Tuesday, October 3, 2017

XVIIe yüzyılda Ingiltere'de Burjuva Devrimi üstüne bir deneme

16 yüzyılda büyük coğrafi keşiflerin sonunda en zengin devletler Ispanya ile Portekizdi.Büyük sömürgeler kazanmışlar ve buralardan da büyük miktarlarda altın ele geçirmişlerdi.Ispanya ile Portekiz askeri açıdan büyük ülkelerdi,kara ordularının büyük bir gücü vardı,donanmaları is tüm denizlere egemendi.Bununla birlikte üstünlikleri uzun süre devam edemedi,bir süre somra karşılarına tehlikeli bir rakip çıktı : Hollanda Cumhuriyeti…

16.yy Burjuva devriminden sonra,Hollandanın ekonomik gelişimi kendini hissettirdi.Ticaret alanında dünyanın en önde gelen devleti durumuna geldi ve son derece zengin sömürgeler ele geçirdi.

Imalathane üretimi özellikle Hollandada gelişti.Hollandanın ince dokumaları ve yünlüleri bütün dünyada ün kazanmıştı.Bütün ülkelerde  deniz ulaşımı imtiyazını ele geçiren Hollanda hemen hemen bütün dünya ticaretini denetlemeğe başlamıştı.Bu sıralarda her yerde ‘ deniz hamalları ‘ adıyla anılıyorlardı.Hollandanın tartışmasız br biçimde yerleşmiş görünüyordu.Ama,denizlerdeki bu üstünlüklerimni uzun süre ,koruyamadılar.Bir süre sonra ‘ deniz hamalları’ denizlerdeli bu ayrıcalıklarını ‘ deniz köpekleri ‘lakabıyla anılan Ingiliz Korsan – Tüccarlarına kaptırdılar.
Savaşlar,korsanlı,zenci köle ticareti,sömürgelerin soyulması Ingiliz burjuvazisini iyice zenginleştirmişti.
XVII yüzyılın ortalarına doğru,Ingilterede sanayi,tarım ve ticaret olağanüstü bir gelişm gösterdi.Zengin ve güçlü bir burjuva sınıfı doğdu.Ne varki bu gelişim,meslek loncaları,Ingilterenin büyük bir kesmini kapsayan gerikalmış feodal tarım ve krallığın mutlak iktidarı tarafından ayrı ayrı engellenmekteydi.
Krallık tarafından korunan ve feodal yapısı yüzündensanayinin gelişimine köstek olan meslek loncaları,Ingilterenin büyük kentlerinde sanayinin ilerlemesini önlüyordu.Ülkenin güney ve doğusunda zanaaylarda ve başta yünlü dokumacılığı  olmak üzere imalathane ( Manifaktür ) üretiminde önemli gelişmelere görülüyordu.Manüfaktür sözcüğü latince manus :el ve factum: yapılmış imal edilmiş sözcüklerinden gelir.Atölyeler,ücretliişçilr çalıştıram,üretimin daha çok elle yapılması nedeniyle,işlerin  makineler tarafından yapıldığı fabrikalardan ayrılan sanayi kuruluşlarıdır.

Yünlü kumaş imalathaneleri,büyük bir işçi kesimini kapsamakta ve bunların büyük bir çoğonluguda  evlerde çalışmaktaydı.Bu sanayinin gelişimi büyük miktarda ham madde gerektirdiğinden ,bunun sonucu olarak,koyunculukda gelişmikteydi..
Ingilterede toprak köleliği 15.yüzyılda büyük köylü ayaklanmalarının sonucu olarak kaldırılmıştı.Aşağı yukarı Angaryada ortadan kalkmış gibiydi.Ülkenin güney doğusunda ,haraç mükellefi köylülerin yanısıra,yenibir köylü kesimi oluştu.Yeoman lar adı verilen bağımsız mülk sahipleriydi bunlar.Tarım işçileri kullanan,komşularına altından kalkamayacakları  borçlar vererek onları boyunduruk altına alan büyük köylüler yavaş yavaş bu kesimden çıkmaya başladı.Yoksul köylüler bu zengin Yeomanların kuş tüyü yataklarda yattıklarını söylüyorlardı
O dönemde ülkenin güneyinde mülk sahiplerinin toprakları üzerinde  acınacak bir hayar süren ev yerine korkuç izve klubelerde yasayan son derece yoksul köylüler vardı.Bu köylülere yaşadıkları barınakların ‘’ cottage’’ ( kulübe ) Inglizce adından esinelerek ‘’ cottager ‘’ klubeli rençber adı verilmişti.
‘ Cottage ‘ adı verilen konutlar,yontulmamış taşlardan ve çoğunlukla kerpiçten yapılıyordu.Çatıları kamışlar ve otlarla örtülüydü.Bacaları yoktu.Ocak dumanları,damlara açılanbir delikten çıkıyordu,içeride göz gözü görmüyordu.Yatak yerine ,otla doldurulmuş çuvallar kullanıyordu.Evcil hayvanlarda  ( bir çift koyun,küçük bir domuz ) ev halkıyla birlikte yaşıyordu.Yoksul ‘ rençperler ‘ genellikle toprak sahiplerinin yada zengin  yeomanların yanında  tarım işçisi olarak çalışmaktaydılar.



Ingilterenin güney doğusunda büyük toprak sahiplerinin  çoğu gündelikçi tutuyor ve bu ücereti el emeğini kullanarak topraklarını işliyorllardı.Büyük feodal beylerden daha girişken olan bu mülk sahipleri,toprağın işlenmesini günden güne mükemmelleştiriyorlar ve hızla çoğalan kentlerin pazarlarında büyük ölçüde  tahıl ve hayvan satıyorlardı.Toprakları,feodal beylerin köylüler tarafından işlenen topraklarından  daha çok ürün veriyordu.
Yeni soylula adı verilen bu mülk sahiplerinin hemen hemen hepsi ticaretle uğraşıyor ve imalathaneler kuruyorlardı.Beylerdan daha çok burjuvaziye bağlıydılar.Ingilterenin kuzey ve batısındaki genellikle geri kalmış bölgelerde yerleşmiş bulunan feodal beyler hayvancılıkla uğraşıyor ve hala eski tarım yöntemlerini uyguluyorlardı.Birbirlerinden ayrı ,dağınık topraklarda  değişik ekimlerin nöbetleşe yapılması yöntemiydi bu.Köylüler hep birden ekin ekmek ve hasat kaldırmak zorundaydılar .Çünkü hasattan sonra,bu tarımsal topraklarda sürüler otluyordu.Yeni tarım yöntemlerinin uygulanması böylece engellenmiş oluyordu.
Kuzey Doğu Ingilterenin geri kalmış bölgelerinde köylüler,efendilerine vergi yada kira ödemelerinin yanı sıra onlardan izin almaksızın  ne topraklarını satabiliyorlar  ne de miras bırakabiliyorlardı.Efendilerinin iznini ise ancak büyük bir para karşılığında elde edebiliyorlardı.

Büyük Toprak sahiplerinin dağınık topraklarını,aradaki küçük tarlaları ele geçirerelk birleştirme eğiliminin yaygınlaşması,köyleri gittikçe yoksulluğa boğuyordu.Topraklarından  atılan köylüler  serserileşiyor,bir lokam ekmek peşinde oradan oraya dolaşıp duruyorlardı.Yasalar,serserileri çok sert bir şekilde cezalandırmaktaydı: Bunların eti kızgın demirle dağlanıyor ,derileri yarılıncaya kadar kırbaçlanıyorlardı
Amansız bir yoksulluğa mahkum bırakılan köylüler dağınık büyük toprakların birleştirilmesine karşı başkaldırıp isyan ettiler,Özellikle 1640 dan itibaren köylü hareketi yaygınlaştı ve daha sonraki yılalrda gelişip önem kazandı
Kuzey ve batının gerikalmış bölgelerinde,haraç veren köylüler,feodal beylere ödedikleri vergilerden kurulmak istiyorlardı.Cottagerşar ise toprak edinmek umudundaydılar.Küçük toprak sahipleri yeomanlara gelince  herşeyden önce vergileri indirmek ,kırsal bölgelerde kamu ve adliye işlerini yürüten ve kolluk kuvvetlerini bizzat yöneten büyük toprak sahiplerinin keyfi eylemlerine bir son vermek istiyorlardı..
Kapitalizmin ekonomik gelişimi,Kralın Keyfi yönetimiyle engellenmekteydi.Gerikalmış bölgelerin feodal beyleri ve krallığa bağlu kilise tarafından desteklene  Ingiliz Kralları,atölye sahiplerine,tüccarlara,yeni soylulara haksız vergiler yüklüyor ve halk yığınlarını eziyorlardı

INGILTERE’DEKI DEVRIM TOHUMLARI
1603 yılında Tudor hanedanı sona erince,yakın akrabaları Iskoçya Kralı Jack Stuart Ingiltere tahtına çıktı.Feodal beyler tarafından desteklendiği için parlamentoya hiç önem vermiyordu.Kimseye danışmadan yeni vergiler koyuyordu.1625 yılında yerine tahta geçen I.Charles onun örneğini izledi.
Saray görevlileri,zengin kentlileri ve soyluları krala hediye veya gönüllüe vergi vermeye zorluyorlar,vermeyenleri ise hapishaneye gönderiyorlardı.Kral,sabun,şarap,kömür ve demirin üretim ve satışlarında kendisine  tekel hakkı tanıdı.Daha sonrada bu haklarını zengin tüccarlara devretti.Bu tekeller ,özellikle burjuva sınıfında  büyük bir hoşnutsuzluğa sebep oldu.
Anglikan kilisesi I.Charles döneminde  büyük  bir güç kazandı; zaten bu kilisenin başıda kralın kendisiydi.Kilisenin geniş toprakları vardı ve köylülerin  sırtına ağrı yükümlülükler  yüklemekteydi:toprak kirası ve aşar ( toprak vergisi )
Bu Vergiler yaygın bir kızgınlığa sebep oluyordu.Anglikan kilisesine karşı yapılan her gösteri şiddetli bastırılıyordu.
Krallık yetkilerinin Anglikan kilisesinin düşmanlarına karşı zalimce tutumlarını başlıca örneği:Doktor Bastwick ve arkadaşı Lilburn olayında görülür.
Doktor Bastwick,Anglikan kilisesi ve onu rahipleri aleyhine kitaplar yayınladığı için  Krallık adliyesi tarafından hapse atılmıştı.Doktor Bastwick kitaplarında,din adamlarını ‘ şeytanın ortakları,kötü adamlar’ olark nitelendiriyordu.Yapılan duruşmanın sonunda halkın huzurunda ,uzun bir bıçakla,iki kulağını kesti,cellat; sonra kızgın demirle yüzünü dağladı.Mahkeme,ayrıca Doktor Bastwick’i beşbin İngiliz lirası para cezasına çarptırdı ve ömür boyu hapse mahkum etti..
Lilburne onu görmek için hücresine geldi,Küçük bir toprak sahibinin oğlu olan Lilburne Londralı bir dokumacının yanında çıraklık yapmaktaydı.Bastwickin ricası  üzerine Hollanda’ya gitti ve doktorun hapishanede yazdığı eserini orada yayınlattı.Bunun sonucu olarak 500 Ingiliz lirası ödemeğe mahkum edildi.Lilburne Hapishaneden parlamento binasına kadar uzanan yol boyunca kırbaçlandı,Parlamentoda,boynunda ağaçtan ağır bir laleyle teşhir direğine bağlandı.Bu işkencelerin tümüne cesaretle karşı koydu; kralın ve kilisenin despotizmini kınayarak halka seslenmeğe devam etti..
Ağzını kapattılar,Bunun üzerine cebinden halka seslenen bildiriler çıkarıp kalabalığa attı.Uğradığı ceza biçimi,Lİlburne’un manevi gücünü kırmayı başaramadı.Krala ve taraftarlarına karşı oy hakkının genişletilmesini isteyen ateşli bir kitap yayınladı.Bu kez onu zincire vurup müebbede hapse mahkum ettiler.Hücrede iki yıldan fazla kaldı ve özgürlüğüne ancak devrimin başlarında kavuştu.Mutlakiyet rejiminin sayısız kurbanlarından sadece birisidr.Lilburne
I.Charles meclisi dağıttı ve onbir yol içinde bir kez daha toplantıya çağırmadı.Mutlak iktidarı tekrar kurmak için yaptığı girişimler,burjuva ve yeni soyly sınıflarında öfkeyle karşılandı.Ama krallık iktidarına karşı halk yığınlarının bağrında biriken öfke ve kin giderek kesin karalılığa dönüşüyordu..
Feodal beylerin zumü,İngiltere nin kuzey ve batısında tarımın ilerlemesini önlüyordu.Kral,çağını doldurmuş bu büyük toprak sahiplerini  olduğua kadar bütün  yeni fikir ve eğilimleri boğan kiliseyi  destekliyordu..Tekeller ve meslek loncaları yöntemi,sanayinin gelişmesini engelliyordu.Meclis artık toplantıya çağrılmıyordu ve burjuva sınıfının  hiçbir siyasi hakkı yoktu.Atölye sanayinin  gelişimini sürdürmesi ve toprağın verimini artıracak yeni tarım yöntemlerinin uygulanması,br devrim olmadan,mutlak monarşı yıkılmadan ve saltanatın baş destekçisi olan feodal soylu sınıf ile Anglikan kilisesi bertarafa edilmeden olanaksızdı.
INGILTERE DE BURJUVA DEVRIMININ BAŞLICA EVRELERI
Ingiliz devriminin  tarihi Üç döneme ayrılabilir.
Birinci dönem  devrimin hazırlanması dönemi,Meclisin toplantıya çağrıldığı 1640 yılından iç savaşın başladığı 1642 ye kadar uzanır.İkinci dönem sınıf mücadelesinin  doruk noktası olan  ve 1642 den 1649 a kadar süren iç savaşı kapsar,Cumhuriyetin İlanı ve Kralın halk önünde  idamıyla son bulur.1649-1658 arasındaki yılları içine alan üçüncü ve son dönem,cumhuriyet ve protectrat ( burjuvazinin askeri diktatoryası )evresini kapsar.Bunu günümüz Ingilteresinde de devam eden Krallık rejiminin yeniden kurulması izler..
DEVRIM ONCESI ( 1640 -1642 )
Kralın 1640 yılının sonralarına doğru topladığı Ingiliz parlamentosu hemen hemen eni soylular sınıfının temsilcilerinden oluşmuştu.Bu meclis I .Charles’a Iskoçyada başlamış ıkan isyanı bastırmak için gerekli olan parayı vermediği gibi,Kralın niyetlerine şiddetle karşı çıktı.12 yıl süren bu meclis ‘ Uzun Parlamento’ adını aldı.Bu meclis,kralın keyfi yönetiminin gayretkeş bakanı Strafford’un tutuklanması ve mahkeme huzuruna çıkartılmasında ısrarcı oldu.Londra’nın halk yığınları bu haklı isteği destekledi.1640 yılında büyük bir çırak,zanaatkar ve işçi kalabalığı,içeri girmekle tehdit ederek,Krallık sarayını kuşattı.Londra sokaklarında krallık birlikleriyle halk kalabalığı arasında silahlı çatışma çıktı.Bunun üzerine Kral,gözde adamını feda etti.Lord Strafford adaletin huzuruna çıktı ve idam edildi..
Londra halkının kaynaşma ve çoşkunluğu kırsal bölge sakinlerinede sıçradı.Kööylüler toprak kiralarını vermeyi reddediyor,beylere ait ormanlarda ağaç kesiyor ve lordların parklarında avlanıyorlardı.Bazı bölgelerde,silahlı köylüler bey konaklarını talan ediyor ,yıkıyordu.Yeni soylular sınıfı,bu durun karşısında paniğe kapıldı ve Avam Kamarası köylü hareketinin ezilmesi için emir verdi.Avam Kamarası Kralada karşı çıkarak Meclisin 3 yıl içinde toplanmaması durumunda,Kralın izni olmaksızın toplanma hakkına sahip olduğunu belirten bir kanun yayınladı.Aynı zamanda Kral tarafından verilmiş olan tüm tekelleri iptal etti.
‘ Uzun Parlamento ‘ kralı şu şartları kabule zorladı:
1-       Ülkede egemen olan kilise,artık krala değil parlamentoya bağlı olacaktı
2-       Bakanlar,görüş ayrılığı  olduğu zaman kendilerini görevden alma hakkına sahip olacak parlamentoya eylemleri hakkında hesap vereceklerdi.
Bunun üzerine I.Charles parlamentoyu yola getirmek gerektiğine karar verdi.Iktidarına karşı gelenleri kışkırtanları tutuklamak amacıyla bir sürü silahlı adamıyla birlikte Avam Kamarasına  gitti.Bazı milletvekilerinin tutuklanmasını emreden Kral fermanı okunduktan sonra nbu kişilerin mecliste bulunmadıkları görüldü.I Charlesin deyimi ile kuşlat uçmuştu.Kuşlar City’ye uani başkentin ticaret hayatının toplandığı mahallesine  sığınmışlardı,depolar,tecimevleri ve bankalar hep bu mahalledeydi.Zanaatkarlar ve gemi tayfaları milletvekillerinin savunmasunu üstlerine almışlardı.Beşbin, köylü ve küçük toprak sahibi  parlamentonun krala karşı verdiği mücadeleye destek içim silahlanıp Londra yakınlarında toplandılar.Isyancıların şapkalarına parlamentonun politik haklarını destekleyen bildirileri iğnelenmişti.Yanlarında  silahlı koruyucularıyla birlikte,beş milletvekili merasimle Parlamentoya döndüler.Tüccarlar ve zamaatkarlardan oluşan Londra Milisi Avam Kamarasının savunmasını üstüne aldı.Nihayet,Parlamento,Bakanları bizzat atam ,kara ve deniz ordularını denetleme ve hükümetin iç ve dış politikasını yönetme yetkisini ilan etti.
Başkentin artık kendisini dinlemediğini gören Kral yanına taraftarlarını alarak .Kuzey Ingiltereye gitti.Yerel Aristokrasinin ve bu geri kalmış bölgenin feodal beylerinin yardımıyla yeni bir ordu kurdu.

IC SAVAŞ ( 1642-1649 )
1642 yılının ağustos ayında Kral parlamentoya savaş açtı.Ülkenin gerikalmış bölgeleri olan Kuzeyin ve Batının ve Galler ülkesinin feodal beyleri tarafından destekleniyordu.Kralın taraftarlarına ‘ Süvariler ‘ adı takılmıştı.Göz alıcı,parlak giysileri vardı,saçları uzun ve buklelliydi
Krala karşı savaşmak için Parlamento Ingiltere’nin Londra ve öteki Büyük kentlerinin bulunduğu Güney Doğu nun gelişmiş bölgelerinin halkından oluşan bir ordu kurdu.Yeni soylu sınıfı ve burjuvazi krala karşı ayaklanmanın başına geçti.Gemilerdeki Kralcı subayları attıktan sonra  Tayfalarda parlamentonun ordusuna katıldılar.Orduya,büyük bir köylü ve zanaatkar kitlesi de yardım ediyordu…
Parlamento ordusu savaşçılarının giyimleri basitti,bukleli uzun saçları yoktu, bu yüzden onlara yuvarlak kafalar adı takıldı..
Kral taraftarlarının çoğunluğunu,Kralın başında bulunduğu Anglikan Kilisesine bağlıydı.Buna karşılık,parlamento ordusu,Anglikan Kilisesine bağlıydı.Buna karşılık parlamento ordusu,Anglikan olsun,Katolik olsun,her iki kilisenin de amansız düşmanları olan püritenlerden oluşuyordu.Ingiliz Protestan Mezhebinin üyesi olan Püritenler,basit ve arınmış bir kilise taraflısıydılar.Puriten lakapları latince katkısız ve arınmış anlamında olan purus sözcüğünde geliyordu.
Savaşın başında,daha iyi yetiştirilmiş olan Kralcı birlikler,parlamento ordusunun aceleyle toplanmış yuvarlak kafalarıı bozguna uğrattılar.Ama zengin köylü,küçük çiftçi,zanaatkar ve işçilerin oluşturduğu birlikler yuvarlak kafaların yardımına koşunca durum değişti.
Bu birliklerin başında.Avam Kamarası üyesi,yeni soylular sınıfından Orta Halli bir mülk sahibi olan Olivier Crowwell vardı
Devrimin başlarında,Avam Kamarasında bir milletvekili Krala ve Kiliseye büyük bir atılganlıkla ve azimle karşı çıkışı  ve olağanüstü ınandırma gücüyle dikkatleri üzerinde toplamıştı. Milletverkili olna Cromwell ,Uzun boylu sağlam yapılıydı;yüzü kırmızı ve dolgundu,çelik grisi gözleri,kestane rengi saçları,güçlü ve keskin bir sesi vardı.Cromwell,parlamentonun dikkatini çekmekte büyük bir ustaydı,bu işi herkestan daha iyi biliyordu.Bir köy terzisinin diktiği çok basit elbiseler giyiyor ve kaba bezden yapılmış beyaz bir yaka giyiyordu.
Krala Karşı savaş başladığı zaman Cromwell yüzbaşı rütbesiyle parlamento ordusuna katıldı.Birliğinin süvarileri,savaşkanlıkları ve cesaretleri yüzünde  ‘ çelik bilekler ‘ adıyla anılmağa başladılar.Haklılıklarına inanmıştılar,Kralın keyfi yönetimine karşı,Krallığın ve feodal beylerin en güçlü silahı olan kiliseye karşı sonuna kadar savaşmağa kararlıydılar.
Cromwell’in birliğinde sıkı bir disiplin hüküm sürüyordu.Görev başında uyuyan bir nöbetçiye rastlandımı olduğu yerde kurşuna diziliyordu.Bir asker,mızrağını olsun yada tüfeğini olsun,silahını kaybetti,yada bir yerde unuttu diyelim o da hemen idam ediliyordu.kent ve Köy halklarına,sebebi ne olursa olsun kötü davranmayı askerlerine kesinlikle yasaklamıştı.Cromwell bir meyve ağacına en küçük zarar vermek,en ağı cezaya çarptırılmak için yeterliydi.Köylülerin ve her meslekten zanaatkarların usta,kalfa ,çıkark Cromwell planına uygun olarak yenimodel orduya katılmaya hakkı vardı.Kralcı ordunun bütün subayları soylu sınıfındandı,parlamento ordusunun ,subaylarına gelince,kimi eski kunduracı kimi arabacı kimi serdümendi.Bununla birlikte ,aralarında  küçük yada ortak toprak sakinleride vardı.Cromwell kısa zamanda parlamento ordusunun en gözde subayı oldu.
1645 yazında yuvarlak kafalar Naseby köyü civarında,Kralcı birliklerin en büyük kesimiyle savaşa girişti.Parlamento ordusu 6 bini Cromwellin  komuta ettiği süvariler olmak üzere 10.000 yakın askerden oluşuyordu.Savas Parlamento ordusunun kesin zaferiyle son buldu.Besbin kişi Tutsak edildi.Bütün topçu bataryaları ele geçirildi.Fransa Kralından yardım isteyen I.Charles’ın bütün mektupları de ele geçirildi.Böylece Kralın ihaneyi belgelenmiş oldu.Bir süre sonra,Parlamento kralı hapse mahkumetti.
Kralın tutuklanmasından sonra,parlamento devrimci düşüncelere fazlaca bulaşmış olan ordudan kurtulmak için savaşın bittiğini ilan etti ve birliklerini terhis etti.
Savaş dönemi boyunca parlamento,yeni soylular sınıfının ve burjuvazinin çıkarlarını güvence altına alan bir çok tedbir alma zamanı bulmuştu.Kiliseye boyun eğdirmişti.Ordunun ısrarı üzerine Kralın ve Anglikan kilisesinin en azılı taraflarının topraklarına el koydu.Yeni soylular sınıfı ile burjuvazi bu toprakların büyük bir kısmını kendilerine ayırdılar,çok küçük bir bölümünü de değerlerinin üç mislini ödeterek köylülelere  bıraktılar
Parlamento toprak sahibi soylular sınıfının yararına Kral tarafından alınan bütün arazı vergilerini kaldırdı. Bu tedbir sayesinde Ortaçağda Şövalyelerin Krala hizmet yerine ödedikleri bedeller,miraslardan ve toprak satışlarından ödenen vergiler yürürlükten kaldırıldı.Toprak kimin elinde bulunoyorsa  onun tartışmasız mülkü kabul edildi.Mülk sahipleri böylece istedikleri bütün yararları sağlamış oldular.Bu vesileyle  parlamentı,köylülerin tarla kirası bedellerini  büyük Toprak sahiplerine ve o sevimsiz ürün vergisi gibi öbür vergilerde parlamentoya bağlı kiliseye ödemeye devam etmelerine karar verdi…
Parlamentoyu oluşturan yeni soylular sınıfının ve Burjuvazinin  temsilcileri,parlamentonun  faaliyetini kendi çıkarlarına uyumlu dururma getiriyorlardı.


Parlamento ile Ordunun bozuşması :
Yeni Mülk sahipleri ile büyük burjuvazi ,parlamento sayesinde kendi çıkarlarını savunan tedbirleri uyguladıktan sonra,halk yığınlarından  Kraldan daha çok çekinmeğe başladılar.Ordu,Parlamentonun bir çok üyesinin kral tarafına geçtiğini ve onu salıvermek niyetinde oldukarını öğrendi.Bunun üzerine,Cromwell’in emriyle,bir süvari birliği Kralı Parlamento muhafızlaının elinden aldı.Kral Kendisini teslim alan subaya ‘ Hangi hakla böyle hareket ediyorsunuz ? diye sorunca subay hiçbir şey söylemeksizin ona tabancısını gösterdi.Gün sökerken Kral sorusunu tekrarladı ‘ yetkileriniz nedir? Belgelerinizi gösterin bana diye sordu.İşte diye cevap verdi,subay askerlerini göstererek,’ itiraf etmeliyimki bu kadar net okunaklı bir yetki belgesini ilk kez görüyorum dedi ‘’ I.Charles hüzünle Tutsak Kral ordu konağına götürüldü..
1647 yılında ordu Londra’yı işgal edince parlamento durumuna egemen olam yeteğini yitirdi.Geröek iktidar orduya geçti,ama ne varki ,ordu da içi bölünmelerle parçalanmış durumdaydı..Askerler Insanların özgür doğduğunu,hepsinin  eşit olduğunu,bütün kötülüklerin kralın,soylular sınıfının ve zenginlerin despot yönetiminden ileri geldiğini ve bu despot yönetimin halkı kıskıvrak bağladığını söyleyen eşitlik taraftarlarının geniş ölçüde etkisi altında kalıyorlardı.Başta Lilburne olmak üzere eşitlik taraflıları,Kralın yargılanması  ve genel oy hakkı tanınmasıyla birlikte Cumhuriyetin ilanı konusunda direniyorlardı.Ama ne varki kadınlar ve işçiler,hizmetçiler vb gibi ücretleriyle geçinenler  için genel oy hakkı istenmiş değildi.Eşitlik taraflıları aynı heyecanla özel mülkiyeti de savunuyorlardı.Devrimin başırıda özgürlüğüne kavuşmuş olan Liburne’un ordu içinde büyük bir ünü vardı,çok seviliyordu.Yayınladığı broşür ve bildirileri askerler ezberlecesine okuyorlardı.
Ordu içinde örgütlenen asker kurulları eşitlikçilerin peşiden gidiyordu.Toprak sahibi soylular sınıfından yüksek rütbeli subaylara karşı mücadele yürüterek,Kralın idamını sağlayacaklarını umuyorlar,Cumhuriyet ,genel oy hakkı ve Lordlar Kamarasının dağıtılmasını istiyorlardı.Soylular sınıfından ve büyük burjuvaziden gelme subaylara dayanan Cromwell bu kurulları yasaklattı
Ama Ordu Kralın idama edilmesinde direniyordu.1649 yılında ,Avam Kamarası Cumhuriyeti kabul etti ve Kralı yargılamak üzere 135 kişiden oluşan bir yargı kurulu seçti.30 Ocak 1649 günü ,büyük bir kalabalığın gözleri önünde,Ingiltere Kralo I.Charles Stuart,savaş açtığı halkına ihanet suçuyla boynu vurularak idam edildi.
Az sonra,Avam Kamarası ,e Lordlar kamarasnın feshini şöyle bildiriyordu.’’Uzun süren bir deney sonucunda Lordlar Kamarasının yararsızlığına ve Ingiliz halkı için bir tehlike teşkil ettiğine inanmış bulunan Avam Kamarası üyesionun feshine karar vermişlerdi..
Kralın idamından sonra,1649 yılından itibaren,kazandığı zaferle cesaretlenen halk haraketi şiddetlendi.1649 yılında eşitlikçilerin yanında ayaklanmayı bastırmakla görevli dörtbin askerin başına bizzat Cromwell geçti.Asi askerlerin şeflerini kurşuna dizdirdi,altısınıda sopadan geçirdi..
Yazılarında zenginlerin yoksulları ezdiğini  ve halkı yeniden tutsaklık zincirine vurduğunu belirten eşitlikçe Lilburne tutuklandı.
Krala karşı verilen  mücadelede Cromwell orduya dayanmıştı,ne varki askerler kendi haklarını istemeye başlayınca ,onları acımasız bir şekilde ezdi.Burjuvazi  ona aşırı hayranlık gösteriyordu.Parlamento minnetini bildirdi..Büyük iş adamları ona bir altın kupa sundular.


Ingilterede iç savaş yüzünden sanayi durgunlaştı,tarım verimsizleşti,Halk yığınlarının açlık ve yoksulluğu aldı yürüdü.İşte bu sırada ,Londra dolaylarındaki tepelerinde ve başka yerlernde aşırı eşitlikçilerin ortaya çıktıkları görüldü: yoksul köylüler ve zanaatkarlardan oluşuyorlardı.Bunlara digger yani çapacılar adı verildi.Çünkü,çadırların ı kurar kurmaz ekilmemiş toprakları çapalamaya  başlıyorlardı.Halkın eline devrm sayesinde  hiçbirşey geçmediğini söylüyorlardı.Kendilerine ‘ gerçek eşitlikçiler ‘’ adını takmışlardı.Çünkü sadece politik haklarda eşitlik değil,ama servetlerde eşitlik istiyorlardı…Çapacıların önderlerinden biir olan Winstanley şöyle yazıyordu.’’’ Insanlar,özel mülkiyet adı verilen uğursuz şyi yeryüzünden  kaldırmak için ellelerinden geleni yapmak zorundadırlar’’ ‘’ Hep birlikte çalışın ve ekmeğinizi ortaklaşa yiyin ‘’ ‘’’ Özel mülkiyeti ortadan  kaldırdığınız zaman artık ne zengin ne yoksul ne zulümde  savaş olacak ‘’’ Ama Winstanley savaş ve ayaklanmayla değil ,inandırma ve örnekle zulme son verdirebileceğine inanıyordu..
Cromwell ordusunun yardımıyla bu çapacıları dağıttı ve alırı eşitlikçilerinden büyük bi bölümünü tutukladı.
Hemen hemen her yerde köylü isyanları çıkıyordu.Kamusal toprakların lordlar tarafından pay edilip sınıflandırılmasına karşı çıkıyorlardı.Cromwell askerden kaçan yada Lordların diktikleri çitlere karşı isyan eden köylüleri şiddetle cezalandırıyordu..
Ingiltere’de feodal sistem çoktan çürümüş olmasına rağmen,kesinlikle ortadan kalkması için halkın silaha sarılması gerekti.Devriö ancak ordu saflarında cesaretle çarpışan,köylerde ve kentlerde kralcılara karşı savaşan köylülerin  ve zanaatkarların işe karışması  sayesinde başarıya ulaştı..
Cronwell halk yığınlarının başında,krala karşı zorlu bir savaş verdi.Silahlı güçlerden yararlanmayı bildi,Kralın boynunu vurdurdu,bazılarını idama mahkum ettirerek Kralcılardan kurtukdu.Ama Cromwell burjuvazinin ve yeni soylu sınıfının ürünüydü,onu onlar yaratmıştı.Bu yüzden halk yığınları kendi durumlarının köklü bir şekilde iyileşmesini istemeye başladıkları zaman,halk hareketini büyük bir Gaddarlıkla bastırdı…

Protektora
Ingilterenin 12 ile 16 yüzyıllar arasında fethetmiş olduğu irlanda sekiz yıldır isyan halindeydi.Cronwell ayaklanmayı bastırmak üzere,subayları ve askerleri yararına toprak fethetmekle görevli büyük bir ordu gönderdi oraya.Halkı uzun süre ve inatla savaşmış olan bu adaya Cromwell ancak 1649 yılında boyun eğdirebilirdi.Irlandalı köylüleri astırdı,yoksulların klubelerini atele verdi.Topraklarına zorla el koydu.Ingiliz subay ve askerleri arasında pay edildi yada Lordların eline geçti.Demek oluyorki,Cromwell Irlandalı köylülere boyun eğdirmek,Ingilteredeki yoksul köylü hareketeini ezmek için ,özellikle orta ve zengin köylülerden oluşan ordusundan yararlandı

Irlanda’Nın fethedilip yağmalanması,Ingiliz ordusunu iç politika kavgalarından uzun süre alıkoydu.Irlandadaki savaş ,ne bir krala karşı silahlu mücadeleydi,bu savaş adıyla sanıyla bir sömürge savaşıydı,Yagma savaşıydı.Irlanda topraklarını  kendi mülklerine katan,İrlandalıları idam eden Ingiliz Lordları aynı zamanda,Ingilteredede halkın ezilmesi ve Krallığın tekrar kurulmasında etkin rol oynarlar.Ayaklanmaya katılmış olan Irlandalılardan büyük bir bölümü tutsak edildi ve Kuzey Amerikaya köle olarak yollandı..


Irlandadki ayaklanmayı bastıran Cromwell deniz egemenliği için savaşa girdi.Bütün silahlı kuvvetleri,Ingilterenin en büyük rakii Hollandaya yöneltti.Ingiltere 40 büyük parçadan oluşan büyük bir savaş filosu yaptırmıştı.1651 yılında Parlamento Hollandalıları hedef alan bir denizcilik yasası yayınlandı.Bu yasaya göre ticaret mallerı Ingiltereye  sadece Ingiliz Bandıralı gemilerle  yada malı gönderen ülkeye at gemilerle taşınabilecekti.O zamana kadar gemileriyle dünyanın bütün ülkelerine mal taşımış olan deniz hamalları Ingiltere ve sömürgeleriyle tüm ticaret ilişkilerini kesmek zorunda kaldılar.. Ama Hollanda,denizlerdeki üstünlüğünü İngiltere gibi yeni bir kapitalist ülkeye kaptırmak niyetinde değildi.iki ülke arasında  savaş başladı.iki yıl sürdü ve Ingilterenin zaferiyle sonuçlandı.Hollandalılar kendi çıkarlarına zarar veren denizcilik yasasını kabul etmekz zorunda kaldılar.

Ingilterenin sömürgelerini genişletmek isteyen Cronwell Antiller denizindeki Jamaika adasını Ispanyolların elinden aldı.Jamaika adasına yerleşen Ingiliz tarım işçileri,şeker kamışı plantasyonlarını işletmek için Irlandalıların ve köleleştirdikleri zencilerin emeğini sömürüyolardı..

Yeni soylular sınıfının ve burjuvazinin halk hareketlerinden nefret eden bir kesimi,bir askerlik diktatörlük kurmak istiyordu.Cromwell,1953 yılında yüksek rütbeli subaylar kurulunun kararıyla,hayat boyu koruyucu Lord Protector ünvanıyla hükümet başkanlığına atandı.Ülkeyi parlamentosuz yöneltmeğe başladı..
Güçlü Ingiliz ordusu,tümüyle onun emrindeydi,tamamen ona boyun eğmişti.Ülke,koruyucaya bağlı generallerin yönettiği yönetim bölgelerine bölündü.Askeri diktatör olan Cromwell,bir yandan krallığınn restorasyonuna karşı koyarken,bir  yandan da halk yıgınlarınn bütün hareketlerini gaddarca ezen yeni soylular sınıfı ile burjuvazinin  çıkar ve yararlarına uygun bir şekilde davranıyordu..Ama Burjuvazi bu davranışlarıyla halkın desteğini yitirdi.Kralın taraftarları baş kaldırdılar ve iktidarı tekrar ele geçirmek için kışkırtmaya başladılar…

STUART’LARIN RESTORASYONU,PARLAMENTO IKTIDARDA

Cromwell 1658 yılında öldü.Bu dönemde askerlerin hoşnutsuzluğu iyice artmıştı.Bunun üzerine  alt tabakalrın tekrar harekete geçmesinden çekinen yeni soylular sınıfı ve burjuvazi birlikleri Londrayı işgal eden Cromweel generallerinin yardımı ile Krallığı tekrar kurdular.Devrimden önce olduğu gibi iki meclis toplandı: Avam Kamarası ile Lordlar Kamarası 1660 yılında yeniden iktidara gelen Stuartlar devrime katılmış olanları temizlemeye başlamakta hiçte geç kalmadılar,hemen işe koyuldular.Hatta darağacında teşhir edilmek üzere Cromwell’İnkiyle beraber devrimin iki savaşçsını cesetleri mezarlıktan çıkarıldı..

Iktıdara yeniden kavuşan Stuartla sadece Ingiliz halkına değil ama devrimin başına geçmiş olan Burjuvaziye karşıda düşmanca davranmaya başladılar.Burjuva sınıfı,kendini kralın intikamına  ve keyfi yönetimine  karşı savunmak içi tedbirler alma mecburiyetini hissederler..1679 yılında parlamento Habaeas – Corpus- Actı ( Haksız tutuklanmayı yasaklayan yasa ) yayınlandı.Yargıçlar buna dayanarak,tutuklunun bulunduğu hapishane müdürüne gönderilen izhar müzekkeresi yazıyorlardı.Tutuklu bu müzekkere sayesinde tutuklanmasının yasalığının gözden geçirilmesi için 24 saat için yargıç önüne çıkartılması istenebiliyordu.Ama gerçekte,ancak zenginler yararlanbiliyordu bu haktan ,çünkü yargıç tutukluyu serbest bırakmak için buyuk paralar istiyordu..

  
1688 yılında kısa süren bir savaştan sonra Parlamento bir Hükümet darbesiyle Stuart hanedanını devirerek uzak akrabalarında birilerini başa getirdi.Bu tarihten itibaren,vergi salam ve parayla ödenen diğer resimleri koyma hakkı parlamentonun olur.Bundan başka,askera lama ve ordu bütçesine ilişkin tüm sorunlar hakkında kararı parlamento alacaktı.Böylece önemli sorunlar ıcın kararı Burjuva ve toprak sahiplerinin oluşturduğu Parlamento veriyordu.Halk yığınlarının hakkı yok..

Zengin biri para verip kendisine Avam Kamarası için bir vekillik müzekkeresi satın alabiliyordu,hatta oylarını para karşılığı satabiliyorlardı.Parlamentoda iki parti vardı. Tory’ler ( Muhafazakarlar ) ve Whig’lar ( liberaller ) di..Muhafazakarlar  büyük toprak sahiplerini temsil ediyorlardı.Liberaller ise aralarında büyük toprak sahipleri olmasına rağmen daha çok bankacılardan,tüccarlardan ve dış ülkelerdek tarım işletme sahiplerinde oluşuyordu..
Özellikle toprak sahibi soylular sınıfı ile kapitalistlerin çıkarlarını koruyan kanunlar çıkaran  parlamento kapitalist sistemin Ingilterede sağlamlaşıp gelişmesini sağladı..

Ingiltere de burjuva devriminin sonuçları
Burjuva devrimi sonunda mutlak monarşinin,feolda beyleri ve doğrudan doğruya  krala bağlı kilisenin nüfuzu ortadan kaldırıldı.Kapitalizmin gelişmesini önleyen engeller yok edildi.Ingilterede  devrimden sonra tarımın ve ücretli el emeğine dayalı sanayinin ve özellikle demir ve yünlü imalathanelerin hızla  geliştiği görülür ,Kentler buyur
Burjuvazinin zaferini sağlamlaştıran köylüler,yeni topraklar edinecekleri yerde ellerindekinide kayıp ettiler.Parlamentonun desteklediği yerel yöneticiler kamusal toprakları zorla çitleyip mülk edindiler.Küçük toprak sahibi köylülerin ,yeomanların kesinlikle çöküşüydü..Yoksul düştüklerinden iş aramak için buyuk kentlere gidiyorlar ayada buyuk yoksunlukkar pahasına Kuzey Amerikada ıngiliz sömürgelerine geçmek üzere yurtlarında ayrılıyordu..
Denizcilik yasası sayesinde Ingilterenin sömürgeleriyle ticareti önemli oranda gelişmekteydi
Sömürgelerim soyulması,zencilerin köle olarak kullanılması Ingiliz Burjuvazisine alabildiğine zenginleşme şansı verdi…

Kaynakça : Yakın Çağlar tarihi  N.V Yeliseyeva   konuk yayınları 
                      Cromwel tanrının önüdnde -- Pierre Olivier Lapie







No comments:

Post a Comment