Wednesday, September 12, 2018

ORHAN BEY'IN MALTEPE SAVAŞI VE GÖZCÜ BABANIN HIKAYESI



Iznik,Orhan Gazi tarafından 1330 yılında Bizans'tan alınmıştır.Şehir Orhan Gazi nin babası olup Osmanlı Imparatorluğuna adını vermiş olan Osman Bey zamanından beri abluka altında bulunuyordu.Orhan gazi,bu ablukayı sıkı bir kuşatmaya çevirerek kaleyi şiddetle sıkıştırmaya başladı.


Iznik,Bizanslılar için büyük bir önem taşıyordu.Stratejik durumundan başka burada 325 yılında  toplanan  ruhani konsul,o sırada  elde bulunan 164 incil arasından 4 tanesini yani  Yuhanna,Mate,Luka ve Markus Incillerini seçip bunların doğru ve kabul edilebilir olduğunu  ilan etmiş,aynı zamanda Hristiyanlık inanışının esaslarını tayin etmişti.Ayrıca Iznik,bir zamanlar  Imparatorluğun merkezi de olmuştu.İşte,bunlardan dolayı o sırada Imparator bulunan ve Genç diye anılan III Andronikos Paleologos,Mega Domestikas,yani başbakan Kantakuzinos'un de teşvikiyle Iznik'i kurtarmaya karar vermişti.Orhan Gazi ise Bizans'da  bulunan casusları yardımıyla bunu öğrenmiş ve gerekli tedbirleri almıştı.Bizans Ordusunun  aslında Iznik önlerine kadar gelmesi imkansız gibiydi.Çünkü ara yerde bulunan izmit,Türkler tarafından kuşatılmış halde olduğu gibi,Koyunhisar,Aydos ve Samandere kaleleri  daha evvel alınmış  ve buralara Akçakoca ve Konuralp Gaziler emrinde birlikler konulmuştu..

Orhan Gazi ise, Imparatoru Iz nik'in çok uzaklarında  karşılamaya karar verdiği için ordusunun başında hızla ilerledi.Sonunda iki ordu Pelekanon ( Maltepe ) mevkiinde karş karşıa geldiler.Bu da,bizans ordusunun ne kadar yavaş,buna karşılık Türk ordusunun ne kadar hızlı ilerlemiş olduğunu gösterir.

Bu savaşa şahid olab Bizanslı Tarihçi Girgoras,biza olayı şöyle anlatır:
'' Yazın bereketli eli yeryüzünü çeşit çeşit ağaçlar ve renk renk  çiçeklerle süsleyince  Imparator  Bizans ordusunun hazırlanmasını emretti.Bitinya bölgesi şehirlerinin en eski ve en önemlisi olan Izniki açlık ve kuvvetle kuşatan Orhan Bey ile çarpışmak için  Anadolu'ya geçmeyi düşünüyordu.Ordu, baharın son günlerin ,Imparatorla birlikte Bogazı aşıp Anadolu tarafına geçti.Askerin en seçme kısmı iki bin kişiydi,kalanı ise derme çatmaydı.Bunların savaş düzenini bozacaklarından  şüphe edilmişti.Hatta,bozgun çıkınca kaçabilmek için beraberlerinde  hemen hemen kendi sayıları kadar kayık ve sandal getirmişlerdi.Bu da korkaklıklarının en görünür örneği idi.Zaferi ve düşman takibini düşünmüyorlardı.Orhan bey,Askerlerinin en tecrübelilerinin seçip önden yollamıştı,Kendiside yanında sekizyüz kişi olarak Imparatorun karşısına çıktı.

Imparator,Anadoluya geçtikten sonra üç gün kıyı boyunca ilerlemiş ve Filokrini ( Tavşanlı ) dolaylarına kadar gelmişti.Orhan beyin askerleri civar tepeleri tutmuşlardı.Kendiside yakın bir yerde Maltepe de idi..Imparator bunun duyunca ordugahını kurdu ve geceyi orada geçirdi.Güneş doğarken,evvela hafif,sonra ağır türk piyadelerinin arkalarındada Türk süvari ile dağlardan indiklerini gördü.Hemen silahlarını kuşanıp üzerlerine yürüdü ,Türkler bizimkilere yanaşmıyor,uzaktan ok atıyorlardı.

Imparator,Türklerin böyle bir adetleri olmadığını bildiği için bundan korktuklarını düşünüdü,cesareti daha da arttı ve ileriye doğru yürüdü.Imparator'un maiyetindeki tecrübeli askerler,kendisine bunun iyi bir sonuç vermeyeceğini anlattılarsa da onu durduramadılar.

Güneş,en yüksek noktayı aşmıştı.Savaş ise düzensiz bir şekilde devam ediyordu.Hava sıcaktı.Orhan bey tepeden,Rumların sıcaktan ve yorgunluktan halsiz kaldıklarını gördü ve büyük bir kuvvetle dağlardan aşağıya doğru yürüdü.Türkler hem haykırıyor,hemde ok yağdırıyor,ara sıra da göğüs göğüse,kılıç kılıca çarpışıyordu.

Rumlar,bu hücuma cesaretle karşı koydular;saatlerce  dayandılar ve birçok ölü verdiler.

Sonunda ortalık karardı.Rumlar düşman toprağında gece vakti savaşmanın tehlikeli olacağını  anladılar.Acele acele ordugahlarına  dönmeye başladılar.İşte o zaman Türkler,daha büyük bir şiddetle saldırdılar.Ortalık iyice kararıncaya kadar insan,hayvan ne buldularsa kılıçtan geçirdiler.Pek çok yaralı  arasında imparator da vardı.Bir okla ayağından hafifçe yararlanmıştı.

O gece,uğursuz bir olay,Allah'ın gazabını gösterdi.Türkler,Rumların silah durumunu ve direniş güçlerini  anlamışlardı.Onların burada durmayacaklarını ve ertesi sabah yeniden hücuma geçeceklerini sandılar ve gözcü olarak üçyüz süvari bırakıp yolları ve geçitleri tutmak için ordu ile daha ilerilere gittiler.

Böylece,Orhan bey oradan ayrıldı.Imparatorda yarasını tedavi ettirmek için Tavşancıl kalesine gitti.Bizans askerleri bunu duyunca Imparator kaçtı sandılar.Gerçektenden Orhan bey ve kuvvetlerinin o gece saldırı yapması ve tümünü kılıçtan geçirmesi mümkündü.Yanlarında kayık getirenler bunlarla kaçtılar.Bir kısmı sığınmak için hisarın kapısına koştular ve birbirlerini çiğnediler.Bir kısmıdada birbirlerinin omuzlarına binerek mazgallardan atlıyor,arkadan kendilerini çekenler yuvarlanıyor,yerlere düşerek can veriyorlardı.

Güneş bu sırda yükselmiş ,Bizanslıların umulmaz felaketini 300 Türkün gözleri önüne sermişti.Bunlar,hemen koştular,düşman ordugahına vardılar.Çadırlar bomboştu.Imparatorun kırmızı palanlı  atlarıyla çadırlarını götürdüler.Iclerinden iki yüz kişi bunları yüklenip götürdü,diğerleri ise daha kayıklara binmekte olanlara yetişip onları kılıçtan geçirdi.Imparatorda gemi ile Bizansa döndü.

Gregorasun Maltepe savaşı için yazdıkları bu sözlerle bitiyor.Orhan gazi zaferden sonra kardeşi Pazarlı beyi orada bırakıp geri dönerek Iznik kuşatmasını başına geçti.Ancak kalenin dayanma gücü sona ermiş,ve Bizanstan yardım görme ümidide kalmamıştı.Sonunda kale halkı teslim olmak için haber yollar ve 
'' Bize söz verin bizi katletmeyin.Gidenimiz gitsin duranımız dursun.Hisarı size teslim edelim ''

Orhan gazi bunu kabul etti.Kaleninin tekfuru çıkıp gitti asker ve ahali ise kaldı.Tekfur Istanbula doğru yola çıkınca,Orhan bey de Yenişehir kapısından şehre girdi. ve kapı civarındaki bahçeye yerlşeti.Bütün halk kendisini karşılamaya çıkmıştı.Ancak,bunların pek çoğu kadındı ve kocaları yoktu.Orhan gazi merak edip sordu:
- Bunların erleri nerededir ?
- Öldüler .. Kimi çatışmalarada kimi ise açlıktan diye cevap aldı.

İçlerinde pek seçkin güzeller vardı.Bunların arzu edenleri gazilerle nikahlanıp,boş evlere yerleştiler.

Pazarlı bey2e gelince yanındaki kuvvetlerle Bizans'a doğru ilerledi.Ancak,bugünkü Göztepe semti civarlarına vardıklarında bir barış heyeti kendilerini karşıladı.Barış görüşmeleri,İmparatorun av köşkünde yapıldı..Bu köşk bugun Yukarı göztepeden Ankara ıstikametine inilirken sağ tarafta bulunuyordu.Pazarlı bey,Bizanslı heyetin barış şartlarına karşı,köşkü de istedi ve aldı.Orhan gazi burayı bir Ahi Dergahı haline getirdi.Buranın şeyhine gözcü baba denirdi.Görevi Bizansı gözetmek ve casusları vasıtası ile olup biteni Orhan beye bildrmekti.Burası 1402 Ankara savaşında Yıldırım Beyazıdın Timur karşısında yenilgisine kadar görevini sürdürür.Osmanlu tehlikesi geçince,Imparato Manuel Paleologosun emri ile Bizans askerleri Gözcü baba tekkesini basıp herkesi kılıçtan geçirirler.Gözcü baba,bugün kendi adıyla anılan tepede,yakın çevrede arkadasşı mah baba,dergaha yakın ayazamanın yanında şehit oldukları yerde gömülüdürler.Bazıları kaçsalarda bizanslılar onları takip etti.Erem baba bugunkü erenköyde ,Kartal baba ise Kartalda şehit edilirler.

Istanbul 1453 te alınınca,dergah yeniden açıldı ve tekkelerin kapanış tarihine kadar Merdivenköy Bektaşi dergahı olarak varlığını sürdürdü.Halen restore edilmiş haldedir.

Fatih Sultan Mehmet'in emri ile Gözcü babanın mezarı bir abider haline getirildiği gibi Eren Baba ile Kartal Baba'nın da türbeleri de yapıldı.Gözcü tepesi adı zamanlar Göztepe galine dönüştü .Diğer iki semtte türbeleri ile anılır.

Nur içinde yatsınlar ....



No comments:

Post a Comment