Thursday, October 20, 2016

Felsefi Lİberallik 2.Bolum

Fransiz devrimi ile baslayan ve Kutsal ittifak ile biten olaylardan sonra liberalizm XIXyy yenilenmis iyimserliği olnakli olmadan öce ikinci kanadini elde etmek durumunda idi

Herhangi bir ayrintiya  girmeden XVII  yy dan XIX yy degil görülen liberal gelisimin genel örnegini gözden gecirmek yararli olacak..

Baslangicta basit olan bu ornek  gittikce karmasiklasir.Eylemin ayirici karakteri bireycilikti.Ancak daha genis tanımlanana kadar kapali bir terimdi..

Eski Yunanda Aristo ya kadar ki oda dahil bireyselci degilllerdi.Insanin aslinda toplumun üyesi oldugunu düşünmüşlerdi..Örnegin Eflatunun cumhuriyeti bir bireyi degil bir toplulugu tanımlamaya calişiyordu 4

Buyuk Alexandrostan bu yana siyasal özgürlüğün yitimi ile bireyselcilik gelismis ve kynikciler ile stoacılar yönünde temsil edilmistir

Stoaci felsefeye göre kişi hangi toplumsal kosullarda olursa olsun iyi bir yasam surebilirdi.Özellikle Devlet denetimini eline gecirmeden evvelde Hristiyan gorusu bu idi.Fakta Ortacagda mistikler hristiyan ahlakindeki özgün bireyci eğilimleri sakli tuttuklari halde,dusunurlerin cogunlugu dahil kücümsenmeyecek insanin yasam görüşü,dogma,yasa  ve alişkanliğin saglam bir sentez ile Katolik kilisesinin egemenliği altina girmisti.Sonucta kuramsal inanc ve pratik ahlak toplumsal bir kurumun kanadina alinmisti..

Dohru olan,iyi olan neyse onun tek basina düsünce ile degil,konsullerin kollektif bilgileri ile bilinmesi gerekiyordu ..

BIREYCILIK 

Bu sistemde ilk önemli koma ,genel konsullerinden yanilabileceğini ileri süren protestanlikla ortaya cıkti.Dogrulugu belirlemek böylece toplumsal olmaktan çikip bireysel bir girişim durumuna geldi..

Degişik bireyler degişik yargilara ulastiğinda sonuc uyuşmazlikti ve kuramsal kararlariartik piskoposlar meclisinde degil  savas alanlarinda arandi..Hic bir taraf rakibinin kökünü kaziyamadiğindan zekasal ve ahlaksal  bireyciliği düzenli toplumsal yaşantiyla uzlaştirma yönteminin bulunmasi gerektiği anlaşildi.ilk liberalizmin çözümlemeye çalistiği belli başli sorunlardan biri buydu...

Bu arada felsefeye bireycilik girdi Descartesin ' Dusunuyorum oyle ise varim ' bicimindeki tek kesin dusuncesi,her birey için ayri olan bir bilgi temeli ortaya döktü.Çünkü herkes için çikiş noktasi başka birinin yada toplumun degil kendinin varliği idi..

Descartesin açik secik düsüncelerin güvenirliği üzerinde durmasida ayni amacli idi.Çünkü biz dusuncelerimizin açik secik olup olmadiğini anlayabilmek için ,içe bakişa yöneliriz.Descartestan beri felsefe yazilarindan çoğu ,zeka yönünden bireysel olan böyle bir tutum içindedir

Yinede bu genel tutumun uygulamada cok ayri sonuclara yol acana degisik bicimleri vardir..Tipik bilimsel kasifin görüşü belki bireyciliği az miktarda içinde barindiran bir görüştür..Bir Bulucu yeni bir kurama vardiğinda kendisine yerinde göründüğü için kabul etmistir onu.Otorite önünde basegmez... Basegerse kendinden önce gecmis olanlarin kuramlarini kabul etmeyi surdurecektir..

Genellikle kabul edilmis dogruluk  yasalarina bas vuran bulus sahibi insanlari,kendi otoritesiyle degil,kanitlariyla ikna etmeye calisir ..........

No comments:

Post a Comment