Bugunlerde belki
tarihin en buyuk salgınlarından birini yaşıyoruz.Ben bu yazıyı yazarken 39.000
ölü 800.000 vakanın olduğu büyük bir salgın yaşıyoruz.Çinden başlayan
seyahatini dünyanın 196 ülkesinde sürdüren,gerçek anlamda bir katili ne kadar
tanıyoruz ? Bilim adamları pek tanımıyorlar,bunu biliyoruz.Ama bildiğimiz bir
şey daha varki,bu virüsün kardeşlerini insanlık tarihinde zaman zaman gördük.Bu
yazımda bu gizemli düşmanızın geçmişini kaleme aldım.
Şehirlerde yaşayanların
çoğu hiçbir zaman gripten çok korkmamıştır.Kuduz gibi bir katil ya da çiçek
gibi şekil bozucu bir hastalıkla karşılaştırıldığında,grip,hoş bir sıkıntıdan
başka bir şey gibi görünmüyordu.Grip hastalığı gerçekten de tercih edilecek bir hastalıktı.Ne yüzün şeklini bozuyor,ne
cinsel organları çürütüyor,ne bacakları sakat bırakıyordu.Genellikle insanların
kapalı mekanlara doluştukları kış aylarında görünüyor,ağrılar ve sızılardan pek
öteye gitmiyordu.Akciğer sorunları olan çocukları ve yaşlıları öldürse de,veba
ya da koleranın yaptığı gibi mezarllıkları doldurmuyordu.
Ayrıca insan
hastalıklarının affetmediği iki şeyi,ticaret ile cinsel ilişkiyi
etkilemiyordu.Grip gerçekten tam da hekimin istediği ve veba kurbanlarının ihtiyacı olan şeydi.Hem köylülerin hem de
kralların burunlarını çekip şikayet edebilecekleri tanıdık ve kısa süreli bir
hastalıktı.
Bu evcil hastalık 1918
baharında aniden yetişkenlere düşman kesildi ve on sekiz ay içinde on beş
milyon insanın ölümüne sebep oldu.Ölümler tıp adamlarını şaşkına çevirmişti.Fransa
tüm birinci dünya savası boyunca ,savaş meydanlarında 15 milyon insanını dört
yılda yitirmişti ama grip bu işi çok kısa sürede yaptı.yine 1918 yılında
Birleşik devletlerde Gripten ölen 550.000 kişi varken,Amerikanın tüm deniz
aşırı savaşlarında ancak bu kadar insan kayıpedilmisti.Alaska da yerli
köylerinin tamamı yok olurken,Hindistanda ise 12 Milyon insanın canını aldı.
Gribe yakalanan
yetişkinler bir yemeği veya bir çalışma bitirdiklerinin dakikasında
ölüyorlardı.Grip salgını dünya tarihinin
en yüksek ölüm oranına neden olmasına rağmen,insanlar tarih boyunca
cüzzam ve veba dan daha büyük korku ile bahsederler.
Bilimadamları grip
virüsünü 1933 yılına kadar keşfedememesine rağmen,grip binlerce yıldır,dünyayı
dolaşmakta idi.ilk hapşırık ve öksürük salgınları kesinlikle,Insanın
at,domuz ya da ördeği evcelleştirmesiyle
başladı.Bu sevgili dostlarımızın grip taşıyıcısı olduğu kanıtlanmıştır.Bir
ördeğin midesi ise dünyanın en iyi çalışan bir grip virüsü üreten bir
fabrikadır.
Grip salgınları
şehirleşmenin geliştiği 18 ve 19 yuzyıllara kadar insanları pek
etkilemiyordu.Sosyal yaşamı seven bu virüs,her zaman kalabalık ortamları sevmiş
ve faaliyetini şehirlilerin düzensiz yaşam tarzına uydurmuştur.Insanlar
yürüyerek,at sırtında ya da yelkenli gemilerle seyahat ettiklerinde bu virüs te
onların ritminde seyahat etti.Ancak,Buharlı gemiler ve Demiryolu ile seyahat olanakları ortaya
çıkınca virüs tüm dünyaya yayılma olanağını buldu.Bugun uçak seyahatlerini tercih
eden grip virüsü,Şangay da hapşırık olarak başlayıp,12 saat içinde Newyork
salgın olarak inebilir.Kalabalık şehirler ve hızlı seyahat imkanları ,hem yerel
hem de geniş çaplı bir salgının en sevdiği ortamdır.
Grip virüsleri,arı
sürüleri gibi farklı yoğunluktaki dalgalar halinde gelirler.Hava şartlarına
bağlı olarak,bir grip salgını nüfusun yüzde 25-50 sini en çok bilinen
ağrılar,ateşler,titremeler ve halsizlikle birlikte kısa sürede yatağa
düşürebilir.Hastalaın yüzde birinden azı ölür.Her yüzyılda,düzensiz şekilde
ortaya çıkan en az üç ya da beş büyük grip salgını yaşanır.Genelde Yoksulları
tercih eden diğer salgınların tersine ayrımcılık yapmaz.Herkesin sağlığından
alır.Grip salgınlarının bir diğer özelliğide kısa süreli olmalarıdır.XIX yy
araştırmacılarından Theophile Thompson,grip virüsünden öyle büyülenmiştirki ‘’
onun değişmezliğinden ve tutarlılığından ulusal adetlerin etkilerine üstün olan
bir ihtişam ‘’ olduğuna inanmıştır.
XVIII ve XIX yüzyıllarda
genelikle,insanların gripten yatağa düşmelerinde iki ay önce atlar üşütür veya
huysuzlanırdı.O dönemde ‘At nezlesi ‘ diye anılan bu durum,1732,1762 ve 1779’te
salgınlardan hemen önce görüldü. Bu salgınların birine tanıklık eden Ingiliz
bir veteriner raporunda ‘’ Atların kötü öksürdüğünü,ateşler içinde
olduklarını,bir şey yemediklerini ve uzun sürede iyileştiklerini ‘’
yazmıştı.Bir başka Veterinerde anılarında 1837 salgınında Prusya’da atlar ve
sığırların ‘nezle ve romatizma ‘ olduklarını yazar.Böyle pek çok örnek vardır
ve aradaki ilişki normaldir.
Otomobilin icadından
önce,insanlar bir yere gitmek için atları kullanırdı ve her mahallede bir sürü
atın barındığı ahırlar vardı.Günümüzde pek çok tıp tarihçisi veya
virüsbilimci,Birinci Dünya Savaşı öncesindeki grip salgınlarının atlar ve
insanlar arasındaki virüs değiştokuştan kaynaklandığına inanır.At,toplumdaki
önemini kaybedince,virüs bayrağını domuzlar ve ördekler devraldi.
Büyük grip
salgınlarının kendine özgü yapısı,virüs dehasının gerçek bir yansımasıdır.Tüm
diğer virüsler gibi grip virüsleride küçük ve oldukça hareketli
yaratıklardır.Herpes virüsleri küre şeklindeyken,grip virüsü,içinde kurtçuk
olan dikenli,saydam bir topa benzer.Basit genetik bilgi parçacıkları olan
virüsler,ancak bir hücreyi ele geçirip üremek için onun parçalarını kullanmaya
başladıklarında aktif bir yaşama geçerler.Virüsler çok özel işgalcilerdir.Grip
virüsleri burun ve boğazdaki hücreleri hedef alır ve insan solunum yoluna
saldırır.Virüsler bakterilerin tam tersine ilaçlara karşı çok dayanklı
olup,sıksıkta mutasyona uğramaktadır.Yerleştiği hücreyi öldürmeden bir virüsü
yok edemezsiniz.Solunum yollarını imha etmek bile virüslerden kurtulmanın bir
yolu değildirBu özellikler,grip virüsünü ve havada dolaşan binlerce kuzenini
çok dayanıklı organizmalar haline getirir.
Grip virüsünün sık sık
kendi kendine genetik değişiklik yapabilme yeteneği onu yenilmez kılar.Örneğin
bilim adamları çok uzun zaman 1918 salgınına yol açan türü bulamadılar.Grip
virüsünün dış yüzeyinde hücre hırsızı görevini yapan iki molekül vardır.Bu özel
moleküller,virüsün bir hücreyi ele geçirmesi için gereken maymuncuk görevini
üstlenir.Ancak,virüsün kendini her yeniden yapılandırmasında,yüzey
moleküllerinin küçük bir parçası farklı şekilde kopyalanır ve zamanla
moleküller düzenlemelerini bir satranç oyuncularının titizliği ile
değiştirir.Yüzyıllar süren mutasyonun ardından,bağışıklık sisteminin
antikorları,virüsün yeniden düzenlenen dış yüzeyini artık tanıyamaz hale gelir
ve yeni bir grip virüsü ortaya çıkar.Hızlı mutasyonlar sonucunda bazı virüs
türleri yok olurken bazı yeni türler ortaya çıkar.Bu nedenle ilim adamları aşı
üretmek için hep bir adım geriden gelirler.
Virüslerin her
beklenmedik değişiminde,hayvanlar ve insanlar toplu halde ölür.1983 te
Pennsylvania’da normal olarak tavuk ciğerinde yaşayan bir virüs,proteinlerini
değiştirip tavuk beyni yemeye başladı.Bu salgın tavuğun fiyatını arttırdı.17
milyon tavuğun imha edilerek,gömülmesine neden oldu.Tavuklar,çiftliklerde bir
toplama kampı koşullarında yetiştirdikleri ve biere et canavarı haline
getirildikleri için,mutant virüs kendisine yabani kuşlardan çok daha iyi bir
yemek bulmuştu.Aslında insanlarda bu tavuklara benziyor.Hastalığı kapmayı
bekliyoruz ancak hayatta kalmamız garanti değil.1918 salgının mimarida böyle
mutant bir virüstü.
Grip
virüsleri,mütasyon geçirmedikleri ya da
kuşları yere sermedikleri zamanlarda diğer virüslerle birleşerek genlerini
yeniden düzenlerler.Genetik malzeme parçacıklarının değiş tokuşu
genellikle ördekler,domuzlar ve insanlar bir arada yaşadıklarında
olur.Çinli çiftçiler yüzyıllardır,domuzları ördek dışkısıyla,havuzlardaki
balıklarıda domuz pisliğiyle besledi.Ördekler ve diğer yabani kuşlar dünyadaki
grip virüslerinin çoğunu barındırırlar,ama bunları doğrudan insanlara
geçirmezler.Bununla birlikte virüs,kuşların yenilebilir olan dışkılarıyla
domuzlara,domuzlardan da insana bulaşabilir.Güneydoğu Asya da evcil domuzlar,üç
türe ait farklı grip türlerini,yeni bir virüs turu ortaya çıkıp yeni bir salgın
başlatıncaya dek,çarpıştırmak suretiyle kuş ve insan virüsleri için ‘ bir
karıştırma kabı’ görevi görmüşlerdir.Çin de bugüne kadar patlak veren grip
salgınları tesedüf değildir.Birçok bilimadamı,yeni bir grip türü yaratmak niyetinde değilsek,ördeklere doğru
hapşırmamamızı öneriyor.
1918 salgını ya da
onun virüs türleri muhtemelen Asya da ortaya çıktı ve kısa sürede Iowa’daki bir
domuz çiftliğine ulaştı.Yüzyılın başında,bu ortabatı eyaleti mısırla beslenen
bir domuz fabrikasıydı ve komuşularının iki katı kadar domuz etine
sahipti.Heryıl Eyll ayında yapılan domuz yarışından sonra,domuzlar gizemli bir
hastalığa yakalandı.Ödül sahipleri,ahırlarına hapşırarak,öksürerek ve arteritli sakatlar gibi yürüyerek
döndü.Milyonlarca domuz hastalandı,binlercesi öldü.Kendileri de hastalanan
çiftlik sahipleri böyle bir şey görmediklerini söylediler.Domuzların
hastalandığı zaman,Kanadalı avcılar gribe yakalanmış geyikler
buldular.Virüs,bizonlarla koyunlarıda vurdu.
Iowali bir bilim adamı
ve domuzları tanıyan biri olan Richard Shope,salgından on yıl sonra domuz gribi
hakkında eğlenceli bir tez ortaya attı.Shope,New Jersey deki bir
lalobartuvarda,Iowa domuzlarının normal olarak Akciğerlerinde grip virüsü
barındıran bir parazit kurtçuk taşıdıklarını keşfve bakteretti.Bu 1918
salgınına yolaçan tür değildi( o sonsuza kadar yok olmuştu )ama grip olduğu
kesindi.Akciğer kurtçuğunun ve virüsün yaşam döngüleri öyle bir tarzda
işliyorduki,grup virüsü,ilkbaharda kurtçuklarda kuluçkaya
yatıyor,sonbaharda da domuzun solunum
sisteminde ortaya çıkıyordu.Domuzlar,normalde zararsız bir parazit olan ,ama
zatüreeye yol açabilen Pfeiffer basilini
de büyük miktarda barındıyorlardı.Bu Üç parazitin domuzda bir arada
bulunması,hastalık üretecekleri anlamına gelmiyordu.Shope,virüsün bir
ateşlemeye gerek duyduğunu düşündü ve hayvanların üzerine kovalarca soğuk su
döktü,tıpkı Iowa’nın sonbahar yağmurları
gibi.Shope’un domuzları birden burunlarını çekmeye,zayıflamaya,hatta
ölmeye başladı.Shope,Salgının bir Amerikan domuz çiftliğinde başladığı sonucuna
vardı;bu hastalığın domuz gribi olarak adlandırılmasını açıklıyordu.Ancak,bugün
birçok virüs uzmanı hastalığın domuzlara insandan bulaştığını düşünüyordu.Yine
de Shope bir konuda haklıydı: 1918 gribi,bir virüs ve bakteri kokteliydi.
İlk salgın
dalgası,Amerikalıları ilkbahar ve yaz boyunca
baş ağrıları ve ateşler içinde
bıraktı.Tek habercisi zaatüreden ölne gençlerdi.Birçok grip salgının U şeklinde
bir ölüm grafiği vardır.Gribin tükettiği
gençler ve yaşlılar,Pfeiffer gibi bakteryel zatürre türleriyle mücadele güçlerini
kaybedip ölürler.Ancak 1918 yazında gribin grafiği uğursuzca değişerek başka
bir harfe benzedi: W.Çok daha fazla sayıda sağlıklı genç zattürreye yakalanıp
ruhlarını teslim etti.Doktorlar,ölümlerdeki bu artışı sonbahara kadar
fark edemedi.Onlar fark edene kadar da
Amerikalı Askerler grini savaş yorgunu
Avrupa’ya taşımıştı bile.Öksüren Almanlar salgına ‘’ Blitz Katarrh’’ derken
ateşler içindeki Ingiliz adkerleri ‘’ Flanders Gribi ‘’adını verdi.Amerikalı
Askerler ona ‘ Ispanyol gribi ‘ ya da ‘ Ispanyol kadını ‘ diyerek karışıklığı
artırdı.Tarafsız bir güç olan Ispanya,savaş sırasında haberlere sansür
koymadı;yarım milyon Ispanyol’u öldürecek olan grip çoktan manşetlerdeydi.
İlk salgın dalgası
Japonya’yı ‘’ Güresçi Ateşi ‘ adıyla vurduktan sonra,salgının ikinci ve en
öldürücü dalgası Boston dışındaki Devens kampını vurdu.35000 kişi için
tasarlanmış olan askeri kışlada 45bin kişi barındırıyordu.Gribin ilk vakası
Eylülün birinci günü görüldü ve on sekizine kadar vaka sayısı 6674e
fırladı.Hepsi son derece sağlam olan
askerlerin çoğu,mosmor kesildi,burunları kanadı ve 48 saat içinde nefes almaya
çalışarak öldüler.Bir doktor,bunun,gördüğü zatürre türleri içinde en vahşisi
olduğunu söyledi ve yüzleri kaplayan ‘maun renkli lekeler ‘ nedeniyle ‘
siyahların beyazlardan ayırmanın güç olduğunu’
bildirdi.Bir hafta içinde 8bin hasta 2 bin yatak kapasiteli bir hastahaneyi
doldurdu.Bitkin düşen hemşireler,şefhat,bir battaniye ve yemek dışında bir şey
veremedi.Bir gün içinde doksan kişi öldüğünde askeri doktorlar ölülerin
göğüslerini açtılar ve solunum
organından çok ‘ kırmızı kuşüzümğ jölesine’ benzeyen akciğerlerini
gördüler.Sağlıklı bir akciğer suda yüzebilirken,gripli olanlar kurşun gibi
dibe çöküyordu.Doktorlardan biri bunun
‘’ yeni bir enfeksiyon türü olması gerektiği’ sonucuna vardı.
Askeri doktor kısmen
haklıydı.Yirmi ile otuz yaş arasındakileri seçen grip türü gerçekten de
yeniyid.Ancak zatürreye neden olan strepkok ve Pfeiffer basili gibi bakteri
enfeksiyonları eski ve tecrübeli mikroplardı.Salgının tek yeniliği,Iowa nın
domuzlarında olduğu gibi aralarında ittifak kuran grip virüsü ile çeşitli
bakterilerin birlikte boksörler gibi dövüşmekteydi.Virüs ilk sert darbesini
,sağlıklı yetişkinlerde akciğerlere sıvı dolmasına yol açabilecek şiddette bir
hiper bağışıklık tepkisi oluşturarak gerçekleştirdi.
1918 domuz türüyle hiç
karşılamamış olan yetişkin bağışıklık sistemi gereğinden fazla tepki
vermişti.Bütün bu iltihap ve su,ortalıkta dolanan bakterilere akciğerleri
eriten enfeksiyonlarla ölümcül darbeyi vurma fırsatı verdi.Kalabalık
barakalar,kokuşmuş siperler ve asker taşıyan havasız gemiler,askerlerin
menenjit ve stafilokoktan kaçamamasını garanti ediyordu.1918 de penisilin de
yoktu.Ekim ayının sonunda,ABD askerlerinin beşte biri gribe yakalanmıştı.
Salgın,Amerikan
şehirlerine girdiğinde,yeni bir kumar salgını gibi yayıldı ve sonra aniden tüm
sosyal hizmetleri ölümlerin ağırlığı altında çökertti.Grip,Philadelphia’da
santral çalışanlarının çoğunu safdışı bırakarak
telefon görüşmelerine son verdi.Beş yüzden fazla polisin yatağa
düşmesiyle sokaklar derviyesiz kalır.İtfaiyeciler ve çöpçülede iş başı
yapamadılar.Gribin annesi ve babasını öldürdüğü çocuklar yetim
kaldı.Ölüler,gribin cenaze arabaları olarak çalışan taksiler onları alıp
götürene kadara yemek masaları üzerinde günlerce bekledi.Yanlızca bir hafta
içinde ,gripten ölenlerin sayısı beşbini buldu,mezar kazıcıları cesetleri bir
ayda gömemedi.
Katil gribe eşlik eden
karmaşa ve üzüntü,Amerika’nın büyk şehirlerini etkisi altına aldı.Chicago’da
gribin çıldırttığı bir ana hastalığın çaresini bulduğunu açıkladı ve
çocuklarının boğazını kesti.Katolik rahibeler salgının parçaladığı o kadar çok
Bostonlu aile gördülerki,olağandışı olayları alışmışlıkla anlattılar ‘’
Evet,Anne ölmüş,iki odada dört hasta çocuk var,baba kayınvalidesiyle kavga
ediyor ve onun kafasına bir sürahi atıyor ‘’
Grip dünyayı
dolaştıkça ardında ani ölümlerden oluşan bir iz biraktı.Hindistan,grip yüzünden
nüfusunun yüzde 4 ünü kaybetti.Bu Hint ulusunun karşılaştığı en buyuk
salgındı.Salgından iki ay sonra Orta
Afrika ya gidenler üç yada dörtyüz aileden oluşan köylülerin ‘ tamamen yok
olduğunu ,evlerin gömülmeyen ölülerien üzerine çöktüğünü gördüler.Ölüm oranı
Güney denizlerinde yüzde 20 lere,Alaska yerlileri arasında yüzde 8 lere
ulaştı.Tahiti de o kadar çok insan öldüki,kamyonlar gece gündü ‘ caddelerde
dolanıp sürekli yanan ateşlere cesetler taşıdılar ‘’
Doktorlaron ve
hemşirelin hayatta kalanlara şefkat göstermek ve yemek vermek dışında
yapabileceği fazla bir şey olmadığından,halk İspanyol kadınının durdurmak için
sıradan çarelere başvurdu.Bazı yetkililer toplantı yasağı getirirken,ulaşım
işçiler otobüsleri dezenfekte ettiler.Arizona’da küçük bir kasabada el sıkışmak
suç kabul edildi.ABD ordusu askerlerini her sabah sirke ve suyla gargara
yapmaya zorlado;askerler aralarında yirmi metre mesafe bırakarak tatbikat yaptılar.Birçok yerde,insanlar
sebzelerin gribi yenmesinden medet umdu; kimileri ayak bileklerine hıyar
bağladı,kimileriyse ceplerine patatesler koydu.Oregonlu bir anne dört yaşındaki
kızını boynuna kadar soğana gömdü.Daha
bilimsel düşünenler,ayakkabılarının içine sülfür koydular.
Gribe karşı en yaygın
koruma biçimi beyaz pamuk maskeydi.Bu kısa süre için günümüzün prezervatif
dükkanları kadar yaygın hale geldi.Bazı şehirlerde maske bir zorunluluk
oldu.Insanların maske takmadığı başlıca yerler evler ve yemek yedikleri sırada
lokantalardı.Salgının başlarında maske o kadar çekiciydi ki tedbirli yeni
evliler cinsel ilişki sırasında bile başlarına tüy giydiler.Oy verenler
sandıklara steril banka soyguncuları gibi gittiler;San Francisco da sorumlu
yurttaşlar savaşın sona ermesini kutladılar.Ama Grip modasından bir ay sonra,maske
unutuldu.Özgürlük yanlıları ve sigara içenler sonunda bir maske aleyhtarları
birliği oluşturduklarında,polis binlerce maske ihlalcesini tutukladı.Maskelerin
şehirdeki ölüm oranını düşük tutup tutmadığı hiçbir zaman
bilinmeyecektir.Bununla birlikte,maskeler,difeti,kızamık ve boğmaca
hastalarında ciddi bir düşüş sağladı.Gribin San Francisco daki vur kaç
saldırısında şehir 50 bin grip vakasıyla uğraşmak zorunda kaldı ve 3500 ölü
gömdü.
1919 nisanında
gelindiğinde ,üçüncü grip dalgası da doruk noktasına ulaşmış ve salgın
geçmişti.Bu arada Versaille Antlaşması imzalandı.Bilim insanları,mikrop
avcılığı ve virüsleri gözaltında tutacak sistemler için fonlar oluşturulmasını
talep ederken,sıradan yurttaşlar salgının verdiği zarar unutuldu.Savaştan sonra
yazarlar gribin kısa dramını görmezden geldiler ve tarihçiler onun yarattığı
ölümleri es geçtiler.Salgın tarihçisi Alfred Crosby ‘’korku ve merak
konusundakş bu eksikliği…insan hafızasının özelliklerinden biri ‘’ olarak
niteledi.Ama insanların grip karsısındaki bu ilgisizliği,belkide
virüsün,uygarlığın bir parçası haline geldiğini gösteriyordu.Gribin modern
kişiliği onu kabul edilebilir,basit bir olay haline getirdi.Çabuk ve kolay ölüm
bir XX yüzyıl idealiydi,tanıdık ve hızlı gripte bu beklentiyi gerçekleştirdi.
Grip bir türün
yanlızca ABD de 70 bin insanı öldürdüğü 1957 yılına kadar ortalıkta pek
görünmedi.1976 da öldürücü salgın gerçekleşmedi ve 1989 da İtalya da ortaya
çıkan,potansiyel olarak ölümcül bir tür dünyaya yayılmayı reddetti.Newyork Top
Kolejinde araştırmacı olan ,dünyanın önde gelen grip otoritelerinden Edwin
Kilborne,1957 salgınından daha kötü ve 1918 salgını kadar korkunç olmayan yeni
bir salgın bekliyordu.Gribe eşlik eden parazit bakterilerin çoğunu
antibiyotiklere direnç kazandiği
düşünülürse,Kilborne ‘’ 1957 dekinden daha zayıf durumda ‘’ olduğumuzu
söylemekte haklı olduğunu bugun anladık.
Kilborne ve diğer
uzmanlar bugunu görmüştü,bir sonraki salgının Çin’deki bir ördek havuzunda
başlayacağını söylerken gerçeği görmüşlerdi.Latin Amerika ve Hindistan gibi
ülkelerin bu tür bir salgında cok zayıf tibbi organizasyonlara sahip
olduklarını ve yakında izlenmeleri gerektiğini hep söylediler.Çin,virüsleri
teşvik edecek tarım politikaları izlediği için sıcak bölge olarak kabul
ediliyor.Çin’deki bir çok çiftlikte önemli bir Grip virüsü deposu olan ördekler
ve yabani su kuşları sağlam bir grup taşıyıcısı olan domuzlarla özgürce
oynaşıyor.Ördeklerin,domuzların ve köylülerin yakın ilişkisi,başka türlere
sıçraması ve insanların bilmediği bir biçimde yeniden örgütlenmesi için grip
virüsüne sonsuz fırsatlar sunuyor.Böylesi,ekoloji gerçekler ışığında ,gribin
imkanlarını tüketmediğini gördük
Gene Çinin tarım
politikaları ve yeme alışkanlıkları,buna karşın ekonomik olarak dünyaya yayılılmaları
sonucu bu yazıyı yazdım sırada dünyada,800.000 vaka ve 39.000 ölü vardı.Bu
salgının tek sorumlusu Çin halki ve Çin hükümetidir.Ölen her insanın sorumlusu
çin halkının yeme alışkanlıkları ile Çin devletinin belkide buna odaklı
organizasyonudur.Bu salgını ve yaralarını kapattıktan sonra,Çin de bu virüsün
bir daha çıkmaması ve dünyaya yayılmaması için birşeyler yapmamız
gerekmektedir.Bu dünyada beraber yaşıyorsak ,herkes birbirini kollamak
zorundadır.Dilerim bu salgın bir an evvel son bulur ve insanlık mutlu günler
görür….
No comments:
Post a Comment