Friday, June 22, 2018

KATOLIKLIKDE REFORM HAREKETLERI ( Karşı Reform )



Kalvenciliğin başarısı,Katolik kilisesini,1530 larda düzensiz bir şekilde başlayan Protestanlık -hareketlerine daha canlı bir şekilde karşılık vermeye yöneltti.Birçok tarihçi Protestan Reformundan sonra Katolik kilisesi içinde meydana gelen gelişmeleri birbirleriyle ilgili iki hareket olarak görmektedir.Biri daha önceki reform çabalarıyla bağlantıll bir iç reform arzusu,diğeri de Protestanlara entelektüel,siyasi,askeri ve kurumsal bir karşı çıkış olan bir Karşı reform dur.Papalık,yeni dini tarikatlar ve 1545 den 1563 yılına kadar toplanan Trento Konsili bu iki harekette de etkiliydiler.

Papalık sarayı,Papa III.Paulus'la ( 1534-1549 ) başlayarak reform hareketinin  baş muhalifi olmak yerine,onun merkezi haline geldi.Paulus,ruhban sınıfının eğitiminde iyileştirmeler yapan reform yanlısı kardinaller,rahipler ve piskoposlar atadı;din adamlarına belli ahlak standartlarını kabul ettirmeye ve en çok göze çarpan suistimalleri düzeltmeye çalıştı.Kilise makamlarının alım ve satımı,piskoposların kendi bölgelerinde yaşamalarını zorunlu hale getirme,din adamlarının birden fazla makam sahibi olmalarını yasaklama,Papalık sarayında dünyeviliğe ve ahlaksızlığa son vermek,kilisenin vergi toplama sistemini ve yasal uygulamaları değiştirmek gibi ortaçağın sonlarından bu yana önerilen reform önlemleri XVI yy da yavaş yavaş kabul edilmeye başlandı.III.Paulus ve halefleri halka vaazlar veren yeni tarikatların kurulmasına,rahipleri eğitmek için din okullarının açılmasına,din makamların alım ve satımına son verilmesine ve ruhban sınıfının yaşam biçiminin daha katı bir şekilde denetlenmesine destek verdiler.VI.Alexander ( 1492-1503 yılları arasında papa ) ,II Julius ( 1503-1513 yılları arasında papa ) ve VII Clemens ( 1523-1534 yılları arasından papa )gibi kendilerini kilise ve saray  yaptırmaya ve süslemeye,ailelerin gücünü artırmaya adamış olan XV. ve erken XVI.yüzyıl papalarının yaşamlarının tersine,Paulus ve haleflerinin vakur yaşamlarıedep ve dindarlık örneğiydi.( Alexander Ispanyol Borgia ailesindendi ve yapamk istedikleri kısmen oğlu Cesare'nin askeri girişimleri ve kızı Lucrezia'nın evlilikleri  sayesinde başarmıştı ).1600'e gelindiğinde ,Papalık Avrupa'da ruhani bir güç olarak yeniden tesis edilmişti ve bu süreç içinde Orta İtalya'daki siyasi egemenliğinde hiçbir gerileme olmamıştı..

Reformcu papalar aynı zamanda Protestan öğretisinin yayılmasıyla savaşmak için tasarlanan önlemleri de desteklediler.III Paulus,Kutsal Papalık Kongregasyonu'nun yeniden organiz ederek onu Roma Engizisyonu'nun üstüne çıkardı ve yönetimini Roma'daki bir kardinaller  komitesinin ellerine bıraktı.Engisizyona sapkın fikirleri olduğundan kuşkulanılanları veya teolojik açından kabul edilemeyecek davranışlarda bulunanları araştırma görevi verilmişti ve yerel otoriteler zaman zaman engizisyon yargıçlarının araştırmalarına sınırlamalar getirseler bile,bu engizisyon ilk olarak Papalık devletlerinde ve daha sonra Italya'nın başka bölgelerinde Protestanlığı son erdirmede çok başarılı olmuştu.III.Paulus'un halefleri ,IV Paulus ( 1555-1559 yılları arasında papa ) ve IV.Pius ( 1559-1565 yılları arasında papa ) sapkın olduğuna karar verilen kitapların ve yazarların basılmasını,dağıtılmasını ve okunmasını yasaklayan bir yasak kitaplar listesi ( Index Librorum Prohibiturum ) yayınladılar.( Liste resmen 1966 yılında yürürlükten kaldırıldı ve Kutsal Papalık kutsal kongregasyonu'nun kayıtları 1998 yılında bilimsel araştırmalara açıldı.Belgelerin  çoğu Napolyon zamanında Paris'e götürülmüş ve orada hurda kağıt olarak satılmıştı )

Reformlar Papalık kadar dini tarikatları da kapsıyordu.Benedikten Augustinusçu ve Fransisken gibi eski tarikatlar disiplini yeniden kurarak başlangıçtaki amaçlarına geri dönebilmek için önlemler aldılar.Teatinus Tarikatı,Barnabasçılar ( Aziz Paulus'un Rahipleri ) ve Kapuçinler gibi yeni dini tarikatlar hastalarla ve yoksullarla ilgileniyor,hastaneler ve yetimhaneler açıyor,yoksul bölgelerde vaazler veriyor ve ayinleri uyguluyorlardı.

Yeni dini tarikatlar arasında en önemlisi Ignacio de Loyola ( 1491-1556 ) tarafından kurulan Cizvit tarikatıydı.Loyola,birinci Habsburg - Valois savaşında savaşırken bir kaç yerden kırılan bacağının iyileşmesi sırasında dini yazarların ve mistiklerin yapıtlarıyla tanışan bir Ispanyol şövalyesiydi.Luther gibi o da bir iç fırtına ve inanç krizi döneminden geçmiş,ama yeni bir teolojik yaklaşım benımsemek yerine çok yoğun bir meditasyon programıyla bunu çözümlemişti.Daha sonra  Execitia Spiritualia ( Manevi deneyler ) adını verdiği kitabında ( Latince bilmeyenler için Ispanyolca yazılmuştı )tekniğini tarif etti.Kitap,tinsel disiplini ve kişinin iradesinin Tanrı'nın iradesinde erimesini sağlamak için bir meditasyon programı veriyordu.Loyola'nın programının nihai hedefi kendisini Tanrı'nın içinde mistik bir şekilde kaybetmesi değil,Tanrı adına hareket etmesiydi.Loyola hümanist eğitim almamıştı ama bireyin iradesine vurgu yapması ve özdenetimin ve kutsallığın mümkün olduğu yolundaki fikirleri Ficino ve Pico'nun fikirleriyle kesinlikle uyuşmuyordu.

Aslında Loyola iyi bir eğitim almamıştı ve bu eksiğin farkındaydı.ilk olarak Latincesini ilerletmek için hazırlık okuluna girdi ve daha sonra kısa bir süre bir kaç Ispanyol üniversitesinde okudu.1528 yılından ilahiyat okumak için Paris'e gitti ve kısa sürede etrafına kendisi ile aynı görüşü paylaşan genç erkekleri topladı.Bu grupta daha sonra misyoner olarak Asyaya giden Francisco Xavierde bulunuyordu.Bu grubun üyelerinin çoğu rahip değildi,ama standart manastır yeminlerini  içtiler ve aynı zamanda Papaya özel bir itaat duygusuyla bağlı olduklarını belirttiler.Başlangıçta biraz kuşku ile yaklaşan Papa III.Paulus ,1540 yılında grubu ana amaçlari eğitim ve insanların Katolik dinini seçmelerini sağlamak olan yeni bir dini tarikat,Isa cemiyeti olarak tanıdınığını ilan etti.

Cizvitler okullar açtılar,Üniversitelerde ders,halka vaaz verdiler.Önemli insanlara günah çıkarttılar ve bu yolla birçok Avrupa sarayında etkili oldular.Tarikat son derece merkeziyetçiyid ve bir başkomutana yani bir Superior General'e bağlı ve askeri hiyerarşi stilinde bir örgütlenmesi vardı;Cizvitler yerel piskoposların kontrolü altında değildi ve piskoposlar bu bağımsızlıktan hiçte hoşnut değillerdi.Loyola'nın Manevi Deneyler kitabı öz disiplin sürecine başlayanlaradört haftalık kısa bir program sunuyordu,ama tarikata girmek için alınan eğitim yıllarca sürüyordu;bu süre içinde genç erkek,kendisini içten kontrol edilen ruhani bir askere dönüştürmek için tasarlanmış,askeri eğitime benzer bir eğitimden geçiyordu.Sadece zorlu sınavlardan başarıyla geçmiş olanların papaz olmalarına ve özel dördüncü yemini,papaya mutlak itaat yeminini içmelerine izin veriliyordu.

Eğitimleri ve disiplinleri Cizvitleri son derece etkili yaptı.Peter Canisius'un ( 1521-1597 ) liderliğinde Viyana,Köln,Münih,Mainz ile Kutsal Roma Imparatorluğunun güney kısmındaki diğer şehirlerde okullar açtılar;resmen Protestanlığı kabul etmiş olan bazı bölgelerin yeniden Katolik olmasını sağladılar ve kararsızlığa düşmüş olan bölgelerin sadakatini pekiştirdiler.Canisius 1565 yılında,soyluların çoğunun çeşitli türlerde -Lütherci ,Calvinist,Socinusçular - Protestan olduğu,resmi politikası da dini hoşgörü olan Polonya-Lİtvanya'ya on tarikat üyesi yolladı.Cizvitler soyluların erkek çocuklarını  eğitmek için birkaç okul açtılar ve Polonya Krallarının günah çıkardığı papazlar oldular;Katolikliğe  bağlılık arttıve XVII yy başlarında Kral III.Sigismund Waza pek fazla direnmeyle karşılaşmadan hoşgörü politikasından vazgeçti.Cizvit misyonerler Brezilyaya ,Yeni dünyadaki Ispanyol sömürgelerine,Batı Afrika'ya Hindistan'a Doğu hint adalarına ,Japonyaya ve çin e gittiler;buralarda yerel halkı katolik yapmak için çalıştılar.Avrupalı askerlere,tüccarlara ve yerleşimcilere din hizmeti götürdüler.

1580 yılında Robert Parsosn ile Edmund Campion Protestan Ingilterede bir cizvit misyonu başlattırlar;Ruhani rehberlik yapıyor,Ingiliz katolikleri için dini ayinler düzenliyor ve onları Elizabeth'in dinde tek tiplilik politikalarına karşı direnmeye çağrıyorlardı.Campion tutuklandı ve bir hain olarak idam edildi;Parsons ise Katolik rahip olmak isteyen Ingilizler için okullar açmak ve mevcut okulları büyütmek için Avrupa'ya döndü.Tutuklanma ve idam edilme tehlikesine karşın Cizvitler ve diğer rahipler Ingilterede kaldılar.Çoğunlukla önemli Katolik ailelerin kadınları kendilerine barınacak yer veriyordu..İçhat hukukuna göre evli kadınlar gayrimenkul üzerinde söz sahibi değillerdi ve bir kadını hapse atmak aile hayatını altüst ederdi.Dolayısıyla,Elizabeth döneminde yetkililer kiliseye gitmeyi reddeden Katolik erkekleri para cezasına çarptırdıkları ve hapse attıkları halde,yasayı kadınlara uygulamakta genellikle isteksi davranıyorlardı; bu yüzden  Ingiliz katolikliğinin merkez haneler olmaya başladı.

Ingilteredeki Katoliklerin sıra dışı durumları,kiliseye gitmeyen kadınların Katolikliğin sürdürülmesinde Avrupa'nın başka bölgelerindeki kadınlara göre daha önemli bir rol oynamalarını sağladı.Cizvitlerin Papalıkça tanınmalarından bir yıl sonra,Barselona'da Loyola ile çalışmış olan Isabel Roser,hastalara ve yoksullara yardımın yanı sıra ,eğitimide içeren aktif misyonu  olan bir kadın tarikatı kurmak için Papa'dan onay istedi.Loyola rabilerin halkla sürekli ilişki halinde olacağı düşüncesi karşısında dehşete kapıldı;Papa III.Paulus da izin vermedi.Buna rağmen,Roser'in grubu Roma'da ve Hollanda'da büyümeye devam etti.Bundan bir kaç yıl öncede Angela Merci ( 1474-1540)  bir grup bekar ve dul laik kadınla birlikte yoksullara yardım amacıyla Azize Ursula Derneği'ni kurmuştu.Bu dernek Papadan onay aldı ve yüzyılın sonlarına doğru giderek kız çocuklarının eğitimine odaklanan bir dini tarikat haline geldi.Ancak,dini bir tarikat olduktan sonra Ursulacılar,manastıra kapanarak kendilerini dış dünyadan soyutlamaları için giderek artan bir baskıyla karşılaştılar.Birçok Ursulacı merkez bu isteğe karşı koydu,ama manastıra kapanmış bir rahibenin hayatının Tanrı'nın  gözünde bir kadın için en değerli yol olduğu yolundaki kilise öğretisini kabul edenler severek kapandılar.Genellikle Ursulacu merkezlerine kız çocuklarını eğitmeye devam etmeleri için izin verildi;ama artık eğitim manastır duvarlarının ardından yapılıyordu;bu merkezler özellikle Fransa'da kız çocukları için en önemli eğitim kurumları haline geldiler.

Kadınların Protestanlığı durdurmaya çalışmak ve insanları Katolik yapmak gibi Katolik Reform'un en heyecanlı ve önemli kabul edilen kısımlarından dışlanmaları,XVI yy da azize mertebesine yükseltilen kadınların oldukça az olan sayısına yansımaktadır.XVI yy da aziz mertebesine yükseletilenlerden sadece  yüzde 18.1 i kadındı;oysa XV yy da bu oran yüzde 27.7 di.XVI yüzyılda aziz mertebesine yükseltilen erkekler genellikle misyonerler,reformcu piskoposlar ile papalar veya Protestanlıkla savaşanlardı.Buna karşın ,azizeler genellikle mistikler veya mevcut dini tarikatlarda reform yapanlardı.Bu azizelerden en tanınmışı XVI yy in en önemli din kadını Avilalı Teresa'ydı ( 1515-1582 ).Mistik hayallerini tinsel otobiyografisinde  anlatan bir Karmelit rahibesi olan Teresa,yeni manastırlar kurdu ve Karmelit tarikatından reform yaptı.Teresa kadınlara manastır dışında kurumsallaşmış roller verilmesi gerektiğini savunmuyordu;ama cinsiyeti yüzünden karş karşıya kaldığı kısıtlamalardan rahatsızlık duyuyordu ve kurduğu yeni tarikat evlerinin Avrupa'nın başka bölgelerindeki Protestanların Katolik kiliselerini ele geçirmelerine bir cevap olduğunu düşünüyordu.

Trento Konsilinin aldığı kararlardan biri,bütün din kadınlarının manastıra kapanmasının gerekli olduğuydu.Trento Konsili ,III.Paulus tarafından 1545 yılından toplanan ekümenik bir konsildi ve bir kaç kesinitiye rağmen Katolik dogmaları tanımlamak ve suistimalleri ortadan kaldırmak için takip eden on sekiz yıl boyunca toplanmıştı.Dogma açısından Trento Konsili,Protestan tezlerine cevap olarak geleneksel Katolik inançlarını savunuyordu : Kurtuluş için hem iman hem de iyi ameller gereklidir;temel Hristiyan ögretileri Kutsal Kitap'ta ve geleneklerde bulunur;Evkaristiya'nın sırrının ve gücünün merkezinde ,tözün değişmesi ( transsubsrantiation ) vardır ve bunu sadece yetkili bir rahip uygulayabilir;yedi ayin yararlıdır ve acil vafitizler dışında ayinleri sadece rahip uygulayabilir ;Bakire meryem ve azizler kutsaldı;rahipler ve keşişler evlenemezler,metresleri varsada bırakmalıdırlar.

Trento Konsili aynı zamanda çok sayıda disiplin kurali da ilan etti ;ancak bunlar Avrupa'nın bütün katolik bölgelerinde kabul edilen Trento dogmaları gibi kabul edilmedi.Bu kurallar Piskoposların kendi bölgelerinde yaşamalarını zorunlu kılıyor,endüljans satımını tamamen yasaklıyor ( ama papanın endüljans verme yetkisini ortadan kaldırmıyor ),piskoposlaron nüfuz alanını güçlendiriyor ve her piskoposluk bölgesinin bir din okulu açmasını gerekli kılıyordu.Rehipler halka eğitim ve öğretim vermek için eğitiliceklerdir ve cemaatlerinin ruhani yükümlülüklerini ,özelliklede günah çıkatma ve Paskalya döneminde komünyona katılma yükümlülüklerini ne kadariyi yerine getirdiklerine dair kayıt tutacaklardı.

Konsil son toplantısında Katolik evlilik doktrinini açıklayan Tametsi kararını ilan etti.Bundan böyle bir evliliğin geçerli olabilmesi için evlilik tanıklar önünde gerçekleştirilecekti ve bu tanıklardan biri kilisenin rahibi olacakti;rahiplere bölgelerindeki tüm evliliklerin kaydını tutma emri verildi.Boşanıp başkasıyla evlenmek hiç bir şekilde mümkün değildi;ama birlikte yaşamaları mümkün olmayan eşler yatak ve yemeğin ayrılmasını talep edebilirlerdi;evliliğin hükümsüz sayılması iktidarsızlık gibi çok aşırı durumlarda mümkündü.

Trento kararları idealler belirledi,ama bunlar çok yavaş gerçekleşti;etkileri XVII, hatta XVIII yüzyıla kadar Katolik Avrupa'nın bir çok bölgesinde hissedilmedi.Ancak  Konsil 1564 yılında dağıldığında ,Katolik kilisesinin değişmeye başladğı artık çok açıktı.Kilise geleneksel doktrine tekrar hayat vermişti,Engizisiyon ve Papalık Listesi gibi önlemlerle teolojik birliği dayatacak araçları sağlamıştı ve disiplin ve eğitime önem veren yeni dini tarikatlar aracılığıyla kendi içinde reform hareketini başlatmıştı.

Bu canlanma sadece kilise hiyerarşisinde olmadı; yerel düzeyde,hayatın dini ilgilendiren kısımlarında da görüldü.Şehirlerdeki pek çok mahallerde köylerde bile sıradan insanlar kardeşlik cemiyetleri kurdular ve kurulu olanları büyüttüler.16 yy da venedikte 120 kardeşlik cemiyeti varken bu sayı 18 yy da 400 e çıkmıştı.Bu cemiyetler tören alayları düzenliyor,yemekler veriyor,nedamet kırbaçlaması uyguluyor,yoksullara sadaka veriyor,üyelerinin cenaze törenlerini düzenliyor,kiliseler için mum,mobilya ve sanat eseri satın alıyor,hastahaneler ve yetimhaneler yönetiyor,bölgelerindeki kutsal yerleri ve sunakları maddi olarak destekliyordu.Çoğu kardeşlik cemiyeti sadece erkeklere açıktı,ama sadece kadınların üye olduğu ve tespih çekip dua etmeye,Bakire Meryem'e Aziz Anne'e  veya başka bir azizeye adanmış bazı kardeşlik cemiyetkerşde vardı.Cizvitler kendi hayır,eğitim ve misyonerlik faaliyetlerine maddi ve siyasi destek için kendi himayelerinde kurulmuş olan ve adına Marian kardeşlikleri denilen cemiyetlere bel bağlamışlardı.Bunlardan Fransız kutsal Sacrament cemaati ve Portekiz merhamet cemiyeti gibi bazıları ,din ve hayır işleriyle ilgilenmenin yanı sıra,krallığa destek sağlayan saraylıların ve devlet görevlilerinin kurdukları gizli örgütlerdi.Yeniden canlanmakta olan Katolik kilisesine bağlı hükümdarlar için bu tür destekelr,kendilerinden çok daha militan olan Protestanlara karşı savaş alanına ordular sürerken çok önemliydi 



Kaynakça : Merry W Hanks Erken dönemde Avrupa Is bankası yayınları



No comments:

Post a Comment