Thursday, October 4, 2018

GEORGE BERKELEY 1685-1753







George Berkeley dünyada yanlızca ruhların ve bu ruhların idelerinin varolduğunu,buna karşılk maddenin algılanmadık.a varolmadığını öne süren Irlandalı düşünürdür.16 Mart 1685 te Irlandada Kilkenyde doğdu.Önce Kilkeny kolejinde ardından Dublin'deki Trinity Collefe'de eğitim görmüş bir Protestandı.Trinity'yi bitirince Yunanca öğretmeni olarak okulda kaldı.Bugün yakından  bilinen bütün felsefi çalışmalarını ' Yeni bir Görme kuramı yönünde deneme '' 1709',Beşeri Bilginin Prensipleri Hakkında bir Eser ' 1710 ve 'Hylas ile Philonous arasından üç konuşma ' 1713 ,henüz yirmili yaşlarındayken yayımladı.

Berkeley ,Amerika'da yüksek eğitimi geliştirmek için çok uğraşır;bu amaçla  üç yılını Amerikan kolonilerinde geçirdi.Rhode Island'daji çiftliğini ve kütüphanesini 1701'de kurulan Yale Üniversitesi'ne bıraktı.Bu nedenle Yale'in fakültelerinden birine onun adı verildi.California'daki Berkeley kenti de onun adını taşımaktadır.Berkeley 14 Ocak 1753 te Oxfordda öldü.,,

Bir rahip olan George Berkeley soıradan hiç bir insanın  sorgulayamacağı kadar açık olanı yadsıyor ve açık olmayanı öne sürüyordu.Kendisi Metfizikçiydi.Descartes'i beğenmeyip eleştiriyordu.Etkisi altında kaldığı felsefeci ise Locke idi.Felsefesi birçok çağdışı  tarafından hayali bir saçmalık olarak görüldü.Berkeley bizim doğrudan algıladığımız herşeyin kendi zihnimizdeki düşünceler ( ideler ) olduğunu,doğuştan düşünceler bulunmadığını,tüm idelerimizin algısal deneyin sonucu olduğunu savunmuştur.Özet Felsefesi '' esse est percipi 'dir '' ( var olmak algılanmaktır )

Berkelet duyulur şeylerin algılanma ediminden bağımsız olarak var olmadığını ve var olmayacağını savunur.Berkeley '' masa onu algılayan hiç kimse yokken de odadador '' bildirimine '' odaya giren herhangi bir masayı görme dediğimiz deneyimi edinecek yada edinebilecektir '' bildirimine eşdeğer olduğunu söylemekten oluşan anlamdan daha da öte bir anlam vermeyi istiyordu.Bu daha öte anlamı '' Tanrı Masayı her zaman algılar,üstelik bunu yapan hiçbir insan yokken bile ' olarak açıklar. Buradan,herşeyi bilen,her yerde bulunan,her şeyi kavrayan bir zihin olduğu düşüncesi ortaya çıkar.Bu Berkeley'e göre Tanrıdır.Var olmak algılanmak yada lagılamak olduğuna göre;algılanmak bir özne tarafından algılanmaktır ve dolayısı ile de algılanmak Tanrı tarafından algılanmaktır.Eğer Tanrı'nın zihninde var olan nesneleri algılarsak,şeyleri Tanrı'da görmeye ulaşmış oluruz.

Düşünce hakkında ise Berkeley şöyle der '' Tüm bilgi düşüncelerimize ilişkindir.Tüm düşünceler dışarıdan yada içeriden gelirler.Doğadaki gördüğümüz renkler algılarımıza bir örnektir.Bunlar dışarıdan gelen duyumlardır.Algılanmayan bir şeyde düşünce diye bir şey olamaz.Algılanmak algılayan bir şey üzerine bağımlılığa gönderme yapar.Bu nedenle ' var olmak ya algılamak yada algılanmaktır ''.Berkelery insanlar arasında yaygın bir düşünce olan ' herşeyin var olması' na şüpheyle yaklaşır.Evlerin,Dağların,ırmakların,tüm duyulur nesnelerin zihin tarafından algılanmalarından  ayrı olarak,doğal yada olgulsa birer varoluşları olduğu konusunda insanlar arasında tuhaf bir genel görüş vardır.Bu nesnelerin hissedilir şeylerden ( kendi düşüncelerimiz ve algılarımızdan ) başka bir şey olmadığını ve bunların algılanmaksızın var olması-düşüncesini tutarsız bulur.Berkeley daha da ileri giderek kendi bendenin varlığından da şüphe eder  '' Evler,ırmaklar,dağler,taşlar konusunda ,üstelik kendi bedenenimiz konusundan ne düşüneceğiz ?'' Tüm bunlar düşlem gücünün kuruntu ve yansılmaları  değilmidir ?  der ve yanıtı kendisi verir '' Gördüğümüz,duyduğumuz,işittiğimiz yada herhangi bir yolda tasarlayıp anlayabildiğimiz herşey herzaman olduğu gibi güvenlik içinde kalır ve her zaman olduğu gibi olgusaldır. Bir rerum natura / şeylerin doğası vardır....'' Berkeley sonlu zihinler ve tinlerin çokluğuna inanıyordu.Berkeley kuramında algılayan özneler kadar kişisel dünya vardır.Bunlar arasında neredeyse hiçbir ortak yön bulunmaz..

No comments:

Post a Comment