Kalvenciliğin başarısı,Katolik kilisesini,1530 larda düzensiz bir
şekilde başlayan Protestanlık -hareketlerine daha canlı bir şekilde karşılık
vermeye yöneltti.Birçok tarihçi Protestan Reformundan sonra Katolik kilisesi
içinde meydana gelen gelişmeleri birbirleriyle ilgili iki hareket olarak
görmektedir.Biri daha önceki reform çabalarıyla bağlantıll bir iç reform
arzusu,diğeri de Protestanlara entelektüel,siyasi,askeri ve kurumsal bir karşı
çıkış olan bir Karşı reform dur.Papalık,yeni dini tarikatlar ve 1545 den 1563
yılına kadar toplanan Trento Konsili bu iki harekette de etkiliydiler.
Papalık sarayı,Papa III.Paulus'la ( 1534-1549 ) başlayarak reform
hareketinin baş muhalifi olmak yerine,onun merkezi haline
geldi.Paulus,ruhban sınıfının eğitiminde iyileştirmeler yapan reform yanlısı
kardinaller,rahipler ve piskoposlar atadı;din adamlarına belli ahlak
standartlarını kabul ettirmeye ve en çok göze çarpan suistimalleri düzeltmeye
çalıştı.Kilise makamlarının alım ve satımı,piskoposların kendi bölgelerinde
yaşamalarını zorunlu hale getirme,din adamlarının birden fazla makam sahibi
olmalarını yasaklama,Papalık sarayında dünyeviliğe ve ahlaksızlığa son
vermek,kilisenin vergi toplama sistemini ve yasal uygulamaları değiştirmek gibi
ortaçağın sonlarından bu yana önerilen reform önlemleri XVI yy da yavaş yavaş
kabul edilmeye başlandı.III.Paulus ve halefleri halka vaazlar veren yeni
tarikatların kurulmasına,rahipleri eğitmek için din okullarının açılmasına,din
makamların alım ve satımına son verilmesine ve ruhban sınıfının yaşam biçiminin
daha katı bir şekilde denetlenmesine destek verdiler.VI.Alexander ( 1492-1503
yılları arasında papa ) ,II Julius ( 1503-1513 yılları arasında papa ) ve VII
Clemens ( 1523-1534 yılları arasından papa )gibi kendilerini kilise ve
saray yaptırmaya ve süslemeye,ailelerin gücünü artırmaya adamış olan XV.
ve erken XVI.yüzyıl papalarının yaşamlarının tersine,Paulus ve haleflerinin
vakur yaşamlarıedep ve dindarlık örneğiydi.( Alexander Ispanyol Borgia
ailesindendi ve yapamk istedikleri kısmen oğlu Cesare'nin askeri girişimleri ve
kızı Lucrezia'nın evlilikleri sayesinde başarmıştı ).1600'e gelindiğinde
,Papalık Avrupa'da ruhani bir güç olarak yeniden tesis edilmişti ve bu süreç
içinde Orta İtalya'daki siyasi egemenliğinde hiçbir gerileme olmamıştı..
Reformcu papalar aynı zamanda Protestan öğretisinin yayılmasıyla savaşmak için
tasarlanan önlemleri de desteklediler.III Paulus,Kutsal Papalık
Kongregasyonu'nun yeniden organiz ederek onu Roma Engizisyonu'nun üstüne
çıkardı ve yönetimini Roma'daki bir kardinaller komitesinin ellerine
bıraktı.Engisizyona sapkın fikirleri olduğundan kuşkulanılanları veya teolojik
açından kabul edilemeyecek davranışlarda bulunanları araştırma görevi
verilmişti ve yerel otoriteler zaman zaman engizisyon yargıçlarının
araştırmalarına sınırlamalar getirseler bile,bu engizisyon ilk olarak Papalık
devletlerinde ve daha sonra Italya'nın başka bölgelerinde Protestanlığı son
erdirmede çok başarılı olmuştu.III.Paulus'un halefleri ,IV Paulus ( 1555-1559
yılları arasında papa ) ve IV.Pius ( 1559-1565 yılları arasında papa ) sapkın
olduğuna karar verilen kitapların ve yazarların basılmasını,dağıtılmasını ve
okunmasını yasaklayan bir yasak kitaplar listesi ( Index Librorum Prohibiturum
) yayınladılar.( Liste resmen 1966 yılında yürürlükten kaldırıldı ve Kutsal
Papalık kutsal kongregasyonu'nun kayıtları 1998 yılında bilimsel araştırmalara
açıldı.Belgelerin çoğu Napolyon zamanında Paris'e götürülmüş ve orada
hurda kağıt olarak satılmıştı )
Reformlar Papalık kadar dini tarikatları da kapsıyordu.Benedikten Augustinusçu
ve Fransisken gibi eski tarikatlar disiplini yeniden kurarak başlangıçtaki
amaçlarına geri dönebilmek için önlemler aldılar.Teatinus
Tarikatı,Barnabasçılar ( Aziz Paulus'un Rahipleri ) ve Kapuçinler gibi yeni
dini tarikatlar hastalarla ve yoksullarla ilgileniyor,hastaneler ve
yetimhaneler açıyor,yoksul bölgelerde vaazler veriyor ve ayinleri
uyguluyorlardı.
Yeni dini tarikatlar arasında en önemlisi Ignacio de Loyola ( 1491-1556 )
tarafından kurulan Cizvit tarikatıydı.Loyola,birinci Habsburg - Valois
savaşında savaşırken bir kaç yerden kırılan bacağının iyileşmesi sırasında dini
yazarların ve mistiklerin yapıtlarıyla tanışan bir Ispanyol şövalyesiydi.Luther
gibi o da bir iç fırtına ve inanç krizi döneminden geçmiş,ama yeni bir teolojik
yaklaşım benımsemek yerine çok yoğun bir meditasyon programıyla bunu çözümlemişti.Daha
sonra Execitia Spiritualia ( Manevi deneyler ) adını verdiği kitabında (
Latince bilmeyenler için Ispanyolca yazılmuştı )tekniğini tarif
etti.Kitap,tinsel disiplini ve kişinin iradesinin Tanrı'nın iradesinde
erimesini sağlamak için bir meditasyon programı veriyordu.Loyola'nın
programının nihai hedefi kendisini Tanrı'nın içinde mistik bir şekilde
kaybetmesi değil,Tanrı adına hareket etmesiydi.Loyola hümanist eğitim almamıştı
ama bireyin iradesine vurgu yapması ve özdenetimin ve kutsallığın mümkün olduğu
yolundaki fikirleri Ficino ve Pico'nun fikirleriyle kesinlikle uyuşmuyordu.
Aslında Loyola iyi bir eğitim almamıştı ve bu eksiğin farkındaydı.ilk olarak
Latincesini ilerletmek için hazırlık okuluna girdi ve daha sonra kısa bir süre
bir kaç Ispanyol üniversitesinde okudu.1528 yılından ilahiyat okumak için
Paris'e gitti ve kısa sürede etrafına kendisi ile aynı görüşü paylaşan genç
erkekleri topladı.Bu grupta daha sonra misyoner olarak Asyaya giden Francisco
Xavierde bulunuyordu.Bu grubun üyelerinin çoğu rahip değildi,ama standart
manastır yeminlerini içtiler ve aynı zamanda Papaya özel bir itaat
duygusuyla bağlı olduklarını belirttiler.Başlangıçta biraz kuşku ile yaklaşan
Papa III.Paulus ,1540 yılında grubu ana amaçlari eğitim ve insanların Katolik
dinini seçmelerini sağlamak olan yeni bir dini tarikat,Isa cemiyeti olarak
tanıdınığını ilan etti.
Cizvitler okullar açtılar,Üniversitelerde ders,halka vaaz verdiler.Önemli
insanlara günah çıkarttılar ve bu yolla birçok Avrupa sarayında etkili
oldular.Tarikat son derece merkeziyetçiyid ve bir başkomutana yani bir Superior
General'e bağlı ve askeri hiyerarşi stilinde bir örgütlenmesi vardı;Cizvitler
yerel piskoposların kontrolü altında değildi ve piskoposlar bu bağımsızlıktan
hiçte hoşnut değillerdi.Loyola'nın Manevi Deneyler kitabı öz disiplin sürecine
başlayanlaradört haftalık kısa bir program sunuyordu,ama tarikata girmek için
alınan eğitim yıllarca sürüyordu;bu süre içinde genç erkek,kendisini içten
kontrol edilen ruhani bir askere dönüştürmek için tasarlanmış,askeri eğitime
benzer bir eğitimden geçiyordu.Sadece zorlu sınavlardan başarıyla geçmiş
olanların papaz olmalarına ve özel dördüncü yemini,papaya mutlak itaat yeminini
içmelerine izin veriliyordu.
Eğitimleri ve disiplinleri Cizvitleri son derece etkili yaptı.Peter Canisius'un
( 1521-1597 ) liderliğinde Viyana,Köln,Münih,Mainz ile Kutsal Roma
Imparatorluğunun güney kısmındaki diğer şehirlerde okullar açtılar;resmen
Protestanlığı kabul etmiş olan bazı bölgelerin yeniden Katolik olmasını
sağladılar ve kararsızlığa düşmüş olan bölgelerin sadakatini
pekiştirdiler.Canisius 1565 yılında,soyluların çoğunun çeşitli türlerde
-Lütherci ,Calvinist,Socinusçular - Protestan olduğu,resmi politikası da dini
hoşgörü olan Polonya-Lİtvanya'ya on tarikat üyesi yolladı.Cizvitler soyluların
erkek çocuklarını eğitmek için birkaç okul açtılar ve Polonya Krallarının
günah çıkardığı papazlar oldular;Katolikliğe bağlılık arttıve XVII yy
başlarında Kral III.Sigismund Waza pek fazla direnmeyle karşılaşmadan hoşgörü
politikasından vazgeçti.Cizvit misyonerler Brezilyaya ,Yeni dünyadaki Ispanyol
sömürgelerine,Batı Afrika'ya Hindistan'a Doğu hint adalarına ,Japonyaya ve çin
e gittiler;buralarda yerel halkı katolik yapmak için çalıştılar.Avrupalı
askerlere,tüccarlara ve yerleşimcilere din hizmeti götürdüler.
1580 yılında Robert Parsosn ile Edmund Campion Protestan Ingilterede bir cizvit
misyonu başlattırlar;Ruhani rehberlik yapıyor,Ingiliz katolikleri için dini
ayinler düzenliyor ve onları Elizabeth'in dinde tek tiplilik politikalarına
karşı direnmeye çağrıyorlardı.Campion tutuklandı ve bir hain olarak idam
edildi;Parsons ise Katolik rahip olmak isteyen Ingilizler için okullar açmak ve
mevcut okulları büyütmek için Avrupa'ya döndü.Tutuklanma ve idam edilme
tehlikesine karşın Cizvitler ve diğer rahipler Ingilterede kaldılar.Çoğunlukla
önemli Katolik ailelerin kadınları kendilerine barınacak yer veriyordu..İçhat
hukukuna göre evli kadınlar gayrimenkul üzerinde söz sahibi değillerdi ve bir
kadını hapse atmak aile hayatını altüst ederdi.Dolayısıyla,Elizabeth döneminde
yetkililer kiliseye gitmeyi reddeden Katolik erkekleri para cezasına
çarptırdıkları ve hapse attıkları halde,yasayı kadınlara uygulamakta genellikle
isteksi davranıyorlardı; bu yüzden Ingiliz katolikliğinin merkez haneler
olmaya başladı.
Ingilteredeki Katoliklerin sıra dışı durumları,kiliseye gitmeyen kadınların
Katolikliğin sürdürülmesinde Avrupa'nın başka bölgelerindeki kadınlara göre
daha önemli bir rol oynamalarını sağladı.Cizvitlerin Papalıkça tanınmalarından
bir yıl sonra,Barselona'da Loyola ile çalışmış olan Isabel Roser,hastalara ve
yoksullara yardımın yanı sıra ,eğitimide içeren aktif misyonu olan bir
kadın tarikatı kurmak için Papa'dan onay istedi.Loyola rabilerin halkla sürekli
ilişki halinde olacağı düşüncesi karşısında dehşete kapıldı;Papa III.Paulus da
izin vermedi.Buna rağmen,Roser'in grubu Roma'da ve Hollanda'da büyümeye devam
etti.Bundan bir kaç yıl öncede Angela Merci ( 1474-1540) bir grup bekar
ve dul laik kadınla birlikte yoksullara yardım amacıyla Azize Ursula Derneği'ni
kurmuştu.Bu dernek Papadan onay aldı ve yüzyılın sonlarına doğru giderek kız
çocuklarının eğitimine odaklanan bir dini tarikat haline geldi.Ancak,dini bir
tarikat olduktan sonra Ursulacılar,manastıra kapanarak kendilerini dış dünyadan
soyutlamaları için giderek artan bir baskıyla karşılaştılar.Birçok Ursulacı
merkez bu isteğe karşı koydu,ama manastıra kapanmış bir rahibenin hayatının
Tanrı'nın gözünde bir kadın için en değerli yol olduğu yolundaki kilise
öğretisini kabul edenler severek kapandılar.Genellikle Ursulacu merkezlerine
kız çocuklarını eğitmeye devam etmeleri için izin verildi;ama artık eğitim
manastır duvarlarının ardından yapılıyordu;bu merkezler özellikle Fransa'da kız
çocukları için en önemli eğitim kurumları haline geldiler.
Kadınların Protestanlığı
durdurmaya çalışmak ve insanları Katolik yapmak gibi Katolik Reform'un en
heyecanlı ve önemli kabul edilen kısımlarından dışlanmaları,XVI yy da azize
mertebesine yükseltilen kadınların oldukça az olan sayısına yansımaktadır.XVI
yy da aziz mertebesine yükseletilenlerden sadece yüzde 18.1 i
kadındı;oysa XV yy da bu oran yüzde 27.7 di.XVI yüzyılda aziz mertebesine
yükseltilen erkekler genellikle misyonerler,reformcu piskoposlar ile papalar
veya Protestanlıkla savaşanlardı.Buna karşın ,azizeler genellikle mistikler
veya mevcut dini tarikatlarda reform yapanlardı.Bu azizelerden en tanınmışı XVI
yy in en önemli din kadını Avilalı Teresa'ydı ( 1515-1582 ).Mistik hayallerini
tinsel otobiyografisinde anlatan bir Karmelit rahibesi olan Teresa,yeni
manastırlar kurdu ve Karmelit tarikatından reform yaptı.Teresa kadınlara
manastır dışında kurumsallaşmış roller verilmesi gerektiğini savunmuyordu;ama
cinsiyeti yüzünden karş karşıya kaldığı kısıtlamalardan rahatsızlık duyuyordu
ve kurduğu yeni tarikat evlerinin Avrupa'nın başka bölgelerindeki
Protestanların Katolik kiliselerini ele geçirmelerine bir cevap olduğunu
düşünüyordu.
Trento Konsilinin aldığı
kararlardan biri,bütün din kadınlarının manastıra kapanmasının gerekli
olduğuydu.Trento Konsili ,III.Paulus tarafından 1545 yılından toplanan ekümenik
bir konsildi ve bir kaç kesinitiye rağmen Katolik dogmaları tanımlamak ve
suistimalleri ortadan kaldırmak için takip eden on sekiz yıl boyunca
toplanmıştı.Dogma açısından Trento Konsili,Protestan tezlerine cevap olarak
geleneksel Katolik inançlarını savunuyordu : Kurtuluş için hem iman hem de iyi
ameller gereklidir;temel Hristiyan ögretileri Kutsal Kitap'ta ve geleneklerde
bulunur;Evkaristiya'nın sırrının ve gücünün merkezinde ,tözün değişmesi ( transsubsrantiation
) vardır ve bunu sadece yetkili bir rahip uygulayabilir;yedi ayin yararlıdır ve
acil vafitizler dışında ayinleri sadece rahip uygulayabilir ;Bakire meryem ve
azizler kutsaldı;rahipler ve keşişler evlenemezler,metresleri varsada
bırakmalıdırlar.
Trento Konsili aynı zamanda
çok sayıda disiplin kurali da ilan etti ;ancak bunlar Avrupa'nın bütün katolik
bölgelerinde kabul edilen Trento dogmaları gibi kabul edilmedi.Bu kurallar
Piskoposların kendi bölgelerinde yaşamalarını zorunlu kılıyor,endüljans
satımını tamamen yasaklıyor ( ama papanın endüljans verme yetkisini ortadan
kaldırmıyor ),piskoposlaron nüfuz alanını güçlendiriyor ve her piskoposluk
bölgesinin bir din okulu açmasını gerekli kılıyordu.Rehipler halka eğitim ve
öğretim vermek için eğitiliceklerdir ve cemaatlerinin ruhani yükümlülüklerini
,özelliklede günah çıkatma ve Paskalya döneminde komünyona katılma
yükümlülüklerini ne kadariyi yerine getirdiklerine dair kayıt tutacaklardı.
Konsil son toplantısında
Katolik evlilik doktrinini açıklayan Tametsi kararını ilan etti.Bundan böyle
bir evliliğin geçerli olabilmesi için evlilik tanıklar önünde
gerçekleştirilecekti ve bu tanıklardan biri kilisenin rahibi olacakti;rahiplere
bölgelerindeki tüm evliliklerin kaydını tutma emri verildi.Boşanıp başkasıyla
evlenmek hiç bir şekilde mümkün değildi;ama birlikte yaşamaları mümkün olmayan
eşler yatak ve yemeğin ayrılmasını talep edebilirlerdi;evliliğin hükümsüz
sayılması iktidarsızlık gibi çok aşırı durumlarda mümkündü.
Trento kararları idealler
belirledi,ama bunlar çok yavaş gerçekleşti;etkileri XVII, hatta XVIII yüzyıla
kadar Katolik Avrupa'nın bir çok bölgesinde hissedilmedi.Ancak Konsil
1564 yılında dağıldığında ,Katolik kilisesinin değişmeye başladğı artık çok
açıktı.Kilise geleneksel doktrine tekrar hayat vermişti,Engizisiyon ve Papalık
Listesi gibi önlemlerle teolojik birliği dayatacak araçları sağlamıştı ve
disiplin ve eğitime önem veren yeni dini tarikatlar aracılığıyla kendi içinde
reform hareketini başlatmıştı.
Bu canlanma sadece kilise hiyerarşisinde
olmadı; yerel düzeyde,hayatın dini ilgilendiren kısımlarında da
görüldü.Şehirlerdeki pek çok mahallerde köylerde bile sıradan insanlar
kardeşlik cemiyetleri kurdular ve kurulu olanları büyüttüler.16 yy da venedikte
120 kardeşlik cemiyeti varken bu sayı 18 yy da 400 e çıkmıştı.Bu cemiyetler
tören alayları düzenliyor,yemekler veriyor,nedamet kırbaçlaması
uyguluyor,yoksullara sadaka veriyor,üyelerinin cenaze törenlerini
düzenliyor,kiliseler için mum,mobilya ve sanat eseri satın alıyor,hastahaneler
ve yetimhaneler yönetiyor,bölgelerindeki kutsal yerleri ve sunakları maddi
olarak destekliyordu.Çoğu kardeşlik cemiyeti sadece erkeklere açıktı,ama sadece
kadınların üye olduğu ve tespih çekip dua etmeye,Bakire Meryem'e Aziz
Anne'e veya başka bir azizeye adanmış bazı kardeşlik cemiyetkerşde
vardı.Cizvitler kendi hayır,eğitim ve misyonerlik faaliyetlerine maddi ve
siyasi destek için kendi himayelerinde kurulmuş olan ve adına Marian
kardeşlikleri denilen cemiyetlere bel bağlamışlardı.Bunlardan Fransız kutsal
Sacrament cemaati ve Portekiz merhamet cemiyeti gibi bazıları ,din ve hayır
işleriyle ilgilenmenin yanı sıra,krallığa destek sağlayan saraylıların ve
devlet görevlilerinin kurdukları gizli örgütlerdi.Yeniden canlanmakta olan
Katolik kilisesine bağlı hükümdarlar için bu tür destekelr,kendilerinden çok
daha militan olan Protestanlara karşı savaş alanına ordular sürerken çok
önemliydi
Kaynakça : Merry W Hanks
Erken dönemde Avrupa Is bankası yayınları