Monday, October 9, 2017

OSMANLI TARIHINDEN SAYFALAR :KIZLAR AĞASININ TUZAĞI

Osmanlı tahtında kısa bir süre kalabilen  III.Osman ( 1754-1757 ) kılık değiştirerek  şehirde sade bir vatandaş gibi dolaşmayı severdi.Bu sırada örneğin seyyar satıcılardan börek,kebap,kestane leblebi alıp yer,halkla konuşur,esnafla pazarlık ederdi
Bu gezintilerin birinde sokaklarda ve seyir yerlerinde kadınların yüzü açık olarak dolaştıklarını gördü.Bunun üzerine o sırada Sadrazamn bulunan Büyük Devlet Adamı,bilgin ve şair Koca Ragıp Paşa’ya bir emirle kadınların sokağa çıkmayıp evlerinde oturmalarını,mutlaka çıkmaları gerekirse yüzlerini sımsıkı örtmelerini ve seyir yerlerine adım atmamalarını bildirdi.Aynı günlerde bir gece gökte yuvarlak ve ışıklı bir cisim görülüp deniz ufkuna inerek kaybolan kadar ortalığı aydınlattı.Sofular bunu padişahın bu emri üzerine gökten nur yağdığı şeklinde yorumlandılar..Bazı kimseler ve bu arada müneccim denilen gökbilimciler ise ,olayı başka şekilde yorumlayıp yakında önemli bir şeyler olacağını dostlarına fısıldadılar.Hakikaten,kısa zaman sonra III.Osman rahatsızlanıp bütün tedavilere rağmen 59 yaşında ölerek yerine 31Ekim 1757 yılında III.Mustafa tahta geçti..
Osmanlı tahtında sadece 2 yıl 10 ay 18 gün kalmış olan III.Osman zamanında Kızlarağası Ebu Vukuf Ahmet Ağa,onun üzerinde büyük nüfuz sahibi olmuş ve bu sayede küpünü bir hayli doldurmuştu.Ancak,karşısında daima III.Osmanın son sadrazamı olan Koca Ragıp Paşayı karşısında bulmuştu.Koca Ragıp Paşa son derece namuslu ve dirayetli bir devlet adamıydı.Aynı zamanda değerli bir alim vd şairdi.Şahsi kitaplarını vakf edip Laleli civarıdan kurduğu Ragıp Pasa Kutuphanesi bugun hala ayaktadır.Bu kütüphanede hala cok ilginç eserler bulunmaktadır,mesela burada bulunan Iranlı şair Nizaminin baştan başa minyatürlerle süslü Hamse  adlı essiz eseride buradadır
Koca Ragıp Paşa,kendi rüşvet ve irtikablarını geniş ölçüde engellediği için Ebu Vukuf Ahmet Ağa ona düşman kesilmiş,ancak ne yapsa  ve ne söylese III.Osman’a tesir edip azlini başaramamıştı.Bunun üzerine başka bir düzene başvurdu.Her yıl İstanbul dan Hicaz’a bir hacı kafilesi giderdi.Bu kafilede  devletin Mekke ve Medine fakirleine dağıtılıcak olan ve Surre diye anılan sadakalar,özel memurların gözetiminde olarak bulunurdu.BU kafile,Şam Valisinin sorumluluğu altındaydı.Ebu vukuf Ahmet Ağa,evvela Şam Valiliğine  kendi adamlarından  Mekkizade Hüseyin Ağa’yı vezirlik  rütbesi ve Paşa ünvanıyla tayin ettirdi.Bundan sonra onun vasıtasıyla çöl eşkıyasına Cerdeci Musa Paşa muhafazasındaki  kafileye saldırmaları için gizlice haber uçurdu.Kendisi,bu olay sonunda Sadrazamın  mutlaka yerinden  lacağını  umuyordu.Aslında böyle bir fırsatı dört gözle bekleyen eşkıya,hac kafilesinden saldırıp Musa Paşa’nın askerini değıttıktan sonr hacıları çevirdiler,paralarını eşyalarını ve binek hayvanlarını alıp yollarda perişan bıraktılar.Ancak,devletin gönderdiği paraya dokunmaya cesaret edemediler.Bu haber istanbula ulaştığı zaman ise ,III.Osman  vefat etmiş bulunduğu için olay hemen ele alınamamış ve mesele ortada kalmıştır
III.Osman ağırlaşınca ,Ebu Vukuf  Ahmet Ağa bu son fırsattan istifade etmek isteyip kendince bir plan hazırladı.Buna göre Koca Ragıp Paşa’yı padişah çağırmış gibi saraya davet edecek ve yine padişah istemiş gibi Sadrazamlık mühürünü eliden alıp dostu ve yakın adamı Kaptanı Derya Kel Ahmet Paşazade  Ali Paşayı verip, Sadrazam olmasını sağlayacaktı.Böylece yeni padişah tahta çıkınca hazır bir sadrazam bulacak ve görevine devamını isteyecekti.Bu planını Ali Paşa’ya gizlice açmış,o da bu şekilde teklif edlen sadrazamnlığı tereddütsüz kabul etmişti..
29 Ekim 1757 akşamı III.Osman daha da ağırlaşıp Komaya girdi.Kızlarağası bunun üzerine hemen harekete  geçmeye karar vererek  Baltacılar Kethudası nı Sadrazamı saraya davet için Babıaliye gönderdi.Ancak,bu daşaveraları sezmiş olan Kızlarağası Yazıcısı Ibrahim Ağa daha evvel davranıp durumu bir tezkere ile Koca Ragıp Paşa’ya gizlice haber verdi ve ayrıca padişahın sabaha çıkamaycağını bildirdi.Sadrazam bunun üzerine,nereye gittiğini haber  vermeden Babıaliden ayrıldı.Biraz sonra ise Baltacılar Kethüdasu çıkagelip paşayı sordu.
-          Ayrılıp Gitmişs dediler
-          Acaba nereye gitti ?
-          Herhalde konağına vardı
Herif oradan acele paşanın konağına gittiysede ,Babıaliden henüz dönmediği cevabını aldı.Bunun üzerine geri dönüp durumu anlatınca Ebu Vukuf Ahmet Ağa fena halde sinirlenerek
-          Be adama git,nerede bulursan hemen buraya getir ‘!!
Baltacılar Kethudasu tekrara Babıaliye ve konağa vardıysa da paşayı bulamadı ve saraya eli boş döndü.Merede bulunduğunu bilen yoktu
Böylece gün bitip gece oldu.Ragıp Paşa,tekrar Babıaliye dönerek olayların gelişmesini beklemeye başladı.Yatsıdan sonra ise III.Osman vefat etti.Durum kendisine bir ulakla resmen bildirilincr Koca Ragıp Paşa hemen saraya varıp öbür devlet erkanı ile birlikte yeni Padişah III.Mustafanın tahta çıkış törenlerin de hazır bulundu..
Yazıcı Ibrahim Efendi,gayet tavii olarak sadrazama yaptığı bu büyük hizmetin mükafatını bekliyordu.Ancak,Koca Ragıp Paşa ilk iş olarak onu görevinden azletti.Sebebini ise şöyle açıklanıyordu.
-          Devletin bir sırrını bana haber veren,başkasınada haber verir ve kendi efendisine ihanet eden,banada eder
Ancak onu büsbütün açıkta bırakmayarak bir süre sonra ikinci derecede  bir göreve atadı.
Ancak asıl hedefi,kendi çıkarı için devlete bile ihanet etmekten çekinmeyene Ebu Vukuf Ahmet Ağa idi.İlk iş olarak onu azil ve Mısıra sürgün edilmesine ferman aldı.Yerine Başmuhasip Beşir Aga atandı
Bu sırada yeni Padişah III.Mustafa ,sadrazamnı teşvikiyle,hac kafilesini kısa süre önce uğramış olduğu saldırı meselesiyle ilgilendi.Koca Ragıp Paşa,bu işte eski kızlarağasının parmağının bulunduğunu esasen biliyordu.Nitekim yapılan araştırma ve soruşturma sonunda mesele meydana çıktı.Ebu Vukuf Ahmet ağa,henüz yola çıkmamıştı.Padişahın emri üzerine tutuklanıp boynu  vurularak kesik kafası teşhir edilmek üzere Topkapı sarayının ikinci kapısının önündeki İbrat Taşına kondu
Koca Ragıp Paşa ise sadrazamlığını altıncı yılını iki ay kadar aştuktan sonra 8 Nisan 1763 gunu 65 yasında vefat etti.Degerli bir devlet adamıydı



No comments:

Post a Comment