Avrupa’da gazeteciliğin başlangıç tarihi 1621 dir.Bizde ise 19 yy da ortaya çıkmıştır.Ancak,Türk gazeteleri kesinlikle Avrupa gazetelerinden hiç geri kalmamıştır.
İlk Türk gazetesi olan
‘’ Takvim i Vekayi ‘’ 11 Kasım 1831
günü yayın hayatına girmiştir.Sultan II Mahmut’un gayretiyle kurulan bu
gazete,1840 yılından sonra resmi gazete haline girmiştir.Bu gazetenin başına
zamanın vakanüvisi ,yani devletin resmi tarihçisi Sahaflar Şeyhi Esat Efendi
getirilmiştir.Haber toplam görevi:Bab Ali Amedi kalemi katiplerinden Sarım
efendi ile Serasker maiyetinden Sait Bey’e verilmiştir.Bu iki kişi ilk
gazetecelerimiz olarak kabul edilebilir.
1862 yılında ilk
dergimiz olan ‘ Mecmua i Fünun ‘’ u
çıkaran ve sonraları Maarif Nazırı ( Milli Eğitim Bakanı ) olan Münif Paşa,’
Mecmua İ Fünun ‘’ ilk sayısında gazeteciliğimizin başlangıcına ait olan yazıda
şöyle demiştir.
‘’
Bunların en eskisi resmi olan ‘ Takvim i Vakayi’ dir…ilk düzenlenmesine ve
yazılmasına itina edilip iç ve dış haberleri ve faydalı yazıları kapladığı
halde,sonraları ,yalnız resmi ve bazı dahili vakalara münhasır olup ekseri
çıkış vaktini dahi şaşırdığından ,halk nazarında evvelki kadar itibarı kalmamış
idi….ikincisi ‘ Ceride i Havadis’ tir ki.Ingiliz William Churchill tarafından
çıkarılmıştır.Bu dahi haftada bir çıkarak genellikle yabancı ülkelerle ilgili
faydalı ve eğlenceli haberler seçip yazduığından ve o esnada bu yolda başka
gazete dahi olmadığından halkın tam ılgisini toplamıştı…Üçüncüsü ‘ Tercuman ı
ahval ‘ dir ki,eski Posta müdürü Agah efendinin eseridir….Osmanlı tebasından
ilk Türkçe gazete kurmaya başarılı olan adı geçen kimse olduğundan öncü olmak
şerefine sahiptir.Istanbul’da bir de ‘
Elcevaib’ adında Arapça,bir gazete vardır ki Matba i Amire,Arapça baş düzelticisi
Ahmet Faris Efendi 1842 yılında kurmuştur..Fakat Istanbul’da Arapça konuşanın
az olması ve Arap ülkelerin de gazete satmadığından masrafı karşılamamıştır.Bir
kaç ay içinde kapanmıştır ‘’
Münir Paşa’nın ilk
gazetelerimiz hakkında böyle bir yazı yazmasının sebebi,kendi dergisini
çıkardığı piyasada,Şinasi Efendi’nin ‘ Tasvir i Efkar ‘ı yayın hayatına
sokmuştur.
Gerçekten 1
Ağustos 1840 tarihinde ,’ Ceride i
Havadis ‘ in ilk sayısı Ingiliz vatandaşı Willaim Churchill tarafından
yayınlanmıştır.Gazetenin sahibi,yazı yazmadı,gazetesinde devrinin tanınmış
yazarlarını,edebiyatçılarını toplamıştı.Şair Ali,Hafız Müşfik,Ahmet
Zarifi,Nüzhet efendi,Emin Bey,Siret Bey,Sait Bey,’ Sicilli Osmani ‘ müellifi
başyazar Süreyya Bey,mütercimler şair İsmet Bey ve Salih Efendi,Ahmet Rasim Bey
bunların başlıcalarıydı.
Sonraki yıllarda ‘
Tercüman ı Ahval ‘ yazarlarının hemen hepsi devlet hizmetinde önemli mevkilere yükselmişlerdir.Bu suretle
hakkındaki bilgilerimiz ,dağınık ve bilimsel bakımdan guvenilicek nitelikte
değildir.
Willaim Churchil 1846
Ekim ayında ölünce oğlu Alfred Churchill yönetmiştir.’ Ceride i Havadis ‘ 1846
yılına kadar devam ettirlimiş,önce ilave şeklinde çıkarılan ‘ Ruzname i Ceride
i Havadis ‘ birer meslek okulu yerine geçmiştir.Sonraki gazetelerimizde
çalışanların çoğu ilk meslek stajlarını ,bu iki gazete yapmışlardır.
Şimdi de öncü
gazeteceilerimizi tanıyalım.
Izmit mutasarrıfı olan
Ağah Efendi,’ Tercüman ı Ahval ‘ adında bir gazete çıkarmak üzere Babıali’ye
1860 yılının Mart ayında başvurmuş ve 21 Ekim 1860 günü gazetesinin ilk
sayısını yayınlamıştır.
Gazetenin önsözünde
şöyle yazıyordu : ‘’ Madem ki,bir sosyla
toplumda yaşayan halk,bunca yasal görevlerle yükümlüdür,elbette ,sözle ve
kalemle kendi vatanının yararına fikir beyan etmeyi,kazanılmış haklarından
sayar.’
Yasal görevlerler
bağlı olan yurttaşın ülke işleri hakkındada fikir beyan etmesi gerektiğini
kabul ederek gazetesini halka sunan Agah
Efendi ve onunla birlikte bu işe atılan
Şinasi Efendi ,gerçekten hem öncü,hem de ilk büyük gazetecelerimizdendir.
Agah Efendi 18 Mart 1832’de Istanbbul’da Sarıyer’de
doğmuştur.Babası,Yozgatlı Çapanoğulları’ndan Ömer Hulisi Efendi dir.O
tarihlerde orta öğretim bölümü ile birlikte öğretim yapam Tıbbiye Okulu’na
yazdırılan küçük Agah burasını
tamamlamadan 1849 yılının Mart ayından okuldan ayrılır.Burada sağlam
Fransızca öğrendi.Nitekim bu sayede
hemen Babıali Tercüme odasına girebilmiştir.Bu görevde iken,Paris
Büyükelçiliği’ne atanan Rıfat Veliyüddin Paşa ile birlikte 1852 Kasım’ında Paris’e hareket etmiştir.III.Napoleon’un
huzurunda Elçilik heyeti ile kabul olunmuştur.12 Ocak 1853
Bir süre sonra görevle
İstanbul’a dönen Agah Efendi,o tarihlerde yarı
milletlerarası bir kuruluş olan
Istanbul Karantina idaresi Müdür Yardımcılığı’na tayin edilmiş ve 1855 Temmuz’unda
Rumeli ordusu tercümanlığı için Silistre’ye yollanır.
Kırım Savaşın’dan
sonra komutanla birlikte önce Erzincan’da sonra Karsa’ta görev yapmıştır.( 21
Temmuz 1856 ).Rusların çekildiği bölgede askeri ve mülkü idarenin yeniden
düzenlenmesi işlerinde çalışmıştır.
Istanbul’a dönen Agah
Efendi;Rumeli’de çeşitli yerlerde maliye
ve mülkiye hizmetlerinde bulunmuş,nişanlar almıştır.Izmir Mutassarıfı ile ‘
Tercüman ı Ahval ‘ yayın iznini alınca Istanbul’a gelmiş ve gazetenin
hazırlıklarına başlamıştır.En yakın fikir ve çalışma arkadaşı olan Şinasi
Efendi,ona bir gazetenin tenik konuları hakkında yardım etmiştir.
Tercüman ı Ahval
sadece haber ulaştırma organı olarak
kurulmamıştı.Ulkenin kültür ve bilim hayatına da hizmet etmekteydi.Özellikle bu
konularda gazete içeriğini zenginleştiren Şinasi,altı ay sonra gazeteden
ayrılmıştırç
Yalnız kalan Agah
Efendi,bundan yılmamıştır.O güne kadar haftada bir defa pazar günleri çıkmaktayken,yeni
dönemde gazetesinin boyunu yarıya indirerek haftada üç defa çıkarmaya
başlamıştır ( 22 Ocak 1861 )
Agah Efendi,gazetesini
çıkarmaya başladığı yıllarda,bigili,çalışkan,meden, cesaret sahibi,deneyimli
aydın bir kişiydi.Kendi yazılarına imza koymayan Agah Efendi’nin ,gazetesine
verdiği yol onun eseridir.Nitekim,Şinası ayrıldıktan sonra bile gazete çıkmaya
devam etmiştir.
Agah Efendi
,gazetesini çıkarırken bazı memuriyetlerde bulunmuştur.28 Ağustos 1861’de Posta
Nazırlığına getirilmiştir.Bu görevdeyken posta pulu kullanılmasını kabul
ettirmiştir.Bu görev kendisinde kalmakla beraber,ayrıca Vapurlar idaresi
Nazırlığına getirilmiştir ( 3 Eylül 1864 ).Fakat bir süre sonra Genç Osmanlılar
ile ilişkisi olduğu dedikodusu yüzünde bu görevi bırakmak zorunda kalmıştır.Bu
arada Sayıştay üyeliğine getirilmiş ise de buradan da azledilince,üzüntüye
kapılmıştır.Gazete 31 Mayıs 1867 de kapatılmıştır.Morali bozulan Agah Efendi,7
Haziran 1867’de Marsilya’ya ve az sonra 16 Haziran 1867 de Paris’s
getirilmiştir.
Ağah Efnedi Avrupa’da
gazetecilik yapmamışsa da Abdulaziz’e savaş açmış olan Genç Osmanlılar’a yardım etmiştir.Tercüman ı Ahval’in
harflerini ve Melik Efedi adındaki Ermeni mürettibini Istanbul’dan Londra’ya
getirterek Ali Suavi’nin ‘ Muhbir ‘ gazeteseinin basılmasını sağlamıştır.(31
Ağustos 1867)
Ali Suavi ile
arkadaşlarının arası açılnca,Agah Efendi’nin matbaasonda ‘ Hürriyet ‘
çıkarılmaya başlanmıştır( 29 Haziran 1868 ).Genç Osmanlılar arasındaki yeni bir
anlaşmazlık nedeni ile Namık Kemal ‘’ Hürriyet’ten ayrılınca,1869 sonbaharında
aynı gazeteyi Ziya Paşa çıkarmıştı.
Ali Paşa’nın ölümü ve
Abdülaziz’in de affı sağlandığından 20 Kasım1871 tarihinde Istanbul’a
dönmüştür.Bundan sonraki ömrü,gazetecilikten uzak olarak vilayetlerde yüksek memurluklarda,Ankara’da ve Bursa ‘da
sürgün olarak yaşarken,basınımızın ünlü siamsı Ahmet İhsan’a Fransızca dersi
vermiştir.
II.Abdülhamit
tarafından affedilen Agah efendi Istanbul’a dönmüştür.Fakat bir süre sonra
Rodos ve Midilli mutasarrıflıklarıan tayin edilmiştir.15 Ekim 1884 te Atina
Elçiliğine tayin edilir.Aralık 1885 te olmuştur.Kemikleri İstanbul’a getirilip Sultan
Mahmud türbesindeki yerine gömülmüştür.
24 Temmuz da
Gazeteciler cemiyeti mutlaka mezarını ziyaret eder.
Türk basını tarihinde
çok önemli bir yeri olan ‘ Tercüman ı Ahval ‘ basımı,biçimi,mizanpajı ve
içindekile bakımından kendisinden önce çıkan gazetelere benzemez.Haberle,diğer
yazılarında itina ile ayrılmakta ,ilgilerine göre her birine ayrı başlıklar
konulmakta,başlıklarda değiişk puntolu harfler kullanılmaktaydı.Bazen yazılarda
ara başlıkları bile atılmaktaydı.Hatta haberlerin,yer ve memleket itibari ile
ayrılmasına dikkat edilmekteydi.
Tercüman ı Ahval o
zamanki paranın satın alma gücüne ve diğer eşya fiyatlarına nisbetle çok yüksek
sayılabilecek bir bedelle satılıyordu.Sayısı 3.5 yıllığı 150 kuruş.6 aylığı 80 kuruştu.İlanların
satırından 3 kuruş alınmaktaydı.Gazetebin üzerine imtiyaz sahibi,sorumlu müdür
,başayzar adları konulmuyordu.
‘ Tercüman ı Ahval’
Türk basınından yeni bir yazo türünü ortaya çıkarmıştır.İlk Tefrika bu gazetede
yayınlanmıştır.Tercuman ı Ahval’ın ilk sayısında,tefrikanın ne olduğuna dair
açıklama yapılmış.2 sayısında da Şinasi’nin yazdığı ‘ Şair Evlenmesi ‘adlı
oyununun tefrikası yayınlanmıştır.
İlk sayıda Sinasi
imzasıyla yayınlana ‘ Mukaddime ‘ başlıklı yazıdan sonra bir süre başyazı
çıkmamıştır.Tercüman ı Ahval de ilk başyazo,imzasız olarak 30 ve 31 sayılarında
iki defa da çıkmıştır.Bu yazıyı Agah Efendi yazmıştır.Yazıda siyasi makalelerin
öneminde ve iki olayın incelemesi yapılmaktadır.Tercuman ı Ahvalda başyazı
bulunmaz ama yazıldığında siyasi olaylar incelenmiştir.
‘
No comments:
Post a Comment