Friday, September 14, 2018

ÇIRAĞAN SARAYININ KISA HIKAYESI

1910 ylı Ocak ayının 19.Çarşamba günüydü Istanbul boğazının Rumeli yakasında  ve Beşiktaş taraflarında büyük bir yangın vardı.Alevler göklere yükseliyor,halk bağrışarak o tarafa koşuyordu.

'' Meclis i Mebusan yanıyor ! '' sesleri bir uğultu  halinde Istanbul'un sokaklarını dolduruyordu.

Evet,Parlamentı binası olarak kullanılan Çırağan Sarayı yanıyordu.Sadrazam Hakkı Paşa,yangını haber alır almaz Mahmut Şevket Paşa'ya bildirilmiş,Paşa da derhal oraya koşmuştu.Fakat çabalar boşa çıkmıştı.

' Büyük Allahım ,söndür bu afeti ' diye feryat edenler ve ağlayanlar vardı.Ahmet Rıza bey,yangını Amerikan Büyük Elçiliğinde  bulunduğu sırada öğrenmiş ' Eyvah,milletin ne talihsizliği '' diye ağlamaya başlamıştır.

Ahmet Rıza Bey,Osmanlı Meclis i Mebusan-ı Reisiydi.

Acaba devrin padişahı Sultan Mehmet Reşat,bu yangın felaketini nasıl karşılamıştı ? Mabeyn Başkatibi Halit Ziya Uşaklıgil anılarında şöyle der:

'' Padişah,Babıali yangınına çok üzülmüş görünmüştü.Bunu hem yıkım,hem devletin satvetini haleldar edecek bir facia olarak telakki etmişti.Fakat Istanbul'un mefahirinden biri olan ve saraylar içinde ziynet ve sanat itibarı ile hepsine üstünlükle şüphe edilmeyen Çırağan sarayı yangınını,vukuuna zaten intizar edilen bir hadise kabilinden telakki etmişti.Bunun için fazla bir teessür gösterdiğini bilmiyorum.''

'' Babasının eseri  Dolmabahçe sarayı için düşkünlüğüne mukabil amcası Abdülaziz in inşa ettirdiği Çırağan sarayı hakkında soğuk bir hissi vardı.İki kardeşten vücut bulan bu hanedan azası hakkında her vesileyle görülmüş olan bu soğukluk saraylara kadar sirayet  etmiş denilebilirdi.Hatta bunun içindirki,Ahmet Rıza nın talebi üzerine,Çırağan sarayının Mebuslar meclisne tahsisi meselesi çıkınca,Hünkar bunu aceleyle hamlolunabilecek  bir muvafakat hamlesi kabul edivermişti.''

'' Hala sebei meçhul olan bu yangın ki bir suikast eseri olabilirdi,yahut sadece bir elektrik kazasıydı zuhur edince bizler bu güzel sarayın cayır cayır yanışı karşısında ağlayarak kıvranırken ,facianın seyri hakkında kendisine malumat verilen Hunkar bunu tevekkül ve kazaya rıza felsefesiyle kabul etmişti ''

Uşaklıgin Padişahın çok üzüldüğünü belirttiği yangın 5 ocak 1911 perşembe günü olmuştur.

Boğaziçinde Rumeli yakasındaki Çırağan satayı ki bugün Kempisnki oteli olarak kullanılmaktadır.Tarihte pek çok olaya şahit olmuştur..Eski Çırağan sarayı ilk kez Lale devrini yaratıp yaşatan  Nevşehirli Damat Ibrahim Paşa  tarafından Ahşap olarak yapılmıştı.Damat Ibrahim Paşa kayınbiraderi III Ahmet'i bu saraya davet eder,günlerce süreğene çırağan eğlenceleri yapılırdı.Çırağan adının bu şenliklerden dolayı saraya verildiği söylenir.

1730 yılı Ekim ayının 1. Pazar fünü patlak veren Patrona Halil isyanı sonunda III Ahmet tahtını,sevgili veziri ve damadı Ibrahim paşa hayatını kaybetmesinden sonra ,Çırağan sarayında eski gösterişini kaybetmiş,Padişahın kızları veya kız kardeşleri olan sultanların emrine verilmişti.

Saray,III Selim'in kızkardeşi Beyhan Sultan tarafından yeniden yaptırılmış yahut esaslı  bir şekilde tadil  ve ihya edilmişti.Ince ruhlu bir şair olan III Selim bu saraya sık sık gelirdi,hem kızkardeşini ziyaret eder  hemde dinlenirdi.Sarayın manzarasını beğenir bazende saz alemleri yapardı.

II Mahmut 1836 da eski sarayı yıktırmış,bazı eklemelerle daha büyük bir saray yaptırmaya başlamıştı.Fakat 30 Haziran 1839 da vefat ettiği zaman Insaatın büyük bir kısmı tamamlanmamıştı.Beşiktaştan Oratköye kadar uzanan saraylar beş kısma ayrılıyordu.Merasim dairesi,Mabeyn dairesi,Daire i  Hümayun,Harem Veliaht daireleri .Ayrıca,bürokrasi ve memurlar için oek çok ayrılmış daire ve odalar vardı.

Babasının ölümü üzerine tahta çıkan Sultan Abdlmecit  Çırağan sarayını tamamlatmış ve özellikle yaz aylarını burada geçirmiştir.V .Murat,II Abdülhamit ve Mehmet Reşat burada dünyaya gelmişlerdir.

Sultan Abdülmecit,zamanın geleneklerine uyarak daha kullanışlı,daha ferah ve daha küks bir saraya yaptırmak istiyordu.Halbuki Devlet hazinesi müsait değildi.Para yoktu.Hünkar,düşüncesini vezirlerine açtığında  önce Ali paşa ,sonra da Keçecizade Fuat Paşa buna karşı çıkmışlardı.

- Insallah Hazinei Hassanın hali intizam buldukta daha alasını yaparsnız .Ama şimdi muzayikası varır '' demeleri üzerine Ali paşa azledilmiş,Fuat paşa istifaya zorlanmıştır.Bunu Cevdet paşa ' Tezakir ' adlı eserinde yazmıştır.

Avrupa'da mali krizin arttığı bir yıldı.Bazı büyük bankerler istifa ediyorlardı.Bu yüzden dışarıdan borç bulmak nerede ise imkansızdı..Londra'dan şu talimatı alan Ingilterenin Istanbul Büyükelçisi Canning,Osmanlı nazırlarına ve bizzat padişaha diyecektiki :

- Osmanlu maliyesinin durumu karışık olduğundan Avrupadaki mali buhranın Osmanlu memleketlerine  daha ziyade etkisi dokunucağından bazı tasarruflara gayret edilmesi gereklidir ''

Halbuki aynı elçi bir süre önce aynı Padişah tarafından kabul edildiği sırada o zaman henüz Londradan talimat gelmemişti sarayın yıkılma kararından dolayı Abdülmeciti kutlayarak :

- Ahşap binalara para sarfetmek boşunadır.Israftır .Saray yapılacak olduğu takdirede taş bina olarak inşa edilmelidir '' demişti.Diplomasının cilvesi..

Eski Çırağan sarayının yıkılması önce sahne olduğu son ve pek önemli tarihsel olay 25 Eylül 1853 tarihine tesadüf eder.Bir Türk düşmanı olan Çar I.Nikola ,kötü emeller peşinde koşuyor ve savaş fırsatı arıyordu.Bu nedenle Istanbula olağanüstü yetkilerle Prens Mençikof'u gönderdi.
Mençikof Çar'dan aldığı talimatla akla hayale gelmeyen teklifler ileri sürüyor,Rus orduları Eflak ve Boğdan'a giriyor,bu yetmiyormuş gibi ; Osmanlı Imparatorluğunda yaşayan bütün Ortodoksların kendi himayesine verilmesini istiyordu.Artık bu son damla bardağı taşırmış,Müslüman Kamuoyunu çileden çıkarmıştı.Talebe i ulum ( medrese öğrencileri ) savaş lehinde gösteriler yapıyor..
-- Osmanlılığın namus ve şerefini kurtaralım  ! diye feryat ediyorlardı.

Halk ve hükümet bundan etkileniyordu.
İşte 25 Eylül 1853 tarihinde  Mustafa Reşit Paşa'nın başkanlığında Çırağan sarayında  150 den fazla devlet adamıyla ulemayıda iine alan büyük  mecliste durum  tekrar ele alındı.Sonu gelmeyen devletlerarası  politika görüşmelerine son verilmesi ve savaş durumunun kabul edilmesi oy birliğiyle kararlaştırıldı.Reşit Paşa:

- Memleket için hayırlı olsun.Büyük Allah zafer yazsın '' diyerek  Çırağan Sarayı kararı nı Padişaha arzetti.Abdülmecit,meclisin kararırını onayladı.Şumnu da bulunan Osmanlı Ordusu Komutanı  Ömer Paşa'ya gönderildi.Ömer Paşa,4 Ekim'de Rus Ordusu Kumandanına bir Ultimatom  gönderererk,Eflak ve Boğdanınn onbeş gün içerisinde boşaltılmasını istedi.Ultimatoma cevap verildiğinde savaş başlamıştı..

Ahşap Çırağan sarayı 1855 te Padişahın emri ile yıkıldı.Fakat maddi durum ve özellikle  bugünkü Dolmabahçe sarayının inşasına 5 milyon altın liraya yakın muazzam para harcanması,Çırağan'ın hemen yapılmasına imkan vermemişti.Abdülmecit,25 Haziran 1861 de öldüğü zaman burası aeta metruk bir haldeydi.Yerine geçen Abdülaziz

- Büyük biraderim Cennetmekan Sultan Abdülmecit  Han,Çırağan  Sahil sarayını bina eylemeyi çok arzu etmişti,kısmet değilmiş ' dedi

Büyük Agabeyinin tamamlayamadığı sarayı tamamlamaya karar vermişti.Planlarını Mimar Sarkis Bey'e hazırlatmıştı.Insaat 1871 yılında sona erdi.Bu ınsaat için 4 milyon altın harcanmıştı.

Sarayın yanmadan önceki halini görenler,Ic süslemelerinin güzelliğinden bahis ederler.Ek bina dışı 3 daireden oluşan sarayın Hünkar Dairesi Bogaziçi tarafındaydı.Duvarları somaki mermerlerle süslenmişti.Salonlarında,muhteşem sütunlar vardı.Tavanları tahta ve nakış işlemeciliğinin  en nefis örneklerini oluşturuyordu.Sultan Aziz,Avrupadan tanınmış  ustalar getirterek  süslemelerin bir kısmını onlara yaptırmıştı.Dairelerde ona göre döşenmişti.Yüzbinlerce altın lira ödenmişti.

Yeni Çırağan Sarayı gerek iç ve gerekse  dış mimarisi bakımından XIX yy ın en ince ve güzel örneğini veriyordu.Abdülaziz Avrupa seyahatinden sonra bu sarayda kalmıştı.

Abdülazizin Halefi V.Myrat 93 gün saltanat sürdükten sonra 31 Agustos 1876 da hal edilmiş,kendine  Çırağan Sarayı tahsis olunmuştu.Talihsiz hükümdar  geri kalan 28 yıllık hayatını burada geçirmiş ve 29 Agustos 1904 Pazartesi günü ölmüştür.

Fikir ve Siyaset dünyasının ünlü ve renkli simalarından Ali Suavi,Sultan II.Abdülhamiti tahtan indirmek ve memleketi daha iyi yöneteceğine inandığı Sultan V .Murat'ı tekrar tahta çıkarmak için 20 Mayıs 1878 de cüretkar bir harekette bulundu.Istanbula Kacıp gelen Balkan göçmenlerinden oluşan bir grupla Çıragan sarayını basmış,elinde tabanca,içeriye kadar girmeyi başarmış,merdivenleri ikişer üçer çıkarak V.Muratın yanına kadar varmıştı.Ayaklarına kapanarak
-- Aman efendim sana biat etmeye geldik,Gel bizi moskofların elinden kurtar ' diye haykırmıştı.
Sultan Murat tedirgin bir şekilde sorar ?
Ali Suavi ' Ona henüz bir şey yapmadık.Önce size biat edeceğiz.Sonra onu tahttan hal edeceğiz der '
Sultan Muratı bir korku kaplar.
Olayı haber alan Beşiktaş Muhafızı Hasan Paşa koşup gelmiş.Suavinin başına sopayla vurarak cansız yere sermış,onunla birlikte gelen grubu dağıtmıştı.

Ali Suavi olayının üzerinden yıllar geçmişti,31 Mart vakasından sonra 27 Nisan 1909 günü  II.Abdülhamitin tahtan indirilmesini bildirmek üzere Yıldız sarayına gelen  Ayan üyelerindeb Arif Hikmet Paşa,Ermeni Katolik Cemaatinden Aram efendi,Drak milletvekili Hasan Toptani ve Selanik milletvekili Emmanuel Karasu efendiden oluşan heyetine II Abdülhamit 31 Mart vakasını kast ederek

'' Bu işi ben yapmadım sebep olanları millet arasın bulsun.Ben milletimin iyiliği için çalıştım.Hepsi mahvoldu.Hepsinin üstüne sünger çekildi.Kaderim böyleymiş.Yanlız bir ricam var,o da hayatımın Çırağan sarayında muhafaza edilmesidir.Ben orada hasta kardeşimi yıllarca muhafaz ettim.Yarın bahçeden çoluk çocugunla oraya giderim.Zaten ben yorulmuştum.Hiçbir şey istemem ve hiç bir şeye karışmam,milletten bunu rica ederim '' demişti..

Heyet,gittikten sonra  ve Yıldızdaki  eşyalar başka bir saraya taşınmak üzere hazırlıklar yapılırken .Sultan Hamit,Mabeyn Basvekili Ali Cevat Bey'i çağırarak şu talimatı vermişti..

'' Ben Çırağan sarayında yaşamayı arzu ediyorum.Bunu şimdi gelen heyete de söyledim ve eşyalarımı da hazırlıyorum.Yarın sabah erkenden oraya  naklederim.Son bir hizmet olmak üzere oraya git.Sadrzam Tevfik Paşayı gör ,bu işe bir karar versinler,cevabını bekliyorum ''

II.Abdülhamit'in bütün direnmelerine rağmen onu tahttan indirenler kararlarını vermişti.Eski Sultan Istanbul da kalmayacaktı.Bu kararlarını Tevfil Paşayı dahi bildirmeye gerek duymamişlardı.

Mebuslar Meclisi Reisi  Ahmet Rıza Bey,Çırağan sarayını Parlemento binası olarak kullanmak istiyordu..Fakat hükümet üyeleri başkan gibi düşünmüyordu.Bu konuda bir kararda alınmamıştı.Sultan Reşat Kararsızdı.Yanlız Parlamento  ve onun ileri gelenleriyle hoş geçinmek istiyordu.

Ahmet Rıza Bey,basına konuşarak Çırağan Sarayının Padişah tarafından Milli Meclis'e verildiğini söylemiş,işi oldu bittiye getirmişti.

Osmanlı Meclisinin ikinci döneminde 15 kasım 1909 da Çaırağan Sarayında açılmış,bu nedenle tören yapılmıştı.Milletvekilleri böyle bir binadan çalışacakları için birbirlerini tebrik ediyorlardı Ahmet Rıza Bey:
- Bu tahisi millet için hayırlı oldu dedi

Ne yazık ki 19 Ocak 1910 Çarşamba günü bir elektrik kontağı  yüzünden  bütün söndürme çabalarına rağmen saray birkaç saat içinde yanıp gitmişti.

Uzun yıllar,bir harabe olarak duran Sarayın bahçesi,bir dönem futbol sahası olarak bile kullanılmıştı.En sonunda Otele çevirilip ,restore edilen bina boğazı tüm haşmeti ile süslemektedir..






No comments:

Post a Comment