Thursday, August 9, 2018

OSMANLI TARIHINDEN SAYFALAR : ÇARLIK AHMET AĞANIN HIKAYESI 1703


Osmanlı tarihinde dede,oğul,torun olan üç kişi tahttan indirilmişlerdir: Sultan Ibrahim,Iv Mehmet ve II.Mustafa... II.Mustafa  1664 yılında doğmuştur.Annesi Emetulah Gülnüz Sultandır.Amcası II.Ahmet'in Edirne'de vefat ettiğini haber alır almaz,koşup tahta oturmuştur.Bu sırada 1683te başlayan ve Viyana Bozgunu ile devam eden savaşlar,hala sona ermemişti.Osmanlı Devleti  Avusturya,Polonya,Venedik ve Rusya ile bütün gücünün son çabalarının harcayarak savaşmaktaydı.II.Mustafa devlet erkanın karşı olmalarına aldırmayarak ordunun başında sefere çıktı.Ilk zamanlar oldukça başarılı geçti.Denizlerde KaptanıDerya Mezomorto Hüseyin ve Karada Sadrazam Amcazade Hüseyin Paşalar Venediklileri yendiler.Sakız adası geri alındı.Azak kalesi Rus kuşatmasından kurtarıldı.Ancak,bu kale ertesi yıl ruslar tarafından işgal edildi.II Mustafanın üçüncü seferinden Zanta'dan Tisa suyunun doğusuna geçirilirken geride kalan ordu birliklerine Prens Eugee de Savoie komutasındaki Avısturya ordusunun saldırması üzerine büyük bir yenilgiye ve ağrı kayıplara uğranıldı.Bundan sonra dört cephede birden savaşlara devam edilemeyeceğini  anlayan Osmanlı yönetimi 1699 yılında Karlofça antlaşması imzaladı ve En önemli topraklar kayıp edildi.Macaristan,Mora,Transilvanya,Polodolya,Ukrayna gibi geniş bölgeler ve Bosna Hersek dolaylarındaki en önemil yerler elden çıktı.Böylecede Hristiyan Avrupa Devletleri üzerinde yüzyıllarca süren Türk kudret ve satveti ortadan kalmış,Osmanlı Devleti onların gözündeki  önemini kaybetmiş,ayrıca Karadeniz bir Türk gölü olmaktanda çıkmıştı..
Onaltı yılsüren savaş,memleketin iktisadi ve mali hayatını idare düzenini altüst etmişti.Büyük bir devlet adamı olan Amcazade Hüseyin Paşa ,Kaptanıderya Mezomorto Hüseyin Paşa ile elele vererek idari,mali ve askeri alanlarda geniş çaplı bir ıslahata girişerek ,savaşın açtığı yaraları sarmaya ve devlete yeni bir düzen vermeye giriştiler,ancak  önlerine çıkan bir büyük engeli aşamadılar.Bu engeli ise,Şeyhülislam Feyzullah efendi idi...

II.Mustafa tahta çıktıktan 3 ay sonra şehzadeliğinden hocası olan ve o sırada Erzurumda oturan Feyzullah efendiyi getirterek Şeyhülislam tayin etti.Ona büyük saygı ve itimadı vardı.Aslında son derece haris bir kimse olan Feyzullah Efendi,bundan faydalanarak gittikçe nüfuzunu artırmaya başladı.Bu hali savaş sırasından pek hissedilmediysede barıştan sonra bunu göstermeye başladı.Önce Oğlu Nakip Fethullah Efendi  ye Şeyhülslamlık  derecesi tevcih ettirdiki bu kendi ölümünden sonra o makama onun geçeceğine delalet ediyordu ve Osmanlı devletinde o güne kadar görülmüş şey değildi.Sonra ikini oğlu Mustafa  ve Üçüncüoğlu Ahmet efendileri Rumeli Kadıaskerliği derecelerine yükseltti.Dördüncü oğluna Şehzade hocalığı ve kadıaskerlik derecesi verdirdi.Damadı Mirzazade Dede Efendiyi Rumeli kadıaskerliği derecesi ile ıstanbul kadılığına getirdi.Onların böyle en önemli ilmiye görevlerine getirilmeleri ,bu meslekte nice yıllar terfi bekleyen hak sahiplerinin yolunu tıkamış,büyük bir tedirginlik yaratmıştı..Ancak Feyzıllah efendi  bununlada yetinmeyerek öbür küçük memuriyetlerede hep hısım akrabasını  veya kendi adamlarını getirir.Üstelik bunları yapabilmek için bir sözü yetiyor ,padişah onun her isteğini yerine getiriyordu 

Bütün bunlar Sadrazam Amcazade Hüseyin Paşanın son derece cannı sıkıyordu.Birde onun devlet işlerine karışmaya başlaması üzerine daha fazla dayanamayarak iki defa istifasını istediysde Sultan II.Mustafa kabul etmedi.Mezomorto Hüseyin Paşa iki tarafında idare etmeye çalışıyordu.Ancak 1701 yılında Huseyin paşanın ölümündan sonra hersey daha zorlaştı.Sonunda Feyzullah efendi bir fırsatını bularak onun yegeni Kıblelizade Ali Beyi idam ettirmesi,Amcazade Huseyin paşaya cok ağır geldi ve onu hasta etti.Bu sefer istifası kabuıl edildi yerine Feyzullah efendinin yakınlarından Bağdat valisi Daltaban Mustafa Paşa getirildi.Silivrideki çiftliğine yerleşen Eski Sadrazam bir ay sonra vefat etti

Karlofça Barışına göre Kırım tatarlarının Rusya'ya akınlar yapması yasaklanmıştı.Ancak ' Tatar  kabile ve aşiretleri geçin hususunda ticaret ve ziraatle meşgul olmayıp,kar ve mairetleri yalnız yağma ve çapulcu olmaktı'' bu durumdan hiç memnun kalmamışlardı.Kırım hanı Devlet Giray,bu yüzden bir süre sonra Sadrazamında gizli teşvikiyle Bucak tarafına akınlarda bulundu.Daltaban Mustafa Paşanın  bundan maksadı,Rusya ile bir savaş çıkması ve kendisininda bu vesile ile Feyzullah efendinin tahakkümündan kutulmasıydı.Devlet Giray'a yerinde rahat durması  ve bir daha böyle işlere kalkışmaması hakkında bir ferman gönderildiysede bunu dinlemeyip ,işi devlete baş kaldırmaya kadar vardırdı.Bu arada onu teşvik ettiği anlaşılan Daltaban Mustafa Paşa idam edildi.Hanliktan azledilen Devlet Girayda Çerkezistan tarafına kaçtı.Sadaret makamına ise Rami Mehmet Paşa getirildi ( 1702 )

II.Mustafa Edirne'de oturuyordu,İstanbul'a gelmiyordu.Bu durumdan İstanbul halkı hiç memnun değildi.İstanbula ikinci plana düşmüştü.Öte yandan başta ilmiye mesleği olamak üzere bütün memuriyetlerin Feyzullah efendinin  hısım,akraba ve mensuplarının  eline geçmesi ve bu halin devamı sonunda büyük bir gerginlik ortaya çıktı.Şeyhülislamla  adamlarının büyük rüsvetlerle küplerimi doldurup,servetler içinde yüzmelerine karşılık Yeniçerilerle  öbür askeri ocaklarının  maaşları ödenemiyor.Bu da ayrıca  orduda  büyük bir hoşnutsuzluğa yol açıyor ve kısaca herkes  Feyzullah efendi ve mensuplarını  işbaşından uzaklaştırılmadan  haksızlık ve hırsızlıklarla devleti felce uğratan kötü idarenin düzelmeyeceğine inanıyordu.

Bunların biride değerli bir devlet adamı olan Sadrazam Rami Mehmet Paşa'ydı.Buna rağmen elinden gelen gayreti harcayarak devlete bir çeki düzen vermeye çalışıyordu.

Bu sırada Gürcistanda meydana gelen bazı olaylardan dolayı Gürcistan seferine karar verilmiş bulunuyordu.Bunun üzerine Köse Halil Paşa Erzurum Valiliğine tayin edilerek,bu bölgeye sevk edilecek kuvvetlerin Serdarlığı ile görevlendirildi.Ayrıca bu sefer için Istanbul'da da yeniceri,topcu ve cebeci ocaklarından bir kısmı ayrıldı.Ancak cebeciler,ne zamandır birikmiş olan maaşlarını almadan sefer gitmeyeceklerini bildirip,ayaklandılar.Başkentte ise Feyzullah efendi aleyhine bir hava esmekteydi.Feyzullah efendi bu arada Bursada sürgünde olan Eski Şeyhülislam İmam Mehmet Efendi ile eski kethüdası ( Yeniceri ocağı amirlerinden ) Çalık Ahmet Ağayı İstanbul'a getirtti ve Istanbul Kaymakamlığına ( Sadrazam vekili )Köprülüzade Abdullah Paşayı tayin ettirerek ,ortalığı yatıştırmak istedi,Anlak bunlar hiçbir fayda vermedi

Cebeciler 18 Mart 1703 günü ayaklanmışlardı.Bir kısım maaşlerı verildiği halde dağılmadılar.Durumdan memnun olmayan pekçok kimsede onlara katıldı.Bu arada medrese softaları ve öbür ocakların bazılarıda vardı.Duruma müdahale etmek isteyen şehrin emniyeti ve görevli Sekbanbaşıda bu arada öldürüldü.Böylece asiler Istanbul'a hakim oldular.Abdullah Paşanın ise elinden artık birşey gelmiyordu.Asiler ,elebaşları Çalık Ahmet Ağanın başkanlığında toplanıp Edirneye müşterek bir dilekçe yolladılar.Bunda Feyzullah Efendi ile oğlu Fathullah  efendinin  Rumeli ve Anadolu Kadıaskerlerinin  azledilip,kendilerine yollanmalarını,Padişahın Istanbul'a dönmesini istiyor,olmadığı takdirde Edirneye yürüyecekleri tehdidini savurdular.Yeniçeri,Topçu,Cebeci ocaklarıyla Sipahi Silahdat bölüklerinden uleme ve esnaf ve zanaatkar sınıflarından ayrılan ikişer kişi bu dilekçeyi Edirneye götürüp,II.Mustafaya sunmaya mamur edilmiş bulunuyorlardır..

Ancak,casusları aracılığı ile bütün bunları haber alan Feyzullah efendi,bu heyeti yolda tutuklatarak Eğridere palankasına sürdü ve ellerindeki dilekçeyei,alıp,imha ettirdi.Böylece II.Mustafanın durumu ve asilerin isteklerini ögrenmesini engelledi.Ancak,Sadrazam olanları öğrenmiş bulunuyordu.Padişahta durumu öğrenince Feyzullah efendiyi ve oğullarını azil ve tevkif ettirerek,sürgüne  yolladı.Rami Mehmet Paşa da Eğridere palankasında sürgün bulunan heyeti getirtirip ,Padişahın Feyzullah efendi ve oğullarını azlettiğini ve yakında başkente döneceğini bildirerek,gönüllerini aldı.Aynı zamanda asilere hitaben bunları anlatan ve dağılmalarını isteyen II.Mustafanın  elyazılı bir emrini kendileriyle istanbula yolladı.

Gönderdikleri heyetin başına gelenleri duyunca son derece sinirlenen ve son durumuda bir aldatmaca olarak değerlendiren asiler, 10 Ağustos 1703 günü Davutpaşa çayırında toplanıp,üç günde hazırlıklarını tamamlayarak ,Yeniçeri,Topçu,Cebeci,Sipah,Silahdar ve Toparabacısından kurulu kırbinia aşkın bir ordu ve bir kaç bin üleme safta ve esnafla Edirneye doğru yola çıktıla.Artık Sultan II.Mustafayı tahttan indirmeye karar vermişlerdi.Silivriye vardıkları zaman vardıklaru zaman Yeniçeri ağası olan Çalık Ahmet ağanın çadırında yapılan toplantıda bu niyetlerini açıga vurdular.

Edirne 'de toplanan karşı kuvvetler ise sadrazam kumandasında şehirden çıkıp Karabayırlar mevkiinde karagah kurdu.Ayrılan 8000 süvari Hasan paşa kumandasında ileriye gönderildi.İki taraf Çorlu da karşılaşınca asilern Sadrazam seçtikleri Kavanoz Ahmet Paşa,II Mustafa'nın İstanbul ülemasını verdikleri fetva ile saltanattan uzaklaştırılmış olduğunu ve yerine kardeşi III.Ahmet'in geçirildiğini bildirdi.Hasan paşa ,onlarla  çarpışmayı göze alamayarak,Karıştıran mevkiine çekildi.O gün 17 Agustos 1703.Çorluda kılınan Cuma namazı sırasında hutbe ile III.Ahmet adına okunarak padişahlığı resmiyet kazandı.

Bundan sonra asiler yollarına devam ederek,babaeskye geldiler.Sonra yine yola çıktılar.Bu sırada üzerlerine gönderilen kuvvetlerde onlarla birleştiklerinden yapacak şey kalmadığını anlayan Rami Mehmet Paşa kaçıp gizlendi.Birleşen iki odru Edirne Sahrasına varır.Bunun üzerien II.Mustafa: Ocaklı beni tahttan indirmis ve yerime karındaşm Ahmeti padişah eylemiş..Allah mübarek etsin demiştir ..Kapalı olduğu yere çekilir.

Bundan sonra Feyzullah efendi ile oğulları Edirneye getirelerek ,hakaretle idam edildiler.Adamları görevlerinde uzaklaştırıldı Çalık Ahmet Agaya Vezirlik rütbesi ve Paşa ünvani verildi.III Ahmet,Edirnede fazla durmayarak Istanbula döndü ve bütün gücü ile bozulan devlet düzenini  derleyip ,toparlamaya çalıştı.En büyük yardımıcısı ise eniştesi Sadrazam yaptıgı Hüseyin paşa idi.

Ancak,Edirnede vezirlik  rütbesi almış olan Çalık Ahmet Paşa,asilerin elebaşlarını ve serdengeçti ağalarını dağıtmayarak onlara ve dolayısıyla Yeniçeri Ocağına dayanarak devlet işlerine karışıyordu.En büyük derdi,mevcut idare sistemini beğenmemesiydi.Gönlünde ise başka hayaller yatıyordu.Ancak bir gün bir danışma toplantısında bulunma bahanesiyle saraya davet edilip,Kıbrıs Muhafızlığına tayin edildiği bildirilerek hemen bir gemiye konuldu ve yola çıkarıldı.Kıbrısa varınca da gelen emir üzerine idam edildi.

Tarihçi Naima ( 1602-1715 ) bütün bu olaylara şahit olmuş ve Edirne Vakası hakkında bir eser yazmıştır.Kendisi Çalık Ahmet Ağagının bambaşka düşüncelere sahip olduğu ve monarşiyi kaldırarak  Cumhuriyet idaresi kurmayı tasarladığı kaanatindedir ve bunu eserde şu cümlerle ifade eder:

'' Çarlık Ahmet Ağa,Ediren sahrasında vezaret rütbesi alınca her sözü geçme sevdasında düşüp,cemiyetin elebaşları olan meşhurları ve serdengeçti ağalarını dağıtmayıp,onların yarımı ve baskısı ile bütün devlet işlerine karışmaya başladı.Kendi noksan aklına göre her iş tamamen onun istediği gibi görülüp giderek Yeniçeri Ocağı tam kuvvet sahibi olunca,dört yüz seneden beri nesilden nesile padişahların istiklali sayesinde mazbut ve muntazam Osmanlı devletini Cezayir ve Tunuz ocakları gibi Cumhur cemiyeti ve tecemü devleti şekline sokup ortalığuı böyle batıl bir düzene koymaya çalışıyordu sonra ilave eder.Ancak Allah bu devletin koruyucusu ve yardımcısı olup,mağlup olmasına rızası olmadığından  saltanata ortaklık davasına düşenler elbette kahır ve intikam kılııc ile idam oluna gelmiştir'''

Çalık Ahmet ağa ilk cumhuriyet isteyenmiydi ? Belki evet.Esasen Silivride Çalık Ahmet Ağanın çadırında yapılan toplantıda birçok düşünceler çarpışmış,II Ahmetin oğluehzade İbrahımınin ,IV Mehmetin oğlu Şehzade Ahmetin padişahlığını ileri sürenler bulunduğu gibi,bazı elebaşılar  ileride başlarına bir bela gelmesinden çekindikleri için Osmanoğullarının saltanatına son vererek Kırım Hanları soyundan birisinin tahta davet edilmesini  bile ileri sürmüşler,sonunda yeni Seyhulislam Imam Mehmet Efendinin ısrarlarıyla II.Mustafanın kardeşi Şehzade Ahmetin padişahlığında karar kılınmıştır.

Çarlık Ahmet Ağa,bu sırada susmuş ve fikrini söylememişti.Çünkü kalbinde yatan Cezayir ve Tunusu ocakları gibi Cumhur Cemiyeti ve tecemmü devleti '' yani halkın serbest ıradesne dayanan cumhuriyet idi 

Bunun ıcın mucadele etti ve başından oldu

No comments:

Post a Comment