Osmanlı
tahtında kısa bir süre kalabilen
III.Osman ( 1754-1757 ) kılık değiştirerek şehirde sade bir vatandaş gibi dolaşmayı
severdi.Bu sırada örneğin seyyar satıcılardan börek,kebap,kestane leblebi alıp
yer,halkla konuşur,esnafla pazarlık ederdi
Bu
gezintilerin birinde sokaklarda ve seyir yerlerinde kadınların yüzü açık olarak
dolaştıklarını gördü.Bunun üzerine o sırada Sadrazamn bulunan Büyük Devlet
Adamı,bilgin ve şair Koca Ragıp Paşa’ya bir emirle kadınların sokağa çıkmayıp
evlerinde oturmalarını,mutlaka çıkmaları gerekirse yüzlerini sımsıkı
örtmelerini ve seyir yerlerine adım atmamalarını bildirdi.Aynı günlerde bir
gece gökte yuvarlak ve ışıklı bir cisim görülüp deniz ufkuna inerek kaybolan
kadar ortalığı aydınlattı.Sofular bunu padişahın bu emri üzerine gökten nur
yağdığı şeklinde yorumlandılar..Bazı kimseler ve bu arada müneccim denilen
gökbilimciler ise ,olayı başka şekilde yorumlayıp yakında önemli bir şeyler
olacağını dostlarına fısıldadılar.Hakikaten,kısa zaman sonra III.Osman
rahatsızlanıp bütün tedavilere rağmen 59 yaşında ölerek yerine 31Ekim 1757
yılında III.Mustafa tahta geçti..
Osmanlı
tahtında sadece 2 yıl 10 ay 18 gün kalmış olan III.Osman zamanında Kızlarağası
Ebu Vukuf Ahmet Ağa,onun üzerinde büyük nüfuz sahibi olmuş ve bu sayede küpünü
bir hayli doldurmuştu.Ancak,karşısında daima III.Osmanın son sadrazamı olan Koca
Ragıp Paşayı karşısında bulmuştu.Koca Ragıp Paşa son derece namuslu ve
dirayetli bir devlet adamıydı.Aynı zamanda değerli bir alim vd şairdi.Şahsi
kitaplarını vakf edip Laleli civarıdan kurduğu Ragıp Pasa Kutuphanesi bugun
hala ayaktadır.Bu kütüphanede hala cok ilginç eserler bulunmaktadır,mesela
burada bulunan Iranlı şair Nizaminin baştan başa minyatürlerle süslü Hamse adlı essiz eseride buradadır
Koca Ragıp
Paşa,kendi rüşvet ve irtikablarını geniş ölçüde engellediği için Ebu Vukuf
Ahmet Ağa ona düşman kesilmiş,ancak ne yapsa
ve ne söylese III.Osman’a tesir edip azlini başaramamıştı.Bunun üzerine
başka bir düzene başvurdu.Her yıl İstanbul dan Hicaz’a bir hacı kafilesi
giderdi.Bu kafilede devletin Mekke ve
Medine fakirleine dağıtılıcak olan ve Surre diye anılan sadakalar,özel
memurların gözetiminde olarak bulunurdu.BU kafile,Şam Valisinin sorumluluğu
altındaydı.Ebu vukuf Ahmet Ağa,evvela Şam Valiliğine kendi adamlarından Mekkizade Hüseyin Ağa’yı vezirlik rütbesi ve Paşa ünvanıyla tayin
ettirdi.Bundan sonra onun vasıtasıyla çöl eşkıyasına Cerdeci Musa Paşa
muhafazasındaki kafileye saldırmaları
için gizlice haber uçurdu.Kendisi,bu olay sonunda Sadrazamın mutlaka yerinden lacağını
umuyordu.Aslında böyle bir fırsatı dört gözle bekleyen eşkıya,hac
kafilesinden saldırıp Musa Paşa’nın askerini değıttıktan sonr hacıları
çevirdiler,paralarını eşyalarını ve binek hayvanlarını alıp yollarda perişan
bıraktılar.Ancak,devletin gönderdiği paraya dokunmaya cesaret edemediler.Bu
haber istanbula ulaştığı zaman ise ,III.Osman
vefat etmiş bulunduğu için olay hemen ele alınamamış ve mesele ortada
kalmıştır
III.Osman
ağırlaşınca ,Ebu Vukuf Ahmet Ağa bu son
fırsattan istifade etmek isteyip kendince bir plan hazırladı.Buna göre Koca
Ragıp Paşa’yı padişah çağırmış gibi saraya davet edecek ve yine padişah istemiş
gibi Sadrazamlık mühürünü eliden alıp dostu ve yakın adamı Kaptanı Derya Kel Ahmet
Paşazade Ali Paşayı verip, Sadrazam
olmasını sağlayacaktı.Böylece yeni padişah tahta çıkınca hazır bir sadrazam
bulacak ve görevine devamını isteyecekti.Bu planını Ali Paşa’ya gizlice açmış,o
da bu şekilde teklif edlen sadrazamnlığı tereddütsüz kabul etmişti..
29 Ekim 1757
akşamı III.Osman daha da ağırlaşıp Komaya girdi.Kızlarağası bunun üzerine hemen
harekete geçmeye karar vererek Baltacılar Kethudası nı Sadrazamı saraya
davet için Babıaliye gönderdi.Ancak,bu daşaveraları sezmiş olan Kızlarağası
Yazıcısı Ibrahim Ağa daha evvel davranıp durumu bir tezkere ile Koca Ragıp Paşa’ya
gizlice haber verdi ve ayrıca padişahın sabaha çıkamaycağını bildirdi.Sadrazam
bunun üzerine,nereye gittiğini haber
vermeden Babıaliden ayrıldı.Biraz sonra ise Baltacılar Kethüdasu çıkagelip
paşayı sordu.
-
Ayrılıp
Gitmişs dediler
-
Acaba nereye
gitti ?
-
Herhalde
konağına vardı
Herif oradan
acele paşanın konağına gittiysede ,Babıaliden henüz dönmediği cevabını
aldı.Bunun üzerine geri dönüp durumu anlatınca Ebu Vukuf Ahmet Ağa fena halde sinirlenerek
-
Be adama
git,nerede bulursan hemen buraya getir ‘!!
Baltacılar
Kethudasu tekrara Babıaliye ve konağa vardıysa da paşayı bulamadı ve saraya eli
boş döndü.Merede bulunduğunu bilen yoktu
Böylece gün
bitip gece oldu.Ragıp Paşa,tekrar Babıaliye dönerek olayların gelişmesini
beklemeye başladı.Yatsıdan sonra ise III.Osman vefat etti.Durum kendisine bir
ulakla resmen bildirilincr Koca Ragıp Paşa hemen saraya varıp öbür devlet
erkanı ile birlikte yeni Padişah III.Mustafanın tahta çıkış törenlerin de hazır
bulundu..
Yazıcı
Ibrahim Efendi,gayet tavii olarak sadrazama yaptığı bu büyük hizmetin
mükafatını bekliyordu.Ancak,Koca Ragıp Paşa ilk iş olarak onu görevinden
azletti.Sebebini ise şöyle açıklanıyordu.
-
Devletin bir
sırrını bana haber veren,başkasınada haber verir ve kendi efendisine ihanet
eden,banada eder
Ancak onu
büsbütün açıkta bırakmayarak bir süre sonra ikinci derecede bir göreve atadı.
Ancak asıl
hedefi,kendi çıkarı için devlete bile ihanet etmekten çekinmeyene Ebu Vukuf
Ahmet Ağa idi.İlk iş olarak onu azil ve Mısıra sürgün edilmesine ferman
aldı.Yerine Başmuhasip Beşir Aga atandı
Bu sırada
yeni Padişah III.Mustafa ,sadrazamnı teşvikiyle,hac kafilesini kısa süre önce
uğramış olduğu saldırı meselesiyle ilgilendi.Koca Ragıp Paşa,bu işte eski
kızlarağasının parmağının bulunduğunu esasen biliyordu.Nitekim yapılan
araştırma ve soruşturma sonunda mesele meydana çıktı.Ebu Vukuf Ahmet ağa,henüz
yola çıkmamıştı.Padişahın emri üzerine tutuklanıp boynu vurularak kesik kafası teşhir edilmek üzere
Topkapı sarayının ikinci kapısının önündeki İbrat Taşına kondu
Koca Ragıp
Paşa ise sadrazamlığını altıncı yılını iki ay kadar aştuktan sonra 8 Nisan 1763
gunu 65 yasında vefat etti.Degerli bir devlet adamıydı
No comments:
Post a Comment