Beyaztı'ın kendisi hayatta iken ölen,oğullarından Alemşah'ın  oğlu Osmanşah bu sırada Çankırı Sancakbeyi,Şahinşah'ın oğlu  Mehmet Niğde Sancakbeyi,Mahmud'un oğulları Musa,Orhan ve Emir ise çeşitli sancakbeyliklerinde bulunmaktaydılar.En büyükleri,Osmanşah ,yirmi ve ne küçükleri Mehmet yedi yaşında,öbürleri ise bunların arasındaki yaşlarda idiler. Yavuz'un emriyle beşi de tutuklanıp Bursa'ya götürüldüler ve buradaki sarayın kapıcılar dairesinde hapsedildiler.

Cellatlar kendilerini idam etmek için,iiçer,iye girdikleri zaman  yaşça be küçükleri bulunan Şehzade Mehmet,diz çökerek canının bağişlanmasını  dileyip,padişah hizmetinde iki akça gündelikçi bir sipahi olarak hizmete hazır olduğunu söylediyse de dinleyen olmadı.En büyükleri Osmanşah ise,cellatlara hücum edip,onlarla boğuştu;birinin kolunu kırdı,birini ağır şekilde yaraladı;ancak yardıma gelenlere hepsini öldürdüler.

Aynı zamanda devirn namlı bilginlerinden olan Şehzade Korkut,Manisa Sancakbeyi idi.Kendisi Yavuz'a gönderdiği bir mektupta yanlız ilimle meşgül olduğunu tac ve tahtta gözü bulunmadığını ;esasen çocuğuda olmadığı için böyle bir şey düşünmediğini bildirmiş,Yavuz da bu hali devam ettikçe kendisine bir zarar erişmeyeceği cevabını vermişti.Ancak,bir süre sonra onun başkaldırmaya eğilimli olduğunu anladı ve Bursa'da bulunduğu sırada birdenbire üzerine yürüyereke Manisayı bastı.Lakin,Korkut durumu daha evvel,haber aldığı için kaçmış ve Teke iline kadar varıp orada gizlenmişti.Niyeti bir yabancı gemi bulup tıpkı evvelce Cem Sultan'ın yapmış olduğu gibi,Rodos şövalyelerine sığınmak ve böylece canını kurtarmaktı.Ne Çare ki bunu başaramadan ele geçirildi ve Bursa 'ya doğru yola çıkarıldı.Bütün isteiği ,kardeşinin yanına sağ olarak götürülmekti.ancak,şehire bir kaç konak kala idam edildi.

En büyük Şehzade Ahmet ise kurduğu bir ordu ile isyan halinde bulunuyordu.Yavzu'la Yenişehir Ovasında savaşa tutuştular,Ahmet yenilip esir düştü ve idam edildi.

Yukarıda söylemiş olduğumuz gini;Korkut çocuksuzdu,Ahmet'in ise Alaaddin,Murat,Kasım,Süleyman ve Osman adlı beş oğlu vardı.Bunlardan Alaaddin ile Kasım kaçığ Mısır Memluk Sultanı Kansu Gavri'y sığınmışlardı.Alaaddin bir süre sonra hastalanarak öldü.Kasım ise yaşamaya devam etti.Yavuz Sultan Selim Mısır üzerine yürüdüğü zaman Kansu Gavri onu saltanat sancakları açtırarak ordusuna aldı.24 Agustos 1514 günü Merc i dabık da geçen büyük meydan savaşında Kansu Gavri yenilip hayatını kaybedince  Kasım mısıra döndü.,ancak bu seferde yeni Sultan Tomanbayın elinde oyuncak oldu ve onunla birlikte Yavuz'a karşı 22 Ocak 1517 tarihinde Ridaniye meydan savaşına katıldı.Memluk ordusu savaş meydanında yenildi,Tomanbay ve Kasım kahireye kaçsalarda,Tomanbay yakalanıp idam edildi ama Kasım ortanan kayıp oldu.Yavuz Kahireden ayrılmadan evvel Buraya vali olarak eski Haleo valisi Hayırbeyi atadı.Hayırbey Kasımı bulur ve kafasını kestirip,istanbula yollar.

Şehzade Ahmet'in öbür iki oğlu Süleyman ile Murat Iran şahı Ismaile sığınmışlardı.Süleyman,tıpkı Mısır'a iltica eden kardesi Alaaddin gibi bir süre sonra hastalanıp öldü.Kendisini Şah Ismail'in zehirlettiği rivayet edilmişsse de doğru değildir.Tam tersine Şah onları Osmanluı devletine karşı  faydalanmayı düşünüyordu.Bunun üzerine ıstanbuldan yollana bir fedai Şehzade Murat'ı öldürür.

Bunların dışındada Yavuz'un kendi üç oğlunu öldürdüğü rivayeti vardır.Bu rivayetin kaynağı  Tarihçi Ahmet Tevhit Bey'den gelmektedir.Onun eserinde bahis ettiği gibi yavuz'un oğlu  Süleymandan ( Kanuni ) başka Murat,Mahmut ve Abdullah adlı Üç oğlu daha vardı.Şehzade Süleymanın tahtta tek olması için üç oğludunuda 20 kasım 1514 tarihinde öldürdüğü söylenir

Bütün bunların dışında Yavuz'un  Oglu Süleyman içinde ölüm emri verdiği rivayet edilir.Yavuz Sultan Selim daha evvel Kefe'de Sancakbeyi olan oğlunu önce Istanbul'a getirtir,daha sonra Manisa Sancakbeyliği görevini verir.III.Murat devrine kadar şehzadeler devlet ve idari işlerde deneyim kazanmaları için Lala lari ile birlikte sancakbeylik görevini yaparlardı.

Yine rivayete göre Yavuz Mısır seferinden döndükten sonra Şehzade Süleyman,babasını kutlamak amacı ile istanbula gelir.Ancak Izın almadığı için Babasını ona kızdığı söylenir.kendiside bu biçimde gelip babasını tahttan indirdiği için içine kurt düşmüştü.Bu sırada kendisi 54 oglu 23 yaşındaydı.

Sultan I Selim o gün Kandilli ile Çengelköy arasındaki Kule bahçesinde bulunyordu.Evliya Çelebi  burayı Papaz korusuna yakın olarak tarif eder.Bugün Kuleli Askeri Lisesinin olduğu yerdir.Şehzade başkente varır varmaz gözaltına alınmış ve Kule Bahçesinde bulunan kuledes hapis edilmişti.Yavuz,Bostancıbaşı Iskender ağayı çağırarak hemen boynunun vurulmasını emir etti.Ancak Bostanbıbaşı akıllı ve devlet çıkarlarını önde tutan bir kimseydi.Yavuzun başka bir evladı olmadığını biliyor ve veliaht olmadan saltanatın tehlikede olduğunu hissederek,Süleyman yerine başkasını öldürüp gömdü.Şehzadeye ise kılık değiştirip bahcevan klubesinde sakladı 3 sene boyunca.

Sultan Selim 1520 tarihinde yeni bir sefere çıkma hazırlığı içinde iken hastalandı.Muhasabi Ahsan Canı dinlemeyerek sırtında çıkan ve henüz olgunlaşmamış bulunan bir çıbanı sıktırmış ve daha olgunlaşmadığı için azdırmıştı.Bu o zamanlar yanı kara denilene Şirpençeydi.Çok acı çekiyor ve kendisini iyi hissetmiyordu.Oglu Süleymanun öldüğünü düşünerek büyük pişmanlık duyuyordu.Bostancıbaşına dert yanınca,Iskender paşa hemen Süleymanı getirterek babasına yüz sürdürdü.Yavuz onu bağrına basığ Sancağına geri yolladı.Bir keç gün sonra da o haliyle Istanbul'dan hareket ettiysede babasını öldüğü sırt köy mevkiine geldiğinde agırıları arttı devam edemedi ve tum doktorların gayretlerine rağmen öldü.

Şehzade Manisadan hemen Istanbula geldi.Tahta oturdu.Babasının cenazesini Istanbul'a getirtip bugün Sultan Selim Camii'nin bulunduğu yerdeki  türbesine törenle gömüldükten sonra .Kanuni ilk iş olarak ona iyiliği dokunan Iskender Paşa'yı Anadolu Beylerbeyi görevne getirdi.Daha sonra Dıyarbakı beylerbeyi görevinide yapan paşa 15 sene sonra eceli ile ölmüştür.Kanuni ayrıca bir mahpus gibi kaldığı Kule Bahçesinde ,her katında mermer havuzlar ve fiskiyeler bulunan bir köşk yaptırmıştır.Burad abirde kendi eliyle diktiği bir selvi ağacı olduğu söylenir

Bu maceranın gerçek olup olmadığı belli olmasada,rivayet olarak konusagelmiştir.Gerçeği Yanlız Allah bilir.....


No comments:

Post a Comment