Tuesday, June 4, 2019

OSMANLI SARAYINDA BAYRAM SABAHLARI

Osmanlı İmparatorluğunda bayramlar yerleşmiş kuralları olan törenlerle kutlanırdı.İki önemli bayram vardı;Ramazan ve Kurban bayramları.Ramazana bayramı'na '' Iyd-i Said i Fıtr '' Kurban bayramına ise '' Iyd-i Adha '' denilirdi.Bayramlar,Müslümanların Medine'ye hicretinden sonra,yani 634 te başlamıştı.

Ramazan Bayramı üç,Kurban bayramı ise dört gündü.Ancak devletin zor durumda olduğu zamanlarda ,bayramlard tatiller kısa tutulmuştur.Örneğin 1919 yılı Kurban Bayramı'nda ,ülkenin içinde bulunduğu durum nedeniyle bayramın üçüncü ve dördüncü günleri,devlet daireleri açılmış ve bütün memurlar işlerinin başında bulunmuştur.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Ramazan ayında iken,bayramın başlaması için Sevval ayının girdiğinin  işareti olarak hilalin görülmesi beklenirdi.Eğer Ramazan'ın 29 unda hilal görülmezse ,Ramazan'ın 30 unda top atılarak ertesi günün bayram olduğu ilan edilirdi.

Hilal görülmediği takdirde bu şekilde bayram gününün tespitine '' Tekmil i Selasin ' denilirdi.Kurban Bayramı'nda da aynı durumuna göre ,Zilhicce ayının birinci günün tespitiyle Arife ve Bayram günü belli olrud.Ramazan'ın başlangıcını bitişini,Kadir Gecesi'ni ve Kurban Bayramı'nın ne zaman olduğunu belirlemek,Istanbul Kadısının göreviydi.Kadı bugünleri tespit ettikten sora Saray'a bildirir,daha sonra da durum halka ilan edilirdi.Saray'a bu günleri bildiren  Istanbul kadısı yüklü bir bahşiş alırdı.

Arife günü ,ikindiden itibaren  Ramazan bayramının üçüncü günü,Kurban Bayramı'nın dördüncü günü akşamına kadar,hergün top atılırdı.Bu toplar genellikle  Tersane'den ve Donanma'dan ateşlenirdi.Bazen limanda bulunan yabancı bandırali gemilerde top atarlardı.Ramazan ve Kurban bayramı öncesi ,Arife gecesi bütün cami ve mescitlerin kandilleri yakılırdı.

Tahrir'l Mevlevi'dde yayımlanan 1921 tarihli bir yazıda,eski bayramlar şöyle anlatılırı: Başta Istanbul olmak üzere her şehirde Arife günü hamamlar sabaha kadar açık olurdu.Genelde Hamam işi son güne bırakıldığı için,hamamlarda iğne atsan yere düşmezdi.Şekerci dükkanları da geç vakte kadar çalışırdı.

Bayram sabahı gün ağarmadan davulcular namaz için halkı uyandırırdı.Ardından toplar atılarak halk sabah namazına çağrılırdı.Aile reiseri erkek çocuklarını da alarak camiye gider ve sabah namazını kılardı..Daha sonra camilerde kürsüye çıkan vaizler,Bayram namazı vakti gelinceye kadar camiide bulunanlara vaaz verirlerdi.

Namazdan sonra genelde birbirini tanıyan insanlar bayramlaşıp mezarlıkların yolunu tutarlardı.Mezarlık ziyaretlerinde ,ölmüş büyüklere dualar edildikten sonra,herkes evine giderdi.Büyüklerin ellerini öpen çocuklar ,daha sonra yeni elbiseleriyle  komşuları dolaşırlardı .Bu ziyaretlerde el öpen çocuklara bayram harçlığı ve mendil verirlerdi

Mahalle bekçileri ve Ramazan davulcuları  ev ev dolaşarak  bahşişlerini toplarlardı.Eğer mendil ve kumaş verilirse bu bir sırığa bağlanırdı.Bunların ardından  tulumbacılar,daha sonra çöpçüler ziyarete gelirdi.

Bu ziyaretçileri uğurlayan ev sahipleri,yola düşerek ilk gün yakın akrabaları olan büyüklerini ziyarete giderlerdi.Bayramda eve gelen insanlara önce şeker,ardından da kahve ikram edilirdi..Ancak şeker öyle bir tane verilmez,şeker tepsisi misafirin  önüne konulurdu.Misafir tepsiden istediği kadar şeker yerdi.

Memurlar bayramlaşmak için kendi çalıştıkları  yerin amiri olanların evlerine giderlerdi.Ancak bu durum çok masraflı olduğu için ,Tanzimattan sonra 1845 te bir karar alınarak bu uygulamaya son verilmiştir.

Bu tarihten sonra,memurlar,amirleriyle ,işyerlerinde bayramlaştılar.Bayramın bitmesinden sonra,resmi dairelerdeki memurlar işyerlerinde  önce kendi aralarında  bayramlaşır,ardında da bayram tebriki için önce müdürlerinin,daha sonra da müdürleriyle birlikte,bakanlarının yanlarına giderlerdi.Bu işler bittikten sonra ,farklı dairelerin  memurları,birbirlerini  ziyaret ederek,kendi aralarında bayramlaşırlardı.

Resmi bayramlaşmalar,bayramdan önce başlardı.Tanzimat'tan sonra çeşitli günlerde olduğu gibi,bayramlarda da bir mektup veya telgraf  ile bayram tebriki usulü başlamıştı.Memurlar ve müdürler amirlerinin ve padişahın bayramını mektup veya telgraf ile kutlarlar ve sadakatlerini arz ederlerdi.Bayram tebriki gönderenlerin bir listesi yapılarak padişaha sunulurdu.

Daha sonra bunlara tebriklerinden duyulan memnuniyeti belirten cevap yazısı gönderilirdi.

Bayram tebrikini yalnız müslümanlar yapmazdı.Ermeni patriğinden keldani patriğine,Ortodıks Metropolitlerden  Karadağ prensine kadar herkes padişaha bayram tebriki gönderirdi.

Bayramlarda düzenlenecek törenin teferrutau Teşrifat Kaleminin işiydi.Padişah için düzenlenecek tebrik töreninin teferruatı bu '' Daire '' tarafından hazırlanır ve işlemler buna göre yürüdü.Ramazan bayramı namazı ve Bayramlaşma merasimine katılacaklara,davet tezkireleri dağıtılırdı.

Osmanlı sarayındaki bayramlaşmanın nasıl yapılacağı Fatih Kanunnamesi ile belirlenmişti.Bu Kanunnameye göre,padişah bayram sabahı namazını Hırka i Saadet Dairesinde kılar,daha sonra bu yerin önüne taht konulurdu.

Padişah tahta oturunca  orada bulunan  hocalar dualar okurlar,ardından görevliler  bunlara hediyelerini verirlerdi.Mehter çalmaya başlayınca bir taraftan da topluluk hep bir ağızdan '' Bu gibi günlere yetişmek her zaman müyesser ola '' diye bağırır ve dua edilirdi.

Osmanlı Padişahı  ile bayramlaşma  hakkı olanlar ,kanunnamede belirlenmişti.Bu hakka haiz olan kişiler sabah namazını  Ayasofya Camii'nde  kıldıktan sonra  Saray'a gidip  Divan ı Hümayun da toplanırdı.Topluluğun geldiği haberi padişaha iletilince, oda bunun üzerine Arz odasına geçerdi.

Daha sonra da görevlilerin dizildiği yoldan ,tahtın bulunduğu yere gelirdi.Burada padişahı karşılayan Nakibüleşraf dua ederdi.

Tören sırasında kimin nerede duracağı en ufak detayına kadar belliydi.Örneğin,Padişahın oturduğu tahtın arkasında,sağda Darüssaade ağası,solda da silahtar bulunurdu.Buradaki tören sırasında nehter durmadan çalarlardı.

Padişah tahta oturduktan sonra devlet adamlru rütbelerine göre,sağ taraftan gelerek padişahın eteğini öperlerdi.Vezirazam,kazasker gini görevliler etek öperken Padişah ayaga kalkardı.

Bu üst düzey ricalden sonra sıra defterdar,nişancı reisülküttap ,defter emini gibi bürokratlarındı.Ancak bunlar,öncekiler gibi etek değil eşik öperlerdi.Şeyhülislam  ise,Padişahın önünde eğilir ve elini öperdi.

El etek öpme işlemini bitiren  görevliler,kendileri için belirlenmiş yere geçerek tören müddetince ayakta dururlardı.Kapıkulu ocaklarının üst düzey subayları da bu bayramlaşmada bulunurdu.

Törenin bitiminden sonra Padişah Has Oda'ya geçerek bayram namazı için üstünü değiştirirdi.

Bayram namazı büyük camiilerden birisinde,genellikle Saray'a yakın Ayasofya veya Sultanahmette kılınırdı.Bayramdan önce Padişaha namazı nerede kılacağı sorulur,buna göre hazırlık yapılırdı.

Padişah Haremden çıkıp,özel olarak süslenmiş atına biner ve Babüsselam Kapısı önünde kendisini bekleyen devlet adamlarıyla birlikte,camiye doğru yola çıkardı.

Devlet ileri gelenleri rütbelerine göre ya atlı olarak ya da yaya,Padişahı takip ederlerdi.Camiye gidip ,namaz kılındıktan sonra da aynı düzen içerisinde Saray'a geri dönülürdü.Bayram namazı için yapılan bu gidiş ve dönüşe '' Bayram Alayı '' denilirdi.

Bayramın ikinci günü Padişah Yenisaray'da yani Topkapı Sarayı'nda bulunan Köşkünde bulunurdu.Buraya kaymakam ,şeyhülislam ,kaptanpaşa gibi görevliler,maiyyetleri ile birlikte gelirler ve bayram tebriki için bir tören düzenlenirdi.Bayramın üçüncü günü ise,padişahlar  eski geleneklere göre,Eski Saray 'da cirit oyunu seyrederlerdi.

Bayram nedeniyle Harem Halkının istediği zincir,küpe ile gerdanlık,broş gibi mücevherat,Saray'ın bu tür ziynet eşyasını aldığı kuyumculara bir mektup ile bildirilerek temin edilirdi.

Bayram nedeniyle Padişah tarafından fakirlere yardım yapılırdı.Imparatorluğun dağılma döneminde zor durumda bulunan göçmen çocuklarını bayramlarda giydirmek de bir gelenek haline geldi.

Bayramdan önce subaylar ve memurlara birer maaş ikramiye dağıtılırdı.Devlet hazinesinin zor durumda olduğu dönemlerde,bazen bu ikramiye yarım maaşa düşürülmüş,bazen de hiç verilmemiştir.

Ayasofya,Sultanahmet,Süleymaniye,Fatih gibi büyük camilerin şeyhlerine ve önde gelen ulemaya '' Kürk bahası '' ,'' Iftariye '' adı altında hediyeler dağıtılırdı.Bayramlarda asker şeker,kuzu,helva ve salata verilirdi.Zaptiyeye ise birer adet fes ve püskül verilir  veya bedeli ödenirdi.Bayramın birinic günü,hapishanelerdeki mahkumlara helva dağıtılırdı.Bayram nedeniyle cezasının üçte ikisini çekmiş mahkumların bir kısım da affedilirdi.






kaynakça: Popüler tarih 2003  Buğra Tokatlı yazısından alınmıştır.










No comments:

Post a Comment