Eski bir İstanbul türküsünde olduğu gibi,,artık telgrafın kuşlar konan telleri ve semaya bakan direkleri yok hayatımızda.Ama bir gerçek varsa,o da ‘’ Elektrikli Telgraf’ın tellerinin direkler üzerindeki ilk defa suya inişinin üzerinden nerede ise 2 asır geçtiğidir.
Günümüzün iletişim
olanakları karşısında,Elektrikli telegraf,çok ilkel görünsede; bugun vardığımız
teknojiye giden yoldaki taşlarda biri olduğunu hatırlamalıyız.Telgrafın
icadından ve oldukça yayılma imkanı bulmasından sonra bile,devlet hizmetleri
haricinde,Istanbul –Londra arasında bu vasıtadan istifadeyle karşılıklı haber göndermek isteyen tüccarın
veya halktan birinin bu isteği ancak 24 saat,yani bir gün sonra
gerçekleşebiliyordu.
Bu yüzden ‘’ Ceride i
Havadis ‘’ gazetesi telgraf
görevlilerinin gayretiyle bu sürenin 16 saate indirilmesini ve bir defasında
Manchester’dan çekilen bir telgrafın Istanbul’daki tüccar’a 4 saate ulaşmasını
büyük bir haber olarak,duyurmuştu.( 1856 )
Tarihte,M.ö 500
yıllarında, Persler bir tür telgrafı kullanmışlardı.Karşılıklı kuleler
,yardımıyla,bu kulelerden verilen çeşitli işaretlerle değişen iklim ve değişen
zamanlarında haberleşmeye çalışılıyordu.Bu usul aslında telgrafın en basit
uygulaması olduğunu kabul edebiliriz.
Morse’un icadından
önce karşılılı kuleler vasıtasıyla ve belirli bir sistem içerisinde
haberleşmenin en güzel örneğini,önceleri Fransa’da,sonra bütün Avrupa
ülkelerinde yayılma imkanı bulan Claude Chappe ( 1763-1809 )’ın elektriksiz,’’
Havai Telgraf’ında görmekteyiz.1791 ve 1793 te gelime devam etmiştir.
Elektriğin telgrafa
uygulanmasıyla elde edilen ‘’ elektrikli telgraf ‘’ ise bu konuda bağlı başına
büyük bir olaydı.
Aslında bu
satırlarımın başında da belirttiğim gibi ‘’ Suya giren ilk kablo ve onun
takipçilerinin kısa öyküsünü ‘’ sizlere anlatmak istiyorum.Inançlı insanların
neler yapabildiğini bu yazıda hatırlayabilrisiniz.
Telgraf ve telefon
,bugüne gelmemize yardımcı olan en kıymetli eserlerdir.Bunlar için,günümüzde
sayısız kabloların hala yeryüzünde olduğunu hatırlamamız lazım.Ama,Osmanlı
Devleti’nin resmi gazetesi olan ‘’ Takvim i Vekayi ‘nin kaydına göre 1866
yılında telgraf hatlarının uzunluğu,dünyayı yedi defa kuşatacak seviye de
idi.Kısa bir süre önce,kabloların yer altı ve denizlatında olduklarını
unutmayalım.
Zamanımızdaki iletişim
kablolara ihtiyaç duymamaktadır,Fakat insanalrın yakınlarına bir sahiferlik
mektuplarını ancak atlı,arabalı postalarla gönderdikleri dönemler için kablo
aracılığı ile alıcı verici telgraf makinalarının sağladıkları kolaylık daha
açok ortaya çıkar.
Amerika’dan sonra ilk
telgraf hatları Ingiltere’de görülmeye başlandı.Fakat hem kabloların korunması
güçlüğü vardı,hem de yapım teknikleri zayıftı.Ancak tren yolları boyunca kurulabilen hatlar,tinel
geldiğinde rutubetten çekinildiğinden tepe ve yamaçları tırmanarak ,yollarına
devam edebiliyorlardı.İşte bu noktadan başlatabileceğimiz hatların dayanıklı ve
kullanışlı yapılabilmeleri çalışmaları,çok da uzak sayılmayacak bir
gelecekte,yeni dünya ile eski dünyayı bağlayabilecek,bütün bir okyanusu
geçerek,Amerika’nın haberlerini Avrupa’ya ulaştırabilecek seviyeye erişecekti….Başlangıç ile bu durağı
düşünmek bile azmederek ,ne istediğini bilerek,çalışmanın parlak sonucunu bize
göstermeye yetecektir
Fakat çok geçmeden bir
balıkçının ağlarına takılıp,balıklarla birlikte su yüzüne çıkan kabloyu ,önce
bir denize bitkisinin kökü zanneden balıkçı,içinin parlak sarı rengini görünce
talihin kendisini özü altın olan olan bir bitki ile karşılaştığını düşünerek
sevinmişti.Tabii ki kopan hatla birlikte haberleşme de durmuştu.Şirketin zararı
büyüktü .Ayrıca,böyle bir sistemin kurulamayacağını iddia edenlerin seslerinin
yükselmesine fırsat verilmişti.
Bu başarısızlık yeni
bir şirketin kurulmasıne daha dikkarli çalışılarak,daha da dayanıklı bir
kablonun gerçekleştirilmesine be bunun çekilmesine sebep oldu.( 1851 )
Ingiltere ile Fransa’nın
denizden birleştirilmesi başarısı,yeni yatırım sahiplerinin daha büyük
başarılara ulaşmaya olan inançlarını ve azimlerini kuvvetlendirdi. 1852 yılında
Ingiltere Irlanda ,1853 de Ingiltere Belçika,Hollanda ile Danimarka’nın değişik
kısımları deniz kabloları ile birbirine bağlandı.Ülkemiz sınırları içerisinde
ise ilk deniz kablosu,Kırım savaşı sırasında Balıkoba yakınındaki Saint George
Manastırı’ndan Varna yakınına ve oradan da Florya’ya kadar döşendi.Önceleri
Ingilizler tarafından işletilen bu hat
daha sonr Osmanlı Telgraf idaresi’ne devredildiği gibi,geniş
imparatorluk sınırları içerisinde,gerek yabancılar tarafından gerekse doğrudan doğruya Telgraf idaresi tarafından
kara hatlarının yanında bir çok deniz hatları da vücuda getirildi.Özellike
Akdeniz’de bir çok yönlere gidip gelen hatlarla kıyı ülkeleri birbirine
bağlandı.
Telgraf kablosunun
denizler içindeki macerasının en büyük kısmını ise Avrupa’dan Amerika’ya
uzanan bir hattın kurulması çalışması oluşturur.Avrupa’da
telgraf konusunda çeşitli çalışmalar yapılırken,bazı Amerikalılar da Atlas
Okyanus’u aşarak,Avrupa ile Amerika arasındaki haberleşmeyi sağlayacak,kablonun
gerçekleştirilmesi yönünde çatışmalara başladılar.Bu büyük bir çalışmaydı.
Çünkü Avrupa
çevresinde çekilen hatlarla,haberleşmeye
bir iki günlük bir sürat kazandırılıyordu.Halbuki,düşünülen
gerçekleştirildiğinde 15-20 günlük bir
hız ,yani bu kadar zamanda Avrupa’dan Amerika’ya ulaşacak bir haberin derhal
iletilmesi mümkün olabilecekti.Fakat iki
büyük kara parçası arasındaki en yakın noktalaeın arası Irlanda’dan Amerika’ya
3000 kmden fazla idi.Derinlikse,daha önce kablo döşenen denizlere
kıyaslanmayacak durumda idi.Bu durumda imal edilecek gerekecekti.Bu da
herşeyden önce,büyük bir sermayeye muhtaçtı.Bütün bu güçlükler dolayısıyla çok
değişik fikşr ve görüşler arasıdna iki kıtayı birleştirecek hattın Grönland
veya Bering Boğazı’ndan geçmesi söz konusu idi.
Nihayet kablonun yapımına
Ingiltere’deki fabrikalarda başlandı.Elde
bu yolda birikmiş tecrübeler vardı.Kablo 4000 kilometre uzunluğunda ve 3000 ton
ağırlığından idi.Kablo içerisindeki tellerin uzunluklarının toplamı ise 500.000
km idi.
Kablonun Atlas
Okyanusu’na döşenmesi için Ingiltere tarafında ‘ Agememnon ‘ Amerika tarafından
ise ‘ Niagara ‘ adlı vapurlar görevlendirildi.Her iki gemi üzerinde yapılacak işe göre gereken,değişiklikle
yapıldı.Yeni makinalar takıldı.iki parçalı tablonun ilk kısmını ‘ Niagara’
Irlanda dan denize bırakmaya başlayacak,yarı yolda ‘ Agamemnon’a ‘
bağlanacak,kablo onun vasıtasıyla geri kalan kısımda denize indirilicekti.Kablo
bırakılma işlemi için en uygun yolun bulunması için Atlas Okyanusu’nun derinden
yeni haritaları yapıldı.En sakin ve fırtınasız mevsim seçildi.
Nihayat 1857 yılının
Ağustos ayında kablo döşenmeye başlandı.Niagara,beraberinde ,Agememnın ve diüer
yardımcı gemiyle birlikte Irlanda’da Valencia limanındaki merkeze bağlanan
kabloyu denize bırakmaya başladı.10.km de kablo koptu.Fakat kabloyu bulup
onarılıp ,çalışmalara devam edildi.Niagara’nın çalışmaları 5 gun iyi
gitti.Şiddetli bir fırtına yüzünden kablo koptu.Sahilden beşyüz mil açılınmıştı
ve deniz çok derindi.Çaresiz kablo bırakıldı.Geri dönüldü.Yeniden kablo
yapıldı.
Ertesi sene kablo
döşenmesi için yeni bir usulün denemesine karar verildi.Bu sefer iki gemi Atlas
Okyanusu ortasından buluşucak ve buradan lelimlenen kablo iki zıt yöne doğru
denize bırakılıcaktı.Böylece fırtınadan kurtulunulacak ve döşenme zamanı kısa
sürecekti.Herhangi bir kopam durmunda kaybedilen kablonun uzunluğu 1000 miil
geçmedikçe gemiler Ingiltere’ye geri dönmeyeceklerdi.Önce Kuzey Denizi’nde
bunun bir denemesi yapıldı be başatılı olundu.
1858’de Niagara ve
Agememnon iki savaş ve iki de nakliye gemisiyle Ingiltere’den ümit ve başarma
azmi yüklü olarak yola çıktılar.Sanki çalışmalarını güçleştiren sebepler de
onlarla beraber göreve başlamışlardı.Daha kablnun lehimleneceği yere gelmeden
çıkan bir fırtına ‘ Niagara ‘ ya fazla tesir etmedi,Agememnon’u etkiledi.Yoluna
devam edemeyen gemi 3 gün fırtınanın içinde kaldı.Gemi epey zarar gördü.
Nihayet çalışmalar her
iki kablonun lehimlenmesi ve gemilerin zıt yönlere hareketleriye başladı.Fakat
daha pek az ayrılmışlardı ki kablo koptu.Gemiler tekrar başa
döndüler.Lehimlenmeden sonra tekrar zıt yönlere doğru birbiriden
ayrılrıken,artık 500 milden fazla kablo kaybederlerse,tekrar birleşmeyecek ve
döneceklerdi.
Talihsizlik devam
ediyordu.500 milden daha fazşa kablonun denize indirildiği bir sıarda kablo
yeniden koptu.Gemiler için Liverpool’e dönmekten başka çare kalmamıştı.Fakat dedikodular
o kadar artmıştı ki,şirket gemileri eldeki kablo ile hemen yola çıkardı.29
Temmuz’da yeniden birleşen gemilerk çalışmaya başladılar.Bu sırada Agememnın
tarafından gelen bir balina kablo için tehlikeli oldu.Bundan biraz sonra da
kablonun 20 dakika içinde denize indirilmesi gereken kısmında bir hatanın
olduğu farkedildi.Tamirat bitirilemedi.Bunun üzerine çok tehikeli olacağı bilindiği
halde kablo döşeme işi durduruldu.Hızla denize inen kablo ağrılık nedeniyle
kopabilirdi.Çok yavaş be titizlilikle yapılan işlemlerle bu tehlike
önlendi,tamirat yapıldı.
Altı gün gayet düzenli
devam eden çalışmaladarn sonra bu defa da ‘ Agamemnon’nun önüne büyük bir buz
dağı çıktı.Rota değiştirilse kablonun kopması,aynı istikamette devam edilse,buz
dağına çarpmak ihtimali vardı.Tehlike atlatıldı.Daha sonra bir yelkenli geminin
Agememnon’a geldiği görüldü.Çarpışma söz konusu idi.Savaş gemisi kazayı
önledi.5 Agustos kablo karaya ulaştı.
Artık karşılıklı
telgraflar gönderiliyordu.Birleşik devletler başkanı ,ıngiltere kraliçesine mesaj
yolladı.Büyük masraf ve emek harcayarak yapılan kablo,açılışından itibaren
yalnızca 23 gün kullanılabildi.Bu sürede ancak 400 kadar telgraf
geçirilebilmişti.Telgrafa karşı olanlar çok mutlu idi.Fakat şirket mensupları
başarılı olmak istiyordu.Yeniden kablo döşemeye başladılar.
Dört yıllık bir
çalışma ile 1862’de 17 milyon frank sermayeyye sahip yeni bir ortaklık
kuruldu.Kablo imalatında büyük yenilikler ve gelişmeler kaydedildi.Bu iş için
büyük bir gemi tahsis edildi.Kablo döşeme makinalarından değişiklikler
yapıldı.Nihayet sayılması oldukça uzun sürecek bir çok engellerle karşılaşıldı
ise de hepsi aşıldı ve 1864 Temmuzunda Valencia’dan kablolarla yüklü bir gemi
hareket ettirebildi.Kesin başarı elde edildi.Mukemmel kablo ile ii kıta
birleşti.daha sonra ikinci bağlantı yapıldı.
Böylece iki kıta
bağlandı.
No comments:
Post a Comment