16 yüzyılda
büyük coğrafi keşiflerin sonunda en zengin devletler Ispanya ile
Portekizdi.Büyük sömürgeler kazanmışlar ve buralardan da büyük miktarlarda
altın ele geçirmişlerdi.Ispanya ile Portekiz askeri açıdan büyük ülkelerdi,kara
ordularının büyük bir gücü vardı,donanmaları is tüm denizlere egemendi.Bununla
birlikte üstünlikleri uzun süre devam edemedi,bir süre somra karşılarına
tehlikeli bir rakip çıktı : Hollanda Cumhuriyeti…
16.yy
Burjuva devriminden sonra,Hollandanın ekonomik gelişimi kendini
hissettirdi.Ticaret alanında dünyanın en önde gelen devleti durumuna geldi ve
son derece zengin sömürgeler ele geçirdi.
Imalathane
üretimi özellikle Hollandada gelişti.Hollandanın ince dokumaları ve yünlüleri
bütün dünyada ün kazanmıştı.Bütün ülkelerde
deniz ulaşımı imtiyazını ele geçiren Hollanda hemen hemen bütün dünya
ticaretini denetlemeğe başlamıştı.Bu sıralarda her yerde ‘ deniz hamalları ‘
adıyla anılıyorlardı.Hollandanın tartışmasız br biçimde yerleşmiş
görünüyordu.Ama,denizlerdeki bu üstünlüklerimni uzun süre ,koruyamadılar.Bir
süre sonra ‘ deniz hamalları’ denizlerdeli bu ayrıcalıklarını ‘ deniz köpekleri
‘lakabıyla anılan Ingiliz Korsan – Tüccarlarına kaptırdılar.
Savaşlar,korsanlı,zenci
köle ticareti,sömürgelerin soyulması Ingiliz burjuvazisini iyice
zenginleştirmişti.
XVII
yüzyılın ortalarına doğru,Ingilterede sanayi,tarım ve ticaret olağanüstü bir
gelişm gösterdi.Zengin ve güçlü bir burjuva sınıfı doğdu.Ne varki bu
gelişim,meslek loncaları,Ingilterenin büyük bir kesmini kapsayan gerikalmış
feodal tarım ve krallığın mutlak iktidarı tarafından ayrı ayrı
engellenmekteydi.
Krallık
tarafından korunan ve feodal yapısı yüzündensanayinin gelişimine köstek olan
meslek loncaları,Ingilterenin büyük kentlerinde sanayinin ilerlemesini
önlüyordu.Ülkenin güney ve doğusunda zanaaylarda ve başta yünlü
dokumacılığı olmak üzere imalathane (
Manifaktür ) üretiminde önemli gelişmelere görülüyordu.Manüfaktür sözcüğü
latince manus :el ve factum: yapılmış imal edilmiş sözcüklerinden
gelir.Atölyeler,ücretliişçilr çalıştıram,üretimin daha çok elle yapılması
nedeniyle,işlerin makineler tarafından
yapıldığı fabrikalardan ayrılan sanayi kuruluşlarıdır.
Yünlü kumaş
imalathaneleri,büyük bir işçi kesimini kapsamakta ve bunların büyük bir
çoğonluguda evlerde çalışmaktaydı.Bu
sanayinin gelişimi büyük miktarda ham madde gerektirdiğinden ,bunun sonucu
olarak,koyunculukda gelişmikteydi..
Ingilterede
toprak köleliği 15.yüzyılda büyük köylü ayaklanmalarının sonucu olarak
kaldırılmıştı.Aşağı yukarı Angaryada ortadan kalkmış gibiydi.Ülkenin güney
doğusunda ,haraç mükellefi köylülerin yanısıra,yenibir köylü kesimi
oluştu.Yeoman lar adı verilen bağımsız mülk sahipleriydi bunlar.Tarım işçileri
kullanan,komşularına altından kalkamayacakları
borçlar vererek onları boyunduruk altına alan büyük köylüler yavaş yavaş
bu kesimden çıkmaya başladı.Yoksul köylüler bu zengin Yeomanların kuş tüyü
yataklarda yattıklarını söylüyorlardı
O dönemde
ülkenin güneyinde mülk sahiplerinin toprakları üzerinde acınacak bir hayar süren ev yerine korkuç
izve klubelerde yasayan son derece yoksul köylüler vardı.Bu köylülere
yaşadıkları barınakların ‘’ cottage’’ ( kulübe ) Inglizce adından esinelerek ‘’
cottager ‘’ klubeli rençber adı verilmişti.
‘ Cottage ‘
adı verilen konutlar,yontulmamış taşlardan ve çoğunlukla kerpiçten
yapılıyordu.Çatıları kamışlar ve otlarla örtülüydü.Bacaları yoktu.Ocak
dumanları,damlara açılanbir delikten çıkıyordu,içeride göz gözü
görmüyordu.Yatak yerine ,otla doldurulmuş çuvallar kullanıyordu.Evcil
hayvanlarda ( bir çift koyun,küçük bir
domuz ) ev halkıyla birlikte yaşıyordu.Yoksul ‘ rençperler ‘ genellikle toprak
sahiplerinin yada zengin yeomanların
yanında tarım işçisi olarak
çalışmaktaydılar.
Ingilterenin
güney doğusunda büyük toprak sahiplerinin
çoğu gündelikçi tutuyor ve bu ücereti el emeğini kullanarak topraklarını
işliyorllardı.Büyük feodal beylerden daha girişken olan bu mülk
sahipleri,toprağın işlenmesini günden güne mükemmelleştiriyorlar ve hızla
çoğalan kentlerin pazarlarında büyük ölçüde
tahıl ve hayvan satıyorlardı.Toprakları,feodal beylerin köylüler
tarafından işlenen topraklarından daha
çok ürün veriyordu.
Yeni soylula
adı verilen bu mülk sahiplerinin hemen hemen hepsi ticaretle uğraşıyor ve
imalathaneler kuruyorlardı.Beylerdan daha çok burjuvaziye
bağlıydılar.Ingilterenin kuzey ve batısındaki genellikle geri kalmış bölgelerde
yerleşmiş bulunan feodal beyler hayvancılıkla uğraşıyor ve hala eski tarım
yöntemlerini uyguluyorlardı.Birbirlerinden ayrı ,dağınık topraklarda değişik ekimlerin nöbetleşe yapılması
yöntemiydi bu.Köylüler hep birden ekin ekmek ve hasat kaldırmak zorundaydılar
.Çünkü hasattan sonra,bu tarımsal topraklarda sürüler otluyordu.Yeni tarım
yöntemlerinin uygulanması böylece engellenmiş oluyordu.
Kuzey Doğu
Ingilterenin geri kalmış bölgelerinde köylüler,efendilerine vergi yada kira
ödemelerinin yanı sıra onlardan izin almaksızın
ne topraklarını satabiliyorlar ne
de miras bırakabiliyorlardı.Efendilerinin iznini ise ancak büyük bir para
karşılığında elde edebiliyorlardı.
Büyük Toprak
sahiplerinin dağınık topraklarını,aradaki küçük tarlaları ele geçirerelk
birleştirme eğiliminin yaygınlaşması,köyleri gittikçe yoksulluğa
boğuyordu.Topraklarından atılan
köylüler serserileşiyor,bir lokam ekmek
peşinde oradan oraya dolaşıp duruyorlardı.Yasalar,serserileri çok sert bir
şekilde cezalandırmaktaydı: Bunların eti kızgın demirle dağlanıyor ,derileri
yarılıncaya kadar kırbaçlanıyorlardı
Amansız bir
yoksulluğa mahkum bırakılan köylüler dağınık büyük toprakların
birleştirilmesine karşı başkaldırıp isyan ettiler,Özellikle 1640 dan itibaren
köylü hareketi yaygınlaştı ve daha sonraki yılalrda gelişip önem kazandı
Kuzey ve
batının gerikalmış bölgelerinde,haraç veren köylüler,feodal beylere ödedikleri
vergilerden kurulmak istiyorlardı.Cottagerşar ise toprak edinmek
umudundaydılar.Küçük toprak sahipleri yeomanlara gelince herşeyden önce vergileri indirmek ,kırsal
bölgelerde kamu ve adliye işlerini yürüten ve kolluk kuvvetlerini bizzat
yöneten büyük toprak sahiplerinin keyfi eylemlerine bir son vermek istiyorlardı..
Kapitalizmin
ekonomik gelişimi,Kralın Keyfi yönetimiyle engellenmekteydi.Gerikalmış
bölgelerin feodal beyleri ve krallığa bağlu kilise tarafından desteklene Ingiliz Kralları,atölye
sahiplerine,tüccarlara,yeni soylulara haksız vergiler yüklüyor ve halk yığınlarını
eziyorlardı
INGILTERE’DEKI
DEVRIM TOHUMLARI
1603 yılında
Tudor hanedanı sona erince,yakın akrabaları Iskoçya Kralı Jack Stuart Ingiltere
tahtına çıktı.Feodal beyler tarafından desteklendiği için parlamentoya hiç önem
vermiyordu.Kimseye danışmadan yeni vergiler koyuyordu.1625 yılında yerine tahta
geçen I.Charles onun örneğini izledi.
Saray
görevlileri,zengin kentlileri ve soyluları krala hediye veya gönüllüe vergi
vermeye zorluyorlar,vermeyenleri ise hapishaneye gönderiyorlardı.Kral,sabun,şarap,kömür
ve demirin üretim ve satışlarında kendisine
tekel hakkı tanıdı.Daha sonrada bu haklarını zengin tüccarlara
devretti.Bu tekeller ,özellikle burjuva sınıfında büyük bir hoşnutsuzluğa sebep oldu.
Anglikan
kilisesi I.Charles döneminde büyük bir güç kazandı; zaten bu kilisenin başıda
kralın kendisiydi.Kilisenin geniş toprakları vardı ve köylülerin sırtına ağrı yükümlülükler yüklemekteydi:toprak kirası ve aşar ( toprak
vergisi )
Bu Vergiler
yaygın bir kızgınlığa sebep oluyordu.Anglikan kilisesine karşı yapılan her
gösteri şiddetli bastırılıyordu.
Krallık
yetkilerinin Anglikan kilisesinin düşmanlarına karşı zalimce tutumlarını
başlıca örneği:Doktor Bastwick ve arkadaşı Lilburn olayında görülür.
Doktor
Bastwick,Anglikan kilisesi ve onu rahipleri aleyhine kitaplar yayınladığı
için Krallık adliyesi tarafından hapse
atılmıştı.Doktor Bastwick kitaplarında,din adamlarını ‘ şeytanın ortakları,kötü
adamlar’ olark nitelendiriyordu.Yapılan duruşmanın sonunda halkın huzurunda
,uzun bir bıçakla,iki kulağını kesti,cellat; sonra kızgın demirle yüzünü
dağladı.Mahkeme,ayrıca Doktor Bastwick’i beşbin İngiliz lirası para cezasına çarptırdı
ve ömür boyu hapse mahkum etti..
Lilburne onu
görmek için hücresine geldi,Küçük bir toprak sahibinin oğlu olan Lilburne Londralı
bir dokumacının yanında çıraklık yapmaktaydı.Bastwickin ricası üzerine Hollanda’ya gitti ve doktorun
hapishanede yazdığı eserini orada yayınlattı.Bunun sonucu olarak 500 Ingiliz
lirası ödemeğe mahkum edildi.Lilburne Hapishaneden parlamento binasına kadar
uzanan yol boyunca kırbaçlandı,Parlamentoda,boynunda ağaçtan ağır bir laleyle
teşhir direğine bağlandı.Bu işkencelerin tümüne cesaretle karşı koydu; kralın
ve kilisenin despotizmini kınayarak halka seslenmeğe devam etti..
Ağzını
kapattılar,Bunun üzerine cebinden halka seslenen bildiriler çıkarıp kalabalığa
attı.Uğradığı ceza biçimi,Lİlburne’un manevi gücünü kırmayı başaramadı.Krala ve
taraftarlarına karşı oy hakkının genişletilmesini isteyen ateşli bir kitap
yayınladı.Bu kez onu zincire vurup müebbede hapse mahkum ettiler.Hücrede iki
yıldan fazla kaldı ve özgürlüğüne ancak devrimin başlarında kavuştu.Mutlakiyet
rejiminin sayısız kurbanlarından sadece birisidr.Lilburne
I.Charles
meclisi dağıttı ve onbir yol içinde bir kez daha toplantıya çağırmadı.Mutlak
iktidarı tekrar kurmak için yaptığı girişimler,burjuva ve yeni soyly
sınıflarında öfkeyle karşılandı.Ama krallık iktidarına karşı halk yığınlarının
bağrında biriken öfke ve kin giderek kesin karalılığa dönüşüyordu..
Feodal
beylerin zumü,İngiltere nin kuzey ve batısında tarımın ilerlemesini
önlüyordu.Kral,çağını doldurmuş bu büyük toprak sahiplerini olduğua kadar bütün yeni fikir ve eğilimleri boğan kiliseyi destekliyordu..Tekeller ve meslek loncaları
yöntemi,sanayinin gelişmesini engelliyordu.Meclis artık toplantıya
çağrılmıyordu ve burjuva sınıfının hiçbir
siyasi hakkı yoktu.Atölye sanayinin
gelişimini sürdürmesi ve toprağın verimini artıracak yeni tarım
yöntemlerinin uygulanması,br devrim olmadan,mutlak monarşı yıkılmadan ve
saltanatın baş destekçisi olan feodal soylu sınıf ile Anglikan kilisesi
bertarafa edilmeden olanaksızdı.
INGILTERE DE
BURJUVA DEVRIMININ BAŞLICA EVRELERI
Ingiliz
devriminin tarihi Üç döneme ayrılabilir.
Birinci
dönem devrimin hazırlanması
dönemi,Meclisin toplantıya çağrıldığı 1640 yılından iç savaşın başladığı 1642
ye kadar uzanır.İkinci dönem sınıf mücadelesinin doruk noktası olan ve 1642 den 1649 a kadar süren iç savaşı kapsar,Cumhuriyetin
İlanı ve Kralın halk önünde idamıyla son
bulur.1649-1658 arasındaki yılları içine alan üçüncü ve son dönem,cumhuriyet ve
protectrat ( burjuvazinin askeri diktatoryası )evresini kapsar.Bunu günümüz
Ingilteresinde de devam eden Krallık rejiminin yeniden kurulması izler..
DEVRIM
ONCESI ( 1640 -1642 )
Kralın 1640
yılının sonralarına doğru topladığı Ingiliz parlamentosu hemen hemen eni
soylular sınıfının temsilcilerinden oluşmuştu.Bu meclis I .Charles’a Iskoçyada
başlamış ıkan isyanı bastırmak için gerekli olan parayı vermediği gibi,Kralın
niyetlerine şiddetle karşı çıktı.12 yıl süren bu meclis ‘ Uzun Parlamento’
adını aldı.Bu meclis,kralın keyfi yönetiminin gayretkeş bakanı Strafford’un
tutuklanması ve mahkeme huzuruna çıkartılmasında ısrarcı oldu.Londra’nın halk
yığınları bu haklı isteği destekledi.1640 yılında büyük bir çırak,zanaatkar ve
işçi kalabalığı,içeri girmekle tehdit ederek,Krallık sarayını kuşattı.Londra
sokaklarında krallık birlikleriyle halk kalabalığı arasında silahlı çatışma
çıktı.Bunun üzerine Kral,gözde adamını feda etti.Lord Strafford adaletin
huzuruna çıktı ve idam edildi..
Londra halkının
kaynaşma ve çoşkunluğu kırsal bölge sakinlerinede sıçradı.Kööylüler toprak
kiralarını vermeyi reddediyor,beylere ait ormanlarda ağaç kesiyor ve lordların
parklarında avlanıyorlardı.Bazı bölgelerde,silahlı köylüler bey konaklarını
talan ediyor ,yıkıyordu.Yeni soylular sınıfı,bu durun karşısında paniğe kapıldı
ve Avam Kamarası köylü hareketinin ezilmesi için emir verdi.Avam Kamarası
Kralada karşı çıkarak Meclisin 3 yıl içinde toplanmaması durumunda,Kralın izni
olmaksızın toplanma hakkına sahip olduğunu belirten bir kanun yayınladı.Aynı
zamanda Kral tarafından verilmiş olan tüm tekelleri iptal etti.
‘ Uzun
Parlamento ‘ kralı şu şartları kabule zorladı:
1-
Ülkede
egemen olan kilise,artık krala değil parlamentoya bağlı olacaktı
2-
Bakanlar,görüş
ayrılığı olduğu zaman kendilerini
görevden alma hakkına sahip olacak parlamentoya eylemleri hakkında hesap
vereceklerdi.
Bunun
üzerine I.Charles parlamentoyu yola getirmek gerektiğine karar verdi.Iktidarına
karşı gelenleri kışkırtanları tutuklamak amacıyla bir sürü silahlı adamıyla
birlikte Avam Kamarasına gitti.Bazı
milletvekilerinin tutuklanmasını emreden Kral fermanı okunduktan sonra nbu
kişilerin mecliste bulunmadıkları görüldü.I Charlesin deyimi ile kuşlat
uçmuştu.Kuşlar City’ye uani başkentin ticaret hayatının toplandığı
mahallesine
sığınmışlardı,depolar,tecimevleri ve bankalar hep bu mahalledeydi.Zanaatkarlar
ve gemi tayfaları milletvekillerinin savunmasunu üstlerine almışlardı.Beşbin,
köylü ve küçük toprak sahibi
parlamentonun krala karşı verdiği mücadeleye destek içim silahlanıp
Londra yakınlarında toplandılar.Isyancıların şapkalarına parlamentonun politik
haklarını destekleyen bildirileri iğnelenmişti.Yanlarında silahlı koruyucularıyla birlikte,beş
milletvekili merasimle Parlamentoya döndüler.Tüccarlar ve zamaatkarlardan
oluşan Londra Milisi Avam Kamarasının savunmasını üstüne aldı.Nihayet,Parlamento,Bakanları
bizzat atam ,kara ve deniz ordularını denetleme ve hükümetin iç ve dış
politikasını yönetme yetkisini ilan etti.
Başkentin
artık kendisini dinlemediğini gören Kral yanına taraftarlarını alarak .Kuzey
Ingiltereye gitti.Yerel Aristokrasinin ve bu geri kalmış bölgenin feodal
beylerinin yardımıyla yeni bir ordu kurdu.
IC SAVAŞ (
1642-1649 )
1642 yılının
ağustos ayında Kral parlamentoya savaş açtı.Ülkenin gerikalmış bölgeleri olan
Kuzeyin ve Batının ve Galler ülkesinin feodal beyleri tarafından destekleniyordu.Kralın
taraftarlarına ‘ Süvariler ‘ adı takılmıştı.Göz alıcı,parlak giysileri
vardı,saçları uzun ve buklelliydi
Krala karşı
savaşmak için Parlamento Ingiltere’nin Londra ve öteki Büyük kentlerinin
bulunduğu Güney Doğu nun gelişmiş bölgelerinin halkından oluşan bir ordu
kurdu.Yeni soylu sınıfı ve burjuvazi krala karşı ayaklanmanın başına
geçti.Gemilerdeki Kralcı subayları attıktan sonra Tayfalarda parlamentonun ordusuna katıldılar.Orduya,büyük
bir köylü ve zanaatkar kitlesi de yardım ediyordu…
Parlamento
ordusu savaşçılarının giyimleri basitti,bukleli uzun saçları yoktu, bu yüzden
onlara yuvarlak kafalar adı takıldı..
Kral
taraftarlarının çoğunluğunu,Kralın başında bulunduğu Anglikan Kilisesine
bağlıydı.Buna karşılık,parlamento ordusu,Anglikan Kilisesine bağlıydı.Buna
karşılık parlamento ordusu,Anglikan olsun,Katolik olsun,her iki kilisenin de
amansız düşmanları olan püritenlerden oluşuyordu.Ingiliz Protestan Mezhebinin
üyesi olan Püritenler,basit ve arınmış bir kilise taraflısıydılar.Puriten
lakapları latince katkısız ve arınmış anlamında olan purus sözcüğünde
geliyordu.
Savaşın
başında,daha iyi yetiştirilmiş olan Kralcı birlikler,parlamento ordusunun aceleyle
toplanmış yuvarlak kafalarıı bozguna uğrattılar.Ama zengin köylü,küçük
çiftçi,zanaatkar ve işçilerin oluşturduğu birlikler yuvarlak kafaların
yardımına koşunca durum değişti.
Bu
birliklerin başında.Avam Kamarası üyesi,yeni soylular sınıfından Orta Halli bir
mülk sahibi olan Olivier Crowwell vardı
Devrimin
başlarında,Avam Kamarasında bir milletvekili Krala ve Kiliseye büyük bir atılganlıkla
ve azimle karşı çıkışı ve olağanüstü
ınandırma gücüyle dikkatleri üzerinde toplamıştı. Milletverkili olna Cromwell ,Uzun boylu sağlam yapılıydı;yüzü
kırmızı ve dolgundu,çelik grisi gözleri,kestane rengi saçları,güçlü ve keskin
bir sesi vardı.Cromwell,parlamentonun dikkatini çekmekte büyük bir ustaydı,bu
işi herkestan daha iyi biliyordu.Bir köy terzisinin diktiği çok basit elbiseler
giyiyor ve kaba bezden yapılmış beyaz bir yaka giyiyordu.
Krala Karşı
savaş başladığı zaman Cromwell yüzbaşı rütbesiyle parlamento ordusuna katıldı.Birliğinin
süvarileri,savaşkanlıkları ve cesaretleri yüzünde ‘ çelik bilekler ‘ adıyla anılmağa
başladılar.Haklılıklarına inanmıştılar,Kralın keyfi yönetimine karşı,Krallığın
ve feodal beylerin en güçlü silahı olan kiliseye karşı sonuna kadar savaşmağa
kararlıydılar.
Cromwell’in
birliğinde sıkı bir disiplin hüküm sürüyordu.Görev başında uyuyan bir nöbetçiye
rastlandımı olduğu yerde kurşuna diziliyordu.Bir asker,mızrağını olsun yada
tüfeğini olsun,silahını kaybetti,yada bir yerde unuttu diyelim o da hemen idam
ediliyordu.kent ve Köy halklarına,sebebi ne olursa olsun kötü davranmayı
askerlerine kesinlikle yasaklamıştı.Cromwell bir meyve ağacına en küçük zarar
vermek,en ağı cezaya çarptırılmak için yeterliydi.Köylülerin ve her meslekten
zanaatkarların usta,kalfa ,çıkark Cromwell planına uygun olarak yenimodel
orduya katılmaya hakkı vardı.Kralcı ordunun bütün subayları soylu
sınıfındandı,parlamento ordusunun ,subaylarına gelince,kimi eski kunduracı kimi
arabacı kimi serdümendi.Bununla birlikte ,aralarında küçük yada ortak toprak sakinleride
vardı.Cromwell kısa zamanda parlamento ordusunun en gözde subayı oldu.
1645 yazında
yuvarlak kafalar Naseby köyü civarında,Kralcı birliklerin en büyük kesimiyle
savaşa girişti.Parlamento ordusu 6 bini Cromwellin komuta ettiği süvariler olmak üzere 10.000
yakın askerden oluşuyordu.Savas Parlamento ordusunun kesin zaferiyle son
buldu.Besbin kişi Tutsak edildi.Bütün topçu bataryaları ele geçirildi.Fransa
Kralından yardım isteyen I.Charles’ın bütün mektupları de ele geçirildi.Böylece
Kralın ihaneyi belgelenmiş oldu.Bir süre sonra,Parlamento kralı hapse
mahkumetti.
Kralın
tutuklanmasından sonra,parlamento devrimci düşüncelere fazlaca bulaşmış olan
ordudan kurtulmak için savaşın bittiğini ilan etti ve birliklerini terhis etti.
Savaş dönemi
boyunca parlamento,yeni soylular sınıfının ve burjuvazinin çıkarlarını güvence
altına alan bir çok tedbir alma zamanı bulmuştu.Kiliseye boyun
eğdirmişti.Ordunun ısrarı üzerine Kralın ve Anglikan kilisesinin en azılı taraflarının
topraklarına el koydu.Yeni soylular sınıfı ile burjuvazi bu toprakların büyük
bir kısmını kendilerine ayırdılar,çok küçük bir bölümünü de değerlerinin üç mislini
ödeterek köylülelere bıraktılar
Parlamento
toprak sahibi soylular sınıfının yararına Kral tarafından alınan bütün arazı
vergilerini kaldırdı. Bu tedbir sayesinde Ortaçağda Şövalyelerin Krala hizmet
yerine ödedikleri bedeller,miraslardan ve toprak satışlarından ödenen vergiler
yürürlükten kaldırıldı.Toprak kimin elinde bulunoyorsa onun tartışmasız mülkü kabul edildi.Mülk
sahipleri böylece istedikleri bütün yararları sağlamış oldular.Bu
vesileyle parlamentı,köylülerin tarla
kirası bedellerini büyük Toprak
sahiplerine ve o sevimsiz ürün vergisi gibi öbür vergilerde parlamentoya bağlı
kiliseye ödemeye devam etmelerine karar verdi…
Parlamentoyu
oluşturan yeni soylular sınıfının ve Burjuvazinin temsilcileri,parlamentonun faaliyetini kendi çıkarlarına uyumlu dururma
getiriyorlardı.
Parlamento
ile Ordunun bozuşması :
Yeni Mülk
sahipleri ile büyük burjuvazi ,parlamento sayesinde kendi çıkarlarını savunan
tedbirleri uyguladıktan sonra,halk yığınlarından Kraldan daha çok çekinmeğe
başladılar.Ordu,Parlamentonun bir çok üyesinin kral tarafına geçtiğini ve onu
salıvermek niyetinde oldukarını öğrendi.Bunun üzerine,Cromwell’in emriyle,bir
süvari birliği Kralı Parlamento muhafızlaının elinden aldı.Kral Kendisini
teslim alan subaya ‘ Hangi hakla böyle hareket ediyorsunuz ? diye sorunca subay
hiçbir şey söylemeksizin ona tabancısını gösterdi.Gün sökerken Kral sorusunu
tekrarladı ‘ yetkileriniz nedir? Belgelerinizi gösterin bana diye sordu.İşte
diye cevap verdi,subay askerlerini göstererek,’ itiraf etmeliyimki bu kadar net
okunaklı bir yetki belgesini ilk kez görüyorum dedi ‘’ I.Charles hüzünle Tutsak
Kral ordu konağına götürüldü..
1647 yılında
ordu Londra’yı işgal edince parlamento durumuna egemen olam yeteğini
yitirdi.Geröek iktidar orduya geçti,ama ne varki ,ordu da içi bölünmelerle
parçalanmış durumdaydı..Askerler Insanların özgür doğduğunu,hepsinin eşit olduğunu,bütün kötülüklerin
kralın,soylular sınıfının ve zenginlerin despot yönetiminden ileri geldiğini ve
bu despot yönetimin halkı kıskıvrak bağladığını söyleyen eşitlik
taraftarlarının geniş ölçüde etkisi altında kalıyorlardı.Başta Lilburne olmak
üzere eşitlik taraflıları,Kralın yargılanması
ve genel oy hakkı tanınmasıyla birlikte Cumhuriyetin ilanı konusunda
direniyorlardı.Ama ne varki kadınlar ve işçiler,hizmetçiler vb gibi
ücretleriyle geçinenler için genel oy
hakkı istenmiş değildi.Eşitlik taraflıları aynı heyecanla özel mülkiyeti de
savunuyorlardı.Devrimin başırıda özgürlüğüne kavuşmuş olan Liburne’un ordu
içinde büyük bir ünü vardı,çok seviliyordu.Yayınladığı broşür ve bildirileri
askerler ezberlecesine okuyorlardı.
Ordu içinde
örgütlenen asker kurulları eşitlikçilerin peşiden gidiyordu.Toprak sahibi
soylular sınıfından yüksek rütbeli subaylara karşı mücadele yürüterek,Kralın
idamını sağlayacaklarını umuyorlar,Cumhuriyet ,genel oy hakkı ve Lordlar
Kamarasının dağıtılmasını istiyorlardı.Soylular sınıfından ve büyük
burjuvaziden gelme subaylara dayanan Cromwell bu kurulları yasaklattı
Ama Ordu
Kralın idama edilmesinde direniyordu.1649 yılında ,Avam Kamarası Cumhuriyeti
kabul etti ve Kralı yargılamak üzere 135 kişiden oluşan bir yargı kurulu
seçti.30 Ocak 1649 günü ,büyük bir kalabalığın gözleri önünde,Ingiltere Kralo
I.Charles Stuart,savaş açtığı halkına ihanet suçuyla boynu vurularak idam
edildi.
Az sonra,Avam
Kamarası ,e Lordlar kamarasnın feshini şöyle bildiriyordu.’’Uzun süren bir
deney sonucunda Lordlar Kamarasının yararsızlığına ve Ingiliz halkı için bir
tehlike teşkil ettiğine inanmış bulunan Avam Kamarası üyesionun feshine karar
vermişlerdi..
Kralın
idamından sonra,1649 yılından itibaren,kazandığı zaferle cesaretlenen halk
haraketi şiddetlendi.1649 yılında eşitlikçilerin yanında ayaklanmayı
bastırmakla görevli dörtbin askerin başına bizzat Cromwell geçti.Asi askerlerin
şeflerini kurşuna dizdirdi,altısınıda sopadan geçirdi..
Yazılarında
zenginlerin yoksulları ezdiğini ve halkı
yeniden tutsaklık zincirine vurduğunu belirten eşitlikçe Lilburne tutuklandı.
Krala karşı
verilen mücadelede Cromwell orduya
dayanmıştı,ne varki askerler kendi haklarını istemeye başlayınca ,onları
acımasız bir şekilde ezdi.Burjuvazi ona
aşırı hayranlık gösteriyordu.Parlamento minnetini bildirdi..Büyük iş adamları
ona bir altın kupa sundular.
Ingilterede
iç savaş yüzünden sanayi durgunlaştı,tarım verimsizleşti,Halk yığınlarının
açlık ve yoksulluğu aldı yürüdü.İşte bu sırada ,Londra dolaylarındaki
tepelerinde ve başka yerlernde aşırı eşitlikçilerin ortaya çıktıkları görüldü:
yoksul köylüler ve zanaatkarlardan oluşuyorlardı.Bunlara digger yani çapacılar
adı verildi.Çünkü,çadırların ı kurar kurmaz ekilmemiş toprakları
çapalamaya başlıyorlardı.Halkın eline
devrm sayesinde hiçbirşey geçmediğini
söylüyorlardı.Kendilerine ‘ gerçek eşitlikçiler ‘’ adını takmışlardı.Çünkü
sadece politik haklarda eşitlik değil,ama servetlerde eşitlik istiyorlardı…Çapacıların
önderlerinden biir olan Winstanley şöyle yazıyordu.’’’ Insanlar,özel mülkiyet
adı verilen uğursuz şyi yeryüzünden
kaldırmak için ellelerinden geleni yapmak zorundadırlar’’ ‘’ Hep
birlikte çalışın ve ekmeğinizi ortaklaşa yiyin ‘’ ‘’’ Özel mülkiyeti
ortadan kaldırdığınız zaman artık ne
zengin ne yoksul ne zulümde savaş olacak
‘’’ Ama Winstanley savaş ve ayaklanmayla değil ,inandırma ve örnekle zulme son
verdirebileceğine inanıyordu..
Cromwell
ordusunun yardımıyla bu çapacıları dağıttı ve alırı eşitlikçilerinden büyük bi
bölümünü tutukladı.
Hemen hemen
her yerde köylü isyanları çıkıyordu.Kamusal toprakların lordlar tarafından pay
edilip sınıflandırılmasına karşı çıkıyorlardı.Cromwell askerden kaçan yada
Lordların diktikleri çitlere karşı isyan eden köylüleri şiddetle
cezalandırıyordu..
Ingiltere’de
feodal sistem çoktan çürümüş olmasına rağmen,kesinlikle ortadan kalkması için
halkın silaha sarılması gerekti.Devriö ancak ordu saflarında cesaretle
çarpışan,köylerde ve kentlerde kralcılara karşı savaşan köylülerin ve zanaatkarların işe karışması sayesinde başarıya ulaştı..
Cronwell
halk yığınlarının başında,krala karşı zorlu bir savaş verdi.Silahlı güçlerden
yararlanmayı bildi,Kralın boynunu vurdurdu,bazılarını idama mahkum ettirerek
Kralcılardan kurtukdu.Ama Cromwell burjuvazinin ve yeni soylu sınıfının
ürünüydü,onu onlar yaratmıştı.Bu yüzden halk yığınları kendi durumlarının köklü
bir şekilde iyileşmesini istemeye başladıkları zaman,halk hareketini büyük bir
Gaddarlıkla bastırdı…
Protektora
Ingilterenin
12 ile 16 yüzyıllar arasında fethetmiş olduğu irlanda sekiz yıldır isyan
halindeydi.Cronwell ayaklanmayı bastırmak üzere,subayları ve askerleri yararına
toprak fethetmekle görevli büyük bir ordu gönderdi oraya.Halkı uzun süre ve inatla
savaşmış olan bu adaya Cromwell ancak 1649 yılında boyun
eğdirebilirdi.Irlandalı köylüleri astırdı,yoksulların klubelerini atele
verdi.Topraklarına zorla el koydu.Ingiliz subay ve askerleri arasında pay
edildi yada Lordların eline geçti.Demek oluyorki,Cromwell Irlandalı köylülere
boyun eğdirmek,Ingilteredeki yoksul köylü hareketeini ezmek için ,özellikle
orta ve zengin köylülerden oluşan ordusundan yararlandı
Irlanda’Nın
fethedilip yağmalanması,Ingiliz ordusunu iç politika kavgalarından uzun süre
alıkoydu.Irlandadaki savaş ,ne bir krala karşı silahlu mücadeleydi,bu savaş
adıyla sanıyla bir sömürge savaşıydı,Yagma savaşıydı.Irlanda topraklarını kendi mülklerine katan,İrlandalıları idam
eden Ingiliz Lordları aynı zamanda,Ingilteredede halkın ezilmesi ve Krallığın
tekrar kurulmasında etkin rol oynarlar.Ayaklanmaya katılmış olan
Irlandalılardan büyük bir bölümü tutsak edildi ve Kuzey Amerikaya köle olarak
yollandı..
Irlandadki
ayaklanmayı bastıran Cromwell deniz egemenliği için savaşa girdi.Bütün silahlı
kuvvetleri,Ingilterenin en büyük rakii Hollandaya yöneltti.Ingiltere 40 büyük parçadan
oluşan büyük bir savaş filosu yaptırmıştı.1651 yılında Parlamento
Hollandalıları hedef alan bir denizcilik yasası yayınlandı.Bu yasaya göre
ticaret mallerı Ingiltereye sadece
Ingiliz Bandıralı gemilerle yada malı
gönderen ülkeye at gemilerle taşınabilecekti.O zamana kadar gemileriyle
dünyanın bütün ülkelerine mal taşımış olan deniz hamalları Ingiltere ve sömürgeleriyle
tüm ticaret ilişkilerini kesmek zorunda kaldılar.. Ama Hollanda,denizlerdeki
üstünlüğünü İngiltere gibi yeni bir kapitalist ülkeye kaptırmak niyetinde
değildi.iki ülke arasında savaş
başladı.iki yıl sürdü ve Ingilterenin zaferiyle sonuçlandı.Hollandalılar kendi
çıkarlarına zarar veren denizcilik yasasını kabul etmekz zorunda kaldılar.
Ingilterenin
sömürgelerini genişletmek isteyen Cronwell Antiller denizindeki Jamaika adasını
Ispanyolların elinden aldı.Jamaika adasına yerleşen Ingiliz tarım
işçileri,şeker kamışı plantasyonlarını işletmek için Irlandalıların ve
köleleştirdikleri zencilerin emeğini sömürüyolardı..
Yeni
soylular sınıfının ve burjuvazinin halk hareketlerinden nefret eden bir kesimi,bir
askerlik diktatörlük kurmak istiyordu.Cromwell,1953 yılında yüksek rütbeli
subaylar kurulunun kararıyla,hayat boyu koruyucu Lord Protector ünvanıyla
hükümet başkanlığına atandı.Ülkeyi parlamentosuz yöneltmeğe başladı..
Güçlü
Ingiliz ordusu,tümüyle onun emrindeydi,tamamen ona boyun
eğmişti.Ülke,koruyucaya bağlı generallerin yönettiği yönetim bölgelerine
bölündü.Askeri diktatör olan Cromwell,bir yandan krallığınn restorasyonuna
karşı koyarken,bir yandan da halk
yıgınlarınn bütün hareketlerini gaddarca ezen yeni soylular sınıfı ile
burjuvazinin çıkar ve yararlarına uygun
bir şekilde davranıyordu..Ama Burjuvazi bu davranışlarıyla halkın desteğini
yitirdi.Kralın taraftarları baş kaldırdılar ve iktidarı tekrar ele geçirmek
için kışkırtmaya başladılar…
STUART’LARIN
RESTORASYONU,PARLAMENTO IKTIDARDA
Cromwell
1658 yılında öldü.Bu dönemde askerlerin hoşnutsuzluğu iyice artmıştı.Bunun
üzerine alt tabakalrın tekrar harekete
geçmesinden çekinen yeni soylular sınıfı ve burjuvazi birlikleri Londrayı işgal
eden Cromweel generallerinin yardımı ile Krallığı tekrar kurdular.Devrimden
önce olduğu gibi iki meclis toplandı: Avam Kamarası ile Lordlar Kamarası 1660
yılında yeniden iktidara gelen Stuartlar devrime katılmış olanları temizlemeye
başlamakta hiçte geç kalmadılar,hemen işe koyuldular.Hatta darağacında teşhir
edilmek üzere Cromwell’İnkiyle beraber devrimin iki savaşçsını cesetleri
mezarlıktan çıkarıldı..
Iktıdara
yeniden kavuşan Stuartla sadece Ingiliz halkına değil ama devrimin başına
geçmiş olan Burjuvaziye karşıda düşmanca davranmaya başladılar.Burjuva
sınıfı,kendini kralın intikamına ve
keyfi yönetimine karşı savunmak içi
tedbirler alma mecburiyetini hissederler..1679 yılında parlamento Habaeas –
Corpus- Actı ( Haksız tutuklanmayı yasaklayan yasa ) yayınlandı.Yargıçlar buna
dayanarak,tutuklunun bulunduğu hapishane müdürüne gönderilen izhar müzekkeresi
yazıyorlardı.Tutuklu bu müzekkere sayesinde tutuklanmasının yasalığının gözden
geçirilmesi için 24 saat için yargıç önüne çıkartılması istenebiliyordu.Ama
gerçekte,ancak zenginler yararlanbiliyordu bu haktan ,çünkü yargıç tutukluyu
serbest bırakmak için buyuk paralar istiyordu..
1688 yılında
kısa süren bir savaştan sonra Parlamento bir Hükümet darbesiyle Stuart
hanedanını devirerek uzak akrabalarında birilerini başa getirdi.Bu tarihten
itibaren,vergi salam ve parayla ödenen diğer resimleri koyma hakkı
parlamentonun olur.Bundan başka,askera lama ve ordu bütçesine ilişkin tüm
sorunlar hakkında kararı parlamento alacaktı.Böylece önemli sorunlar ıcın
kararı Burjuva ve toprak sahiplerinin oluşturduğu Parlamento veriyordu.Halk yığınlarının
hakkı yok..
Zengin biri
para verip kendisine Avam Kamarası için bir vekillik müzekkeresi satın
alabiliyordu,hatta oylarını para karşılığı satabiliyorlardı.Parlamentoda iki
parti vardı. Tory’ler ( Muhafazakarlar ) ve Whig’lar ( liberaller )
di..Muhafazakarlar büyük toprak
sahiplerini temsil ediyorlardı.Liberaller ise aralarında büyük toprak sahipleri
olmasına rağmen daha çok bankacılardan,tüccarlardan ve dış ülkelerdek tarım
işletme sahiplerinde oluşuyordu..
Özellikle
toprak sahibi soylular sınıfı ile kapitalistlerin çıkarlarını koruyan kanunlar
çıkaran parlamento kapitalist sistemin
Ingilterede sağlamlaşıp gelişmesini sağladı..
Ingiltere de
burjuva devriminin sonuçları
Burjuva
devrimi sonunda mutlak monarşinin,feolda beyleri ve doğrudan doğruya krala bağlı kilisenin nüfuzu ortadan
kaldırıldı.Kapitalizmin gelişmesini önleyen engeller yok
edildi.Ingilterede devrimden sonra
tarımın ve ücretli el emeğine dayalı sanayinin ve özellikle demir ve yünlü
imalathanelerin hızla geliştiği görülür
,Kentler buyur
Burjuvazinin
zaferini sağlamlaştıran köylüler,yeni topraklar edinecekleri yerde
ellerindekinide kayıp ettiler.Parlamentonun desteklediği yerel yöneticiler
kamusal toprakları zorla çitleyip mülk edindiler.Küçük toprak sahibi köylülerin
,yeomanların kesinlikle çöküşüydü..Yoksul düştüklerinden iş aramak için buyuk
kentlere gidiyorlar ayada buyuk yoksunlukkar pahasına Kuzey Amerikada ıngiliz
sömürgelerine geçmek üzere yurtlarında ayrılıyordu..
Denizcilik
yasası sayesinde Ingilterenin sömürgeleriyle ticareti önemli oranda
gelişmekteydi
Sömürgelerim
soyulması,zencilerin köle olarak kullanılması Ingiliz Burjuvazisine
alabildiğine zenginleşme şansı verdi…
Kaynakça : Yakın Çağlar tarihi N.V Yeliseyeva konuk yayınları
Cromwel tanrının önüdnde -- Pierre Olivier Lapie
No comments:
Post a Comment