Friday, August 21, 2020

ÇİN NEDEN UYGURLARA SOYKIRIM UYGULUYOR ?

 

Uzun zamandır sosyal medyada ve bazı gazetelerde Doğu Türkistan'da veya Sincan da yapılan soy kırımı okuyorsunuz. Hükümetin bile sessiz kaldığı bu olayı sizlere anlatmak istedim.

Çin son aylarda Covid 19 dan çok Uygur Halkına yaptığı zulümle gündem deki yerini koruyor. Çin Uygur'ları hapis ettiği ve çalıştırma kampları, kitlesel kısırlaştırma iddiaları da dahil olmak üzere pek çok konu hakkında küresel çapta eleştirilmektedir.

Büyük Britanya Başbakanı Boris Johnson hükümeti Pekin’i Uygur'lara karşı ‘ korkunç ‘ insan hakları ihlalleri işlemekle suçlarken, Donald Trump yönetimi de iddia edilen baskılarla ilişkisi olan Çinli yetkililere yaptırım uyguluyor.

Peki Doğu Türkistan’ı ve Uygur halkını , yaşanan olaylar hakkında ne biliyoruz. Bu konuyu inceleyelim.

Uygur'lar Çin halk Cumhuriyetinin kuzeybatısındaki Sincan bölgesinde yaşayan hem dil hem de ırk olarak akrabamız olan bir halktır. Yaşadıkları bölgeden nerede ise 7 yüzyıldan beri yaşamaktadırlar. Bölgeden toplam nüfusun neredeyse yarısını oluşturan Uygur halkının nüfusu 11 milyon civarındadır.

Uygur Türk'leri Çinli Han ve Tang hanedanlarının bölgeye hâkim olmasından çok önce burada yaşadığını söyleyen Uygur'lar, resmi olarak ‘ Özerk bölge ‘ sayılan Sincan’ı Çin halk Cumhuriyetinin bir parçası olarak kabul etmektedir.

Birleşmiş Milletler Irk Ayrımcılığı ortadan kaldırılması Komitesinin hazırladığı rapora göre, Sincan’da Uygur toplumundan yaklaşık bir milyon kişinin ‘ yeniden eğitim ‘ diye adlandırılan gözaltı merkezlerinde zor tutulduğunun kanıtlarına sahip olduklarını belirtiyor.

Pekin ise bu kampların insanlara yeni beceriler kazandırmanın yanı sıra İslam dini düşüncelerinin getirdiği aşırı fikirlerin yok edilmesine de yardım eden ‘ mesleki eğitim merkezleri ‘ olduğunu öne sürerek kötü muamele ve soykırım iddialarını ret etmektedir.

Fakat Uluslararası Af Örgütü’nün raporlarında belirtildiği gibi , bölge genelinde Uygur Müslümanlarının keyfi biçimde gözaltına alınmasının yaygın olduğunu kanıtlıyor.Sürgündeki Uygur'ların oluşturduğu Dünya Uygur Kongresi (WUC) de göz altına alınan kişilerin herhangi bir somut suçlama yöneltilmeden bu merkezlerde zorla tutulduğunu ve Çin Komünist Partisi sloganları ile beyin yıkama , kimlikleri unutturmaya çalışıldığını ileri sürdü.

Çin halk cumhuriyeti özgür bir ülke olmadığında özgür basından söz konusu değildir. Birleşik Krallığın Çin büyükelçisi , kısa süre önce gözleri bağlı erkeklerin diz çökmüş halde Sincan’daki trenlere bindirilmeyi beklediklerini gösteren çekimlerin sahte olabileceğini söylemişti. Ancak Avustralya istihbarat birimleri bu çekimleri doğrulamıştır.

Çin hükümetinin özellikle Müslüman nüfusu kontrol edebilmek amacıyla yürüttüğü geniş çaplı organizasyonun en acımasız parçası olarak Uygur'lar arasındaki doğum oranlarını büyük ölçüde azaltmak için acımasız önlemler aldığının kanıtları meydandadır. İnsanlar zorla kısırlaştırılmaktadır.

  Raporlara göre, Çinli yetkilerin Sincan genelinde Uygur kadınlarını kısırlaştırmaya veya gebelik önleyici cihazları kullanmaya zorladığı da kanıtlanmıştır. AP in kısa süre önce yaptığı araştırmaya göre bölgedeki kadınların sahip oldukları çocuk sayısının resmi sınırları geçmesi halinde para ve gözaltı tehdidi altında olduklarını tespit etmiştir. Araştırmada, Çinli yetkililerin Uygur kadınlarını rahîm içi araç ( RIA) kullanmaya kısırlaştırmaya hatta kürtaj olmaya zorladığını kanıtlamıştır.

Hatta, Çocukların ailelerden koparılarak bakım evlerinde zorunlu asimilasyona tutulduğu, Uygur'ların köle olarak satıldıkları konusunda pek çok tespit vardır. Kocası kamplarda hapis olan kadınların , Çinli erkeklerle beraber olması içinde zorlamalar olduğu haberleri gelmektedir.

ABD, Çin halk Cumhuriyetinin Sincan bölgesinde Uygur'lara yapılan zulümle bağlantılı olarak Çinli yetkililer, şirketler ve kurumlara yaptırımlar uygulamaktadır. ABD Ticaret Bakanlığı 20 Temmuz’da 11 Çinli şirketi kara listeye almıştır. Tik tok adlı uygulamanın kapatılması bile bu yaptırımların bir parçasıdır.

Ingiltere dış işleri bakanı Dominic Raab geçen hafta yaptığı açıklamada, Çinli yetkileri insan haklarını ihlal etmekle ve soykırım yapmakla suçlamıştır. İngiltere ve Avrupa hiçbir yaptırım kararı daha almamıştır.

Fransa da bu etnik temizliği kınadı. Fransa yaptığı açıklamada bağımsız gözlemcilerin Sincan’daki şartları incelenmesine izin verilmesi çağrısında bulundu.Tabii bu sözler Çin’in umurunda değil.

Çin’in tepki göstermesini istiyorsanız veya bu soy kırımı durdurmasını istiyorsanız Çin ile ticaret yapılamamalıdır. Çünkü Çin ticaret yapamadığı an, ekonomisi büyük sıkıntıya girer. Çin den ithalat yapan herkes ve her sektörde dolaylı olarak u soykırıma maddi destek sağladığını unutmamalıdır.

200’e yakın insan hakları grubu, Adidas’tan Amazon’a çeşitli markaları Sincan bölgesinden pamuk ve giysi tedarikine son vermeye ve Çin’de zorla çalıştırılan Uygur'ları , çalıştıran tedarikçilerle ilişkilerini kesmeye çağırdı.

Farklı kuruluşlardan oluşan bir koalisyonun kaleme aldığı ortak bildiride moda markalarının çoğu Sincan’daki fabrikalardan üretim yapmıyor veya ticaret yapmıyor olsa da bu şirketlerin tedarik zincirlerini çoğunun, Uygur'lar tarafından toplanıp Çin genelinde ihraç edilen ve tedarikçiler tarafından kullanılan pamuk ile de bu soykırıma ortak olabilecekleri belirtilmiştir.

Çin’in pamuk üretiminin %85i Sincan bölgesinde üretiliyor.Merkezi Birleşik devletlerde bulunan İşçi hakları Konsorsiyumu’nun (WRC) Direktörü ‘ Markalar ve perakendeciler, bölgede muazzam boyutta bir sorun olduğuna ve tedarik zincirlerinin ciddi bir zorla çalıştırma ile karşı karşıya olduğunu kabul ediyor ‘’ dedi.

Daha evvelki yazılarımda söz ettiğim gibi, Çin karışık ortamdan yararlanmak için insanlık suçu işliyor. Komşularını tehdit ediyor. Çinin maddi kaynakları sınırlı , böyle giderse elinde para olmayacak. Çünkü dış ticaret olmazsa Çin de olmaz.

Uygur'lara ve Doğu Türkistan'a sahip çıkınız. O insanlar bizim kardeşimiz ve o topraklar atalarımızın toprağıdır.

No comments:

Post a Comment