Türk tarihinde devlet
yönetiminde etkili olan kadın sultanlara
verilen ünvanlardan en çekici olan ‘’ Terken’’ dir.Türklerde hükümdar
hanımlarına hep Katun ( hatun ) tabiri
değiştirilmeden kullanılmıştır.Saray hatunlarının hepsi hatun ünvanını alırken,’Terken’ ünvanına ise
sadece üst derecedeki hatunlar sahip
olurdu.
Osman Turan’ın yaptığu
araştırmalara göre Terken bir isim değil bir ünvandır.Terken ‘’ kendisine itaat
edilen ‘’ anlamanına geldiğini
belirtmiştir.Bu ünvana sahip olan saray kadınları kendilerine ait yurtluklara (
ikta),divan teşkilatına,askerlere ve hizmetlileri sahipti.Bu varlıkları
sebebiyle,Terken hatunlar feodal devlet
düzenindeki ikta sahibi beyler gibi yeri geldiğinde askeri müdahelelere kalkışıp,yönetimde söz
sahibi olmuşlardır.Ancak tahta geçtikleri pek az görülmüştür.Terken kelimesinin
isim olarak günümüze yansıması Türkandır.
Türk devletleri ikili ilişkilerini geliştirmek ve bir takım siyasi emelleri için siyasi
evlilikler gerçekleştirmişlerdir.Hükümdarlar kendi siyasi çıkarları uğruna
yetiştirdiği tatlı dilli,güleryüzlü kız
çocuklari,zamanı gelince bu tür evliliklere yönlendirilmiştir.
Bu siyasi
evliliklerini ne güzel öreneği Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah ile Terken Hatun evliliğidir.Bu
evlilik uzun bir zaman diliminde,Selçuklu devletinin yıkılışını hızlandıran
olayların fitilini ateşlemiştir.Peki Terken Hatun kimdir ? Terken Hatun,Karahanli
ilig Han’ın torunu ve Semerkant hükümdarı,Şemsü’l Mul Ebül Hasan Nasr’ın
amcasının kızıdır.’’Ilıg ‘’ unvanı pek çok türk hanedanındada olduğu
gibi,Karahanlılardada yalnız hanedan üyelerinin kullandığı bir ünvandır.Terken
Hatun bir hanedan üyesidir.
Residuddin Fazlullah
eserinde ‘Terken Hatun’dan ( Han’ı
Semerkant Tamgaç’in kızı Terken Hatun Sultan
diye bahsetmiştir.Yazarı bilinmiyen ‘Selçukname’ adlı eserde Terken Hatun’dan ‘ Türk aslından ve Afrasyab
soyundan bir melike ‘olarak söz edilir.Adı tam olarak bilinmiyen Terken Hatun’a
eşi Sultan Melikşahın ‘’ Celalü’d-devleve’ddin ‘ lakabı nedeni ile ‘ Celaliye
hatun ‘ denilirdi.
1055 yılında dünyaya
gelen Melikşah,Terken hatun ile evlediğinde dokuz yaşındadır.Melikşahın yaşının
küçük olması,Türk Islam devletlerinde bu
tarz resmi nikahların çocuklar küçükken yapıldığı sıksık görülmüştür.Nikah
olsalar bile çocuklar büyüyene kadar Evlilik hayatına geçilmediğini tarihçiler
özellikle işaret ederler.
Sultan Melikşah tahtta
olduğu,süreçte,bir çok olayda Terken Hatun’un etkisi altında kalmıştır.Bu
etkinin birkaç örneğini vermek isterim
Terken hatun’un çok
güzel ,şirin ve hoş bir kadın olup yüksek bir güce sahip olduğu
bilinmektedir.Kendi döneminde gerçekleşen
olaylar karşısında göstermiş olduğu tutumlar onun soğukkanlı ve
özgüvenli birisi olduğunu gösterir.Bu tutumlarından ilki Halife Muktedi’nin Melilşah’ın
kızı ile evlenme olayında karşımızı çıkmaktadır.
Halife Müktedi,veziri
Fahru’d-devle Ebu Nasr bin Cuheyr’i Sultan Melikşaha göndermişti.Saraya
vardığından onu Nizamulmülk karşılamıştır.Sultanın emiriyle Büyük vezir Fahru’de devle’yi yanına alıp Terken hatun’un
huzuruna getirmiştir.Halifenin elçisinin evlilik teklifini sunması üzerine Terken hatun kendisine
,kızını Karahanlı ve Gazne Sultanlarının da istediğini söyledi.Ancak,dörtyüz
bin dinar başlık vermesi halinde Halifenin teklifini tercih edebileceğini
söylemiştir.Halife’den para talep edilemeyeceğini dile getiren Ebu Nasr bin
Cüheyr’i ile Terken hatun uzun uzun konuşmuşlar,sonunda uzlaşmışlardır.Aralarında
yapılan anlaşmaya göre Ellibin dinar Süt hakkı,Yüzbin dinar mehir ödemesi ile
Halifenin başka eşi ve cariyesi olmaması şartı ile kızını vermeye razı
olmuştur.Bunu Melikşahda onaylayında,Halifenin elçisi Bağdat’a dönmüştür.
Düğün 1087 yılında
gerçekleşmiştir.Düğünün ertesi günü bir ziyafet veren Halife Muktedi
Bicmillah,Terken Hatun ile yanındaki kadınlara hilat’lar göndermiştir.
Bir diğer örnek ise
Seref el Devle Müslim olayıdır.Nizam’ul-Mulk’ün damadı olan devrin ileri gelen
devlet adamlarından Fahr ud devle Muhammed bin Cüheyr,Mervani devletinin
zenginliğini ileri sürerek Diyarbekir bölgesine yapılacak bir sefer için Sultan
Melikşah’ı ikna etmiştir. Sultan,Diyarbekir bölgesinin emirliğini Muhammed bin
Cüheyr’e vermiş,Artuk Bey ve Arap emiri Seyf el Devle’nin de bulunduğu büyük
bir orduyu Diyabekir’e göndermiştir( 1084 )
Bu Selçuklu ordusu
Amid ve Meyyafarijin gibi büyük şehirleride feth ederek,Diyabekir bölgesine
hakim oldu.Böylece,Mervani devleti ortadan kalkar ( 1085 )
Sultan Melikşah
Mervani Devleti’nin yardımına koşan Musul Emiri Şerif el Devle Müslim’e de kızmış ve Musul üzerine yürüyerek şehri
teslim almıştı.Bir rivayete göre Terken Hatunun etkisi ile Müslimi yerinde
bırakmıştır.Tabii,Horasnda isyan eden kardeşinde etkili olmuş olabilir.( 1084 )
Bir üçüncü
örnekte,akrabası olması kuvvetle muhtemel olan Batı Karahanlı Sultanı Ahmed han
ın affedilmesi olayıdır.Batı Karahanli Hükümdarı Ahmed Han’ın ulema ile arasındaki geçimsizlik
ve uleman’ın Sultan Melikşahı davet
etmesi üzerine,Selçuklu ordusu Han’ın üstüne yürüdü.Aslında bu davet,tüm islam dünyasını
eline geçirmek isteyen Melikşah için bir fırsattı.1089 yılında çıkılan seferde
ilk Buhara şehrini ele geçirdi.Daha
sonra Semerkantı kuşattı.Ahmed han şehir savunmak için çaba göstersede;Selçuklu
ordusu kolayca şehri ele geçirdi.Ahmed han esir alınıp,isfahan’a
götürüldü.Rivayete göre,Terken hatun’un akrabasını ölümden kurtardığı
söylenir.Ancak Batı Karahanlı Sultanlığı Selçuklu imparatorluğuna tabii oldu.
Terken Hatun’un
etkisini Nizam ül Mülk konusunda daha net görebiliriz.Sultan Alparslan
zamanında beri Selçuklu
Imparatorluğununn vezirliğini yapan
Nizam ül Mülk ile Sultan Melikşahın arası açılmıştı.Bunda özellikle
sivil büroktaside zaten İranlılara dayanan Selçuklu Devletinin ,bir nevi
İran’lı unsurların çatışma haline gelmiş olmasının bir payı vardı.Çünkü devletin üst düzey kadrolarında görev alan
gulam ümera,nüfuz alanlarını genişletmek için birbirleriyle rekabet
ediyorlardı.
Nızam ül Mülk’ün
,Amidülmülk Kunduri’yi bertaraf edip vezir olması gibi,şimdi de başkaları yaşlı
vezirin yerine adaylık yarışı içerisinde bulunuyorlardı.Gerçi,on iki
oğlu,damatları,sayısız akraba ve azatlı köleleri ile devlete her alanda nüfuz
etmiş olan Vezir ile rekabet etmek çok kolay görünmüyordu.
Fakat Terken hatun bu
konuda Melikşah’ı etkiliyebiliyor ve Sultan’a kendi veziri Ebu’l Ganaim’i tayin
etmesi için telkinde bulunuyordu.Irani geleneğin temsilcisi Nizam ül Mülk
,hatunların ,Türk töresinden kaynaklanan güçlü hukukundan rahatsız oluyordu.Onun için Terken hatun
muhaliflerin arasındaydı.
Melikşah,Terken
hatun’un etkisil ile ondan olan oğlu Mahmud’u veliaht tayin etmişti.Berkyaruk
tarafını tutatn Nizam ul Mülk ise bu tayinin değişmesi için mücadele ediyordu.
Melikşahun Halifelikle
ilgili planları konusunda da Veziri ile ayrı düştüğü bilinmektedir.Çünkü
rivayete göre,Isfahan’da bir halifelik sarayı inşa ettirmek isteyen
Melikşah,aynı zamanda torunu Caferi halife yapmayı düşünüyordu.Bilindiği
gibi,Sultan Melikşah kızı Mahmelik hatunu,Abbasi halifesine eş olarak
vermiş,evlendirmişti.Cafer Mahmelik hatun ile Halife Muktedinin oğludur.Ancak,Mahmelik
hatun,Halifenin,kendisine ve yanındaki Türklere kötü muamele ettiğinden
şikayette bulununca;Sultan Melikşah buna kızıp,kızını ve torununu isfahana
getirtir.Saraya döndükten kısa bir süre sonra Mahmelik hatunun ölümü ilişkileri
tamamı ile bozar.Kızının ölümünden Halifeyi sorumlu tutan Sultan,onun yerine torunu
Caferi geçirmeyi kafasına koyar.
Melikşahı bu konuda
Terken hatun ile veziri tahrik ediyordu.Nizam ül Mülk ise daha
ölçülü,arabbulucu bir tavır sergiliyordu. Ancak oğlu Mahmud’u saltanat,torunu
Caferi hilafet veliahtı tayin ettirmek
isteyen Terken hatun,bu yolda en büyük engel olarak Nizam ül Mülk’ü görüyordu.
Bunların yanısıra
Büyük Veziirn oğulları ve adamlarının
davranışları,artık Melikşahıda son derece rahatsız ediyordu.Zira,Merv
gibi önemli bir Meliklik şehri bile Nizam ül Mülk’ün oğullarının idaresi altında idi.Sultanın huzurunda rahat
hareket eden,açık açık konuşan bu insanların, siyasi olarak güçlenmesi Sultan’ı
rahatsız ediyor,hatta çekiniyordu.
Melikşah ile Vezirinin
arasının tamamen açılmasında bir hadise bardağı taşıran son damla oldu.Bu olay
yüzünden Vezir ile Melikşah arasında bir yazışma oldu.Bu mektuplaşma ve
yazışmalar,normal şartlarda vezirin azledilmesini gerektiren ,bir meydan
okumayı açıkça ortaya koysa da;Melikşah,Vezire cevap vermeden ve onu görevden
almadan,Ekim 1092 yılında Bağdad’a doğru sefere çıktı.
Büyük Devlet Adamı
Nizam ül Mülk de herşeye rağmen,devlet terbiyesi gereği,Sultanın arkasından
yola çıktı.Ancak,Isfahan Bagdad yolu üzerinde Nihavend yakınlarında,arzuhal
vermek bahanesiyle yanına gelen bir Batini fedaisi Deylemli bir genç tarafında
öldürüldü ( 14 Temmuz 1092).
Devrin kaynaklarında
bu suikast yüzünden hem Terken hatun hem de Veziri suçlanmıştır.Nizam ül Mülk
ölünce onun yerine Ebu’l Ganaim
geçirilir.Yeni vezir tüm yönetim kadrosunu değiştirir.
Sultan Melikşah ülkesinin
bir şehri gibi gördüğü Bağdad’a son gelişinde,Halife Muktedi ile ilişkilerinde
bir denge unsuru olan Nizam ul Mülk’ün varlığından yoksun bulunuyordu.( 28 Ekim
1092 ).Ancak kızı Mahmelek Hatun’a yapılanların hesabını sormak istiyordu.Zira
kızına reva görülen muamele,aslında Melikşah’a karşı bir meydan okuma anlamına
geliyordu.
Halifelik üzerindeki
otoritesinin açıkça hissedilmesini
isteyen Sultan,torunu Cafer’İ veliaht ilan etmeyi reddeden Halife
Muktedi’ye ,hemen Bagdad’I,terketmesini bildirdi.Halife çaresizlik içinde on
gün süre istedi.Fakat Sultan Melikşah,Halife’ye verilen sürenin dokuzuncu gününde av etinden
zehirlenerek hayatını kaybetti.( 20 Kasım 1092 ).Dönem kayıtlarından hem Terken
hatun hem de Halife tarafından
öldürüldüğü hakkında iddialar vardır.
Melikşahın ölümünün
faalini tespit etmek mümkün olmadı.Herkes suçlandı.Terken hatun bile,beş
yaşındaki oğlunu hükümdar yapabilmek için Melikşahı öldürttüğü töhmeti altında
kalmıştırç
Oysa bir
Karahanlı Melijesi ve Selçuklu ımparatoriçesi
olarak bunun mümkün olmayacağını herkesten
iyi biliyordu.Oğlu tahta geçecek yaşa gelene kadarda Melikşahın yaşamasını tercih
ederdi.Ancak,Sultanın ölümünden sonra başlayan taht kavgaları sırasında
oynadığı aktif rol,kadının devlet hayatında
olmasını yadırgayan anlayış tarafından,tüm felaketlerin sebebi olarak
görülmektedir.
Melikşah öldüğünde
geride n Berkyaruk,Muhammed Tapar,Sancar ve Mahmud adlı dört oğul
bırakmıştı.Babasının yerine en büyükleri olan ve o dönemde oniki yaşında bulunan Berkyaruk’un
tahta geçmesi bekleniyordu.
Daha evvel söz
ettiğimiz gibi Nizam ülMülk ,Terken Hatun’un
oğlu Mahmud’a karşı,Melikşahın amcası Yakuti’nin kızı
Zübeyde hatun’dan oğlu Berkyaruk’u
desteklemekteydi.Bazı kaynakların verdiği bilgilere göre Melikşah Berkyaruk’u veliaht tayin etseydi bile bunun saltanat
kavgasını önleyemeceği biliniyordu.
Nitekim bu durumu
fırsat bilen ve o sırada Sultanın yanında Bağdat’ta bulunan Terken hatun,henüz
beş yaşında bulunan oğlu Mahmud’u tahta geçirmek için harekete geçti.Bir
taraftna zaman kazanmak için Melikşah’ın ölümünü gizlerken,diğer taraftan da
hazinenin ağzını açarak desteklerini
almak için ordu ve devlet adamlarına
büyük ihsanlarda bulundu.Bu cömert girişimleri sayesindede pek çok
emirin içerisinde bulunduğu büyük bir ordu kurmayı başardı.
Terken hatun’un bu
başarısı,hiç şüphesiz bolca dağıttığı ihsanlar kadar,Karahanlı soyundan gelmesi
ve Selçuklu İmparatoriçesi olarak Melikşah’ın sağladığı etkin konumundan
kaynaklanmaktaydı.
Bu şekilde ordunun
bağlılığını temin eden Terken Hatun,bir taraftanda oğlunun
saltanatı için bir tehlike olduğuna inandığı ;veliaht Berkyaruk’u
hapsettirmek için,Musul valiis Kürboğa ile Emir Üner ve Emir Komac’ı Isfahan’a
göndermiştir.Isfahan’a gelen emirlerin Berkyaruk’u tutuklayarak
,hapsetmelerinden sonra Terken
Hatun,Abbasi halifesi Muktedi’den oğlu Mahmud adına hutbe okumasını istedi.
Halife bu teklife
hemen evet demedi..Imam Gazalali’nin fetvası doğrultusunda Mahmud’un yaşını
küçük olmasının nedeni ile ülke yönetemeyeceğini gerekçe göstererek bu isteği
reddetti.Ancak Terken hatun’un yanında tuttuğu torunu ve Halifenin oğlu olan
Cafer üzerinde tehditler savurunca,direnemedir.Caferin babasına gönderilmesi
kaydıyla 26 Kasım 1092 yılında Bağdad’da
Mahmud adına hutbe okundu.
Terken
hatun,Melikşahın ölümünden sadece altı gün sonra oğlu Mahmud’u Bağdat’ta Sultan ilan ettirmeyi
başarmıştı.Ardından Vezir Recülmül Ebu’l Ganaim ve orduyla birlikte,oğlu Mahmud’u
tahta çıkarmak üzere Isfahan’a doğru yola çıktı.
Ancak,Herşeyi
düşündğünğ zanneden Terken Hatununun unuttuğu rakipleri vardı.Nizamülmülk’üm
adamları daha pes etmemişti.Eski Vezirin adamları bir silah deposunu yağmalayarak isyan etmiş ve Berkyaruk’u
hapisten çıkarıp,tahta oturtup adına hutba okutmuşlardı.
Terken Hatun’un
Isfahan’a yaklaşması üzerinede Berkyaruk’u Nizamülmülk’ün adamları hala güçlü oldukları
Rey şehrine kaçırdılar.Bu arada pek çok Emirde onlara katılıp Rey şehrine
giderler.Berkyaruk’un etrafında onbinden
fazla asker toplanmıştı.Böylece taht kavgası eski vezirin adamları ile yeni
vezirin arasındaki bir hesaplaşmaya dönüşmüş bulunuyordu.
Çünkü başta Emir Erkuş
olmak üzere ,maktul vezirin taraftarları,yeni veziri Nizamülmülk’ün katili olmaklar itham ediyorlardı.Bu
sebeplede,Berkyaruk’u desteklemek suretiyle eski vezirinde intikamını almak
istiyorlardır.
Durumun kendi aleyhine
gelişmekte olduğunu gören ve Berkyaruk’un daha fazla güçlenmesini engellemek
isteyen Terken Hatun,yanında Kürboğa,Üner ve Komaç gibi emirler olduğu halde
Rey şehrine doğru hareket etti.
Ancak Berveird
yakınlarında yapılan savaşta,ordusundan bazı emirlrin askerleriyle Berkyaruk
tarafına geçmesi üzerine yenilen Terken Hatun Isfahan’a çekilmek zorunda kaldı
( Ocak 1093 )
Şehir Berkyaruk ve
ordusu tarafında kuşatılır.Terken Hatun Isfahan’ın surlarının içinde sıkışmış
kalmıştı.Bu durumdan kurtulmak için bir taraftan yanındaki emirlerinde
telkiniyle kuşatmayı kaldırması için Berkyaruk ile anlaşma yollarını
ararken,diğer taraftanda oğlu Mahmud’u tahta çıkarma arzusundan vazgeçmeyerek yeni çıkış yolları
arıyordu.Nitekim bu amaçla,Berkyaruk’un dayısı Azerbeycan meliki Ismaile haber göndererek kendisi ile evlenip Mahmud’un
saltanatına ortaklık teklif etti.
Selçuklu tahtına
geçmek için fırsat kollayan Ismail bu teklifi hemen kabul eder.Hemen ordusu ile
Terken Hatunun yardımına koşar.Birleşen iki ordu Berkyaruk’un üzerine yürüdü.
Ancak bu orduda başarılı olamaz.Zira Terken Hatun’un Melik ısmail ile
evlenmesini hoş karşılamayan bazı komutanların Berkyarukun saflarına geçmesi
ile Kereç yakınlarında yapılan muhabereyi kaybeden Ismailde Isfahana çekildi ( Şubat 1093 )
Bu yenilgiye rağmen Terken
Hatun onu hürmetle karşılayıp,adına sikke kestirdi,oğluyla müşterek hutbe
okuttu.Ancak Melik Ismail beraberindeki emirler ile anlaşamadığından;Berkyaruk’un
annesi r olan Kızkardeşi Zübeyde Hatun’un yanına gitti.Fakat onun Berkyaruk
hakkındaki kötü düşüncüleri gün ışığına çıkınca Atabeyi Gümüştekin tarafından
öldürüldü
Melik Ismail’in ölümü
Terken Hatun’un azmini kırmadı.O bu sefer de Melikşahın ölümünün ardından
Suriye’de Saltanatını ilan etmiş olan kayınbiraderi Tacüddevle Tutuşu aynı
vaatlerle Isfahana davet etti.
Suriye Meliki
Tutuş,Melikşaha itaatini bildirmek ve teveccühünü kazanmak için Dimaşk’tan
Bağdat’a gelmek üzere iken,Fırat kıyısındaki Hit kasabasında
Sultanın ölüm haberini almıştı.Hemen her hanedan üyesinin yapacağı
gibi,kendini saltanata en uygun kişi olarak
gören Tutuş,daha burada iekn adına hutbe okutmak suretiyle sultanlığını
ilan etti.Daha sonra Rakka şehirini ele geçirip Taht töreni yaptı ( Şubat 1093
)
O Urfa valisi
Bozan,Haleb valisi Aksungur ve Antakya valisi Yağı basan’ın itaatini sağlayıp
,Rahbe,Habur bölgesi ve Nusaybin’i işgal etti. Daha sonra Musul üstüne yürüdü
ve şehir dışında Ibrahim bin Kureyşin ordusu ile yaptığı muharebeyi kazanıp
Musul şehrine girdi.Bu söz konusu şehirleri alan Tutuş,Suriye ve Elcezire nin önemli bir bölümünde hakimiyetini tesis
ettiği gibi adına hutbe okutmayı başarmıştı.
Bunun bir sonucu
olarak,Selçuklu tahtına geçmeyi kendine bir hak gören Tutuş,Büyük Selçuklu
Sultanı sıfatıyla Bağdat’ta adına hutbe okunması için Abbasi Halifesi El
Muktedi ye başvurdu.
Halife bu teklif
karşısında ona,adına hutbe okutabilmesi için
Horasan ve Maşrıkta hükümran olmak,Islam alemine hakan olmak,Saltanat
mücadelesi içinde rakibi olmaması ve Isfahan da tahta çıkması gibi şartlar
ileri sürerek,bu isteği kabul etmedi.
Tutuş Isfahana gitmek
için ordusu ile hareket geçti.Yolu üzerinde olan Diyarbakır bölgesini ele
geçirip,Azerbeycana doğru yöneldi.
Berkyaruk amcasına
karşı önlemler aldı.Bu arada Emir Aksungur ve Bozan orduları ile Berkyaruk’un ordusuna
katıldılar.Bu taraf değiştirme ile kuvvetinden çok şey kaybeden Tutuş yeniden
ordusunu maglu olarak takviye etmek amacıyla yanında Yağıbasnan ile Dımaşka
geri döndü.( Aralık 1093 )
Tutuş geri dönerken,Berkyaruk bu sırada
Bağdad’a girmiş ve adına hutbe okunmasını istemişti ( Ocak 1094) Halife
onun başarılarını göz önüne alarak onun
adına Hutbe okuttu( 3 şubat 1094 )
Tutuş Bağdad’tan kötü haberi alınca yeni bir ordu
kurarak,harekete geçer ve önce ihanetlerini unutamadığı Emir Aksungur ve Bozan’dan
intikamını aldı.yakalanan iki emir öldürüldü ( Mayıs 1094).Tutuş Ahlat
üzerinden Azerbeycan’a gidereke bu bölgeyi hakimiyeti altına aldı ve Hemedan’a
doğru yürüdü.Burada Terken Hatun’la birleşerek ,Berkyaruk’a karşı ortak bir
mücadele başlatacaklardı.
Aynı maksatla Isfahan’dan
Hemedan’a doğru yola çıkan Terken Hatun
yolda hastalanarak geri dönmek zorunda
kaldı ve kısa bir süre sonra öldü ( Ekim
1094 ).Terken Hatun’un ölümünden sonra
ona bağlı emirlerden bir kısmı Berkyaruk tarafına geçerken,büyük bir kısmı da
Tutuş’a katıldı.
Diğer taraftan yanından az sayıda asker bulunan Berkyaruk,Tutuş’un öncü kuvvetlerine maglub olarak Isfahan’a sığındı.Bu mağlubiyet
haberi üzerine Abbasi Halifesi Mustahzir
Billah Bağdad’da Tutuş adına hutbe
okuttu.Berkyaruk ise kardeşi Mahmud’un emirleri tarafından Isfahan’da yakalandı.Bu sırada Mahmud’un çiçek
hastalığına yakalanarak ölmesi ( Kasım1094 ),yanındaki emirlerin Berkyaruk’u
sultan tanımalarına sebeb oldu.Berkyaruk
ile Tutuş arasında kesin savaş Rey şehri civarında yapıldı.( 25 Şubat 1095
).Kötü davranışlar nedeni ile Tutuş’a kırgın olan emir ve askerlerden büyük bir
kısmı Berkyaruk tarafına geçtiler.Neticede bu saltanat mücadelesini kazanan Berkyaruk oldu ve Tutuş savaş
alanında öldü.
Bütün bir hayatı
boyunca zekasını ,kabileyetlerini iktidardardaki emelleri uğruna kullanan Terken Hatun,her ne kadar geride bir çok
entrika ve düşman bıraksa da kendi adına
Bağdad’da Hanefilere tahsis edilen Terken Hatun Medresesi ile Isfahan’da Cuma
camii avlusundaki kuzey kubbelerini yaptırmıştır.
Büyük Selçuklu Devleti’nin
siyasi hayatından en etkili kadın olan
Terken Hatun,,asil bir aileden gelmesi,sahip olduğu yetenekleri ve zekasıyla
Selçuklu sarayında bir devrim yaratmıştır.Devlet işlerinde,protokolde her zaman
Sultan Melikşah’ın yönlendiricisi
olmuştur.Kızı Mahmelek sultanın evlenmesinden herşeyi kendi isteği ve otoritesi
yönünde düzenlenmiştir.
Melikşahın ölümünden
sonra oğlunu tahta geçirmek için
değişişk yöntemle denemiştir.Bunlardan biride hazinenin büyük bir kısmını kendi
safında yer almaları için Emirlere
dağıtmasıdır.
Sultan Melikşah
ölümünden sonra iktidar mücadelesinde yeri geldiğinda siyasi evliliklerde gerçekleştiren Terken Hatun,eşi Melikşah
hayattayken de Fars bölgesine hakim olmak için ordu kurup sefere çıkmıştı.
Tüm bunları yanlızca
güç ve iktidar için yaptığı söylenemez .Bakıldığında
Terken Hatun’un izlediği politikaların devleti yıprattığı ve zayıflattığı
gerçeksede ortam bunları tıpkı diğer
hanedan mensubu hatunlatr ve dahi meliklerde de görüldüğü gibi devlette
hakimiyette söz sahibi olabilmek için uygulama yoluna girmiştir.Büyük Selçuklu
Devletinin selameti için doğru bildiği şekilde davranmıştır.Devlet
içinde bir günah keçisi olan neredeyse tüm çöküşün sorumlusu olarak sunulan Terken Hatun aslında
masumdu.
Allah rahmet eylesin…
No comments:
Post a Comment