Saturday, September 7, 2019

VENEDIK ELCISI GRITTI'NIN HIKAYESI




Venedik'in XVI yy daki Istanbul elçileri arasında,Andrea Gritti adı,unutulmaz bir isimdir.Gritti gençlik yıllarında  Ingiltere,Fransa,Ispanya'da görev yapmış olan dedesi elçi Triadan ile birlikte bu ülkeleri dolaşarak belirli bir diplomasi tecrübesi kazanmıştı..

Eğitimli,soylu ve ticareti iyi bilen kişiler arasından seçilen Venedik elçilerinin  entelektüel açıdan en dikkat çekenlerden  biri olan Gritti,İtalyanca dışında Yunanca ve Türkçe dahil 6 dil konuşabiliyordu.

Döneminin en önemli sanat hamilerinden biri olan Gritti,ünlü Mimar Sansovino'yu himayesine almış,onunla çok yakın dost olmuş,Tiziano'ya bir portresini  yaptırmış ve müzikle yakından ilgilenmiştir.

Uzun boylu,hoş,epey de yakışıklı olan Gritti,Padova Universitesinde  felsefe eğitimi görmüştü.

Aslında Venedik'in XIII yy dan itibaren Istanbul'a gönderdiği sürekli elçi ve konsolosların neredeyse hemen hepsi,Padova Üniversitesi'nde eğitim almış kişilerin arasından seçilirdi.

Bu elçi ve Konsoloslar,gittikleri ülenin dilini,geleneklerini,önemli kişilerini gayet iyi bilirlerdi.Edindikleri bilgileride ,Osmanlının '' Sefaretname '' Italyanların '' Relazione '' adı verdikleri raporlar  halinde düzenleyip,Venedik Senatosuna törenle sunarlardı.

Bu elçilerin raporlarını Senato'da okumaları,Venedik sosyal yaşantısı içinde çok önem verilen bir olaydı.Bu nedenle,bu rapor okumaların her biri,ihtişamlı törenlere dönüşürdü.Osmanlı döneminde elçiler,Istanbul'a padişaha takdim edilerken de muhteşem törenler yapılırdı.Büyük ihtimalle,Venedik'teki törenler de,Istanbul'daki törenler örnek alınarak ortaya çıkmıştır.

İşte Andera Gritti de 1497 yılında Istanbul'a geldiğinde böylesine muhteşem bir törenle karşılandı...
1498 de Osmanlı ile Venedik arasında ,Akdeniz'de sorunlar yaşanırken Gritti,Osmanlı'nın genel durumu ile ilgili şifreli mektuplar yazıp Venedik hükümetine bilgi göndermeye başlar.Sadrazam Hersekli Ahmet Paşa ile kurduğu yakın dostluk sayesinde,Saray'da yaşanan gelişmelerden sürekli haberdardır.Ayrıca Gritti,Osmanlının görkemli başkentinde ,çok renkli bir hayat sürer.Venedik Doçu ( doge-düka ) Andrea Vendramin'n yeğeni olan karısı,yegane meşru çocuğu olan Francesco'yu doğururken ölmüştür.....

Kadınlara düşkünlüğü ile tanınan Gritti,Istanbul'da üç ayrı kadından ( muhtemelen genç rum kadınları ) Giorgio,Lorenzo ve Alvise adlı üç oğlan çocuğu sahibi olur.

1499 da Osmanlı ile Venedik arasında savaş patlak verdiğindan,Gritti'nin Venedikli komutanlara Osmanlı askeri gücüne ilişkin bilgiler sızdırdığından şüphe edilmeye başlanır.1499 un yaz aylarında ,Gritti'nin şifreli mektuplarını taşıyan bir adamı yakalanır ve idam edilir.

Bu olayın ardından,16 Venedikli tüccar ile birlikte,1500 yılının Nisan ayından Gritti de hapse attılır.Ama saray daki dostları sayesinde 1501 de kefaletle serbest bırakılır.

1502 nin Mart ayında bir tekneyle ve yaklaşık iki aylık bir yolculuktan sonra Venedik'e dönebileb Gritti burada,Osmanlı ve Venedik arasındaki barış görüşmelerine katılır.1503 te Venedik'i temsilen,resmi elçi sıfatıyla yeniden Istanbul'a gelen Gritti,Osmanlı ile barış antlaşmasını imzalar....

İşte Gritti,ünlü sefaretnamesini de bu görevinden Venedik'e dönerken hazırlamış ve senatoya sunmuştur.Bu sefaretnamede,Sadrazam Hersekli Ahmet Paşa ile olduğu kadar ,Sultan II.Beyazid ile de yakınlıklarından söz eder....

Gritti,Istanbul'daki elçilik görevinden Venedik'e dönünce,1509 da San Marcı Prokuratörü ( Haznedar ) seçilir.Aynı yıl,Venedik kuvvetlerine komuta ederek,birliklerini Padova'dan harekete geçirir ve 1512 de Brescia'yı Fransızlardan geri almayı başarır.Artık Gritti,Güçlü bir general olduğunu da kanıtlamıştır.

20 Mayıs 1523 te ' Venedik Doçu ' seçilen Gritt'nin gayrımeşru oğulları da Istanbul dan Venedik'e gelirler.Ancak bunlardan Giorgio,Venedik'te mutlu olamayacağını anlayıp,malını mülkünü satarak bir daha geri dönmemek  üzere Venedik'ten  ayrılıp Istanbul'a yerleşir.Gritti'nin oğullarından Lorenzo'dan ise kayıtlarda hiç söz edilmez;üçüncü oğlu Alvise'nin ise Venedikte ve Padova Üniversitesinde eğitim aldıktan sonra ,Giorgio gibi Istanbul'a yerleşmeyi tercih ettiği bilinir..

İşte ' Pera ' ya ' Beyoğlu ' adı verilmesine yol açan şahisyetin Andrea Gritti'nin bu üçüncü oğlu yani Alvise olduğu düşünülür;Elçiliğin  bu semte taşınmasının ardından,İstanbul'da yaşayan Venedik  asilzadeleri de hılza bölgeye yerleşmeye başlayıp,butaya kendi kültürlerinin damgasını vurmuşlardır.Bir kaynakta,'' Beyoğlu,o günlerde İtalyan Rönesansı'nın Doğu Akdeniz şubesi gibiydi '' denir..

Gritti gibi dikkat çekici bir yaşam süren Venedik soylusunun oğlu olduğu için,gayrımeşru da olsa,Beyoğlu denmiş olması,şaşırtıcı gözükmez.....

Alvise'nin Beyoğlu sokaklarından her geçişinde,arkasından ' Beyoğlu geliyor '' ya da '' Beyoğlu geçiyor '' diye konuşulmuş olması da yadırganacak bir durum değildir.

Alvise,sadece babasının ismiyle ünlenmiş bir kişilik değildir.O da babası gibi,Istanbul da Saray ile yakından ilgilidir ve Sadrazam Ibrahim Paşa ile sıkı bir dostluk kurmuştur.Alvise,İtalyada almış olduğu eğitimin ve Ibrahim Paşa'nın yardımıyla Kanuni Sultan Süleyman'a ' Mücevgercibaşı ' olur.

Bu sayede büyük bir servete de kavuşan Alvise'nin konumu,Venedik Doçu seçilmiş olan Andrea Gritti'yi çok zor duruma sokar.Akdeniz'de Osmanlı ile Venedik Cumhuriyeti arasında kıyasıya bir mücadelenin yaşandığı bir dönemde,gayrimeşruda olsa,Venedik Doçu'nun bir oğlu'nun Osmanlı sarayında çok önemli bir görevde bulunması,Venedikliler arasında huzursuzluk yaratmıştır.

Bu huzursuzluk Venedik Kamuoyundan ,Gritti'nin doçluk görevine son verilmesi yolunda bir eğilime yol açar.

Sıkça rastlanmasa da,bu daha önce de yaşanmış bir durumdur.17 Nisan 1355 te Doç Marino Faliero ihanetle suçlanarak sadece sekiz ay önce ,büyük törenlerle doçluk tacını giydiği Dükalık Sarayı'nın merdivenlerinde başı kesilmek suretiyle idam edilmiştir.15 Nisan 1423 te Venedik Doçu seçilen Francesco Foscari de müsrifliği yüzündnen huzursuzluk yaratmış,bir rüşvet skandalı nedeniyle yargılanıp Girit'e sürgün edilen oğlunun Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet'ten yardım istemesiyle de kendisinden tacı geri alınmıştır.Foscari,23 Ekim 1457 de sarayı terk edip gitnek zorunda bırakılmıştır.

Andrea Gritti de Venedik'te bu tür sıkıntılar yaşarken,Alvise 1528 de Osmanlı ordusuyla beraber Macaristan seferi'ne çıkar;Viyana kuşatmasına  katılır.Andrea Gritti de artık '' Türk 'ün adamı ' olarak anılırı.

Üçbin kişilik ordunun başındaki sarat erkanından biri olan Alvise,1534 de isyancılar tarafından başı kesilerek öldürüldüğünde,konumunun yarattığı tüm sıkıntılara rağmen bu ölüm Andrea Gritti'yi 1506 da ölen meşru oğlu Francesco'yu yitirmiş olmaktan çok daha fazla sarsar

Ancak Gritti,sürekli dedikodulara yol açan görkemli bir hayat sürmekten asla vazgeçmez.Değişik kadınlarla ilişkiye girip,yeniden çocuk sahibi olmaya devam eder.Safahat,yemek ve içki düşkünlüğü ,sonunda onun hayatına mal olur;

Her noel kutlamasında yılan balığı kızartması yemek,Venedik te bir gelenektir.Ama 28 Aralık 1538 gecesi,ailesine ait Palazzo Gritti de aşırı miktarda yılan balığı kızartması yiyen 84 yaşındaki Doç Andrea Gritti,bu yüzden ölür..

Ölümünden sonra,Gritti'nin bir heykeli,Osmanlı ile ilişkilerde oynadığı önemli rol nedeniyle,Piazzetta'ya bakan dış süslemeleri Gritti'nin doç olduğu dönemde ,1536 de yapılmış olan Dükalık Sarayı'nın cephe balkonunun üzerine yerleştirilir.

Balyos kelimesinin anlamı nedir ?

Osmanlı,Istanbul'a gelen Venedik elçilerini '' Balyos ' diye adlandırılır.Bu sözcük,İtalyanca '' elçi ' anlamına gelen '' bailo ' dan türetilmiştir.
Istanbul da yaşayan yurttaşlarının can ve mal güvenliğiyle de ilgilenen Venedik elçilerinin,başkentte iki ikametgahı olmuştur.ilki haliç kıyılarındaki Fener semtinde  bulunan bir ahşap konaktı.Buradan Bahçekapı'ya kadar uzanan bölgede büyük bir Venedik kolonisi yaşardı.....
Elçilik konağının n bulunduğu mahalle,XV yy kayıtlarında ' Aslanlı Ev Mahallesi '' olarak yer alır.Nedeni,Venediik bayrağında bulunan San Marco'nun kanatlı aslan figürüdür.Venedik elçisinin ikametine ayrılmış bu ahşap yapının ,büyük bir yangının ardından yok olduğu var sayılır.
XVI yy da Beyoğlu da yeni bir saray inşa edilir ve Venedik elçiliği bu taş binaya taşınır..

1503-1641 yılları arasnda ,elçi trafiğinin en yoğun yaşandığı dönemde,Venedik'ten Istanbul'a tam 39 Elçi gitniştir.Aynı dönemde,Vatikan'a 27,Fransa ya 23,Avusturya ve Ispanya ya 18 er elçi gönderildiği düşünülürse,Venedik Istanbul arasındaki ilişkinin önemi ortaya çıkar.İstanbul'da görev yapmak,Venedik elçileri için,dönüşlerinde daha üst kademede bir görev fırsatı demekti.Istanbul elçilerinin,görev bitiminde Venedik'te doç seçilmeleri de bir gelenek olmuştu...

No comments:

Post a Comment