Thursday, March 30, 2017

SAKALLARI YAKARSAN SONRASINIDA DÜŞÜNÜCEKSİN

XIII.yüzyılda Harzem İmparatorluğu dünyanın en zengin ülkesiydi.Bugünkü İran,Pakistan,Afganistan ve Orta Asyanın büyük bir bölümü bu imparatorluğun sınırları içindeydi.Şah Alaaddin Muhammed bu büyüklüğün çeşitli sorunlarıda beraber getirecegini biliyorud.

Ipek yolu önemli bir gelir kaynağıydı.Çin,Hindistan,Ortadoğu,Doğu Rusya ve hatta Batı avrupadan tüccarler ticaret merkezleri olan Merv,Buhara ve Semerkand'da bir araya geliyordu.Semerkandın nüfusunun yarım milyondan daha fazla olduğu söyleniyorduki,o zamanlar Paris ve Londranın nufusu 30.000 veya 40.000 kişi idi.Dünyanın bu uzak köşesinde geniş zevk bahçeleri vardı.Egzotik meyve ağaçları,şırıl şırılakan çeşmeler eşliğinde dünyanın dört bir yanından gelen asiller hayatın tadını çıkarıyordu.Aynı zamanda entelektüel bir merkezdi bu imparatorluk.Her büyük şehirde üniversiteler,kütüphaneler olması Şahın imparatorluğunu islam dünyasının sanat,şiir ve bilgi merkezi haline getirmişti.Aynı zamanda bolluk içinde olmasıda buna etkendi.Bir dizi başarılı savaş sonucunda imparatorluk her yönde genişlemiş ve Fransa,Almanya,İngiltere  gibi ülkeler Haçlı seferlerine bile ancak elli bin kişilik bir ordu gönderebilirken,Harzem İmparatorluğunun tümü Zırhlı ve tam donanımlı beşyüzbin askeri vardı.Hiçbir devlet Harzem İmparatorluğunu kızdırmaya cesaret edemiyordu.

Ancak Şah kötü haberler almıştı.Pek ciddi bir şey değildi.ama can sıkıcıydı.Sinek küçüktür ama mide bulandırır.Üç bin kilometre kadar daha doğuda yeni bir güç doğuyordu.Ne oldukları belli olmayan,çadırlarda yaşayan ,göçmen bir krallık.1206 yılında bu barbarlar,adı Kralların kralı yada Savasın Kusursuz imparatoru anlamına gelen Cengiz hanın yönetimi altında toplandı.Cengiz han Çin Seddinin ardına geçmeyi başarmış ve kuzeydeki Çin şehirlerini ele geçirmişti..

Bir Tatar Hükümdarı olan Kuşluk,Harzem Imparatorluğuna komsu olan Karakitai'de ( Bugunku batı Çini) bu kağana karşı isyan etme cesaretini gösterdi.Bütün büyük hükümdarların yapacağı gibi Harzem Şahı da bu isyana gizliden gizliye destek verdi.Böylece Barbar devletini parçalayabilecekti.Eğer bu Kuşluk denen adam fazla güçlenirse desteğini Cengiz Han'dan yana çeviriverirdi.

Ama Cengiz Han sadece yirmi bin adamdan oluşan iki tümen asker gönderdiğinde yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu anlamalıydı.Bu adamlar Cengizin en iyi komutanlarından Çepe nin kumandasındaydı.Çepe dağlardaki isyanı bastırmakla görevliydi ve altı yıl süren bir çarpışma sonucunce isyanı bastırdı.

Cengizin askerleri ilerlemiş ce imparatorluğun doğu sınırının çok küçük bir bölgesini kontrol altına almışlardı.Bu işgal için mantıklı bir rota değildi çünkü o tarafta Pamir Dağları vardı.Bu dağların yüksekliğin zaman zaman yedi bin metreye kadar çıkıyordu.

Ticaret her zamanki gibi devam etti.Dünyanın her yanından kervanlar geliyor,vergilerini ödüyorlar ve şehirlerdeli öteki tüccarlarla alışveriş yapıyorlardı.Bu yeni hükümdarın elçileri zaman zaman Şaha gelir,dostluk belirtisi olarak ufak tefek hediyeler verirdi.Karşılığıda da aynı şekilde hediyeler giderdi,ama rahatsız edici bir şeyler olmaya başlamıştı.

Barbar Moğolllarda kervanlarla gelmeye başlamıştı.Kendilerine tüccar diyorlardı ancak sadece Çin'den bozulmuş artık şeyler getiriyorlardı.Şahın ajanları durumun farkındaydı ve hiçhoşlarına gitmiyordu.Bu tüccarların aslında ajanlar olduğu ve surların ne kadar güçlü olduğuyla ilgili notlar aldıkları,askerlerin nerelerde durdukları ve surların üzerinde ne kadar mancınık  yer aldığı gibi bilgileri ele geçirdikleri ortaya çıktı.Aynı zamanda Cengiz Hanın ordularının ne kadar güçlü olduğu dedikosunu halk arasından yayıyorlar ve Harzem Imparatorluğu halkını korkutuyorlardı.Tarih boyunca bu taktik hep kullanılmıştır.Rapor hazırlamaya gelen tüccarler ,rakibin savunma hattını öğrenip bilgileri hemen geri ulaştıran diplomatlar  ve ailelerin resimlerini köprünün ,savunma birliklerinin önünde çeken turistler.Bu işin türlü türlü yolları vardır.Bu üçüncü sınıf barbarların gönderdikleri ajanlar yakalanıp,mallarına el konuldu ve apar topar dışarı atıldı.Barbarlar için iyi bir uyarı yapılmıştı..

Aylar geçti ve Şah seçeneklerinin neler olduğuna baktı.Moğollar binlerde kilometre uzaktaydı ve Çin ile olan savaşlarına dalmıştı.Casusların gönderilmesine tepki gösterecek olsalar bile ordularını Sibiryanın geniş bozkırlarından geçirip ulaşmaları en az altı ay alırdı.Harzem Imparatorluğu'nun sınırına geldiklerinde ise karşılarında beşyüzbin Harzem askerini bulacaklardı.Öylece mide bulandıran sinek öldürülmüş,Şahın ünlü dünyaya bir kez daha yayılmış olacaktı..

Cengizhanın elçileri Şaha ulaştı.Diller ve tarzları islam dünyasının elçilerinin dilleri kadar kibar değildi.ancak anlaşılmıştıki durum Cengizin pek hoşuna gitmemişti.Cengiz,iyi niyetle Harzem imparatorluğunun tüccarlarının kendi ülkesinde ticaret yapmasına izin verirken,kendi ülkesinin tüccarları Harzem şehirlerin soyulup dışarı atılıyorlardı.Özür dilenmeli,tüccarların zararları karşılanmali ve Moğol kervanına kötü davranan sorumlular cezalandırılmalıydı.

Bir des vermenın tam zamanıydı ve Şah Muhammedin bu dersi vermek içiç harika bir fikri vardı.Elçi olarak gelen Moğolların sakalları Şah ve yanındakilerin huzurunda yakıldı.Sakallar yanarken bayağı nahoş bir görüntünün ve aynı zamanda kokunun oluştuğu kesinidir.Bazı kaynaklara göre ise sakalı yakıldıktan sonra Mogol elçisi öyle özensiz traş edilmişki az daha kafası kopuyormuş.Her neyse,insan,acaba Şah neden böyle yaptı,demekten kendini alamaz..Casusların,Moğolların modern bir ordu tarafından kolaylıkal durdurabilecek  sıradan barbarlar olduğundan eminmiydi acaba ??
Acaba kazanacağından emin olduğu bir savaşmı başlatmaya çalışıyordu ? Tarihte resmi bir bildirim yapılmadan savaşa girişildiği olmuştur.Şahın uyguladığı taktik ise Cengiz'i öfkenlendirecek kadar aşağişayıcıydı.Yoksa Şah sadece eğlenmek mi istenmişti ? Elçiler acı ve aşağılanma içinde çığlık atarken Şah ve beraberindekiler katıla katıla gülmüştü.Ardında elçiler kapı dışarı edilmişlerdi..

Sonra Fırtına başladı.... Sen hem Moğol elçilerinin sakallarını yak,hemde bunun cezasız kalacağını düşün,Moğol geleneklerine göre taraflardan birinin öleceğinin bildirilmesiyle savaş başlar.Ölen tarafın kim olacağı ise bilinmez

Yüzbinden biraz daha fazla askerle Cengiz han 1219 da Harzem İmparatorluğunun kalbine doğru büyük br hızla ilerledi.Birkaçay içinde Şahın ordusu yenilmekle kalmadı,resmen telef edildi.Sonraki yıl,o muhteşem şehir Semerkand düştü,tüm nüfus kılıçtan geçirildi.Şaha Moğolların kendisi için bir av partisi düzenlediği haberi geldi.iki tümen uzman asker Şahı öldürüp Cengize kafasını getirmek için harekete geçmişti..

Panik halindeki Şah kaçtı.Peşindede Moğol Generali Subutay yönetiminde yirmi bin asker vardı.Takip üç bin kilometre kadar sürdü.Sonunda Hazar denizinde bir adaya kaçtı ve korkudan saçı sakalı beyazlamış bir şekilde öldüğü söylenir.Bazı tarihçiler Harzem İmparatorluğunu yıkan savaşın tarihin en ağır  savaşı olduğunu söyler.Tüm nüfusun yüzde 75i kılıçtan geçirilmiş,bütün şehirler dümdüz edilmiştirSonucta Islamin akadememik kalbine hancer saplanmıştı 

Cengiz,giriştiiği savaşta şahın ordularının peş,nden koşarken,Hint okyonusu kıyılarına kadar ulaştı.Subutay batıdaki ve kuzeydeki bilinmeyen ülkeler keşfe çıkmak için izin istedi.1233 yılında geri çağrılana kadar Kafkasları geçecek,Rusyanın verimli kara topraklarına ulaşacak ve en sonunda Dinyeper nehrinde duracaktı ,Sahne elli yıl sonra Moğolların Rusya ve Doğu Avrupayı ele geçirmeye çalışmaları için uygun duruma getirilmişti.

Harzem Şahı birkaç sakal yakmanın cezasını tüm bir kıtanın yakılıp yıkılmasıyla ödedi ..

No comments:

Post a Comment