Sunday, November 18, 2018

AZ TANINAN OSMANLI SULTANLARI : SULTAN II SÜLEYMAN





Aslına bakarsak II.Süleyman dan bahis ederken,Bazı tarihçiler onu III.Süleyman diye de anarlar.Bunun nedeni de Timurlenk saldırısından sonra yıllarca Osmanlı tahtında oturmuş ve Veziri Çandarli Ali Paşanın ölümüne kadar bu ülkede tek başına hükümran olmuş Emir Süleymanın varlığıdır.Bunu Fetret devrini anlatan makalemizde bahis edeceğiz.

Aciz bir Sadrazam ve serdarı kaçırtarak cephe gerisinde isyan eden ferman dinlemeyip elde kılıç Istanbul üzerine yürüyen ordunun kükremiş kin ve nefreti karşısında hem IV.Mehmed hayatını hem de Osmanlı tahtının onurunu kurtarmak için,daha asker Istanbula girmeden Padişahın tahttan indirilmesine karar verilmişti; ve bu karar tam zamanında verilmişti.Fakat Sultan Mehmet,kırk yıl süren saltanatı boyunca gücün tadını öylesine almıştıki,bırakmak istemiyordu;tahta kalabilmek için kardeşlerini ve hatta oğullarını ,hanedanın tüm erkeklerini ortadan kaldırabilirdi.Bir saray faciasının önlemek için birşeyler yapmak gerekiyordu.II.Sultan Süleymanın tahta oturmasında iki saray adamının Kapuağası Hacı Ibrahim Ağa ile Kızlararası Ali Ağanın yardımları olmuştur.Çocukluğu ve gençliği IV Mehmet zamanında Enderunu Hümayunda  geçmiş Müverrih Fındıklı Silahtar Mehmet Ağa bu olayı tüm detayları ile anlatıyor :

'' O Tarihte Seferli odası oğlanlarından idim ve Kapuağası Hacı Ibrahim ağanın  miayetinde  anahtar şakir idim.Padişahtan emir almış gibi enderun koğuşlarına beni gönderdi:
-- Şevketli padişahımız hazretleri cümle iç oğlanı kullarına  Fethi şerif  okusunlar diye ferman etmiş,odalarınızı kapularını kapayup kimse dışarı çıkmasın diye  tenbih ettim
'' O tarihte içoğlanları zabtü rabtan çıkmıştı ,aralarında maarif erbabı kalmamıştı,sürgün avlarında inüp binmeğe,yiyip içmeğe alışmışlardı;iplikleri pazara çıkmış halk nazarında şeref ve itibarları kalmamış,Anadoluda işi gücü şekavet olan Sarıca ve Sekbanlar gibi zabitlerini dinlemezlerdi,sarayı hümayun bir alay gönlü büyük  ve yakası kirli lobutcu ve cündi makulesi ile dolmuştu,eğer saraya dışardan silahlı bir yürüyüş  ve cündi mukalesi ile dolmuştu,eğer saraya dışardan silahlı bir yürüyüş olsaydı Sultan Mehmedin uğruna kardeşlerini öldürürlerdi;ama Allahında hikmeti o gün üzerlerine bir yılgınlık geldi  ve odalarına kapandılar.
'' Hacı Ibrahim ağa daha sonra hazine kethüdasını çağırdı
- Ayak divanı vardır,Babüssade önüne tahtı çıkar !  dedi 
'' Taht çıkınca Kızlarağası Ali Ağa da Hasodabaşı ile beraber Şehzade Süleymanın sarayda Şimşirlik denilen yerdeb mahbus olduğu odaya gitti.Şehzade idamına geldiklerini zan ederek çok korkttu,çıkmadı.Kızlarağası :
-- Benim şevketli padişahım,korkmayın,vallah billah zarar kasdire gelmedim,cümle vüzera ,ulema ve ocaklı kulların sizi padişah yaptılar taht çıktı,sizi beklerler dedi
'' Inanmadı ''
-- Izalemiz emir olundu ise söyle,iki rekat kılayım sonra emri yerine getir ! Çocukluğumdan beri kırk yıldır hapislik çekerim,,her gün ölmektense bir gün ölmek yekdir !...Bir can için ne bu çektiğimiz korku..!! diyerek ağlamağa başladı.
'' Kızlarağas padişahın ayağını  öperek ; Haşa ki size bir kasid ola taht kurulmuş,cümle kulların size bakar dedi ''
Aynı odada bulunan küçük kardeş Sehzade Ahmette :
-- Buyurun korkmayın dedi 
'' Nice zamandan zelil ve sefil kalmış,üzerinde bir şey yok..ancak arkasında kırmızı atlas entari ,ayağında tomak vardı.Kızlarağası kendi erkan kürklerinden meneviş çuhaya kaplı bir samur erkan kürkü getirip entari üstüne giydirdi,koltuğuna  girerek tazim ile Sofa köşküne çıkardı,havuz başındaki tahta oturttu.Orada silahdar ağa ile has odalılar tarafından karşılandı.Sofa köşkünden arz odasına giderken karanlık bir yer olan Arslanhaneden geçilir,orada :
-- Beni burada mı öldüreceksiniz ?... dedi
Kızlarağası 
-- Behey efendim,niçin böyle buyurursunuz,haşa ki izaleniz emir olunmuş ola,tahta oturmaya gidersiniz ,işte kapuağasıda  ,kapu oğlanları ile istikbalinize gelmişler ! dedi.
'' Kapuağasıda   selamlayup sol koltuğuna girdiçArz odasına götürdüler.İç hazinede saklana Hz Yusuf'un sarığını getirdiler,başına koydular.Üzerine  üç adet murassa sorguç sokuldu.Güneş henüz bir buçuk mızrak boyu yükselmiştiki ,Babüssaade önündeki aliosman tahtına culus ettiler,biat merasimi başladı ''
Cülus tam zamanında olmuştu.Asi ordu da o sabah Istanbula girmişti ve saray derhal akerle dolmuştu.Istanbulda söz,isyanı  idare eden asker zorbabaşıların idi.An'anelere aykırı olarak matıracıbaşılara kadar biat merasimine iştirak ettiler.
III.Sultan Süleymanın ,ilk işi  kardeşi Şehzade Ahmedin beraber çile doldurdukları odadan haremi hümayunda ferah bir yere naklini emretmek oldu.Kendilerinden boşalan  odaya IV.Sultan Mehmet kapatıldı.

II.Sultan Süleyman 7 yaşında bir sabi iken hapse konulmuştu,çilesi 46 yaşında doldu.Bütün çocukluğu ve gençliği dört duvar arasında heder olmuştu;ruhen  çökmüş,sıhhatı bozulmuş,görgüsüz,bilgisiz yılgın bir adamdı.3 sene 7 ay 4 gün süren padişahlığındada bu yılgınlıktan kurtulamadı.Her gün tahttan indirilmek korkusu içinde yaşandı herkesten şüphe etti.Halbuki yaradılışında şefkatli,merhametli adamdı.Kendisini yakından tanımış,müverrih Fındıklılı Mehmet Ağa '' Orta Boylu,yassı bağırşı,siması  latif,beyaz tenli,kara gözlü,doğan burunlu,siyah kaba sakallı,semiz vücutlu,vekarlı,heybetli padişahtı.Ağzından kaba söz çıkmamıştır,beş vakit namazını terk etmemiştir.Cömertti,kullarından  bir altına,gümüşe,cevahire,esvaba müteallik bir şey istese vermem yok dememiştir.Huzuruna çıkarılan  suçlulara dahi gazapla hitap etmemiştir '2 der

Padişahlığının ilk altı ayı,Istanbulda asi askere katılmış zorba ve harami güruhunun her istediğini yaptırdığı ,çarşıları,pazarları,yağma ettiği,namus sahibi kadınların ırzına saldırıldığı karanlık bir dönemdi.II.Süleymanın ilk sadrazazmı olan Siyavuş Paşa, şehir zorbalara  bırakmaya alet olmadığı için sarayında baskına uğradı.silahla karşılık veren paşa,vurularak öldürüldü,sarayı yağma ve talan edildi.Evdeki eşyadan başka paşanın genç oğullarını ,bakire kızlarını cariyelerini,kölelerini kaçıırp esir pazarında sattılar.Siyavuş Paşanın eşi Köprülü Mehmet Paşanın kızı Fatma Hanımdı,şişman bir kadındı,korkudan düşüp bayılınca onun bile yüzüklerini,kollarındaki bilezikleri,kulaklarındaki küpeleri almışlardı.Baygın kadını da bir kilimin içine atıp bekar odalarına kaldırırken  bu ailenin nimetini görmüş bir kaç subay '' Burası Malta kalesimidir ? Bu yaptığınızı kafir yapmaz bre kafirden eşek herifler .. '' diye bağırıp güçlükle kurtarmışlardı.Esir diye satılan evlatlarınıda kırkar ellişer kuruşa satın alarak kurtarmışlardı.

Osmanlı,Avusturya,Venedik,Polonya ve Rusya ile aynı zamanda savaşıyordu.Ordu zorbaların elinde Istanbul'da soygun ve talan ile meşgul,şehirlerin,kalelerin savunması halkın ve kale muhafızlarına kalmıştı.Hergün bir felaket haberi geliyordu.1688 Eylülünde Avusturya ordusu Belgrada girer.

Nihayet,Zorbalar tepekendi.Devletin idarecileri,Orduya şevk ve savaşma arzusu vermesi için Sultanın ordunun başına geçmesini istiyorlardı.Halbuki padişah ağır hasta idi,Elleri ve karnı şişiyordu,buna rağmen atına bindi ordu ile yola çıktı.Istanbuldan Edirneye ordan Sofyaya  kadar gitti.Ama cephelerden gelen kötü haberler üzerine Edirneye geri döndü. Devletin başına güçlü ve başarılı bir Vezir lazımdı.Padişahın emri ile toplanan bir  divan sırasında,mühür ü humayun,az evvel Avusturya üzerine serdar tayin edilen Köprülü Mehmet Paşanın ,küçük oğlu Fazıl Mustafa Paşaya verildi.Fazıl Mustafa Paşa Niş ve Belgrad kalelerini geri aldı.Viyana bozgunundan beri cepheden ilk defa zafer haberleri geldi.

Sofyadan Edirneye dönmüş olan Sultan Süleyman Istanbuldan korkuyordu.Istanbula gitmek istemedi.Saraydaki danışmanlarıda  '' Padişahım,vezirlerine emniyet etme,kardeşin Edirneden  Istanbula gitti,tahttan indirdiler,şimdi seni de indirirler,Sultan Mehmedi tahta geçirirler '' diyorlardı.Kararını ve korkusuu açıkca bildirirdi.
-- Bizim taht şehrimiz artık Edirnedir,burada  yazlarız,burada kışlarız !.... dedi
Devlet Erkanı :
--Padişahım,cümle alem senden hoşnuttur,senin gibi halim,selim,abid ve zahid nereden buluruz ! münafık sözüne itimat etmeyin ,iki yerde saray masrafı ağırdır,harp içindeyiz,hazineden darlık vardır..diyerek güçlükle ikna ettiler.
Köprülüzade yeni sefer mevsimi için  savaş hazırlığına başlado;fakat Istanbulda Sultan Süleymanın hastalığı ilerledi,gayretle dolaşıyordu.Halk arasındada dedikodu yayıldı: '' Bu Sultan Süleyman kırkyıl hapislik çekmiş adamdır,çürüyüp kalmış,padişahlık bilmez,alem padişahsız kaldı.Halbuki kardeşi Sultan Mehmet kırk yıl sultanlık yapmış,işinin ehlidiir,düşmana karşı koyar '' deniliyordu.Ulema efendilerinden bir kısmı ziyafet bahanesi ile toplandılar,bir saltanat darbesine karar verdiler,kızlarağası ve silahtarağa ile anlaşarak sarayı basacaklar,IV Sultan Mehmedi tekrar tahta çıkaracaklardı.Gizli eylem Köprülüzadeye ihbar edildi, o da ismen tesbit ettiği ihtilalci efendileri bir akşam evlerinden toplatarak Rodos adasına sürgüne yolladı.

Sadrazam bu sefer Budin üzerine yürüyecekti.Bu uleme olayından sonra,ordu ile sefere gittiğinde Istanbulda bir ihtilal çıkmasından korktu,Sultan Süleymanın endişesine hak verdi,Istanbula zorla getirdikleri sultanı yine Edirneye götürmeye karar verdi:
-- Padişahım burada bir fitne zuhur ederse sen hünkarıma rahat vermezler,yol mübarektir,insallah sağlığınıza kavuşursunuz dedi
Sultan Süleyman kütük gibi olmuş kollarını bacaklarını gösterdi:
-- Behey Paşa ! Gör bak ne haldeyim,nasıl yola çıkarım....Dün gel,bugün git...orada yerleşmişken ne diye kaldırıp getirdiniz ?... dedi
Fakat Israr etmedi,tahtıveran ile Edirne yoluan düştü.IV Mehmet ile iki oğlu ve kardeşi ahmette peşi sıra gitti.

II.Süleyman Edirneye gelirgelmez yatağa düştü.Sadrazam ve serdar Köprülüzade Fazıl Mustafa Paşa ordu ile Edirneden yola çıkarken vedalaştı.
-- Mustafam,seni Cenabı hakka emanet eyledim,inşaallah zafer ile dönersin dedi ve ağladı.
Serdarın hareketinden birkaçgün sonra da 1691 Haziranının 22 .günü Cuma günü vefat etti.
Fazıl Mustafa Paşanın hareket ederken verdiği talimat üzerine Sultan Ahmet Tahta oturtuldu.Sultan Süleymanın naşı,namazı kılındıkran  sonra araba ile Istanbula gönderildi,havalar çok sıcaktı,kokmaması için tabutun içine buz doldurulmuştu.Yenş Padişah II.Ahmet,kıık yıl boyunca gençliklerini bir odada beraber gençliklerini yitirdikleri kardesini araba başında bir fatiha okuyarak uğurladı.II Süleyman ölümünde 50 yaşında idi.Kanuni Sultan Süleymanın türbesine defnedildi.

Bir Hanedan geleneği idi.Osmanlu Padişahları Medinede Ravzai Mutahhare'ye kıymetli bir hediye gönderirlerdi.II.Süleymanda bir kandil yaptırıp yollamıştı.Fındıklılı Silahtar Mehmet Ağa şöyle tarif ediyor :
'' Dört okka altından yapılmış ve üzerine elmaslar kakılmıştı,dibinde balıkağı şeklinde örülmüş,bir inci yumağı vardı,onun nihayetineden Tavuk yumurtasından büyük eski maden bir zümrüt konmuştu.Kandil üç altın zincirle üçgen şeklinde bir çenbere asılmıştı.bu çenberden de yine balık ağı şeklinde örülmüş bir inci yumağı sarkıyordu ve onun da nihayetine evvelkisinden azıcık küçük bir zümrüt konmuştu.Kandilin etrafına siyah mine üzerine beyaz mine ''  Ya Rab Süleymanı Kıl inayet,sefaet ya Resulallah şefaet 1101 '' yazılmıştı.

Azametli ve zengin bir devletin aciz ve liyakatsiz ellerde zulüm ile düşüsü ve parçalanışı çok hazindir.

No comments:

Post a Comment