Bu dönem
yanlız zorbalığın geçer akçe olduğu bir ortamda her bölgede birtakım zorbaların
sivrileceği açıktır.Son Abbasi halifelerinin
Bu
Derebeylerin çoğu ' Ayan ' resmi sıfatıyla tanınmaktadır.'' Ayan,bir il ve
kazada,halk ile hükümet arasında aracılık eden ve iki tarafa ait işleri yürüten
'' eşraf ı belde '' içinde seçilmiş bir görevli kişidir..Bu görevi için
,ayan,her yıl kaza halkına salınan vergiden bir pay alırdı.Kazadaki
mükelleflerin ne miktar vergi ödeyeceklerini tesbit eden ayanın kendisiydi,bu
sebeple
Hükümet
XVIII,yüzyılın sonlarına doğru ( 1786 ) ,ayanların gücüne ve yetkisine son
vermek için her kasabaya XVIyy da olduğu gibi,her şehire bir kethüda tayin
etmişlerdi.Ama bunlar o bölgenin ikinci ve üçüncü derecedeki adamları
olduklarından ve nüfuzlu tüccara söz geçiremediklerinden,hükümetin emri
kazalarda geçersiz kalmış ve 1790 yılında ayanlık sistemi geri gelmiştir.
Ayanlar,genellikle
voyvodalık da elde etmekteydiler.Voyvoda,Hazine ve Istanbul'daki yüksek
memurlara ait hasların yıllık vergilerini,onlar adına toplayan memur idi.Has
sahibinin bu memuru,has bölgesindeki reayıda yönetirdi.İşte gerek ayanlıktaki
güç ve kudretlerinden ve gerek voyvodaliktaki karlı kazançtan dolayı
Hüküm ve
nüfuzlarını genişletmek için ayanlar,birbirleriyle savaştıklarından,halk büyük
zorluklar çekmiş ve bir kısım halk,yerinden yurdundan ayrılmıştır.Halkın devlet
merkezine yaptığı şikayetler bir sonuç vermemiş,hükümetin çaresizliğini gören
halk,ister istemez her türlü acı ve eziyete katlanmak zorunda kalmıştır.
Ayanlar,iltizam
işlerini de almakta ve büyük çiftlikler
kurmaktadırlar.Ayanlardan,Paşa,vali,vezir olanlar vardır.
Merkezi
devletin çöküşü,derebeyler gibi onlarla aynı kategoriye sokabileceğimiz bir
zorba vali tipini de ortaya çıkarmıştır.Hükümet bir kısım zorlu valilerin isyan
edeceklerinden korkarak ,onları azledemezdi,azil cezasına uğrayanlar,devlete
muti ve kimsesiz olanlardı.Güçlü vali ve ayanların hükümet merkezindeki nüfuzlu
devlet ricali arasında adamları vardı.Trabzon ve Canik ( Samsun ve
civarı),Bağdat,Şam,Sayda eyaletleri ile Şarki Anadolu sancakları,Musul ve
Kerkük,yerli ailelerden en güçlü vali ve sancakbeylerinin ellerinde
idi.Çorum,Yozgat ve etrafı Cebbarzade ( Çapanoğlu ) hanedanına
Rumelinin
batısında ise sancaklarda mahalli hanedanlar,Beylerbeyi ve Vezir olarak babadan
oğula valilik ediyorlardı.
Peki bu
saltanat nasıl doğmuştu ? Nasıl ki 1578 de Iran la başlayan,1593 te Avusturya
ile devam eden,1606 Zidvatorok barışı ile son bulan uzun savaşlar,Anadolu daki
Celali Suhte ve Atlı bölük halkı ( Sipahi zorbaları )isyanlarına bütün bütün
alevlenme fırsatı vererek
Istanbul da
uleme ve asker ikilisinin ve Anadolu da da sekban ve sarıcalara dayanan zorba
-ayan valilelerin devlet idaresini
1726 da
eyaletlere vali yollanması usulü değiştirilerek ,beylerbeyliği ( mir i miranlık
),sancakbeyliği ve öteki idari görevlere
Pek çoğu azgın
birer mütegallibe olan bu insanların,hem de kendi çevrelerini idare etme
yetkisini almaları,gerek halk ve gerek devletin merkeziyetçiliği yönlerinden
gerçek bir derebeylik
Bir iki
örnek,bu derebeylerini daha iyi tanımak bakımından yararlı olacaktır:Rumeli
ayanlarından en kurnazı ve en cesuru diye tanına Tirsiniklioğlu Ismail Ağayı
ele alalım.Bu zat ayanlık yapan kardeşi Ömer Ağa nın halka fazla zulmettiği
için idamı üzerine,etrafına topladığı 30-40 kişi ile Rusçuk,Ziştoy etrafında üç
yıl kadar
Şimdide,tarihimize
Kabakçı Mustafa Isyanı nı bastırarak yenilik taraftarı olarak tanınan ( Rusçuk
Ayanı ) Alemdar Mustafa Paşa nın hikayesine bakalım.Alemdar,Rusçuk
yeniçerilerinden birinin oğludur.Kendisi de Yeniçeri olup Rusçuk ta hayvan
ticareti ve ziraat yapmaktaydı.Tirsiniklizade 'nin maiyetine girmiş,iyi dövüşçü
olduğu için,hassa silahşörü olmuştur.Tirsinikli,onu,hükümetin reddetmesine
rağmen,zorla Hazergrat Ayani yapmıştır.Oldu bitti,sonra dan kabul
edilmiştir.Ismail Ağa nın öldürülmesi üzerine yine bir oldu bitti ile
efendisinin yerine
Devlete uzun
süre isyan ettikten sonra,Vidin Muhafızlığı ile Vezir olan Pazvantoğlu Osman
Paşanın ölümü üzerine ,Tuna boyu boş kalmıştı.Yeni bir vali ve serasker gerekliydi.Ama
bunun Rusçuk Ayanı Alemdar ile geçinebilmesi şarttı.Böyle bir geçimli kişi
bulunabilmesi ive Alemdar'a beğendirilmesi çok şüpheli sayıldığından vezirlik
ile valiliğin Alemdar'a verilmesi düşünülmüştür.Ama Alemdar'ın başka yere tayin
ihtimali olan bir göreve yanaşmayacağı öngörülerek,görev suretiyle yani hiç bir
zaman değiştirilmemek şartıyla,teklif edilmiştir.Alemdar'ın
Yeni kurulan '
Nizam ı Cedid ' Askeri aleyhinde kazan kaldıranlar arasında Alemdar da
vardır.Edirne de toplanan Ayanlar,Sultan Selim'in ismini hutbeden çıkartmışlar
ve Selim i tahttan indirmeye niyetlendirmişlerdir.İlerde aynı Alemdar,Selim'i
kurtarmak için Istanbul'a yürüyecektir.Ayanların kazan kaldırmısıyle ' Nizam ı
Cedid ' tesebbüsü suya düşmüştür.İlerde aynı Alemdar
Ayanların
Edirne'de toplanıp ' Nizamı Cedid' e karşı çıkmasından hemen sonra başlayan Rus
savaşı dolayısıyle,Sadrazamn 15 bin kişilik derme çatma bir kuvvetle Istanbul
dan sınıra hareket etmiştir.Istanbul da kışlada bekleyen 20-30 bin Nizam ı
Cedid askerlerinin kullanılmasına ayanların korkusuyla cesaret
edilmemiştir.Hatta,ayanlar Sadrazamın bile cepheye gitmesinden
kuşkulanmışlardır.Alemdar Paşa,Sadrazamın gelmesini istemediği belli
etmiştir.Ayanlar güçlükle ikna edilebilmiş ve Sadrazam,Edirne ye dönmesini
isteyen Alemdar Paşa,orduyu yeterli erzaktan yoksun bırakmıştır.Edirne den
Başkent e
İttifak,Çapanoğlu,KaraOsmanoğlu
vb gibi büyük derebeylerle, başta Sadrazam olmak üzere
Ne varki bazı
Hukuk tarihçilerimiz,herhalde batı örneklerinin etkisiyle,bu anlaşayı despot
padişahın yetkilerini sınırlıyan Türk tarihinin ilk kamu hukuk belgesidir
demektedirler.Kanımca bu yanlızca eşkiyalığı meşrulaştıran bir belgeidi. Neden
Eşkıya ?
Eşkiyalarla
ayan ve idareciler arasında ilişki olmadığı sorusu gelebilir.İdareci ve
ayanların hükümete
Türkiye de
derebeyi genellikle feodal deyiminin karşılığı olarak
Bunların
bazıları mahallin ayanı ve eşrafı,bazıları hükümete
Sırf
koparabildiği gelirleri alabilmek için devlet bunları ister istemez
tanıyor.Osmanlı ve Moğol örneklerinde
Bunlar,devletin
kolay kolay sıkıştıramaayacağı bölgelerde tutunuyorlar ve etraflarında oldukça
kuvvetli bir askeri güç topluyorlar.Bazıları adeta kendi başlarına hükümet gibi
davranıyorlar ve toprağın sahibi olduğunu iddia ediyorlardı.
Osmanlıdaki
Derebeyi,Avrupa feodali değildir ve eğer belirli tarihsel şartlar
olsaydı,mümkün olabilecek olan kapitalizmin gelişmesinin meydana gelmeyişinde
onun feodal değil,derebeyi olmasının büyük rolüvardır.
Derebeyi '
hiçbir tarihsel sistemde meşruluğu,hiçbir tarihsel ekonomide fonksiyonu olmayan
bir sınıftır ' Gerçekten ,herhangi bir toplumsal kuruluşta egemen
sınıf,meşrutiyetini yerine getirdiği görevlerden alır.Bu görevlerin en başında
da,asayişin az çok sağlanması
Görüldüğü gibi
artık,tarım üretimin artmasını gözeten,geniş derbent örgütüyle
İşte Batı
üstünlüğünün Osmanlı düzeninde yarattığı buhran sonucu ortaya çıkan manzara
budur.Bununla birlikte XIX yy başlarına kadar durum,hiç değilse teorik
planda,umutsuz değildir.Kapitalist gelişme yoluna girmek olanağı vardır.Gerçi
batının
No comments:
Post a Comment