Friday, June 1, 2018

ISTANBUL DA SEMT VE HASTAHANE YE ADINI VEREN CERRAHPAŞA KIMDIR ?

Atalarımızz Selçuklular ve Osmanlılar döneminde  tıbba ve hekimliğe önem vermiş,devlet olarak yaşanılan yüzyılın şartları nisbetinde sosyla tıbbın gereklerini yerine getirmeye çalışmışlardır.Bu çalışmalardır.Bu çalışmaların kitap,öğretim,hastane ve orijinal tedavi usulleri alanlarında bugün de takdirler karşılanan yönleri az değildir.Fuzuli gibi aşk derdinden hoşnut şairlerin 

Derd i aşkım def'ine zahmet daim tabip
Şükr kim olmuş ona zahmet,bana rahat nasip

şeklinde sitemlerine rağmen Hekimler toplumda,devlet ve sarar nezdinde hatırları sayılan kişilerdi

XV.yüzyılda özellikle göz alanında usta bir hekim olan Sinoplu Mümin,tahminen 1437 de yazdığı ' Kitab - ı Tıp  adlı eserinde hekimi ' Tabip ne kadar üstad ve akil olsa çok kitaplar okuyup hastanelerde çok düşünmüş ola '' şeklinde tarif ediyordu.Bu çağların Tıp üstadları hastalıkların teşhisinde müşahadeye de önem veriyorlardı.Halk için hastahaneler yaptırarak bunlara zengin vakıflar bağlamışlardır.Bu dönemin büyük mutasavvıfları arasında yer alan Akşemseddin,Merkez efendi aynı zamanda birer hekimdi.Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Hafsa Sultan,Manisa'da yaptırdığı  hastanenin hekimliğine  Merkez efendiyi tayin ettirmişti.


Osmanlılar çağında tababet,hekimlik,cerrahlık ve kehhallik ( göz hekimi ) olmak üzere başlıca üç şubeye ayrılmış bulunuyordu.Hekiler Tıp Medreselerinde yetişiyordu.Büyük bir savaş devleti olan Osmanlılar'da  cerrahlığa hekimlik kadar önem verilmişti.Cerrahlar,usta çırak eğitimiyle pratik olarak yetiştiriliyordu.IV Murat saltanatı döneminde yapılan meşhur esnaf alayında,Evliye Çelebinin tesbitine göre Istanbul'da 700 tabip,400 cerrah ve 40 güz hekimi muayenehanesi vardı.Bu yerlerde 1000 hekim,700 cerrah ve 80 göz hekimi ile yardımcısı çalışıyordu.

Osmanlılar'da tabebet alanında görülen gerileme genel öğretim alanında ,askerlikte ve ekonımideki gerileme ile atbaşı yürümüş ve sonunda II.Mahmut'un himmetiyle çağdaş tıp öğretimine girişilmiştir.

Ilginç bir konu olarak Osmanlılar döneminde bir cerrah ve bir hekimin Sadaret makamına kadar yükseldiğini görüyoruz.İlk kez Cerrah Mehmet Paşa 1598'de sadrazam olmuş,hekimlik öğrenimi görmüş bulunan  Keçeçizade Fuat Paşa da Tanzimat döneminde iki defa sadarete getirilmiştir.Bu arada Doktor Refik Saydam'ın da Cumhuriyet döneminde başbakanlık makamına getirildiğine anabiliriz.

Cerrah Mehmet,veliahtlığı döneminde Manisa'da 14 yıla yakın valilik yapan III Murat'ın maiyetinde bulunuyordu.Babası II.Selim'in ölümü üzerine bir fırtınalı havada Şehzade Murat'la birlikte Bandırmadan  Istanbula gelmişti.Bu yakınlık Cerrah Mehmet'in kaderi üzerinde etkili olacaktı.Muhtelif görevlerde ,bu arada Yeniçeri Ağalığında  bulundukan sonra vezirlik rütbeisne nail oldu.1582 de dördüncü vezir olarak Kubbealtın da bulunuyordu.Muhtelif olaylar şansını artırıyordu.III.Murat'ın büyük oğlu ve veliahdı Mehmet 18 yaşını tamamladığı halde ,bilinmez bir nedenle ve muhtemeken bir sakatlık nedeni ile sünnet edilmemişti.Padişah 1582 de Osmanlı tarihinin en zengin,en uzun ve en gösterişli şöleni olarak kabul edilen ve ellibeş gün süren bir düğünle Mehmeti sünnet ettirecekti.O gün bu tür operasyonlar sünnetçiler tarafından yapılırdı.ancak şehzadenin operasyonu Cerrah paşaya emanet edildi.Bazı tarihçiler Cerrahpaşanın bu operasyondan sonra yükseldiğini söylerler ancak bu sırada zaten 4.vezirdir.Ameliyatın başarı ile sonuçlanması üzerine Padişah, Mehmet  paşaya onbin altın,som altından leğen  ibrik,otuz top kumaş,Valide sultanda  üç bin altın bağışlamıştı.1584 te üçüncü vezirliğe yükseldi.1589 da askere dağıtılan para ayarının hileli şekilde düşürülmesi ile meydana gelen ayaklanmada başta sadrazam olmak üzere diğer devlet büyükleriyle beraber Mehmet Paşa da azledildi.Ancak bir süre sonra III.Murat'ın kızlarından  Gevherhan Sultan ile evlendirildi.Bu evlilikten iki erkek çoçuğu dünyaya geldi.27 Aralık 1595 de III Murat ölmüş,Mehmet Paşa'nın sünnet ettiği genç,III Mehmet ünvanı ile padişah olmuştu.Böylece şanslı cerrahın hayatında yeni ikbal ümitleri  beliriyordu.Zaten ikinic vezirliğe kadar yükselmiştii.Hedef sadrazamlık olacaktı..

III.Mehmet çevresinin zoruyla Eğri seferine çıkacaktı.Mehmey Paşa'ya ellibin duka altını verilerek ordunun zahiresini devşirmek üzere Belgrad'a gönderildi.Haçova meydan savaşı Osmanlı ordusunun zaferi ile sonuçlanmıştı.(1596).Aynı yıl içinde Sadrazam Bosnalu Ibrahim paşa görevden alınınca Şeyhülislam Bostanzade ,usul gereğince ikinci vezir Mehmet Paşa'nın  sadaret getirilmesi gerektiğini genç Padişaha söylemişti.III Mehmet ''Vakia öyledir,Fakat Mehmet Paşa'nın sadaret için gereken ehliyet yok '' dedi.Ancak onun yerine,son derece karaktersz biri olan Hadım Hasan Paşa'yı sadrazamn yapacaklardı.O da Valide Safiye Sultan'a para yetiştirmek için rüşveti vergi haline getirdiğinden bir süre sonra azil ve idam edilecekti.

Mehmet Paşa 1597 de Cevherhan Sultan'dan olan oğulları Osman ve Piri beyleri büyük bir düğünle sünnet ettirdi.Hadım Hasan Paşa'nın sadaretten azil üzerine 9 Nisan 1598 de Sadaret görevine çağrıldı.Batı Cephesinde Avusturya ile savaş devam ediyordu.Mehmet Paşa gut hastası olduğu için ordu ile gidemiyordu.Bu arada Avusturyalılar 28 Eylül 1598 de Budin'i kuşatmışlardı.Orduya kumanda eden Satırcı Mehmet Paşa üst üste hatalar işliyordu.Kışın yaklaşmış olması ve içindekilerin kaley, cesaretle savunması sonucu düşman Budin kuşatasını kaldırmak zorunda kaldı.Hastalığı artan Sadrazam evden çıkamıyordu.Bu durumda Nişancı Mehmet Paşa,sadrazamın görmesi gereken evrakı konağına götürüyor,bu da iş sahiplerinin '' Böyle vekaletle sadaret olmaz ' şeklinde şikayetlerine yol açıyordu..Cerrah Mehmet Paşa 6 Ocak 1599 da görevinden alınarak yerine Bosnalı Ibrahim Paşa getirildi.Mehmet Paşanın sadareti 8 ay 27 gğn sürmüştü.1604 te öldü.Yaptırdığı camiinin bahçesindeki türbesine gömüldü.Bir rastlantı olarak sünnet ettiği genç,III Mehmet de iki hafta sonra ölmüştü.

Cerrah Mehmet Paşa,nın  nugün adıyla anılan semtte ve cadde üzerinde bir camii,çifte hamam ve çeşme yaptırmıştır.Camiin inşa tarihi  1582 dir.Bu camiinin meşhur sünnet düğünü yılında inşasının tamamlandığı anlaşılıyor

Cerrah Mehmet Paşa'nın sadarete atanmasından 263 yıl sonra Sultan Abdülaziz devrinde  ve 22 Kasım 1861 tarihinde tıp tahsil etmiş bulunan Keçecizade Fuat Paşa sadarete getirildi..Fuat Paşa Sultan II.Mahmut'un Galatasaray'ında kurduğu  Tophane okuluna girerek askeri doktor çıkmış,fakat Tanzimat döneminin ünlü develte adamı Reşit Paşa'nın  teşviki ile Babıali tercüme odasına girerek siyaset mesleğini tercih etmişti.iki defa sadrazam olmuştu.

Günümüzden aşağı yukarı 400 yıl önce bir cerrahın sadaret makamına getirilmesi ilginç bir olaydır.Bugün aynı semtte kurulmuş olan Hastane ve Tıp Fakültesi bu zatın adını taşıyor.Daha da genişlemesi mümkün olan bu tıp sitesinin,Cerrah Mehmet Paşa'nın camii ve türbesi ile ilgilenmesi veya türbeye  sahip çıkması,tarih severliğimiz bakımından yerinde bir davrnaış olacaktır



No comments:

Post a Comment