Amiral,dürbününü üzgün bir
tavırla indirerek :
Efendilerim,Triumph gitti '
Tüm deniz subayları hemen
toplandılar ve sulara gömülmekte olan ' Triumph ' zırhlısını
selamladılar.Ünlü gazeteci merak edip sordu :
Acaba neden infilak etti
?
Amiral bir an durdu,sonra:' Bir
Alman denizaltısının saldırısına uğradı muhakkak ' dedi
Yüksek rütbeli tüm donanma
subaylarıhep birden amirali tasdik ettiler
Evet bir Alman
denizaltısı
Tahminlerinde
haklıydılar.Aslında,bir kaç gün önce Alman denizaltılarının
Çanakkale yolunda oldukları hakkında bir istihbarat almışlar ve
alarm durumuna geçmişlerdi.
Olay 25 Mayıs Pazar 1915 gününün
erken saatlerinde ceryan etmişti.
Türk Deniz Kuvvetleri Kumandanı
Alman Amirali Souchon ,Avusturya Donanma Komutanlığına müracaat
ederek iki denizaltı gönderilmesi ihtimalini sormuş,ancak red
cevabı almıştı.Bunun üzerine Amiral 2 Mart 1915 de Berlin deki
Deniz Kuvvetleri komutanlığına bir telgraf çekerek şöyle dedi:
'' Çanakkale savunmasında
denizaltıların etkisi pek ümit verici ve degerli
olabilir.Avusturya Donanma komutanlığı denizaltı isteğimi
Adriyatik denizindeki operasyonlarını öne sürerek red
etti.Denizaltıların her türlü ihtiyacı Osmanlı Hükümeti
tarafından Anadolu sahilllerinde karşılanacaktır ''
Aynı gün Enver Paşa'da Alman
Orduları Başkumandanlığına bir telgraf çekerek,Çanakkale
savunmasını anlatarak şöyle diyordu.
^'' Birkaç büyük denizlatıya
ihtiyaç vardır.Bu takdirde düşman Çanakkale boğazını yarıp
geçmeyi düşünemeaz.Eğer Avusturyadan uc buyuk denizaltıyı
satın alırsak bu konuyu çözebiliriz.Gemileri alırız,sizde Alman
personeli yollarsanız sorunumuzu çözeriz ''
Ertesi gün yani 3 Mart günü
Istanbul daki Alamn Büyük Elçisi Von Vangelheim,Berlindeki dış
işleri bakanlığına aynı isteği tekrarlayan bir telgraf çekti :
Berlindeki Donanma Kurmay dairesi
ile Avusturya Donanma Komutanlığı arasındaki temaslar da bir
sonuc vermemiş,Avusturyalılar ihtiyaçları olduğunu
söyleyip,talebi red etmiştir.
Alman Donanma Komutanlığı uzun
süren görüşmelerden ve yazışmalardan sonra 10 Mart 1915 te Açık
Deniz Komutanlığına iki denizaltının Çanakkale savunmasında
kullanılmak üzere hazırlanmasını bildirdi.Komutanlık ellerinde
U-21 i teklif edince,hemen kabul edildi.
U 21 22 Ekim 1913 tarihinde denize
indirilmiş olup 650 tonluk bir denizaltıydı.İkinci denizaltı UB
8 olup parçalar halinde trenle Avusturyanın Pola limanına
gönderilmiş ve montajı burada yapılan küçük bir denizaltıydı.
Kıdemli Yüzbaşı Hersing
Kumandasında bulunan ' U 21 ' 25 Nisan 1915 te Wilhelmhafen'den
hareket etti.Avusturyanın Kataro limanına kadar hiç bir yere
uğramayacak ,ancak İspanya'nın kuzeybatı sahilinde bulunan
Finisterre Burnu açıklarında kendini belirleyecek olan ' Marzala'
vapurundan yağ ve malzeme alabilecekti.
Alman Donanma Komutanlığında ' U
21' in Çanakkale'ye kadar olan binlerce mil mesafeyi nasıl
alabileceğine dair ciddi endişeler vardı.Birinci dünya savaşı
boyunca Alman Deniz Kuvvetleri Komutanlığını yapan Amiral Scherr
şöyle demişti:
'' U 21'in Çanakkale savunmasına
gönderilmesi denizaltımızın seyir kabiliyetlerinin ne derece
büyük olduğuna bir delildir ''
' U 21 ' Wilhelmshafe'den
hareketinden bir hafta sonra,Finisterre açıklarında ' Marzala '
levazım gemisi ile buluşmuş rampa ederek çok miktarda erzak ve 12
da yakacak yağ almıştı.Sonra birbirlerine veda ederek
ayrılmışlardır.Fakat ' Marzala' dan alınan yağ denizaltındaki
dizel motorlarında yanmıyordu.Yapılan bütün gayretler ve
tecrübeler boşa çıktı.
56 ton yağla denize açılmış
olan 'U-21 ',Almanya'dan 2000 mil ve Kataro'dan ise daha fazla bir
uzaklıkta bulunuyordu ve deposunda 25 ton yağ kalmıştı.Geriye
dönse ,dönemez ,ileriye gitse yağ yetmeyebilirdi.
Kıdemli Yüzbaşı Hersing,her ne
pahasına olursa olsun,yoluna devam etmeye karar verdi.Yağdan
tasarruf etmek için çoğunlukla deniz üstünde ve süratini
azaltarak yol almaya başlamıştı.
Finisterre den Cebelitarık'a kadar
olan mesafe dört günde alınmıştı.Cebelitarık Boğazından
içeriye girildiği zaman takvim 6 Mayıs 1915 i gösteriyordu.
' U-21' Kuzey Afrika sahillerini
takip ederek yol alırken,Fransız savaş gemileri kendilerini
görmüşlerdi.Fakat denizlatı dalarak kurtulmuştu.Wilhelmshafen'den
ayrıldıktan 18 gün sonra Adriyatik Denizi'ne gelinmişti.13
Mayıs'ta denizaltının ancak 1300 kilo yağı kalmıştı.Yüzbaşı
Hersing bunu anılarıdan şöyle aktarır:
' Herşeyi,yaşamı,doğduğum
tarihi bile unutabilirim fakat 1300 rakkamını tüm ömrüm boyunca
unutamayacağım '
Bir Avusturya destroyeriyle 13 Mayıs
1915 te karşılaşan Alman denizaltısı onun yedeğinde Kataro'ya
gelmişti.Buradan bol miktarda erzak ve yağ aldı.
' Oh ! Dünya varmış ' diyen
Yüzbaşı Hersing,anılarında Çanakkale Savaslarına da değinir:
'' Kataro da Çanakkale de olanlar
hakkında geniş bilgi aldık.Gelibolu'da Türkler'le Ingilizler en
şiddetli bir ölüm keşmekeşi içinde
bulunmaktaydılar.Ingilizler'in Anzak taburları hergün yeni bir
hiddet ve cesaretle Türk siperlerine saldırıyorlardı.Türkler
ise,Türk askerinin eskiden beri meşhur olan inat ve
kahramanlığıyla karşı koyuyorlardı''
'' Ingiliz hücumları gemiler
tarafından gayet mükemmel destekleniyordu.Ingiliz donanması
karadaki ordusunun savletlerine,ateşlerinin bütün kuvvet ve
ağırlığıyla yardım ediyordu.Muazzam ingiliz zırhlıları
sahilden açıkta duruyorlar ve Türk siperlerine 38'lik toplarıyla
yıldırımlar yağdırıyorlardı. ''
'' Hayalimde bir denizaltının ,bu
alev kusan devlerin yanına yaklaştığını görüyor gibi
oluyordum ''
Kataro da bir hafta kalan U-21 Yunan
adaları sahillerinde dolaşarak ve Adalar denizinden geçerek
Gelibolu yarımadasına yaklaştı.Bu sırada Ingilizler ve
Müttefikleri bir Alman denizaltısının Akdeniz'e girdiğini haber
almışlar ve Çanakkale sularındaki gemilerine alarm vermişlerdi.
Büyük zırhlılar muhafaza altına
alınmışlardı.Mesela Kabatepe'de demir üzerinde yatan ve son
günlerde 19luk toplarıyla ve gerekse hafif bataryalarıyle
sabahtan akşama kadar Maydos,Kilya ve Maltepe ile Türk mevzilerini
ve bataryalarını bombardıman eden Ingiliz ' Triumph' zırhlısı
destroyerlerle muhafaz ediliyordu.
'' Triumph ' 1903 te denize
indirilmiş olup 133 m boyunda 20 mil süratinde 12.000 tonilatınluk
bir zırhlıydı.
U-21 24 Mayıs'ta saat 11.45 'te
Dedeağaç'ın güneyinde bir savaş gemisi gördü.Yaklaştığı
zaman bunun '' Ascolt'' adındaki bir Rus kruvazörü olduğu
anlaşildı.Kruvazör ,5 m,il uzakta
demirlemişti.Denizaltı,görünmemek için daldı.Yüzbaşı Hersing
isabetten emin olmasına rağmen nedense,'' Ascolt'' a hucum
etmedi.Birinci Dünya Savaşında Türk donanmasında irtibat subayı
olarak bulunan ve savaştan sonra Alman Deniz Müzesi Müdürlüğüne
atanan Amiral Lorey'e göre ,Hersing,daha ziyade Gelibolu yarımadaıs
önüne giderek ilk taaruzunu Gelibolu önünde bulunan Ingiliz
Fransız donanmasına yapmayı düşünmüştü ''
Amiral Lorey derki :
'' Hersing gemisinin henüz rapor
edilmediğini kabul ediyordu.Ingiliz olmayan bir kruvazöre torpido
atmakla esas mevkideki taaruz ümidini azaltmaktan kaçınmak
istiyordu ''
25 Mayıs 1915 Pazar günüydü.Hava
sakin,deniz adeta dümdüzdü.Görüş sahası açıktı.Düşman ana
kuvvetlerinin Kabatepe açığında olmadığı ve Helias burnunda
bulunduğu anlaşılmıştı :
Hersing '' Hedefe yaklaşıyoruz ''
diyordu
Gün ağarırken,ana kuvvet üzerine
taarruz edemeyeceğini anladı.Çünkü görülmesinden endişe
ediyordu.Saat 05.30 da birçok gemilerle emniyete alınmış üç
zırhlı gördü.Nihayet,saat 06.21 de e yakın bulunan '' Triumph''
zırhlısına taaruz kararını verdi.Bu sırada Ingilizler de U21i
farketmişlerdi.Bir taraftan destroyerler gidip geliyor ,öte
taraftan '' Triumph'' demire üzerine manevralar yapmaya ve
denizaltıya provasını vermeye çalışıyordu.
Yüzbaşı Hersing şöyle anlatır
:
'' Bir müddet periskopu çıkarmaya
cesaret edemeyerek etrafımızı görmeksizin suyun altından
gittik.Yolumuz yarımadanın kuzeyinden geçiyordu.Saat 16.30
du.Periskop bir harp gemmisi daha daha gösterdi.Kataloga bakarak
geminin Triumph sınıfından olduğunu anladım.Yine sürü ile
takip gemileri koca bir devle küçücük cücelerin muhafaz etmesi
kabilinden muazzam hattı harp sefinesin etrafında dolaşıyorlardı''
'' Triumph'' 300 yarda mesafede
burnunu doğuya çevirmiş,pür azamet duruyordu.Eminim ,şimdiye
kadar hiçbir denizaltı güzel bir hedef bulmamıştır ''
'' Torpil Ateş ! ''
'' Emrini verdiğim zaman
yüreğimizin hopladığını hissettim.Şimdi,korkunç,hareketsiz
sükün dakikası...Intizar ve merak demir pençesiyle kalbimi
sıkıyordu.Her tehlikeyi unutarak periskopu dışarıya
çıkardım.İşte,denizaltının bunundan ayrılarak giden beyaz
köpük sütununu görüyordum.Dosdoğru gidiyor,azametli
düşmanımızın tam bordasına doğru süratle yol alıyordu.Birden
büyük bri duman bulutu fışkırdı.Tarassut kulesinde evvele iki
cizmin çarpışmasından doğan madeni ses ve hemen akabinde de
etrafı titreten bir infilak işittik''
'' Manzara o kadar cezbedici ve
bağlayıcıydı ki,bu korkunç manzarayı sonuna kadar seyretmeden
terketmemek için hayatımızı tehlikeye koymaya kifayet edecek
kadar uzun müddet periskopu dışarıda bırakmıştık ''
'' Triumph'' batmıştı.Kocaçimen'de
Türk tarassuf mahallerinde bulunanlar bu manzarayı sevinçle
seyrediyorlar,alkışlıyorlardı''
Akdeniz Seferi Kuvgetşer
Başkumandanı General Ian Hamilton SS ' Arcadinan ' savaş
gemisindeki karargahında '' Triumph'un batırıldığını haber
aldığı zaman şöyle bağırmıştı :
Ama ! Buna inanmak bile Güç ! ''
Kaynakça: Yıllarboyu Tarih Dergiis
No comments:
Post a Comment