Tuesday, December 1, 2020

MELİKŞAHIN EŞİ TERKEN HATUN HAKKINDA BİR ÇALIŞMA

                                     


Türk tarihinde devlet yönetiminde  etkili olan kadın sultanlara verilen ünvanlardan en çekici olan ‘’ Terken’’ dir.Türklerde hükümdar hanımlarına hep Katun ( hatun  ) tabiri değiştirilmeden kullanılmıştır.Saray hatunlarının hepsi  hatun ünvanını alırken,’Terken’ ünvanına ise sadece  üst derecedeki hatunlar sahip olurdu.

Osman Turan’ın yaptığu araştırmalara göre Terken bir isim değil bir ünvandır.Terken ‘’ kendisine itaat edilen ‘’ anlamanına  geldiğini belirtmiştir.Bu ünvana sahip olan saray kadınları kendilerine ait yurtluklara ( ikta),divan teşkilatına,askerlere ve hizmetlileri sahipti.Bu varlıkları sebebiyle,Terken hatunlar  feodal devlet düzenindeki  ikta sahibi beyler  gibi yeri geldiğinde  askeri müdahelelere kalkışıp,yönetimde söz sahibi olmuşlardır.Ancak tahta geçtikleri pek az görülmüştür.Terken kelimesinin isim olarak günümüze yansıması Türkandır.

Türk devletleri  ikili ilişkilerini geliştirmek  ve bir takım siyasi emelleri için siyasi evlilikler gerçekleştirmişlerdir.Hükümdarlar kendi siyasi çıkarları uğruna yetiştirdiği  tatlı dilli,güleryüzlü kız çocuklari,zamanı gelince bu tür evliliklere yönlendirilmiştir.

Bu siyasi evliliklerini ne güzel öreneği Büyük Selçuklu Sultanı  Melikşah ile Terken Hatun evliliğidir.Bu evlilik uzun bir zaman diliminde,Selçuklu devletinin yıkılışını hızlandıran olayların fitilini ateşlemiştir.Peki Terken Hatun kimdir ? Terken Hatun,Karahanli ilig Han’ın torunu ve Semerkant hükümdarı,Şemsü’l Mul Ebül Hasan Nasr’ın amcasının kızıdır.’’Ilıg ‘’ unvanı pek çok türk hanedanındada olduğu gibi,Karahanlılardada yalnız hanedan üyelerinin kullandığı bir ünvandır.Terken Hatun bir hanedan üyesidir.

Residuddin Fazlullah eserinde  ‘Terken Hatun’dan ( Han’ı Semerkant Tamgaç’in kızı Terken Hatun Sultan  diye bahsetmiştir.Yazarı bilinmiyen ‘Selçukname’ adlı eserde  Terken Hatun’dan ‘ Türk aslından ve Afrasyab soyundan bir melike ‘olarak söz edilir.Adı tam olarak bilinmiyen Terken Hatun’a eşi Sultan Melikşahın ‘’ Celalü’d-devleve’ddin ‘ lakabı nedeni ile ‘ Celaliye hatun ‘ denilirdi.

1055 yılında dünyaya gelen Melikşah,Terken hatun ile evlediğinde dokuz yaşındadır.Melikşahın yaşının küçük olması,Türk Islam devletlerinde  bu tarz resmi nikahların çocuklar küçükken yapıldığı sıksık görülmüştür.Nikah olsalar bile çocuklar büyüyene kadar Evlilik hayatına geçilmediğini tarihçiler özellikle işaret ederler.

Sultan Melikşah tahtta olduğu,süreçte,bir çok olayda Terken Hatun’un etkisi altında kalmıştır.Bu etkinin birkaç örneğini vermek isterim

Terken hatun’un çok güzel ,şirin ve hoş bir kadın olup yüksek bir güce sahip olduğu bilinmektedir.Kendi döneminde gerçekleşen  olaylar karşısında göstermiş olduğu tutumlar onun soğukkanlı ve özgüvenli birisi olduğunu gösterir.Bu tutumlarından ilki Halife Muktedi’nin Melilşah’ın kızı ile evlenme olayında karşımızı çıkmaktadır.

 

 

 

 

Halife Müktedi,veziri Fahru’d-devle Ebu Nasr bin Cuheyr’i Sultan Melikşaha göndermişti.Saraya vardığından onu Nizamulmülk karşılamıştır.Sultanın emiriyle Büyük vezir  Fahru’de devle’yi yanına alıp Terken hatun’un huzuruna getirmiştir.Halifenin elçisinin evlilik teklifini  sunması üzerine Terken hatun kendisine ,kızını Karahanlı ve Gazne Sultanlarının da istediğini söyledi.Ancak,dörtyüz bin dinar başlık vermesi halinde Halifenin teklifini tercih edebileceğini söylemiştir.Halife’den para talep edilemeyeceğini dile getiren Ebu Nasr bin Cüheyr’i ile Terken hatun uzun uzun konuşmuşlar,sonunda uzlaşmışlardır.Aralarında yapılan anlaşmaya göre Ellibin dinar Süt hakkı,Yüzbin dinar mehir ödemesi ile Halifenin başka eşi ve cariyesi olmaması şartı ile kızını vermeye razı olmuştur.Bunu Melikşahda onaylayında,Halifenin elçisi Bağdat’a dönmüştür.

Düğün 1087 yılında gerçekleşmiştir.Düğünün ertesi günü bir ziyafet veren Halife Muktedi Bicmillah,Terken Hatun ile yanındaki kadınlara hilat’lar göndermiştir.

Bir diğer örnek ise Seref el Devle Müslim olayıdır.Nizam’ul-Mulk’ün damadı olan devrin ileri gelen devlet adamlarından Fahr ud devle Muhammed bin Cüheyr,Mervani devletinin zenginliğini ileri sürerek Diyarbekir bölgesine yapılacak bir sefer için Sultan Melikşah’ı ikna etmiştir. Sultan,Diyarbekir bölgesinin emirliğini Muhammed bin Cüheyr’e vermiş,Artuk Bey ve Arap emiri Seyf el Devle’nin de bulunduğu büyük bir orduyu Diyabekir’e göndermiştir( 1084 )

Bu Selçuklu ordusu Amid ve Meyyafarijin gibi büyük şehirleride feth ederek,Diyabekir bölgesine hakim oldu.Böylece,Mervani devleti ortadan kalkar ( 1085 )

Sultan Melikşah Mervani Devleti’nin yardımına koşan Musul Emiri Şerif el Devle Müslim’e  de kızmış ve Musul üzerine yürüyerek şehri teslim almıştı.Bir rivayete göre Terken Hatunun etkisi  ile Müslimi yerinde bırakmıştır.Tabii,Horasnda isyan eden kardeşinde etkili olmuş olabilir.( 1084 )

Bir üçüncü örnekte,akrabası olması kuvvetle muhtemel olan Batı Karahanlı Sultanı Ahmed han ın affedilmesi olayıdır.Batı Karahanli Hükümdarı  Ahmed Han’ın ulema ile arasındaki geçimsizlik ve uleman’ın Sultan Melikşahı  davet etmesi üzerine,Selçuklu ordusu Han’ın üstüne yürüdü.Aslında bu davet,tüm islam dünyasını eline geçirmek isteyen Melikşah için bir fırsattı.1089 yılında çıkılan seferde ilk Buhara  şehrini ele geçirdi.Daha sonra Semerkantı kuşattı.Ahmed han şehir savunmak için çaba göstersede;Selçuklu ordusu kolayca şehri ele geçirdi.Ahmed han esir alınıp,isfahan’a götürüldü.Rivayete göre,Terken hatun’un akrabasını ölümden kurtardığı söylenir.Ancak Batı Karahanlı Sultanlığı Selçuklu imparatorluğuna tabii oldu.

Terken Hatun’un etkisini Nizam ül Mülk konusunda daha net görebiliriz.Sultan Alparslan zamanında beri  Selçuklu Imparatorluğununn vezirliğini yapan  Nizam ül Mülk ile Sultan Melikşahın arası açılmıştı.Bunda özellikle sivil büroktaside zaten İranlılara dayanan Selçuklu Devletinin ,bir nevi İran’lı unsurların çatışma haline gelmiş olmasının bir payı vardı.Çünkü  devletin üst düzey kadrolarında görev alan gulam ümera,nüfuz alanlarını genişletmek için birbirleriyle rekabet ediyorlardı.

Nızam ül Mülk’ün ,Amidülmülk Kunduri’yi bertaraf edip vezir olması gibi,şimdi de başkaları yaşlı vezirin yerine adaylık yarışı içerisinde bulunuyorlardı.Gerçi,on iki oğlu,damatları,sayısız akraba ve azatlı köleleri ile devlete her alanda nüfuz etmiş olan Vezir ile rekabet etmek çok kolay görünmüyordu.

Fakat Terken hatun bu konuda Melikşah’ı etkiliyebiliyor ve Sultan’a kendi veziri Ebu’l Ganaim’i tayin etmesi için telkinde bulunuyordu.Irani geleneğin temsilcisi Nizam ül Mülk ,hatunların ,Türk töresinden kaynaklanan güçlü hukukundan  rahatsız oluyordu.Onun için Terken hatun muhaliflerin arasındaydı.

Melikşah,Terken hatun’un etkisil ile ondan olan oğlu Mahmud’u veliaht tayin etmişti.Berkyaruk tarafını tutatn Nizam ul Mülk ise bu tayinin değişmesi için mücadele ediyordu.

Melikşahun Halifelikle ilgili planları konusunda da Veziri ile ayrı düştüğü bilinmektedir.Çünkü rivayete göre,Isfahan’da bir halifelik sarayı inşa ettirmek isteyen Melikşah,aynı zamanda torunu Caferi halife yapmayı düşünüyordu.Bilindiği gibi,Sultan Melikşah kızı Mahmelik hatunu,Abbasi halifesine eş olarak vermiş,evlendirmişti.Cafer Mahmelik hatun ile Halife Muktedinin oğludur.Ancak,Mahmelik hatun,Halifenin,kendisine ve yanındaki Türklere kötü muamele ettiğinden şikayette bulununca;Sultan Melikşah buna kızıp,kızını ve torununu isfahana getirtir.Saraya döndükten kısa bir süre sonra Mahmelik hatunun ölümü ilişkileri tamamı ile bozar.Kızının ölümünden Halifeyi sorumlu tutan Sultan,onun yerine torunu Caferi geçirmeyi kafasına koyar.

Melikşahı bu konuda Terken hatun ile veziri tahrik ediyordu.Nizam ül Mülk ise daha ölçülü,arabbulucu bir tavır sergiliyordu. Ancak oğlu Mahmud’u saltanat,torunu Caferi  hilafet veliahtı tayin ettirmek isteyen Terken hatun,bu yolda en büyük engel olarak Nizam ül Mülk’ü görüyordu.

Bunların yanısıra Büyük Veziirn oğulları ve adamlarının  davranışları,artık Melikşahıda son derece rahatsız ediyordu.Zira,Merv gibi önemli bir Meliklik şehri bile Nizam ül Mülk’ün oğullarının  idaresi altında idi.Sultanın huzurunda rahat hareket eden,açık açık konuşan bu insanların, siyasi olarak güçlenmesi Sultan’ı rahatsız ediyor,hatta çekiniyordu.

Melikşah ile Vezirinin arasının tamamen açılmasında bir hadise bardağı taşıran son damla oldu.Bu olay yüzünden Vezir ile Melikşah arasında bir yazışma oldu.Bu mektuplaşma ve yazışmalar,normal şartlarda vezirin azledilmesini gerektiren ,bir meydan okumayı açıkça ortaya koysa da;Melikşah,Vezire cevap vermeden ve onu görevden almadan,Ekim 1092 yılında Bağdad’a doğru sefere çıktı.

Büyük Devlet Adamı Nizam ül Mülk de herşeye rağmen,devlet terbiyesi gereği,Sultanın arkasından yola çıktı.Ancak,Isfahan Bagdad yolu üzerinde Nihavend yakınlarında,arzuhal vermek bahanesiyle yanına gelen bir Batini fedaisi Deylemli bir genç tarafında öldürüldü ( 14 Temmuz 1092).

Devrin kaynaklarında bu suikast yüzünden hem Terken hatun hem de Veziri suçlanmıştır.Nizam ül Mülk ölünce onun yerine  Ebu’l Ganaim geçirilir.Yeni vezir tüm yönetim kadrosunu değiştirir.

Sultan Melikşah ülkesinin bir şehri gibi gördüğü Bağdad’a son gelişinde,Halife Muktedi ile ilişkilerinde bir denge unsuru olan Nizam ul Mülk’ün varlığından yoksun bulunuyordu.( 28 Ekim 1092 ).Ancak kızı Mahmelek Hatun’a yapılanların hesabını sormak istiyordu.Zira kızına reva görülen muamele,aslında Melikşah’a karşı bir meydan okuma anlamına geliyordu.

Halifelik üzerindeki otoritesinin açıkça hissedilmesini  isteyen Sultan,torunu Cafer’İ veliaht ilan etmeyi reddeden Halife Muktedi’ye ,hemen Bagdad’I,terketmesini bildirdi.Halife çaresizlik içinde on gün süre istedi.Fakat Sultan Melikşah,Halife’ye verilen  sürenin dokuzuncu gününde av etinden zehirlenerek hayatını kaybetti.( 20 Kasım 1092 ).Dönem kayıtlarından hem Terken hatun hem de Halife  tarafından öldürüldüğü hakkında iddialar vardır.

Melikşahın ölümünün faalini tespit etmek mümkün olmadı.Herkes suçlandı.Terken hatun bile,beş yaşındaki oğlunu hükümdar yapabilmek için Melikşahı öldürttüğü töhmeti altında kalmıştırç

Oysa bir Karahanlı  Melijesi ve Selçuklu ımparatoriçesi olarak bunun mümkün olmayacağını  herkesten iyi biliyordu.Oğlu tahta geçecek yaşa gelene kadarda  Melikşahın yaşamasını tercih ederdi.Ancak,Sultanın ölümünden sonra başlayan taht kavgaları sırasında oynadığı aktif rol,kadının devlet hayatında  olmasını yadırgayan anlayış tarafından,tüm felaketlerin sebebi olarak görülmektedir.

Melikşah öldüğünde geride n Berkyaruk,Muhammed Tapar,Sancar ve Mahmud adlı dört oğul bırakmıştı.Babasının yerine en büyükleri olan  ve o dönemde oniki yaşında bulunan Berkyaruk’un tahta geçmesi bekleniyordu.

Daha evvel söz ettiğimiz gibi Nizam ülMülk ,Terken Hatun’un  oğlu  Mahmud’a  karşı,Melikşahın amcası Yakuti’nin kızı Zübeyde hatun’dan  oğlu Berkyaruk’u desteklemekteydi.Bazı kaynakların verdiği bilgilere göre  Melikşah Berkyaruk’u  veliaht tayin etseydi bile bunun saltanat kavgasını önleyemeceği biliniyordu.

Nitekim bu durumu fırsat bilen ve o sırada Sultanın yanında Bağdat’ta bulunan Terken hatun,henüz beş yaşında bulunan oğlu Mahmud’u tahta geçirmek için harekete geçti.Bir taraftna zaman kazanmak için Melikşah’ın ölümünü gizlerken,diğer taraftan da hazinenin ağzını  açarak desteklerini almak için ordu ve devlet adamlarına  büyük ihsanlarda bulundu.Bu cömert girişimleri sayesindede pek çok emirin içerisinde bulunduğu büyük bir ordu kurmayı başardı.

Terken hatun’un bu başarısı,hiç şüphesiz bolca dağıttığı ihsanlar kadar,Karahanlı soyundan gelmesi ve Selçuklu İmparatoriçesi olarak Melikşah’ın sağladığı etkin konumundan kaynaklanmaktaydı.

Bu şekilde ordunun bağlılığını temin eden Terken Hatun,bir taraftanda  oğlunun  saltanatı için bir tehlike olduğuna inandığı ;veliaht Berkyaruk’u hapsettirmek için,Musul valiis Kürboğa ile Emir Üner ve Emir Komac’ı Isfahan’a göndermiştir.Isfahan’a gelen emirlerin Berkyaruk’u tutuklayarak ,hapsetmelerinden sonra  Terken Hatun,Abbasi halifesi Muktedi’den oğlu Mahmud adına hutbe okumasını istedi.

Halife bu teklife hemen evet demedi..Imam Gazalali’nin fetvası doğrultusunda Mahmud’un yaşını küçük olmasının nedeni ile ülke yönetemeyeceğini gerekçe göstererek bu isteği reddetti.Ancak Terken hatun’un yanında tuttuğu torunu ve Halifenin oğlu olan Cafer üzerinde tehditler savurunca,direnemedir.Caferin babasına gönderilmesi kaydıyla  26 Kasım 1092 yılında Bağdad’da Mahmud  adına hutbe okundu.

Terken hatun,Melikşahın ölümünden sadece altı gün sonra oğlu Mahmud’u  Bağdat’ta Sultan ilan ettirmeyi başarmıştı.Ardından Vezir Recülmül Ebu’l Ganaim ve orduyla birlikte,oğlu Mahmud’u tahta çıkarmak üzere Isfahan’a doğru yola çıktı.

Ancak,Herşeyi düşündğünğ zanneden Terken Hatununun unuttuğu rakipleri vardı.Nizamülmülk’üm adamları daha pes etmemişti.Eski Vezirin adamları bir silah deposunu  yağmalayarak isyan etmiş ve Berkyaruk’u hapisten çıkarıp,tahta oturtup adına hutba okutmuşlardı.

Terken Hatun’un Isfahan’a yaklaşması üzerinede Berkyaruk’u Nizamülmülk’ün adamları hala güçlü oldukları Rey şehrine kaçırdılar.Bu arada pek çok Emirde onlara katılıp Rey şehrine giderler.Berkyaruk’un etrafında  onbinden fazla asker toplanmıştı.Böylece taht kavgası eski vezirin adamları ile yeni vezirin arasındaki bir hesaplaşmaya dönüşmüş bulunuyordu.

Çünkü başta Emir Erkuş olmak üzere ,maktul vezirin taraftarları,yeni veziri Nizamülmülk’ün  katili olmaklar itham ediyorlardı.Bu sebeplede,Berkyaruk’u desteklemek suretiyle eski vezirinde intikamını almak istiyorlardır.

Durumun kendi aleyhine gelişmekte olduğunu gören ve Berkyaruk’un daha fazla güçlenmesini engellemek isteyen Terken Hatun,yanında Kürboğa,Üner ve Komaç gibi emirler olduğu halde Rey şehrine doğru hareket etti.

Ancak Berveird yakınlarında yapılan savaşta,ordusundan bazı emirlrin askerleriyle Berkyaruk tarafına geçmesi üzerine yenilen Terken Hatun Isfahan’a çekilmek zorunda kaldı ( Ocak 1093 )

Şehir Berkyaruk ve ordusu tarafında kuşatılır.Terken Hatun Isfahan’ın surlarının içinde sıkışmış kalmıştı.Bu durumdan kurtulmak için bir taraftan yanındaki emirlerinde telkiniyle kuşatmayı kaldırması için Berkyaruk ile anlaşma yollarını ararken,diğer taraftanda oğlu Mahmud’u tahta çıkarma arzusundan  vazgeçmeyerek yeni çıkış yolları arıyordu.Nitekim bu amaçla,Berkyaruk’un dayısı Azerbeycan  meliki Ismaile  haber göndererek kendisi ile evlenip Mahmud’un saltanatına ortaklık teklif etti.

Selçuklu tahtına geçmek için fırsat kollayan Ismail bu teklifi hemen kabul eder.Hemen ordusu ile Terken Hatunun yardımına koşar.Birleşen iki ordu Berkyaruk’un üzerine yürüdü. Ancak bu orduda başarılı olamaz.Zira Terken Hatun’un Melik ısmail ile evlenmesini hoş karşılamayan bazı komutanların Berkyarukun saflarına geçmesi ile Kereç yakınlarında yapılan muhabereyi kaybeden  Ismailde Isfahana çekildi ( Şubat 1093 )

Bu yenilgiye rağmen Terken Hatun onu hürmetle karşılayıp,adına sikke kestirdi,oğluyla müşterek hutbe okuttu.Ancak Melik Ismail beraberindeki emirler ile anlaşamadığından;Berkyaruk’un annesi r olan Kızkardeşi Zübeyde Hatun’un yanına gitti.Fakat onun Berkyaruk hakkındaki kötü düşüncüleri gün ışığına çıkınca Atabeyi Gümüştekin tarafından öldürüldü

Melik Ismail’in ölümü Terken Hatun’un azmini kırmadı.O bu sefer de Melikşahın ölümünün ardından Suriye’de Saltanatını ilan etmiş olan kayınbiraderi Tacüddevle Tutuşu aynı vaatlerle Isfahana davet etti.

Suriye Meliki Tutuş,Melikşaha itaatini bildirmek ve teveccühünü kazanmak için Dimaşk’tan Bağdat’a gelmek üzere iken,Fırat kıyısındaki Hit  kasabasında  Sultanın ölüm haberini almıştı.Hemen her hanedan üyesinin yapacağı gibi,kendini saltanata en uygun kişi olarak  gören Tutuş,daha burada iekn adına hutbe okutmak suretiyle sultanlığını ilan etti.Daha sonra Rakka şehirini ele geçirip Taht töreni yaptı ( Şubat 1093 )

 

 

O Urfa valisi Bozan,Haleb valisi Aksungur ve Antakya valisi Yağı basan’ın itaatini sağlayıp ,Rahbe,Habur bölgesi ve Nusaybin’i işgal etti. Daha sonra Musul üstüne yürüdü ve şehir dışında Ibrahim bin Kureyşin ordusu ile yaptığı muharebeyi kazanıp Musul şehrine girdi.Bu söz konusu şehirleri alan Tutuş,Suriye ve Elcezire nin  önemli bir bölümünde hakimiyetini tesis ettiği gibi adına hutbe okutmayı başarmıştı.

Bunun bir sonucu olarak,Selçuklu tahtına geçmeyi kendine bir hak gören Tutuş,Büyük Selçuklu Sultanı sıfatıyla Bağdat’ta adına hutbe okunması için Abbasi Halifesi El Muktedi ye başvurdu.

Halife bu teklif karşısında ona,adına hutbe okutabilmesi için  Horasan ve Maşrıkta hükümran olmak,Islam alemine hakan olmak,Saltanat mücadelesi içinde rakibi olmaması ve Isfahan da tahta çıkması gibi şartlar ileri sürerek,bu isteği kabul etmedi.

Tutuş Isfahana gitmek için ordusu ile hareket geçti.Yolu üzerinde olan Diyarbakır bölgesini ele geçirip,Azerbeycana doğru yöneldi.

Berkyaruk amcasına karşı önlemler aldı.Bu arada Emir Aksungur ve Bozan  orduları ile Berkyaruk’un ordusuna katıldılar.Bu taraf değiştirme ile kuvvetinden çok şey kaybeden Tutuş yeniden ordusunu maglu olarak takviye etmek amacıyla yanında Yağıbasnan ile Dımaşka geri döndü.( Aralık 1093 )

Tutuş geri dönerken,Berkyaruk  bu sırada  Bağdad’a girmiş ve adına hutbe okunmasını istemişti ( Ocak 1094) Halife onun başarılarını göz önüne alarak  onun adına Hutbe okuttu( 3 şubat 1094 )

Tutuş  Bağdad’tan  kötü haberi alınca yeni bir ordu kurarak,harekete geçer ve önce ihanetlerini unutamadığı Emir Aksungur ve Bozan’dan intikamını aldı.yakalanan iki emir öldürüldü ( Mayıs 1094).Tutuş Ahlat üzerinden Azerbeycan’a gidereke bu bölgeyi hakimiyeti altına aldı ve Hemedan’a doğru yürüdü.Burada Terken Hatun’la birleşerek ,Berkyaruk’a karşı ortak bir mücadele başlatacaklardı.

Aynı maksatla Isfahan’dan Hemedan’a  doğru yola çıkan Terken Hatun yolda hastalanarak  geri dönmek zorunda kaldı ve kısa bir süre  sonra öldü ( Ekim 1094 ).Terken Hatun’un ölümünden  sonra ona bağlı emirlerden bir kısmı Berkyaruk tarafına geçerken,büyük bir kısmı da Tutuş’a katıldı.

Diğer taraftan  yanından az sayıda asker bulunan Berkyaruk,Tutuş’un  öncü kuvvetlerine  maglub olarak Isfahan’a sığındı.Bu mağlubiyet haberi üzerine Abbasi  Halifesi Mustahzir Billah Bağdad’da Tutuş adına  hutbe okuttu.Berkyaruk ise kardeşi Mahmud’un emirleri tarafından  Isfahan’da yakalandı.Bu sırada Mahmud’un çiçek hastalığına yakalanarak ölmesi ( Kasım1094 ),yanındaki emirlerin Berkyaruk’u sultan tanımalarına  sebeb oldu.Berkyaruk ile Tutuş arasında kesin savaş Rey şehri civarında yapıldı.( 25 Şubat 1095 ).Kötü davranışlar nedeni ile Tutuş’a kırgın olan emir ve askerlerden büyük bir kısmı Berkyaruk tarafına geçtiler.Neticede bu saltanat mücadelesini  kazanan Berkyaruk oldu ve Tutuş savaş alanında öldü.

Bütün bir hayatı boyunca zekasını ,kabileyetlerini iktidardardaki emelleri uğruna kullanan  Terken Hatun,her ne kadar geride bir çok entrika ve düşman  bıraksa da kendi adına Bağdad’da Hanefilere tahsis edilen Terken Hatun Medresesi ile Isfahan’da Cuma camii avlusundaki kuzey kubbelerini yaptırmıştır.

Büyük Selçuklu Devleti’nin siyasi  hayatından en etkili kadın olan Terken Hatun,,asil bir aileden gelmesi,sahip olduğu yetenekleri ve zekasıyla Selçuklu sarayında bir devrim yaratmıştır.Devlet işlerinde,protokolde her zaman Sultan Melikşah’ın  yönlendiricisi olmuştur.Kızı Mahmelek sultanın evlenmesinden herşeyi kendi isteği ve otoritesi yönünde düzenlenmiştir.

Melikşahın ölümünden sonra oğlunu tahta  geçirmek için değişişk yöntemle denemiştir.Bunlardan biride hazinenin büyük bir kısmını kendi safında  yer almaları için Emirlere dağıtmasıdır.

Sultan Melikşah ölümünden sonra iktidar mücadelesinde yeri geldiğinda siyasi evliliklerde  gerçekleştiren Terken Hatun,eşi Melikşah hayattayken de Fars bölgesine hakim olmak için ordu kurup sefere çıkmıştı.

Tüm bunları yanlızca güç ve  iktidar için yaptığı söylenemez .Bakıldığında Terken Hatun’un izlediği politikaların devleti yıprattığı ve zayıflattığı gerçeksede  ortam bunları tıpkı diğer hanedan mensubu hatunlatr ve dahi meliklerde de görüldüğü gibi devlette hakimiyette söz sahibi olabilmek için uygulama yoluna girmiştir.Büyük Selçuklu Devletinin  selameti için  doğru bildiği şekilde davranmıştır.Devlet içinde bir günah keçisi olan neredeyse tüm çöküşün  sorumlusu olarak sunulan Terken Hatun aslında masumdu.

Allah rahmet eylesin…

 

 

 

 

No comments:

Post a Comment