Friday, March 3, 2017

NASREDDIN TUSI






Moğol Istilalarını takip edeb dönem Imami Şiiler için bir canlanma ve gelişme dönemiydi.Bazı açılardan Moğollar Şiilerin kurtarıcısıydılar,onları önemli mevkilere getirdiler.Imami Nufus özellikle Irak'ta,Kuzeybatı Iranda ve Hazar denizinin güneyinde yoğunlaşmıştı.Kendi medreseleri ve liderleri vardı,Moğol sarayında bir sözcü ile temsil ediliyorlardı..

Imamilerin entelektüel olarak canlanmalarıını Nasıreddin Tusi ( Tus 1201- Bagdat 1274 ) ,Muhakkik Hilli ( Hiller 1205 - Bağdat 1277 ) ve Tusinin yanında öğrenim gören ve ondan büyük ölçüde etkilenen çok bilgili olduğu için Allame olarak anılan Ali Bin Mutahhar el Hilli ( Hille 1250-Tebriz 1325 ) Hillinin babası Hile şehrinin Moğollara teslim olmasında liderlik yapmış ve arkasından Bağdat'ta Hulagu hanın maiyetine girmişti.Hlli ise Tebrizdeki ilhanli sarayında görev yaptı ve Hükümdarın Imami Şiilige geçmesini sağlamay çalıştı.( 1310 ) ikiside Fakih olan Muhakkı ile Hilli İmami ögretisinin merkezi olan Hillede yaşıyorlardı.Muhakkık Imamim emretmesi durumunda Müslümanlarda dahil olamak üzer Imami olmayan herkes Cihat ilan edilmesini zorunlu olduğunu söylüyordu.Buda pratikte cihatı savunma savasına indirgiyordu.Hillinin Şii düşüncesine katkısı bir kaç açıdan belirliyciydi.Hilli daha önce karara bağlanmamış konularda  bir müçtehidin ( deneyimli ali,Fakıh ) verdiği hukuki kararların( ictihat ) geçerlilik derecesini belirledi.Peygamberin veya Imamın kararlarının tersine,bu tür kararlarda hata olması mümkündür.dolayısıyla değiştirilebilir.( müçtehide karşı çıkan kişi dinsiz değildir ) Bu görüş Şii hukuk sistemine esneklik ve dinamizm kazandırdı yeni soruların ciddiye alinmasını sağladı.En önemliside akli yüceltti.Bazı modern yazarlar Şiilikte bulunan bağımsız aklı yürütme ( içtihat ) olgusunu rasyonel tartışmalara,dolayısıyla da demokratik söyleme bir yönelikş olarak görmüşlerdir.

Bu görüş daha sonraları '' Şii alimler olan mollaların ve Ayetullahların ( Allahın işareti Hilli bu invana sahip ilk kişiydi ) rollerinin siyasileşmesine yol açtı.Hilliye göre insanlar müçtehidee kendileri adına akıl yürütme yetkisi verirler buna taklit denir; artık müçtehidin yargısını kabul etmek zorundadırlar.Taklit '' Çoğunluğun bağımsız akıl yürütme yükümlülüğü olsaydı,dünyanın düzeni bozulurdu ve insanlar geçimlerini sağlamakla uğraşmak yerine hukuki sorunları tartışırlardı 'gereçesiyle savunulmaktadır.Hilli insanların deneyimlerine bakarak,Imametin gerekli olduğunu savunmuştur.'' Dünyanın bütün ülkelerinde ve şehirlerinde yaşayan akıllı insanların düzeni sağlaması için önderler belirlemiş olmaları,Imamet'ten başka bir yol olmadığını göstermektedir..

Moğollardan sonraki dönemde dünyada çok az özgün siyasi düşünür vardı ama olanlarda dahiydi.Nasıreddin Tusi aralarında bağ olmas bile,eski Orta Asya kültürünün  temsilcilerinin sonuncusuydu am en özgün düşünürlerden biriydi.Tusi,Nişapurda felsefe,teoloji ve fıkıh okudu,çok özgün bir matematikçi ve gökbilimciydi.Bunun bir bedeli oldu.Nizari Ismailllerin kalesi olan Alamut'ta yirmi yıl gökbilimci olarak yirmi yıl zorla çalıştırıldı.Burada çok ünlü bir kütüphane vardı,bu yüzdem Tusi Gökbilimci olarak çalışmalarına devam etti.Tusi,Moğol,saldıralarının ulaşabildiği yerlerin sınırındaki bu yerde Ahlakı Nasırıyi yazdı.1215 yılında aslında Farsça olarak yazdığı ama Arapça çok terminoloji kullandığı kitabını kuhistan hükümdari Nasır Ibn Ali Mansura ıthaf etmiştir.Tusi bir İsmail değildi ancak kitabından pek çok Ismaili görüşü vardır.Daha sonraları bu görüşlerinin bazılarının kitaptan çıkardığı anlaşılmaktadır.Nizari Ismaili öğretilerinin bir özeti olan Tasavvuratın ( Rawdan al Taslim veya Tasavvurat ) yazarıda Tusidir.

Ismaililer dünyanın tanrısla döngülerlr yönetildiğine ve bunun yıldızlarda gözlemlenebileceğine inanıyorlardı ve söylentiye göre kaleye yapılan bir Moğol saldırısı sırasında (1255-56 ) Tusi,Nizari Ismailere teslim olma zamının geldiğini söyleyince ona inanmişlardı.Alamut'un ele geçirilmesi 150yıllık Ismail egemenliğinin sonunu getirdi.Tusi artık Hulagu hanın gökbilimcisi ve danışmanı olmuştu ve onu Bagdat'a sefer düzenlemeye ve Sunni Halifeliğe son vermeye teşvik etti..Tusi bundan sonra hem Hulagu han'ın hemde onu ardılının veziri ve vakıf denetçisi oldu.Böylelikle Tusi Irak ve Iran 'da Imamiliği yaymayı başardı.Hulagu han Tusi için bir gözlemvei inşa etttirdi,bu sayede Tusi yeni astrolojik cetveller hazırladı..

Tusi Imami görüşü yaymak için çok fazla kitap yazdı bunların arasında imamet ile ilgili bir kitapra bulunmaktadır.Maliye ile ilgili tavsiyeler içeren Eski Kralların kanunları ve kuralları adlı kitabı yazdı.Bu kitabu muhtemelen bir Moğol hükümdarı için yazmıştır..Mistik yol üzerine yazılar yazdı ve Sufi Pir Mevlana Celalledini Rumi ile mektuplaştı.

Tusi din konusunda Ibn Sina ile Suhrevedinin yeni eflatuncu öğretilerini benimsedi taktik nedenlerden dolayı onları bilge insanlar olarak adlandırdı.Ancak Tusi,Ibni sina nın tersine Tanrının mevcudiyetinin kanıtlanamayacağını,Tanrının mevcudiyetinin temel bir mantık önermesi gibi kabul edilmesi gibi gerektiğini söylüyordu.Tusi Şiilerin öğrettiği gibi insanların felsefenin yanı sıra yetkin biri tarafından eğitilmeye ihtiyaçları olduğunu savunuyordu.Butun bunlar mistik teolojid idi.

Tusinin siyasi felsefesi Aristotelesçi ve Farsi fikirlerin bir senteziydi.Felsefe ile Nasihat türünü birleştiriyor ve böylelikle Şiilik ve Felsefe arasında bir bağ kuruyordu.Ahlak-i Nasiri pratik bir felsefe kitabı olarak sunulmaktadır.Nasıreddin Tusi iyi fiileri doğaya veya gelenek üzerine dayandırılır gerekçesiyle felsefe ( hikmet ) ile fıkhı bir araya getirmeye çalıştı.Doğa bize,vukuf sahibi ve zeki kişiler tarafından bilinen değişmez ilkeleri sunar..Gelenek ise toplumun adetleri yada bir peygamber vya ımamı tarafında öğretilmişse,tanrısal yasalardır.,bunlar fıkıhın konularıdır.Bu genel yasaların altında Bireyler,Aileler ve şehirlerde veya bölgelerde yaşayanlar vardır..

Felsefe sadece değişmeyen gerçeklerle ilgilenir.Tanrısal yasalar felsefenin dışındadır.Tarihsel dönemler ve vahiylerin göreceliliği hakkındaki Ismaili görüşler Tusinin,Eflatunun ve Aristotelesin adalet ile siyasal örgütlenme konularındakşbir Sunni yazara oranla daha çok önem vermesibe yol açtı.Bu görüşler Insan bilgeliğinin daha erken bir dönemine aittir. ve bunların yerine islamiyetin gelmiş olmasınarağmen bu görüşlerden hala yararlanılabilir.Insanlik bir dizi tanrısal yönlendirilmelerel yol alır.burada devle olarak devlet ve hanedan kavramına bir İsmali yorumu getirmiştir.Yeni peygamberler,yeni yasalar koyabilirler,müçtehidiniözellikler de Imamlar önemli yorumlar getirebilirler.Tusi Şeriatın  Sünnilerin kabul ettiklari kadar mutlak olduğunu düşünmüyordu.

No comments:

Post a Comment