Mustafa Kemal Atatürk Nutuk'ta Fransa'yla 20 Ekim 1921 de imzalanan Ankara Antlaşmasından söz ederken '' Siyasal ,ekonomik,askeri ve öteki alanlarda ,bağımsızlığımızdan hiç bir şey yitirmeden Adana ve Antep dolaylarını Fransızlardan kurtardık'' der '' Kurtarılamayan ' bir yere değinmez.O yer zamanla Mustafa Kemal için '' sanki bir can sevgilisi ağyar kucağında '' imiş gibi büyük ıstıraba dönüşecek adını bizzat koyacağı Hatay dır.Hatay,Osmanlı döneminde kısaca Sancak diye anılırdı.Söz konusu bölge Iskenderun ve Antakyayı kapsıyordu.30 Ekim 1918 de Mondros Mütarekesi imzalandığında Sancak Osmanlıların Elindeydi.Öyle kalması bekleniyordu.Ancak çok değil 10 gün sonra,mütarekenin müttefiklere '' kendi güvenliklerini tehdit ederek herhangi bir durum ortaya çıkarsa herhangi bir stratejik noktayı işgal etme hakkı'' tanıyan '' meşum '' 7incş maddesini Ingilizler Sancak'ta uygulamaya geçirmişti bile,Ingilizler tam bir yıl sonra -daha savaş sürerken,Mart 1916 da Imzalanmış Sykes-Picot Anlaşmasının gereği olarak-Sancakı da Fransızlara devredip bölgeden çekildi.O günlere gelindiğinde sonradan '' Kuvayı Milliye '' adını alacak irili ufaklı direnişçiler Anadolu genelinde olduğu gibi Sancak'ta işgalci güçlerin başını ağrıtmaya başlatmıştı.Nitekim 28 Ocak 1920 de Meclis Mebusan tarafından oybirliğiyle kabul edilen Misaki Milli de '' Anayurttan hiç bir sebeple ayrılmaz bir bütün '' denilen,düşman işgali altındaki bölgelerden biri de hiç kuşkusuz Sancak tı.
Nitekim Mustafa Kemaln1 Mayıs 1920 de bu kez TBMM kürsüsünden '' milli sınırımız Iskenderun'un güneyinden geçtiğini '' söylüyordu.
Fransa Sancak dahil '' Güney cephesi'' nde her geçen gün güçlenip ötgütlenen direniş nedeniyle ödemek zorunda kaldığı mail ve İnsani bedeli uzun süre kaldıramayacağını anlamıştı.'' Ankara hükümeti 'de bir an önce '' güney cephesi''ni hal yoluna koyup tüm gücüyle '' batı cephesi''ne yüklenmek niyetindeydi.
Çözüm arayışları nihayet 20 Ekim 1921 de sonuç verdi.Genel olarak '' taraflar arasındaki savaş halinin sona erdirilmesini '' ve '' bir sınır belirlenmesini '' öngören Ankara Antlaşması,Fransızlara istedikleri kapitülasyonları büyük ölçüde veriyordu.Ayrıca başından beri Misak ı Milli sınırları içinde görülen Sancak,Suriye toprağı olarak tanınıyordu.Mustafa Kemal,eleştirileri yanıtlarken şöyle diyecekti '' Misaki Millimizde muayyen ve müspet bir hat yoktur.Kuvvet ve kudretimizle tespit edeceğimiz hat,hattı hudut olacaktı '' Buna karşılık aynı anlaşma Türkiye ve bölgedeki Türkler için bir takım iyileştirmeler içeriyordu.
Türkiye Suriye sınırını belirleyen 8 inci maddye göre hat Adana,Osmaniye,Mersin,Kilis ve Antep'i içine alacak biçimde Türkiye lehine güneye doğru kaydırılmıştı.7inci madde '' Iskenderun bölgesi için özel bir yönetim kurulmasını ,Türk soyından gelen halkın kültürünü geliştirebilmek için her türlü hakkı kullanabilmesini ve Türkçeye resmiyet kazandırılmasını '' öngörüyordu.
Taraflar arasında anlaşma haricinde teati edilen mektuplarda da Sancak'a bazı düzenlemeler yer aldı : Türk halkının kendi bayrağı olacak,Türk uyruklara,Türk mallarına ve Türk bayrağı taşıyan gemilere Iskenderun Limanından yararlanmada tam serbest tanınacak,Türk Çoğunluğunun bulunduğu mahaller Türk soyundan memurlarca idare edilecekti.
28 Ekim 1921 de yürürlüğe giren Ankara Antlaşması,artıları ve eksileriyle,TBMM hükümetinin Batılı bir ülkeyle imzaladığı ilk anlaşma olarak tarihe geçmiştir.Bu antlaşmayla Fransa Ankara'yı Hukuken tanımış oluyordu.
Sancak özelinde bakıldığında Ankara Antlaşması,bölgeye hukuki bir statü kazandırmıştı.Türkiye Sancak'ı geri alamamış,ancak elde ettiği hak ve ayrıcalıklarla pozisyonunu güçlendirmişs,ileride bütünüyle hak iddia edilmesini sağlayacak bazı kazanımlar elde etmiştir.İki yıl sonra Lozan'da da Türkiye -Suriye sınırı '' Ankara Anlaşmasının 8 inci maddesinde belirtildiği gibi '' teyit edilirken Fransa da.Sancak'a ilişkin özel düzenlemelerin geçerliğine ilişkin bir bildiri yayınladı.
Fransa nın Surite ve Lübnan da manda idaresini sağlamlaştırmaya yönelik girişimleri Arap milliyetçilerinin direnciyle karşılaşıyordu.Fransızlar çoğunluktaki Arapları yatıştırmak amacıyla Sancak'ı yeni kurulan Suriye ye bağlama kararı alınca bu kez de Türkleri karşısına aldı.Mustafa Kemal 15 Mart 1923 te Adana da Sancaklılara hitaben '' Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde esir kalamz.Gün gelecek sizde kurtulucaksınız diyordu ''
Şeyh Sait Isyanının bastırılmasının ardından Fransayla ' sınır güvenliğinde ' işbirliği ve toprak bütünlüğü çerçevesinde 30 Mayıs 1926 da imzalanan Dostluk ve iyi Komşuluk Sözleşmesiyle Ankara Anlaşması bütünleniyor,'' hükümlerinin hiçbir biçimde değiştirilemeyeceği '' vurgulanıyordu.Sözleşmenin Fransa ile Türkiye arasında estirdiği bahar havası Sancaklı Türklerede yaradı.Siyasi Özgürlüklerini,örgütlenme haklarını sonuna kadar kullandırlar.Fransa yükselen Arap milliyetçiliğine karşı Sancaklı Türkleri bir koz gibi görünüyordu.
Ne varki statükodan ne Arap ne de Türk milliyetçileri memnundu.Fransızlar her ne yaptıysa Arapların Sancakı ilhak,Sancaklı Türklerin ise Türkiyeye iltihat etme çabasının önüne geçemedi.
Bir yandan İkinci Dünya Savaşının ayak sesleri,bir yandan bölgede tutunmanın zorlukları ve maliyeti ve nihayet ''Petrol Rezervinin '' yarattığı hayal kırıklığı Fransa için Suriyeye giderek zararı yararından fazla' bir manda konumuna getirdi.Fransızlar nihayet 9Eylül 1936 da Suriyeye üç yıl içinde bağımsızlık öngören bir anlaşmaya imza attı.( Sonraki Stratejik hesaplar nedeniyle Suriye bağımsızlık için 1946 yılını bekleyecekti )
Anlaşmanın Sancak'ı ilgilendiren yanı,Fransa nın o güne kadar Suiye adına imzaladığı anlaşmalardaki yükümlülüklerini yeni Şam yönetimine devretmesiydi.Bir başka deyişle Sancak ın statüsü Suriye devletine emanet ediliyordu.Montrö Anlaşmasıyla Boğazlar meselesini hal yoluna koyduktan sonra Sancak'a yoğunlaşmaya başlamış Türkiyenin şiddetli itirazları ne Suriyeden karşılık gördü neden Fransadan
Mustafa Kemal Atatürk 1 Kasım 1936 da TBMM yi açış konuşmasında ' milleti gece gündüz meşgul eden en büyük meseleyi Sancak'ın kaderi '' olarak ortaya koyuyordu.O günlerde Sancak,Türk kimliğine vurgu yapmak amacıyla Hatay olarak anılmaya başlandı.
Fransa sonunda Türkiyeyi yatıştırmak amacıyla 1930 yılındaki anlaşmanın Milletler Cemiyetine taşınmasını kabul etti. 27 Ocak 1937 de açıklanan rapor ve rapor doğrultusunda hazırlanan statü ve anayasa belgelerinde orta yol öneriliyordu.
Türkçe ve Arapça resmi dil olarak kabul ediliyordu.Gümrük ve para birliği kurulucak,mali işler ortak yürütülücekti ama Sancak ı ayrıcalıklı kılan bir takım istisna ve haklar getiriliyordu.Ve nihayet bölgede Jandarma ve polisten başka askeri güç bulundurulmayacaktı.Ayrıca Türkiye de Iskenderun Limanında Ayrıcalık tanınacaktı.Bu ayrıcalık Suriyenin Türkiyeye 50 yıllığına yeterince geniş bir alan kiralamasını ,,Türk Serbest Bölgesi olarak adlandırılıcak alanın polisiye ve adli açıdan Sancak'a idari ve mali açıdan ise tamamenn Türkiyeye bağlı olacaktı.
Sancak'ın yasama Organı 40 kişilik bir meclisten oluşacaktı.Mecliste her topluluğa asgari olarak ayrılması gereken koltuk sayısıda belirlenmişti.Türkler sekiz,Aleviler altı,Araplar iki,Ermeniler iki,ortodokslar bir...Meclisin seçeceği devlet başkanı meclisi feshetme yetkisiyle de donatılmıştı.Yargı kararları '' Hiç bir erk tarafından düzeltilip değiştirilemezdi ama yasaların anayasaya uygunluğunu incelemek de yargının yetki alanında değildi.
Aynı günlerde Türkiye ile Fransa arasında iki anlaşma hazırlandı.İlki Sancakın toprak bütünlüğünü güvenceye alıyor,bölgeye yönelik olası bir saldırıya karşı ortak hareket edilmesini öngörüyordu.İkinci anlaşma sınırların değişmezliği ve güvenliğine vurgu yapıyor ,tarafların birbirlerini hedef alan eylemlere mahal vermeyeceğini duyuruyordu..
Ne Sancak ın Suriyeye bağlanmasını isteyen Şam yönetimi ne bölge halkına kendi kaderini tayin hakkı tanınmasını isteyen Türkiyenin dediği olmuştu.Genel kanı,meseley dair son sözün henüz söylenmediydi.
Ama şu bir gerçektiki pazarlıktan karlı çıkan Ankaraydı..Türkiye resmen belli etmesede sonuçtan memnundu.Çünkü Hatayın bağımsızlığı Iltihaka açılan kapı idi.Nitekim Türkiye ve Hatay da planlı ve kontrollü kutlamam mitingleri örgütlendi
Fransayı Suriyeye ıhanetle suçlayan Şam yönetimi ,anayasa ve statü belgeleriyle Türk Fransız anlaşmalarınıda kınayıp hiçbirini tanımadığını ilan etmişti.Ama olan olmuştu..Söz konusu belgelerin Milletler cemiyetinde oy birliğiyle kabul edildiği gün Türkiye ve Fransa anlaşmaları imzalara 29 Mayıs 1937.
Bir devlete kavuşan Sancak ya da Hatay halkı çok geçmeden yeni Statü ve anayasal düzen doğrultusunda ilk seçimi düzenlemek için kolları sıvadı.Ancak süreç bir gerginliğe yol açtı.
Seçim çalışmaları Milletler Cemiyetinin görevlendirdiği komite gözetiminde yürütülüyordu.Seçim komitesiyle Sancaklı Türkleri arasında seçmen kütüklerinin nasıl oluşturulacağına ilişkin baş gösteren anlaşmazlık ,Ankaraya danışılmadan bir yönetmelik hazırlanmasıyla gerileme yol açtı.O dereceki Ankara 29 Aralıkta Fransayla arasındaki Anlaşmayı feshetti.Ardından güney sınırına 30000 asker sevk edildi.Mayıs 1938 de Adana ve Mersinde ilerleyen hastalığına rağmen Mustafa Kemalin bizzat izlediği saatlerce süren bir geçit töreni düzenlendi.
Türkiyenin kararlılık gösterisi karşısında Fransız hükümeti geri adım atıp Milletler Cemiyetinin seçim komitesini Hataydan çekmesini sağladı.Aynı zamandaTürkiye Fransayo bir saldırı olasılığına karşı Hatayda asker konuşlandırılmasına da ikna etti.Söz konusu askeri anlaşmadan sonra Albay Şükrü Kanatlı komusutudan 2500 kişilik Türk ordusu Hataya girdi.
Bu ortamda 22 Temmuz da düzenlenen seçimlerin sonucu Nüfus dağılımıyla orantılıydı.Hatay ın nfusu 219.000 du % 39 u Türklerden oluşuyordu 28% Nusayri % 11 Ermeni % 10 Sünni Arap % 9 Rum Ortodoks % 3 Kürt,Çerkez,Yahıdi,Ismaili ve Arnavut yaşıyordu. Bölgede 35847 Türk,11319 Nusayri,5504 Ermeni,1845 Arap ve 2908 Rum Ortodoks seçmen kayıtlı idi.Secim sonucunda 40 sandalyelik mecliste 22 Türk,9 Nusayri5 ermeni 2 Arap ve 2 Ortodoks rumlar yer alır.
Türk Vekiller ilk iş olarak ortak bir açıklamayla Hatay devleti adına Fransaya şükranlarını sunarken Türkiye ve Atatürkede ebedei bağlılığını bşr kere daha cihana ila ediyordu '
Milli bayrma ilan edilen 2 Eylül de Meclis açıldı .Aynı güm tüm vekiller Türkçe yemin ederek göreve başlandı Hatay devleti kurulmuştu.
Meclis başkanı,devlet başkanı ve başbakan Türkttü.Sırasıyla,Abdülgadir Türkmen,Tayfur Sökmen ve Abdurrahman Melek önde gelen ilk Türk millyetçileriydi.Yürütmenin ilk icraati Sancak Eyaletinin isminin Hatay Cumhuriyeti olarak değiştirilmesiydi.Türk Bayrağına benzer bir bayrak kabul edildi.Antakya başkent ilan edildi
7 Eylül günü Melek hükümeti meclisten kanun hükünde bir kararname çıkartır.Ardından da Melek '' Ruhu ve esası Kemalist Rejim e dayalı hükümet programını okudu.Istiklal marşı milli marş olarak kabul edildi.Şapka devrimi yapıldı.
İlerleyen günlerde eğitim alanında lise harçları kaldırıldı.Fransızcanın yabancı dil olması yasaklandı seçmeli dil oldu Arapça okullar kısıtlandı
Hatay Türkleştirilince Arap ve Ermeniler Suriyeye göç etmeye başladı.Hatay meclisi çalışma dönemine 1 kasım 1938 de başladı.Dokuz gün sonra Atatürk ölünce yas ilan edilir.16 Şubat 1939 tarihli meclis oturumunda kabul edilen yasa gidişatı ortaya koyuyordu.'' Anavatan kanunlarının Hatay kanunları olarak kabul edilmesi'' Türk parasının kullanılması ve Türkiye ile serbest ticarete karar verildi.
Ankarada boş durmuyordu.Türkiye bir yandan Hatay halkının iradesine dikkat çekerek bir yandan da Avrupa da esen savaş rüzgarları kararın hızlı verilmesinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyordu.Sonunda Türkiye Fransayı ikna eder.İki ülke arasında 23 Haziranda imzalanan Türkiye ile Suriye arasında Toprak Sorunlarının kesin çözümüne ilişkin anlaşma ,Hatay topraklarının Türkiyeye dahil edilmesine onay veriyordu.
29 Haziran 1939 da Hatay Meclisinin Türkiyeye iltihak kararı almasıyla son buldu.Oyçokluğuyla alınan karar ertesi gün Meclis Başkanı Türkmen tarafından şu sözlerle duyuruldu '' Türk Dünyasının ayrılmaz bir parçası olan Hatayın anavatana kavuştuğunun bir kararla tespitini teklif ederiz '' Türkmenin Hatay Cumhuriyeti Devletinin kısa tarihine 30 Temmuz 1939 saat 17.45 de son veren sözler şöyleydi :'' Tarihi vazifesini yapan Hatay Meclisini dağıtıyorum ''
Hatay meclisinin kararından sonra Türkiye 7 Temmıuzda Hatay ilinin kurulduğunu ilan etti Fransız askerleri Hatayı terk etti.Mustafa Kemal Atatürkün hayali gerçek olmuştu hemde savaşmadan ..
Suriye nin protestosu sonucu değiştirmedi.Buna karşılk 13 ocak 1940 itibariyle Hataydan göç edenlerin sayısı 48.000 e ulaşır.Bunlardan 26000 ermeni,11 Bini rum ve 6000 araptı.
No comments:
Post a Comment