Tuesday, October 9, 2018

MUHYIDDIN IBNI ARABI 1165-1239




Asıl adı '' Ebu Abdullah Muhammad bin Ali bin Muhamad el Arabş el Hatimi ek Taj '' olan bu islam düşünürüne kısaca Muyiddin İbni Arabi de denir.Muvahhidun  döneminde Ispanya'da Murcia'da doğdu.Muhtemelen babasının memuriyeti nedeniyle sekiz yaşında ailesiyle birlikte Sevilla'ya geldi.Ailesi Arap ' Tayy' kabilesine mensuptu.Yakın ataları hakkında fazla bir şey bilmiyorsada,anne ve baba tarafından nüfuz ve itibar sahibi kimseler olduğu anlaşılıyor.Akrabaları arasında tasavvufi  bilgilere sahip kimseler vardı.Dayısı Ebu Muslim El Havlani de ''kutub 'ların büyüklerinden sayılır.İlk eğitimini bu şehirde aldı,uzun süre burada kaldı.

Endülüs'de bir süre daha kaldıktan sonra,seyahate çıktı.Şam,Bağdad ve Mekke'ye giderek orada bulunan alim ve şeyhlerle tanıştı.1182'de Ibn Rüşd ile görüştü.Bu görüşmeyi eserinde anlatır.Bu Ibni Rüşd'üm '' bilginin akıl yoluyla elde edileceğini '' söylemesiyle meşhur olduğu yıllardır,17 yaşında genç Muhyiddin gerçek bilginin sadece aklımızdan gelmediğine,böyle bir bilginin daha çok ilham ve keşif yoluyla elde edilebileceğine inanmıştı.

1184-1185 de Ureyni isimli bir şeyhle tanıştı.Eserlerinde  ondan ilk hocam diye bahseder,çok faydalandığını söyler.Ureyni ' kulluk ' meselesinde derin bir bilgiye sahipti.Bu yıllarda  ' Martili ' adlı bir şeyhten de istifade etti.Ureyni ona '' Sadece Allah'a bak '' derken,Markili '' Sadece nefsine bak,nefsin hususunda dikkatli ol,ona uyma diye öğüt vermişti.Martili'ye bu zıt önerilerin içyüzünü sordu.Bu zat kendi nasihatiin doğruluğunda ısrar edecek yerde ' Oğlum,Ureyni'nin gösterdiği yol,doğru yolunda ta kendisidir.Ona Uyman lazım.Bizim ikimizde ,kendi halimizin gerekli kıldığı yolu sana göstermiştir '' dedi.

Arabi Sevilla'dayken ( 1190 ) hastalanıp okuma kabiliyetini kaybetti.İki yıl bu halde kaldıktan sonra Sebte şehri'ne giderek orada ahlak makamına erdiğini söylediği Ibnu Cübeyr ile tanıştı.Bir süre sonra Sevilla'ya döndü.Aynı yıl Telemsan'a geldi.Burada Ebu Medyen hakkında gördüğü bir rüyayı anlatacaktır.

1196'da Fas'a gitti.Orada yaptığı seyahatler sırasında büyük şöhret kazandı.1198'de  tekrar Endülüs'e geçti.Granada şehri dolaylarındaki Bağa kasabasında Şekkaz isimli bir şeyhi ziyaret etti.1199-1200 'de ilk defa hac için Mekke'ye gitti.Hac'dan sonra Mağrib'de,oradan da Ebu Medyen'in şehri olan Becaye'de bulundu.Bir süre sonra tekrar Mekke'ye geldi ' Ruhu'l Quds ' ' Tacu'r Rasul '  adlı eserlerini yazdı.

1204 de Medine,Musul,Bağdat'ta bulundu.Musul'da ' Et-Tenezzülatu'l Musuliyyeyi '' yazdı.Musuldan ayrıldıktan sonra Konya'ya geldi.Orada tanıştığı Sadreddin Konevi'nin dıl Annesi ile evlendi.Konya'da iken'' Risaletü'l Envar''ı yazdı.Sonra Mısır'a geçti.Orada 'Futuhat-ı Mekkiye'deki '' sözlerinden ötürü  Mısır Uleması tarafından hakkında verilen idam fetvasıyla yüzyüze gelince gizlice oradan kaçtı.Tekrar Mekke'ye geldi,burada bir süre kaldı.Bağdat ve Halep'te bir süre dolaştıktan sonra 1215te tekrar Konya'ya geldi.Daha sonra Şam'a yerleşti.Zaman zaman civar şehirlere ziyaretler yaptı.Şam'da kendisiin Futuhat'tan sonra en büyük eseri olarak kabul edilen ' Fususu-ül Hikem '' i kaleme aldı.( 1230 ) Şam'da 1239 yılında vefat etti.Kabri Şam şehri dışında  Kasiyun dağı eteklerindedir.

Vahdet-iVücud öğretisinin baş sözcüsü olmakla birlikte kendisinden  sonra Vahdet i Vücud  görüşünü benimseyen sufiler için Muhyiddin İbn Arabi'nin lakaplarından olan Şeyh-i Ekber 'e atıfla  Ekber'i sıfatı kullanılmıştır.

No comments:

Post a Comment