Thursday, June 14, 2018

HRISTIYANLIKTA REFORM HAREKETLERI :: INGILIZ KILISE REFORMU

Halktan gelen baskı ile yukarıdan gelen reform arasındaki ilişki tarihçiler arasında zaman zaman anlaşmazlık konusu olur: buna en büyük İngilteredeki reformdur.Kitaplar ve bireyler Lutherci fikirleri Ingiltere'ye özellikle de Londra şehrine çok erken bir zamanda getirdiler;ama Kral VIII Henry ile  aynı zamanda Kardinal olan Adalet Bakanı Thomas Wolsey  bu fikirler şiddetle karşı çıkıyorlardı.Henry genç yaşta ölen ağabeyi Arthur'un karısı Aragonlu Catherine ile evliydi.Kardeşin dul karısı ile evlenmek kilise kanunları aykıır olduğundan Catherine ile evlenebilmesi için Henry'nin papadan özel bir izin sağlaması gerekmişti.Kraliyet ailesi bireylerinin evliliği olarak bu evlilik sıradan bir evlilikti ( çift ne birbirinden nefret ediyorud nede birbirini seviyordu )ama bu evlilikten dünyaya,yaşayan bir varis,Mary isimli bir kız çocuk geldi.1527 yılına gelindiğinde Henry,Tanrı'nın kendisine bir erkek evlat vermeyerek bu evlilikten hoşnut olmadığını gösterdiğine karar verdi ve evliliği hükümsüz sayması için Papaya başvurdu.Henry aynı zamanda Anne Boleyn ( 1504-1536 ) isimli bir saray nedimesine aşıktı ve onun kendiisne istediği erkek evladı vereceğini düşünüyordu.Normalde hükümsüzlük belgesini vermek sorun olmazdı,ama o sıralarda Imparataor V.Karl'ın askerleri Roma 'daydı ve Papa VII Clemens resmen onların tutsağı durumundaydı.V.Karl Aragonlu Catherine'in yegeniydi ve bu yüzden evliliğin feshedilemesine şiddetle karlı çıkıyordu;çünkü böyle bir şey halasnın zina yaptığını ve kuzeni mary'nin de gayri meşru olduğu anlamına geliyordu.( Evlliğin feshi asla bir evliliğin olmadığını bildirir ve böyle bir evlilikten doğan çocuklarıda gayri meşru yapar )

Kardinal Wolsey'nin korkunç baskısına rağmen,Roma daki askeri duru ve bunun üstüne evliliğin feshinin papanın Kitab ı Mukaddeste belirtilen bir şeyden istisna sağlam hakkının sorgulanmasına yol açabileceği gerçeği,Papanın tereddüt etmesine neden oldu.Wolsey görevden alındı,tutuklandı ve ihanetler suçlandı ama mahkemeye çıkmadan öldü.Ancak Henry,parlamento ile diğer yetkililer üzeridne etkili olarak sonunda Ingiltere kilisesinin kontrölünü ele geçirdi.1533 yılında Anne Boleyn ile evlendi ve kısa bir süre sonra da Cambridgeli bir ilim adamı olan Thomas Cranmer'i Canterbury başpiskoposu olarak atadı.Cranmer,Henry'nin Catherin eile yapmış olduğu evliliğin hükümsüz ,Anne ile yaptığı evliliğin ise geçerli olduğunu ilan ederek Anne'in kraliçe olmasını sağladı.Henry,Cramer'in atanmasına izin vermesi için paapayı tüm vergi ödemelerini durdurmakla tehdit etmişti,ama bu hareketiyle çok ileriye gitmişti,Papa Henry'i aforoz etti.O yılın sonuna doğru Anne Henry'yi üzüntüye boğan bir doğum yaparak bir kız çocuğu olan Elizabeth'i dünyaya getirdi

Henry ile yeni baş danışmanı Thomas Cromwell,Ingilteredeki tüm hükümet görevlilerine  Henry'nin  ' Ingiltere Kilisesinin başı ' olduğunu kabul etmelerini emrettiler ve manastırları feshedip bütün varlıklarını kraliyet hazinesine aktardılar; daha sonrada bunları Henry'yi destekleyenlere dağıttılar.Henry egemenliğinin geri kalan kısmında Kitab ı  Mukaddes çevirilerini desteklemek gibi Protestan adımlar ile ruhban sınıfının  ( ki buna manastırlarını kapattığı keşişler ve rahibeler dahildi) evlenmesini yasaklamak gibi Katolik adımlar atmak arasında gidip geldi.Dini fikirleri kendisine özgüydü;en yürekten inandığı şey ise,hükümdarın otoritesinin ,dünyevi ve ruhani,herşeyin üzerinde olduğuydu.

Ne bu olaylar üzerinde ne de Henry'Nin evliliğinin  ve veraset sorunlarının Ingiliz Reformu'nun doğrudan nedenleri olduğu konusunda bir fikir ayrılığı bulunmaktadır.Tartışılan şey,kralın tutumunun halk arasındaki teolojik inançla nasıl kesiştiğidir.Bazı tarihçiler,ruhban sınıfının ve devlet memurlarının çoğunun Henry'nin tutumunu kabul etmiş olmalarını ( kabul etmeyen bir kaç kişiden biri Thomas More'du ve bu nedenle idam edildi ) ve kızı  Mary'nin  egemenliği sırasında Katolikliğe dönüşün Mary'nin ölümünden sonra sürmemiş olmasını,Ingiliz halkının Katolik kilisesinden zaten eskiden beri hoşnut olmadığının kanıtı olarak görüyorlar.Bazıları ise,çoğu insanın geleneksel Katolikliğin toplu kutlamalarından ve kurallı törenlerinden çok memnun olduklarını ve Henry'nin değişikliklerine  ellerinden geldiğince karşı koyduklarını ileri sürüyorlar.Örneğin 1536 yılında,Henry'nin manastırları kapatmasına muhalefet ile artan vergilere karşı memnuniyetsizlik birleşince,Ingiltere'nin kuzeyinde,önderliğini rahiplerle soyluların yaptığı bir isyan başladı.'' Pilgrimage of Grace'' adı verilen bu isyan ,taleplerin karşılanacağı yönünde verilen sözler verilince dağıldı,ama verilen sözler tutulmadı ve Henry Isyanın elebaşlarını yakalatıp idam ettirdi.Son yıllarda yapılan araştırmalara göre insanların çok ender olarak bir gecede Katoliklikten Protestanlığa döndüklerini gösteriyor,özelliklede değişikliklerin parça parça yapıldığı ve kraliyet dini politikalarının çelişkiler gösterdiği Ingilteredeki gibi bir durumda.......Insanlar,krallığın kendi yaşadıkları yeri etkileyen manastırların kapatılması ve ölüler için yapılan ayinlerin durdurulması gibi kararlarına karşı koyma,kabullenme ve işbirliğiyapma karışımı tepkiler göstermişlerdir..

Bu kültürel rıza ve uzlaşı süreci I.Elizabeth zamanındada devam etti.Elizabeth devlet memurlarının,ruhban sınıfının ve soyluların kendisine ' Ingilter kilisesinin en üst yöneticisi' olarak sadakat yemini içmelerini istedi.Elizabeth kilisenin başı yerine yöneticisi sıfatını,Ingiliz katoliklerinin Papanın ruhani lideri olduğunu inkar etmek durumunda kalmadan kendisine sadık kalmalarını  sağlayacak bir açık kapı olarak kullanıyordu.Aynı zamanda ' baş ' sözcüğünün bir kadın için uygun olmadığının farkındaydı.Çünkü aile ve cinsiyetler arası ilişkiler hakkında yazılan risalelerin hepside bir erkeğe baş diyordu.Elizanbeth yönetimindeki Ingiltere Kilisesinin ileri gelenlerinin çoğu,görüşleri açısından Luther'den çok Zwingliye yakın olan Kıta Avrupa'sının reformist kanadından  etkilenmişlerdi ;bu yüzden de Elizabteh dönemi Ingiltere kilisesi Protestanlığın reformist kanadındadır.Daha sonraları,Ingiltere kilisesini tanımlamak için Anglikan terimi kullanılmaya başlandı;Ancak bu terim Elizabeth döneminden sonraları kullanılmıştır.

Gerçi Elizabeth '' Insanların ruhlarına pencere açmayacağını '' yani insanların neye inandığıyla çok ilgilenmeyeceğini söylemişti.,ama halkın Ingiltere kilisesi üyesi olması ve kiliseye gitmesi bekleniyordu.Egemenliğinin sonuna doğru,Ispanya Papalık ortak istilası olması durumunda uyruklarının kendisine sadık kalmayacağına dair yükselen kuşkular,kilise ayinlerine katılmayı reddeden Katoliklere verilen para cezaları ile hapis cezalarının artmasına yol açtı.Ister Katolik,Isterse Evanjelik veya reformist olsun ,Hristiyab Avrupanın bütün siyasi liderleri bu tek tip din politikasını  ve resmi devlet kilisesi modelini benimsediler( 16.yy da magistrate denilen siyasi otoritelerle  aralarındaki bağlar nedeniyle Evanjelik ve Reformist düşünürlere  ve kiliselere çoğunlukla magistirial deniyordu.















No comments:

Post a Comment