Saturday, September 7, 2019

YUNAN ASKERLERI KAÇARKEN MANISA YI NASIL YAKTI ?





Izmir'in İşgalini takip eden günlerde Yunan birlikleri,plan gereğince Aydın ve çevresinde büyük bir direniş gücü olduğunu öne sürerek,Manisa ve Ayvalık yönüne doğru işgal hareketini genişletmeye başladılar.21 Mayıs'ta Albay Çekalos'un komutasındaki Yunan V.Alayı Manisa üzerine yürümeye başladı.

Istanbul'dan direnmeyin emri alan Manisa Mutasarrıfı Hüsnü Bey ve kentteki Ingiliz subayların telkinleriyle ,Manisa hiç bir direnme olmadan 25 Mayıs Günü işgal edildi.İşgal altındaki Manisa,yaralama,öldürme ve Rum çetelerin çiftlik baskınları ile,üç yıl geçirdi.

1922 Agustosunda Büyük Taaruz'un başarıya ulaşmasının ardından,Yunan işgalindeki pek çok Batı Anadolu kentinde olduğu gibi Manisa'da da Yunan askerleri ile yerli Rumlar 'da gözle görülür bir telaş ve endişe başladı.

Türkler,henüz neler olduğunu ve yaşananların kendilerini nasıl etkileyeceğini anlamamıştı.Ancak,yerli Rumların işlerini tasfiye etmeye çalışmaları ,taşınmazları için Türkler arasında müşteri aramaları,Yunanlılar açısında önemli değişmeler olduüunu gösteriyordu.

Bu arada tüm,şehirde,Manisa'nın yakılacağına dair dedikodular almış yürümüştü.Pek çok yerli Rum,bu durumu önceden Türk komşularına söylemişti.Yunan işgal güçlerinden aldıkları haberleri anlatan Rumların verdikleri bilgiye göre 150 – 200 kişilik Yangın Müfrezeleri kuruluyordu.Bunlar,çekilmenin adrından geride kalacak ve gazli paçavralarla Manisa'yı ateşe vereceklerdi.

Çekilmenin hızlandığı Eylül ayının ilk günlerinde,Türklere Manisa'dan çıkma izni verilmiyordu.Rumlar ve işbirlikçi hükümet yetkilileri Izmir'e gitmek için izin alırken,Türkler evlerine hapsedilmişlerdi.

Kentin işgaline direnilmesine izin vermeyen Mutasarrıf Hüsnü Bey,Izmir'e ilk kaçanlardan biriydi.Kentte,tek sorumlu olarak kalan belediye başkanı Rıza Bey,Yunan işgal Gücü Komutanı Albay Bagorci'ye giderek '' Rum,Yahudi ve Ermenilerin göç ederek ızmir'e gittiklerini ancak Türklerin evlerine hapsedilmesinin kuşku yarattığını,Manisa'nın yakılacağı konusundaki dedikodulara ciddiyet kazandırdığını '' söyledi.Ancak sonuç alamadı.

Bu sırada Yunan İşgal Komutanlığı,göğüsleri kırmızı işaretli tahrip birliklerini kurmaya başladı.Bu ekipler Manisayı kapı kapı gezerek şehri tanımaya çalışıyorlardı.

Aynı günlerde,Yunan geri çekilişinin tam bir bozguan dönüştüğü anlaşılıyordu.Manisa da da sokakları üstü başı perişan,bitkin,yorgun,tüfeğini kaybetmiş askerler doldurmaya başlamıştı.Yıkılan Yunan otoritesinin boşluğunu doldurmak için çeteler açığa çıkmıştı ve yağmacılık son aşamadaydı.

Yunan İşgal Gücü Komutanı Bagorci ve yardımcısı Filipos,5 Eylül günü akşama kadar tahrip birlikleri ile ilgilendiler,malzemelerini dağıttılar.Plan üzerinde uygulama yapıldı.Deneme olarak Malta semti taeşe verildi.Ertesi gün plan uygulamaya konuldu.Sabah saatleriyle birlikte çarşı ateşe verildi.Birkaç kısa çatışma sesinin ardından yangın hızla yayıldı.Halk,tahrip birliklerinden,çetecilerden ve bozguna uğramış sokaklarda amaçsız dolaşan askerleden sakınarak Spil dağına doğru kaçmaya başladı.İkiyüz kişi Fransız Hat Komutanlığının binasına sığınarak canını kurtarabildi.Albay Bogarci,son olarak Hükümet Konağı'nı yaktırarak kentten ayrıldı.

Sadece kenar mahallelerde tahrip ekiplerine karşı direnenler mahallerini yanmaktan kurtarmışlardı.8 Eylül 1922 sabahı,Albay Sami Bey komutasındaki Türk Birlikleri Manisa'ya girdiklerinde şehir alev alev yanıyordu.Kenar mahallerde parça parça yanmamış evler vardı.Maddi hasar 10 bin 700 ev,13 Camii,2 bin728 dükkan ,19 han,26 bağ kulesi,3 fabrika,5 çiftliğin yanması ile 50 milyon olarak saptandı.Şehrin bütün maddi varlığı yok oldu.3500 kişi yanarak ve 855 kişi kurşunlanarak öldürüldü.

Manisayı yaktıran Albay Bagorci ise 9 Eylül günü Izmir'de esir alınan Yunanlılar arasındaydı.

Kaynak:Populer tarih dergisi Kansu Şarman ın yazısından alınmıştır

No comments:

Post a Comment