Friday, January 25, 2019

AMERIKA YI YOK EDEN HASTALIK : ÇİÇEK





1800'lerin sonundan çiçek,Büyük Ovaları'ın güneybatısındaki Kiowa kabilesini üç kez ziyaret etti.Hastaliğın yol açtığı kayıplar ' Beyaz adamın armağını ' adlı bir Kiowa hikayesine konu oldu.

'' İyi yürekli bir Kiowa olan Saynday,tek başına yürüken,doğumun  ve iyi yaşamın yeri olan Doğu'da bir karaltı görür.Karaltı giderek büyür,ama iyi elçiler gibi dans edip sıçramaz.Derken  kızıl tozlar kaldıran bir at görünür.Üzerinde kızıl tozlara bulanmış bir binici vardır.Adam siyah elbisesi ve uzun şapkasıyla bir misyonere benzemektedir ve yüzü korkunç deliklerle doludur..Adam ve atu,Kiowaların ölülere yakıştırdığı yavaş hareket etmektedir.
'' kimsin sen ? '' diye sorar yabancı
''Ben,Saynday'ın Kiowaların yaşlı Sayndau amcalarıyım.Her zaman yanlız yürürüm ''
'' Adını hiç duymadm'' der yabancı.'' Kiowaları da hiç duymadım .Kimdir onlar ? ''Saynday ona Kiowaların kendi halkı olduğunu açıklar ve yabancı kim olduğunu sorar.
'' Ben Çiçek'im '' der yabancı
'' Ben de senin adını hiç duymadım '' der Saynday ''' Nereden geliyorsun,ne yapıyorsun ve neden buradasın ? ''
'' Çok uzaklardan geliyorum,Doğu oktanusu'nun ötesinden '' der Çiçek.'' Beyaz adamlardanım-Kiowalar nasıl senin insanlarında  onlarda benim insanlarım.Bazen onların önünde giderim,bazen arkada kalırım.Ama her zaman onlarla olurum ve beni onların kamplarında ya da evlerinde bulabilirsin ''
'' Ne iş yaparsın ? ''
'' Ölüm getiririm '' der Çiçek '' Çocuklar nefesimle,bahar karından solan bitkiler gibi solarlar.Ben yıkım getiririm.Bir kadın bir zamanlar ne kadar güzel olursa olsun,bana bir kez baktımı,ölüm kadar çirkinleşir.Erkeklereyse yanlızca bir ölüm depşk,çocuklarının ve kadınlarının yok oluşunu getiririm.En güçlü savaşçılar bile önümde eğilir.Bana bakan hiç kimse eskisi gibi olamaz.

Kiowalar hiç abartmamışlardı,çünkü çiçekten sonra Yeni Dünya asla eskisi gibi olmadı.Sonunda,Büyük kıyam,yüz yıldan kısa bir sürede yaklaşk yüz milyon Amerikan yerlisini yok etti.Kara ölüm ekolojik bir felaketse,Yeni dünyanın işgali biyolojik bir Armageddon'du.Tarihçiler ,onun dğnya tarihindeki en büyük nüfus felaketi olarak niteler.Eskidünya veba ve verem gibi öldürücüleri de,içeren biyolojik bir silahla Yeni Dünyayı  işgal ederken,asla ciddi bir direnişle karşılaşmadı.Ingiliz göçmenlerin tüfeklere,Ispanyol Conquistadorların  köpeklere,atlara ve kan dökme arzusuna ihtiyaçları yoktu.Misyonerler ve askerler her salgının ardından,şaşkınlık içindeki yerlileri kolayca bir kenara süpürebilirdi.Yeni dünyan'nın işgaline eşlik eden vurulmalara ve kılıçtan geçirilmeler,büyük ölçüde gereksizdi ve zaten hüzünlü olan hikayeyi daha da hüzünlü kılmaktan  başka bir işe yaramıyordu.Ekvatorlu büyük yazar Juan Montalvo '' eğer kalemim ağlayabilseydi,El Indio adında bir ağıt yazardım ve bütün dünya gözyaşlarına boğulurdu ''

Çiçek hastalığı Yenidünya'yı öylesine boşalttıki,kültürler yok oldu,koskoca uygarlıklar çöktü.Salgınlar yanlızca Aztekleri ve Inkaları yerlerinden etmekle kalmadı,sağ kalanları oraya buraya dağıtarak bütün Amerika kıtası boyunca  inanılmaz bir diaspora yarattı.Işgalciler,yarıkürenin ekonomisini sürdürebilmek için,ölen milyonlarca  yerlinin  yerine milyonlarca siyah köle getirmek zorunda kaldı.Yerlilerin boş mısır tarlaları ve şehirleri,Avrupalıların  bir yeni Avrupa yaratmak için ihtiyaç duydukları  insansız mülkleri oluşturdu ve buralar Iber inekleri,Hesse sinekleri,Ingiliz sığırları,Rus yabani otları,Norveç sıçanları ve Türk Buğdayıyla doldu.Büyük kıyam'dan sonra ,XIXyy Amerikalıları,' Vahşi dünyanın' kenarında,tarihi olmayan topraklarda yaşadıkalrını düşünerek büyüdüler. 

Meksikalı Düşünür Octavia Paz '' Amerikalı,yapmış olduklarıyla değil,yapmak istedikleriyle tanımlanan bir insana verilen addır '' dediğinde,hastalığın yarattığı bu hayati  anlamıştı.Kuşkusuz,göçmenler gerçek sahiplerinin bir hastalık tarafından yok edildiği topraklarda ancak kendi geleceklerini oluşturabilirler ve bu açıdan değerlendirildiğinde,Amerikan kültürleri gerçekten bir virüs tarafından yaratılmış ilk ve tek kültürlerdir.

Bütün virüslerin en büyüğü olan çiçek,Eski Dünya'da Colomb'un döneminden çok daha önce ortaya çıkmıştı.Eşeklerde ve Ineklerde görülen çiçek hastalığıyla ilişkisi olduğu sanılan virüs,binlerce yıl önce,Ortadoğu'da insanlar  ilk kez hayvanları evcilleştirdiklerinde bir insan paraziti olmuştu.Avrupa'da ilk kez X.yüz yıldan önce,muhtemelen  nezle gibi küçük bir rahatsızlık biçiminde kendini gösterdi.Ancak XVI ve XVII yüzyıllarda  esrarengiz bir şekilde öldürücü hale gelerek,Avrupa'nın ölüm tablolarını belirledi.Bu yeni tür (Yeni dünyada toplum dokuz tür çicek vardı )ateşe ve titremelere  neden oldu,iri cerahatli kabarıklıklar oluşturdu,elleri ve yüzü şişirdi.Hastlara berbat şekilde çürük et koktular,daha kötü vakalarda bu cerahatli sivilciler yüzü ver sırtı bir kan denizinde eritti.Virüs,ciltte kırmızı ve sarı lekeler  oluştururken,görünmez darbelerle iç organları yıprattı.Aylar süren tedavi sonucunda sağ kalanalrın çoğu bir gözünü kaybetti,ciltleri çicekbozuğu oldu ve tüm hayatları bpyunca çiceğe bağışık hale geldiler.

XVII yüzyılın sonuna gelindiğinde '' zalim hastalık '' orta ya da çok şiddetle yeniden ortaya çıktı ve Avrupa'daki çocuk ölümlerinin neredeyse üçte birinden sorumlu oldu,beş yetişkinden dördünü hasta etti.Avrupalı bir şair çiceği isabetli bir şekilde '' öyle iğrenç bir hastalık ki,ahirette,ruh gövdeye dönmeyi istemeyecektir '' diye tanımladı.Hastalığın korkutucu  görüntüsü,aşkı da mahvediyordu.Çicek başlangıcı bile yeni evlilerin sadakat yeminlerini bozmasına ve hastalanmamış eşin ortadan kaybolmasına yetiyordu..Bu ve diğer nedenlerle,üretken bir Ingiliz Tarihçi olan Thomas Macaulay onu '' ölüm nedenlerinin en korkutucu '' olarak adlandırır,bu virüsün XIX yüzyıl sonlarıdan,can sıkıcı ama tedavi edilebilir bir çocukluk hastalığına dönüşmesiyle gücünü kaybetti.

Colomb ve çiçek hastalığı Amerika kıtasına ulaşmadan önce,Yenidünya inanılmaz sayıda ve çeşitlilikle  halkla doluydu.Salamanka okulunun ünlü isimlerinden Bartolome de Las Casas,Yenidünya halklarının  faaliyetlerini bir arı kovanına benzetmişti.'' Tanrı sanki insan  ırkının hepsini ya da  büyük bir kısmını buraya yerleştirmiş'' Las Casas yalan söylemiyordu ve tarih,onun gözlemlerini  büyük oranda doğrulamaktaydı.Aztek ve Inkaların kurdukları şehirler,ancak Roma veya Istanbul ile yarışabilirdi.Dünyanın en büyük pazar yeri de Yenidünya'da Aztek başkenti Tenochtitlan'daydı ( Mexicocity ).Her sabah  60 bin tüccar ve müşteri sokakları  doldurur,msıır ,mücever,pamuklu giysi,vahşi hindi,sarımsak ,tuzlanmış balık ve altın alıp satardı..Bütün şehrin bir serap olduğunu düşünen Cortez'in  askerleri,pazar yerini iki günde dolaşmışlardı.Portekizlilerde  Brezilya'nın kıyı şeridi boyunca karşılaştıkları insan kalabalığına inanamadılar.Misyoner Alfonso Braz'a göre  Amazonlular tavşanlar gibi üremişti '' O kadar çoklar ve toprak o kadar büyük ve o kadar hıla çoğalıyorlar ki,sürekli savaşmasalar ve birbirlerini yemeseler,buraya sığamayacaklar ''

Tarihçi Dobyns'e göre besin kaynaklarını,salgınları ve yerlilerien mezarlarını  inceleyerek  nufus konusunda  bir fikre sahip olmuştur.Bugun aşağı yukarı 2 milyon Kuzey amerika yerlisi hayatta olduğuna göre,Eski dünya mikropları 1492 de avcı,toplayıcı ve çitçilerden oluşan 18 milyonluk bir nüfusla karşılaşmış olmalıydı.Aztekle,Mayalar ve Inkalar eklendiğinde Yenidğnta nüfusu,yıkımdan önce muhtemelen  90 ile 112 milyon arasındaydı.Buna göre,Yeni dünyanın çicek hastalığının orayı  ele geçirmesinden önce,Avrupanın iki katı nüfusa sahip ve ondan çok daha sağlıklı olduğunu da ortaya koymaktadır.

Sağlıklı yaşama eski Yunanlılardan daha fazla değer veren bir halk varsa,o da Amerikan yerlileriydi.Avrupalıların bacaklarını titreten ,dişlerini döken,ciğerlerini söken hastalıkların hiçbirini bilmiyorlardu.Çiçek yoktu,Kızamık yoktu.Veba yoktu.Cüzzam yoktu.Nezle yoktu.Sıtma ve sarı humma onla için siyah insanlar ve hindiba çiçeği kadar yabancıydı.Onlar,hastalıklardan uzak olmanın değerini bildiler.Çoğu yerli için yaşamak ve sağlıklı kalmak dinlerinin temelini oluşturuyordu.

Pasakli işgalcilerin,sağlam yapılı insanlardan gelen ' güzel kokuları ' fark etmemeleri imkansızdı.Yerlilerin ' beyaz ve düzgün dişlerine '' hayran kaldılar ve '' pürüzsüz ciltlerini ''  kıskandılar..- bu çicekboğzu suratlı Ispanyol,Portekiz ve Fransızların kaybettikleri bir özellikti.
Newenglandlı kolonicilerden William Wood Amerikan yerlilerinin '' diğer ülkelerde sık görülen hastalıklarla tanışmamıl güçlü ve sağlıklı vücutlara '' sahip olduklarını söylüyordu.Ayrıca Yerlilerin '' ezici bir çalışma  hayatıyla  çökmedikleri,baş ağrıtan kaygılarla  canlarını sıkmadıklarını ve aşırı bolluğu kötüye kullanmadıkları için'' elli gibi inanılmaz  bir yaşa kadar yaşayabildikleri sonucuna vardı.
Kanada'da Baron de Lahontan da '' Vahşiler'İn güçlü bir halk '' olduğunu açıkladı.Cizvit misyoner Manuel de Nobrega Amazonlar hakkında ilginç açıklamalarda bulunur. '' Burada kimsenin ateşten öldüğünü işitmedim,çoğu yaşlılıktan veya Frengi ( galler hastalığı ) ndan ölüyorlar '' 

Bu gücün ve sağlığın,donmuş Bering Boğazının geçilip Yenidünya'ya yavaş yavaş yerleşilmesiyle başlayan otuzbin yıllık bir tarihi vardır.Giriş soğuk ve zorlu olduğu için,hastalar mikropları ile beraber öldü.Tarih öncesinde Alaska,dağları,karı ve buzullarıyla bir tür mikrop filtresi işlevi gördü ve sağlam olanları kabul edip olmayanları dondurdu.Bu dönemden sonra eski dünya ile Yenidünya birbirinden tamamen farklı parazitle geliştirdi.Çocuk felci,sarılık ve frengi hariç Amerikan yerlileri hastalıksız yaşadı.Ancak,ortalıkta sürekli bir mikrop tehdidi,olmadığı için Yenidünya halklarının bağışıklık sistemleri,bir barış zamanı ordusu kadar tecrübesizdi.Böylelikle Çiçek hastalığı kolayca yayıldı

İki dünyanın hastalıkları arasındaki bu farklılı,farklı tarım yöntemlerini de yansıtıyordu.1400 lerde gelindiğinde eski dünya,keçi,koyun,sığır,domuz,eşek ve atları evcilleştirmişti.Avrupalılar,bu dört ayaklı yardımcıların ve proteinlerin  bedelini,onlerın mikroplarını paylaşarak ödedi.Muhtemelen verem ineklerdeni,tavuk çiceği tavuklardan,kızamık köpeklerden,nezle domuz ve ördeklerden bulaştı.Insanlar ve evcilleştirilen hayvanlar,toplam iki yüzden fazla hastalığı paylaşıyor.Ama zamanla bağışıklık kazanıldı.Denilebilirki Eskidünya tarımı Avrupalıların üstorganizmayı daha çok rahatsız  etmelerine ve diğer halklarla kıyaslandığında mikroplara karşı daha büyük bir bağışıklık geliştirmelerine neden oldu.

Yenidünya'da ise böylesi mikrobik karşılaşmalar çok sık olmadı.Orta Amerika halkları mısır,fasulye ve kadife çiceği yetiştirmelerine rağmen ,hiç bir zaman hayvanları ehlileştirmediler.Son buzul çaği,köpek ve hindi de dahil olmak üzere evcilleştirecek pek hayvan bırakmamıştıİ kalanlar da yenmiş yada yerini tarım ürünlerine bırakmıştı.Bu ciddi hayvan kıtlığı yüzünden Aztekler ,ayrıcalıklı elitleine protein sağlamak için heryıl ellibin insan kurban etmek zorunda kaldılar.Kuzey Amerika'da o zamanlar insanın doğadaki eşit ortağı olarak kabul edilen hayvanların evcilleştirilmesi dine saygısızlıktı.

Inkalar sadece lamaları,alpakaları ve gine domuzlarını  evcilleştirmişlerdi ve bu hayvanların  bulaştırdığı olası hastalıklar,hemen hemen hiç iz bırakmamıştı.Eski Dünyada  hayvanların evcilleştirilmesi insanları inanılmaz çeşitlilikler  mikroba aşina kalırken yeni dünya korumasızıd.

Çicek yenidünya'ya vardığında,biyolojinin en önemli ve en az dikkate alınan kuralına uydu;Işgalci tavşanlar kuralı.Bir kurbağayı,bir atı ya da hindiba çiceğini evinden alın,okyanusların ötesine,iyi gıdanın  olduğu ve düşmanların olmadığı benzer bir toprağa götürün,işgalci tavşanlar kadar hızlı çoğalacaklardır.Bu kural Avustralya'da doğrulanmıştır.1859'da yerleşenlerden biri tarafından tesadüfen  ülkeye getirilen  yirmi dört vahşi Ingiliz tavşanı öyle hızlı çoğaldıki,4 milyon metrekarelik bir otlak alan ikinci dünya savaşı öncesinde çırılcıplak kaldı.Çiçekte yeni dünyanın tavşanıydı.Otuz bin yıl önce,insanlar  Bering Boğazını  geçip yeni dünyaya  geldiklerinde,bütün hastalıklarını ve bağışıklık sistemlerini geride bırakmışlardı.Çicek bu nedenle bu yeni kıtada hızla çoğaldı.

Yenidünya halklarının  başına gelecek biyolojik felaketin ilk işaretini farkında olmadan Kristof Kolomb verdi.Asya'yı arayan kolomb,Karayip adalarına  uğradığında,bir kaç aravak kaçırdı ve ıspanyaya,birkaç Papağan,parlatılmış balık kılçıkları ve bu insan örnekleri ile döndü.Bu ilkel biyolojik deney,Aravaklar için bir felaket oldu.On yerliden yanlızca yedisi yolculuğa dayanabildi.Kolomb bir yıl sonra Katay'ı bulmak için yeniden adaya döndüğünde  yanlızca ikisi hayattaydı.Bunu izleyen daha büyük Aravak grupları ' toprağın onlara uymadığı' mikrop dolu ispnayada öldüler.

Yenidünya'da bilinen ilk çicek salgını,Eski dünyan'nın  hasta göçmenleri tarafından bulaştırıldı ve 1519 da  şimdiki Haiti ve Dominik Cumhuriyeti olan Espanola adasında patlak verdi.Salgın beş yıl boyunca kıtayı kasıp kavurdu,Mississippi'de  kanoyla kuzeye çıkarak,güneyde de  eski Inka yolları üzerindeki habercilerle  Cuzco'ya kadar giderek Yeni dünyanın yogun nüfuslu yerlerine yayıldı
Listenin başında tütün içen Aravak yerlileri  geliyordu.Çiçek bu halkı tamamen yok etti;öyle ki Ararvak dilinde yalçın,sert anlamına gelen Haiti kelimesi,bir zamanlar var olduklarını  gösteren tek kanıttı.Salgın,Puertorico ile Küba'ya yayıldığında,Calusa'nın yarısını kolayca yok etti;hayatta kalanlar kanoyla Florida'ya kaçtı.Amaçları kutsal bir nehirde yıkanıp,aranmaktı. Hristiyanlıktan etkilene Calusa rahipleri,Ürdün nehri gibi bir nehir arıyorlardı.Kendilerini hiç tanımadıkları ateşlerk ve kabarıklıklar içinde bulan Florida Halkı da serüvene katıldı.Şaşkınlık içinde kalan bir Ispanyol '' bu insanların Floridaya girip yıkanmadıkları su birikintisi kalmadığını '' görmüştü.

Salgın,Küba'dan Meksikaya,,fetihlerden birine katılan siyah bir kölenin ateşler içindeki vücudundan geçti.Fransisken rahip Ray Torbio Motolinia mikrobun ilerleyiişini inanamayarak gözledi '' Çiçek yerlilere saldırmaya başladığında,o kadar büyük bir salgın halini aldıki,bir çok bölgede nüfusun yarısından çoğu yok oldu...Yığınlar halinde öldüler,tahta kuruları gibi...'' SalgıniTenocchtitlan'da Hernando Cortez ile ordusunu  kurban olmhuaaktan kurtardı.Taş silahlara donanmış Aztek ordusu,liderleri Cuitalhuac'ın cesur komutasında,Tenochititlan'dan çekilen,ancak altın yükleri nedeniyle yavaş ilerleyebilen Cortez'in ordusunun dörtte üçünü yok etti.

Çiçek Cuitalhoc ile savaşçılarının  işlerini bitirmelerini engellerdi.Salgının tesadüfen  ortaya çıkışını Ispanyollar tanrının   bir lütfu olarak  yorumladı.Hastalik önce Cuitalhuac'ı vurdu,ardından şaşkın yerliler yetmişgün ateşler içinde yandı.Aztekler bu hastalığa büyük çiçek dedilerç

Büyük çicek,Aztekleri vurunca,Cortez yeniden toparlandı;daha fazla asker,top ve gemi ile geri döndü.Seksen gün süren savaşta,her yer cesetlerle doldu.Aztekler,dayanamayıp teslim oldular.Cortez çiceğin yardımıyla kazandı.

Ama Cortez'in bilmediği bir şey vardı.Çiceğin meksikada bu kadar hızlı yayılmasının ve başarılı olmasının sebebi,güçlü bir müttefikti.Meksikadaki 25 milyonluk nüfus,Kara ölüm öncesi Avrupadaki bir geçim sıkıntısına düştü.1505 deki büyük kıtlıkta,binlerce Aztek köylüsünü yiyecek bulabilmek için köle olmaya zorlamıştı;Meksika vadisinde erozyona uğramış,bozulmuş topraklarda Mısır yetiştirmeye çalışan çok sayıda insan,yolun sonuna gelmişti.

Tarihçi Murdo Meleod,yiyecek kıtlığının,hastalıklara yabancılıklarıyla birleşince Orta Amerika Halkları veba öncesindeki Ortaçağ köylüleriyle kıyaslandıklarında,büyük biyolojik saldırı karşısında daha da savunmasız kaldılar.

Meksikanın fethinden sonra çicek,veba ve nezlenin de katılımıyla 1521'de kalabalıkların yaşadığı Yucatan ve Guetamala'yı ziyaret etti. '' Büyük Yangın '  ve ''Çabuk ölüm '' Guetamala'nın dağ haklarının üçte birini öldürürken,Yucatan yarım adasında  Mayalar kuşlar gibi ölüyorlardı.Kısa bir süre içinde 400 bin insan öldü.Salgın hastalk amansız yürüyüşünü sürdürerek Costa Rica,Panama ve Nicaragua halkını yok etti.1524'de Inka Imparatorluğu'na '' sakallı adamalar '' ın işgalini haber veren haberciler sayesinde nüfuz etti.Inka şairlerinden birine göre,hastalık Quito'ya,karalar giymiş bir adamın taşıdğı bir kutu içinde geldi..Hastalık yayıldı.Bir kaç gün sonra ordu komutanı öldü.Imparator  Huayna Capac ateşler içindeki soylu vücudunu  taş bir eve kapattı ve orada çürüdü.Capac'ın ani ölümünün ardından varisi Ninan Cyoche'nin de ölmesiyle birlikte ,imparatorlukta otorite boşluğu oldu ve iki kardeş Huascar ile Atahualpa arasında beşyıl sürecek amansız bir iç savaş başladı.Pizzaro'nun 170 asker ve 40 atla ortaya çıktığı 1532 yılına kadar salgın Inkaları yok etmişti.Ona karşı durucak Soylular hastalıktan,Savaşçılar iç savaş yüzünden ölmüştü.Pizzaronun işi çok kolay oldu.

Çicek hastalığı Amazon'dada felakete neden oldu.Öksürükten ve kanamadan muzdarip ,Amazon yerlileri ölümü uzak tutmak için biber yakıp,dualar ettiler.Sağlıklı misyonerlerin karşısında kaçtılar.Şaskınlık ve umutsuzluk içindeki çiftçiler manyok ekmeyi unuttular.Kıtlıktan öldüler.Tanrılarının onları terk ettiğine inanan binlerce Amazon yerlisi Hristiyanlığı kabul ettiler.Bahia  yakınlarındaki bir cizvit yerleşiminde,1559-1583 yılları arasında korku içindeki 40 bin yerli,Hristiyanlığı kabul etti,ama çiçek ölümleri durmadı.1580 yılına geldiğinde yanlız 300 yerli hayatta kalmıştı.Gördükleri Cizvitleri umutsuzluğa düşürdü.

Kuzey Amerika'da salgınlar kabileleri dağıttı,bir çok insanı yerinden yurdundan etti ve bazı kültürleri tamamen yok etti.Alvar Nunez Cabeza de Vaca,1530 larda,bugünkü Birleşik devletlerin güneyindeki destansı yürüyüşüne başladığında,Kızılderililerin tarihini yeniden yazan çicek salgınından kaçan yerlilere rastladı.Fransızlar Mississipi vadisi'ni işgal ettiklerinde,güneşe tapan toprak işçilerinden geriye yanlızca,savaş madalyalarına benzeyen dövmeleri olan savaşçı Naçezler kalmıştı.Ama 1721'e gelindiğinde onlar da adete bir gölge halk haline gelmişti.Missisippi boyunca yaşayan halkları,o denli yok etti ki,1880'lerin başında bufalo sürüleri höyükleri dümdüz edip Kentucky'ye girdi.Daha sonra,Oregon'a giden öncüler,harabeleri görünce şaşırdılar.Çicek bölgeyi 1830'larda bir kez daha vurduğunda,Oto,Omaha ve Missouri kabilelerinden hayatta kalabilenler  Pawnee'lerle birleşti.Ancak,hastalığın neden olduğu birleşmeler,yerlileri daha kalabalık gruplarla çicek ve kızamık hastalığına kapılmasına neden oldu.

Her ne kadar salgınlar 1620 lerde kadar New England yerlilerinden uzak durduysa da,hastalığın etkileri aynı derecede yıkıcı oldu.Büyük kabilelerin nüfuslarının yarısının yada üçte birinin yok olmasıyla birlikte başıboş kalan hırslı bireyler,işgalcilerle hain ittifaklar kurdular.

Amerika'nın her yerinde,yerliler bulaşıcı hastalıklarakarşı hiçbir tecrübelerinin olmadığını kanıtladılar.Yerlilerin geleneksel  tedavi yöntemi,sıkı ter banyosundan sonra soğuk suya atlama,çicek ve kızamık gibi ateşli hastalıklarından ölme oranını artırmaktan başka bir işe yaramıyordu.Büyük Göller yakınındaki Winnebagolar,çiceği ağaçlara astıkları köpek ölüleriyle korkutup kaçırmaya çalıştılar.Florida'da Ticuma'lar kazazede Ispanyol gemicilerden bir iki numara öğrendiler.Ölüm terlemelerinden vazgeçtiler ve harcanabilir bir azınlık olan travestilerini,tecrit edilmiş hastaların bakımıyla görevlendirdiler.Bu çabalar Ticumaları yok olmaktan kurtarmadıysa da,diğer Amerika yerlilerin hiçbiri bu tür bir halk sağlığı bilincine ulaşamadı.Büyük Ovalar'da talihsiz Assiniboine'ler,gözleri olan ve yanlızca kendisinden korkanlaru gören bir yaratık olarak hayal ettikleri çicek şeytanını oyuna getirebileceklerini düşündüler.Tedavi yöntemleri '' çicek hastalarının,yakınında durup onların çubuğunu kullanmak,onların kabında yemek,onlarla aynı battaniyeye sarınmak ve böylece hastalıktan korkmadıklarını göstermekti'' 1837 deki büyük çicek salgınında,korkusuz Assiniboine'ler neredeyse tamamen yok oldu.

Çicek,19.yüzyıla kadar,Aleut adalarından Tierra del Fuigo'ya yenidünyadaki hemen hemen her toplumu ziyaret etti.Birçok yerde,Kiowaların söylediği gibi,beyaz adamdan önce geldi.George Vancouver 1763'te Fuget Sound'a geldiğinde,kafatasları ve kemiklerle dolu bir çicek mezarlığı buldu.1801 de Lewis ve Clark büyük ovaları yürüyerve geçtiklerinde,otuz yıllık çicek lekeleri olan yerlilerle karşılaştılar.

Çicek geleneksel inançları ve manevi yaşamı derinden sarstı.Hastalık şamanların,kahınlerin ve helimlerin çaresizliliğini göstermenin  yanı sıra,onların kendilerini işe yaramaz  hissetmelerine de yol açtı.Halk yeni arayışlara yöneldi.Latin Amerika'da benzer sonuçlar,yaşananları yeni bir ruhani düzen arayan yerlileri Katolik kilisesine yöneltti.Kuzey Amerika'a ise ruhsal yabancılaşma yerlileri kürk ticaretine yönlendirdi.Avrupa'nın kunduz şapkaları giymeye başlamasından önce Yerliler Hayvanları kutsal sayarlar,hatta avlamayı bile yasaklamışlardı.Kunduz ya da geyik halkını kızdırmak,talihsizlik,sefalet ve hastalıkla  sonuçlanabilecek ciddi bir işti.Ama çicek ile veba saldırığında,yerlilerin çoğu,hayvan krallığının yeminini bozduğunu  ve bilinmiyen günahları için yerli halka savaş açtığını düşündü.

Kürk ticareti New England'da başka nedenlerle,ortaya çıktı.Salgınlar,ormanları Abenaki,yerlilerinin kemikleriyle doldururken,wampum'un ( Kuzey Amerika yerlilerinin para veya süs olarak kullandıkları,iplere gerilmil kemerlere takılmış kabuklar ) değeriini de artırdı.Sağlık ve güç sembolü olan bu beyaz ve mor kabuklar,New England'da prestij anlamına geliyordu.Bir wampum hediyesi bir tartışmayı sona erdirebilir,bir ruhu hoşnut edebilirdi ve wampumları koruyan yerli şefleri onları akıllıcak kullanırdı.Ancak,Avrupalılar,çicek salgınından kurtulan sosyal ve siyasal düzen yeniden kurmak için wampuma gerek duyan yerlilere,,kunduz kuyruğu karşılığında wampum önerdiğinde,hayvanlar için felaket başladı.

Tarih ironiyle zenginleşir.Yerllerin ,Amerikanın ilk ticari kilisesi olan kürk ticaretine başlaması,tarihe müthiş bir zenginlik kazandırdı.Yerli halk,vaşakları,geyikleri ve kunduzları öldürmekle,kendi yaşam kaynaklarını yok etti,ailelerini kötü beslenmeye mahkum etti ve sonunda yerliler hastalıklara karşı daga duyarlı hale geldiler.Yeni dünya'nın memelilerinin öldürülmesi,Eskidünya işgalcilerine daha çok yer açtı.Avrupalı sığırlar ve koyunlar için New England ,düşmanların olmadığı uçsuz bucaksız bir cennet gibi görünmüş olmalı.Sığırlar ve koyunlar sayıca büyük sürüler oluşturdu.Yerlilerin korkudan yemediği bu boynuzlu vahşi hayvanlar,mısır tarlalarını ezip geçti ve çicek gazilerine kıtlığı getirdi.Yerliler,yaşam alanlarını  ineklere terk ederken,Inekler de giderek  çoğaldı.Orta Amerika'da yerliler,sığırlar sayesinde,verimli,alçak tarım alanlarından,bugün hala yoksulluk çektikleri verimsiz dağlık bölgelere sürüldüler.

Çicek,Eski dünya mikroplarının en öldürücüsü olmasına rağmen,tek başına iş görmüyordu.Kuzey Amerika'da 1520 -1809 yılları arasında 41 çicek salgını,17 kızamık,10 nezle,4 hıyarcıklı veba dalgası ve 4 kızıl saldırısıyla  yarıştı.Güney Amerika'daki hastalıklar listesi içinse,ayrı bir bölüm ayırmak gerekir.XVII yüzyılda,viski yüzünden bağışıklık sistemleri daha da zayıflayan yerliler arasında bu salgınlar daha da güçlendi.Bu salgınlar yüzünden dünyanın % 20 sini oluşturan yerlilerin sayısı %3 e düştü.

Bütün bu ölümler,Ispanyolların ,Yeni dünya'nın gümüş madenlrinde ve şeker tarlalarında çalışacak yerlilere ihtiyaö duydukları bir dönemde müthiş bir işgücü kaybına neden oldu.Ispanyollar,Meksika,Peru ve Espanola'daki kayıpların yerini almak üzere,bulabildikleri heryerden yerli topladılar.Püritenler bile zincirledikleri yerlileri  Batı hint adalarına gönderdiler.Ancak,1 milyona  varan nüfusuyla  Nikaragua,saldırının esas hedefi oldu.1530'lar ve 1540'lar  da,köle tacirleri 500 bin Nicaragualı'yı taşıdı ve direnen 50 bin yerliyi öldürdü.Hayatta kalan yerliler için o kadar büyük taleo vardı ki,20 köle gemisi her yıl 210 sefer yapıyor,her biri 350 köle taşıyordu.Kölelerin  yanlızca yarusu yolculuğa dayanabildi,kalanlar da yeraltı mezarlıklarını andıran madenlerde kısa sürede öldüler.1578 de Nikaragua'daki yerlilerin sayısı 8 bini geçmiyordu.

Yeni dünyanın nüfusunun azalması karşısında,Ispanyollar Afrikadan köle ithal etmeye başladı.Zencilerin daha güçlü olduğuna ve hastalıklardan etkilenmediklerine inanıyorlardı.Bu ticareti ise Portekizliler yönetiyordu.Ispanyollar kolombun gelişinden 100 yıl sonra,bir milyon zenci köle ithal edilmiştir.Genel inanışın aksine Yenidünyadaki Afrikalıların sayısı XVIII yüzyıla kadar beyazlardan daha fazlaydı.

Bununla birlikte,köle ticareti,Yenidünya'ya eklediği kadar insanı yok etti.Atlantik'İn kötü şöhretli '' orta geçit 'inde beyaz denizciler zincirli kölelere tifüs,çicek ve kızamık bulaştırırken,siyahlarda dizanteri,sıtma ve sarı hummalarını paylaştılar.Bu gemilerde yaşayan biyolojik savaşlar,her iki tarafa da ağır kayıplar verdirdi.Her yıl denizcilerinn yaklaşık dörtte biri ölüyor ya da karayiplerede bırakılıyorlardı.Insan yükünn %70 nin,denizcilerin de % 10 nunda ölümünden çicek sorumluydu.Portekizliler bu kalyonlara yüzer mezarlar diyorlardı.

Leş kokulu gemiler,Cartageba,Bahia,Veracruz ya da Buenos Aires'e vardıklarında ölü denizcilerle,hasta kölerler ve hastalıkla dolu oluyordu.Köleler yüzünde tüm kıyı halkları hastalık kaptı.XVI ve XVII yüzyıllarda ,beyazları korumak amacıyla köle gemilerine sıkı karantinalar uygulandı.Yeni Avrupalılar kölelerin,kasabaların en dışındaki evlerde ya da çadırlarda barındırılmalarını emrettiler  ve hekimler sahiplerini belirlemek amacıyla  köleleri  kızgın demirleden önce muayene ettiler.

Bu önlemler bile köle tacirlerini zengin eden karlı enfeksiyon zincirlerini oek kırmadı.Hiç durmayan köle trafiği hastalığı körükledi.Gine sahilinde satın alınan iki köleden yalnızca biri yenidünyaya ulaşabildi.Köle ticaretinin  sürdürğü 350 yıl bpyunca 15 milyon afrikalı öldü.Kadın kölelerin azlığı ve hastalıklar yüzünde zenci kölelerin varlıklarını sürdürmeleri zorlaştı.

Çiceğin boşalttığı topraklar göçmenler yerleşti.Kıtlıktan ve salgın teröründen kurtulan ygöçmenler,dünyanın en büyük ekonomik mucizesini yarattılar.Bu yeni bolluk çağıdan ağaçları,çiceğin yerlileri öldürüşünden daha hızlı yok ettiler,balık,kürk,şeker ve gümüş ihraç ettiler.Yenidünya yı talan ederek kapitalizmin temellerini de atmış oldular.Adam smith bunu yeni bir ekonomik bir gelişme olarak adlandırdı.

Çicel Kanada da büyük yaralar açtı.XVII ve XVIII yüzyıllarda büyük salgınlarda,Kanada ekonomik dersini kürk ticaretinden aldı.Kanadanın ilk şirketi Hudsan Bay Company,kolay zenginliğin,vahşi hayatın sömürülmesiyle elde edileceğini gösterdi.Para için herşeyi acımasızca tükettiler

Yerliler hastalıklar yuzunden vatanlarını,herşeylerini kaybettiler.Amerika yı feth eden beyazlar değil Çicek oldu.Hastalık şu an kontrol altında olsada,yeni salgınlar  her zaman uygarlığımızı düzenlemek için ortaya çıkacaktır.



Kaynakça : Mahşerin dört atlısı    Andrew Nikoforuk v
                    Epidemology and the slave trade  Philip Cuttin
                    The native population of the Americas 1492  William Donovan
                     Spanish central  America  Mundo Mcleod


No comments:

Post a Comment