Thursday, July 16, 2020

ILK KADIN RESSAMIMIZ MIHRI MÜŞFIK HANIM




İlk kadın ressamımız  Mihri Müşfik,1885 yılında  Istanbul’da doğdu.Babası Askeri Tıbbiye’nin ünlü hocalarından Çerkes Mehmet Rasim Paşa idi. Yaptığı bir resim’i Sultan I Abdülhamit’e takdim edince,Istanbul’a yerleşen Fausto Zonaro’dan dersler alır.


On yedi yaşındayken bir  konser sırasında tanıştığı İtalyan müzik şefinin peşinden Roma’ya gider.Sahte pasaportla gittiği italya’da tanıdıklarınına yanında bir süre kaldıktan sonra Paris’e geçti. Montparnasse Bulvarı’ndaki adreste kiraladığı yeri hem ve ,hem de atölye olarak kullandı.Porter ve gravür ağırlıklı resimler yaparak ve evinin bir odasında aldığı kira ile geçimini sağladı.Kiracılarında birisi olan Bursalı Selami Paşa’nın oğlu Müşfik Selami Bey ( 1890 – 1952 ) ile evlenen  Mihri hanım,Mihri Müşfik Hanım adını kullanmaya başladı.


Italya ve Fransa’da çeşitli  sanat okullarında ve atölyelerinde eğitim gören Mihri Müşfik Hanım,dışavurumcu bir anlayışla özgün portreler yaptı.Çağdaş resim akınlarını yakında takip etti.Portlerinde kübizmin ve ekspresonizmin etkisi görüldü.En önemli eseri sayılan ‘ Naile Hanım ‘ portresini bu dönemde 1908 – 1909 yıllarını içeren uzunca bir süreçte meydana getirdi.Eser,İttihat ve Terrakki Cemiyeti kurucularından,eski  Viyana Elçisi, İstanbul şehreminlerinden ( Belediye başkanı ) Ali Rıza Bey’in annesi,Naile Hanım’ı betimlemektedir


Mihri Hanım ,Fransa ile borç anlaşması yapmak üzere Paris’te  bulunan dönemin Osmanlı Devleti Maliye Nazırı Cavit Bey ile bir davette tanıştı.Cavit Bey’in Maarif Nazırı’na bir telgraf göndererek Mihri Hanım’dan kızlar için açılacak güzel sanatlar okulunun kurulmasında yararlanılmasını önerince,Mihri Müşfik Hanım 1913 yılında Istanbul Darülmauallimat ‘da( Kız Öğretmen Okulu ) resim öğretmenliğine atandı.Bu okul,Müslüman halkın kızlarının devam ettiği en yüksek eğitim kuruluşu idi.Burada,öğrencilerini etkileyen ve sevilen bir öğretmen oldu.


1914 yılında kız öğrencilerin yüksek öğrenim görmelerine ve güzel sanatlar alanında yaratıcılıklarını değerlendirmelerin imkan vermek üzere ‘Inas Sanay-i Nefise Mektebi’ açıldı.Dönemin Maarif Nazırı  Ahmet Şükrü Bey ile görüşerek kız öğrenciler için Sanayi- Nefise Mektebi’nin kurulmasını isteyen Mihri Müşfik Hanım’ın okulun açılmasında,büyük katkısı oldu.


Mihri Hanım,bu kurumun resim atölyesine öğretmen oldu ve matematikçi Salih Zeki Bey’den sonra Ömer Adil Bey ile birlikte okulun müdürlüğüne getirildi.Inas Sanay-i Nefise’nin ilk kadın yöneticisi olan Mihri Hanım’ın ,kızları açık havada resim yapmaya ,modelden çalışmaya ve kadın ressamları ilk kez toplu bir sergi açmaya teşvik etti.Pek çok kadın ressamın yetişmesinde katkısı oldu.Nazlı Ecevit,Aliye Berger ve Fahrelnisa Zeid bu ressamların arasındadır.


Istanbul’da bulunduğu dönemde Ibrahim Çallı,Hikmet Onat,Fikret Adil,Namık Ismail gibi ressamların yanı sıra Tevfik Fikret ile dost oldu.Edebiyat ı Cedide şairlerinin yazdıklarını resimleyerek bir ‘ Edebiyat ı Cedide Resmi ‘’ yarattı.


Mihri Müşfik Hanım,şiirleri resimlemenin yanı sıra Edebiyat ı Cedideci şairlerin portrelerini çizdi.1915’te Tevfik Fikret’in ölümü üzerine yüzünün kalıbını alarak heykelini yaptı.Bu,Türkiye’de yapılan ilk mask çalışmasadır.Mask,Aşiyan Müzesi’nde sergilenmektedir.




1919 yılında aniden İtalya’ya gitti.Bu ani seyahatin nedeni,Istanbul işgal edilince,kendisinin İttihat ve Terrakki Cemiyeti üyeleri ile olan ilişkileri nedeni ile tutuklanma korkusu idi.Mihri Hanım’ın bu dönemde Hüseyin Cahit ve Cavid Beyleri ziyaret etmesi,basında aleyhine yazılar çıkmasına neden oldu.Bu kargaşa döneminde bir yıl için gittiği İtalya’dan geri döndüğünde,iki yıl daha Inas Sanay i Nefise’de ders verdi.Bu arada kötü alışkanlıklar ve sosyal çalkantılar nedeniyle Mihri Müşfik Bey ile yürümeyen evliliği boşanma ile sona erdi.


Mihri Hanım,1922 yılında,Yunan ordusunun denize dökülmesinin ardından Mustafa Kemal’i  mareşal üniformasıyla ayakta canlandıran yaklaşık Üç metre yüksekliğinde bir portresini yaptı ve Çankaya Köşkü’ne götürerek kendisine sundu.Bu Cumhuriyet ilanından sonra bir Türk ressam tarafından yapılan ilk Atatürk portresi’dir.Daha sonra Yugoslvya Kralı Alexandera hediye edilen bu tablo,II.Dünya savaşı sırasında Belgrad Sarayı’nın bombalanması sırası kayboldu.Ancak,1990 yılında bulundu.


1922 yılını sonuna doğru yeniden İtalya’ya  gitti.Portreler yaparak uzun süre yaşamını sürdürdü.Konu olarak hep ünlü kişileri seçti.İtalyan Şair Gabriele d’Annunzio ile birlikte olduğu dönemde onun aracılığıyla birkaç kez  Vatikan’a kabul edildi  ve Papa’nın bir portresini yaptı,ayrıca bir kilisenin fresklerinin onarımında çalıştı.Vatikan’da ilk kez bir Papa,başka dinden bir kadın ressama poz vermiştir.Bu tablo yeni Papa’nın seçimine kadar Vatikan Müzesi’nde kaldı.


Italya’dan sonra Paris’e geçen Mihri Hanım,bu dönemde ‘’ Çingene ‘ isimli tablosunun Louvre Müzesi’ne kabulü ile mutlu oldu( eserin  bir Kopyası Istanbul Resim ve Heykel Müzesi’ndedir )ancak kızkardeşi  Enise Salih Hanım’ı ve yeğeni Hale Asaf’u kaybettikten sonra Paris’te yaşamak istemedi.Ülkesinde ise  özel problemleri olmasından ötürü ABD’de yaşamayı tercih etti.Fransa’nın Le Havre limanında hareket eden Carmania gemisi ile 1927 yılının Kasım ayında New York’a ayakbastı.Bir süre Newyork,Washington,Chicago’da üniversitelerde konuk resim akademisyenliği yaptı.Zengin Amerikan ailelerine özel dersler vererek geçimini sağladı.



26 Aralık 1928 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nin haberine göre New York’un George de Maziroff Galerisi’nde bir kişisel sergi düzenledi.16 Temmuz 1932’de  Manhattan’da Salvatore Virzi ile evlenip;1943 yılında Amerikan vatandaşı olmuştur.Yaşlılığı  yoksulluk içinde geçti.1954’te New York’ta hakkın rahmetine kavuştu.


No comments:

Post a Comment