Saturday, February 6, 2021

ILK ANADOLU BEYLIKLERI : AHLAT ŞAHLAR

 

Ahlat’ta XII.yüzyılın başında kurulmuş olan bir Türk devletidir.Ahlat,Orta çağda Doğu Anadolu’nun en büyük,en kalabalık  ve en müstahkem şehirlerinde biriydi.Dolayısıyla bu sülaleye Ahlat Şahlar denildi.Ancak hakim oldukları bölge bakımından da Ermen Şahlar da denildi.

Bu devletin kurucusu Sökmen,Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah’ın amcası Yakuti’nin oğlu olan Kutb ed din Ismailİn bir kölesi idi.Bu nedenle onu genellikle Sökmen el Kutbi diye anladırılır.Kutb ed Din Ismail’in Berkyaruk’a karşı saltanat mücadelesine  girişmesi  sonucu öldürülmesi ( 1093 ) üzerine,Sökmen onun oğlu Mevdüd ile kaldı.Sultan Berkyaruk,kardeşi Muhammed Tapar’I Azerbeycan ve Erran meliki tayin ettiği zaman ( 1097 ),Sökmen ve Mevdud ona bağlı kaldılar ve daha sonraki Berkyaruk ile mücadelesinde daima yanında yer aldılar.

Adaleti ve iyiliği ile şöhret kazanmış olan Sökmen,Mervaniler’den Ahlat’a hakim olan Emir’in halka kötü davranması sonucu bu şehre davet edildi.Sökmen askerleri ile Ahlat’a geldi ve savaş yapmadan şehri teslim aldı.Melik Muhammed Tapar’ın başarılı hizmetlerinden dolayo Ahlat ve Van çevresini ona ikta etmesiyle Sökmenliler Devleti kurulmuş oldu ( 1100 ).

Sökmen,Muhammed Tapar Berkyaruk arasında Hoy şehri önünde yapılan savaş’a ,Tapar’ın yanından yer aldı ( 1103 ).Bu savaştan yenik çıkan Muhammed Tapar  ve Emir Sökmen önce Erçiş’e ,sonra da Ahlat’a geldiler..Muhammed Tapar tekrar savaşa hazırlandı ve Emir Sökmen,Saltuklular’dan Ali ve Şeddadiler’den Ani emiri Meniçehr’İ yanına alarak Tebriz’e  yürüdü.Ancak,ülkenin bu savaşlardan zarara uğradığını gören Berkyaruk’un  barış teklif etmesiyle iki kardeş anlaştılar.1104 de yapılan bu anlaşmaya göre  Azerbeycan,Doğu Anadolu,Elcezire ve Musul Muhammed Tapar’In hakimiyet bölgesi içinde kalıyor,Sökmen de ona tabi oluyordu.Muhammed Tapar ,Musul’da Emir Çökürmüş’ü  kuşattığı zaman Sökmen de onunla beraberdi.Sultan Berkyaruk ‘un ölüm ( 23 Aralık 1104 ) haberini alan Tapar ,Musul Beyi ile anlaşmış,Sökmen’de  Ahlat’a dönmüştü.

 Bir müddet sonra Sultan Tapar’ın Emir Çavlı’nın elinde bulunan Musul’u almak üzere Emir Mevdud b Altuntegin’le beraber görevlendirdiği kumandanlar arasında Sökmen El Kutbi’de  vardı.( Ekim 1108 ).Gittikçe kuvveti  artan Sökmen ülkesini genişletmeğe başladı.Önce Meyyafakirin üzerine yürüyerek kuşattı.Buranın hakimi Atabeg Humertaş açlık tehlikesi karşısında şehri teslim etmek zorunda kaldı(1108).Sökmen,kölers, Guz oğlu’nu buraya vali olarak bıraktı.

Sultan Muhammed Tapar ( 1110 ) yılı içinde Haçlılar’a karşı savaş açmaları için Ahlat Şahı Sökmen ve Musul Emiri Mevdud’a mektuplar yazdı.Bunun üzerine Mevdud ve Sökmen el Kutbi,Artuklu Ilgazi’nin katılımıyla Haçlılar’a karşı harekete geçtiler ve Urfa’yı kuşattılar ( Mayıs 1110).Urfa Kontu Baudouin,Kudüs Krali I .Baudouin den yardım istedi.Mevdud’un Urfa kuşatması iki ay sürdü ,o Haçlılar’ın yardım kuvvetlerinde Fırat nehrini  geçtiğini haber alınca,Harran istikametine çekildi.

1111 yılı başında Sultan Tapar Mevdud’u gene haçlıların üstüne yolladı.Mevdud’un Haçlılara karşı organize ettiği sefere,Ahlat Şahı Sökmen,Artuklulardan İlgazi’nin oğlu Ayaz ve Meraağa Emiri Ahmedil,Borsuk bin Borsuk gibi emirler katıldı.Bu,Selçuklu ordusu Temmuz 1111’de Joscellin ‘in idaresinde bulunan Tell Başir’i kuşattı.Kuşatma sırasında Sökmen hastadır.Bu kuşatma 26 gün sürmüştür.Bu Selçuklu ordusu,Haleb Meliki  Rıdvan’ın  Mevdud’a ,Ahmedil’e ve diğer emirlere durumun çok sıkışık olduğunu ve derhal yardıma gelmelerini isteyince,kuşatmaya son verirler.Bu kuşatmanın kaldırılmasında Emir Ahmed’in Joscelin ile gizlice anlaşması büyük bir rol oynamıştır.

Ancak Melik Rıdvan da bu çağrısında samimi değildi.Sökmen Bey ‘in yer aldığı  Selçuklu Ordusuna Haleb kapılarını kapatıyordu.Bu durumda Mevlud’un işi ve planı bozulmuştu.Haleb etrafındaki yerleri yağmaladıktan sonra güneye Şeyzer’e doğru hareket etti .Orada kendisine Trablus’u geri almak için yardım araştıran Şam hakimi Tuğtekin iltihak etti.

Haçlılar’dan Tancred,Şeyzer önünde ordugah kurmuştu,Türkler’in  hareketini  duyduğu zaman Apamea ‘ya çekildi ve Kudüs Kralı Boudouin ‘den yardım istedi.Haçlılar’ın toplanması  karşısında  Mevdud ihtiyatlı davranarak Şeyzer şehrinin surları ardına çekilmeyi tercih etti.Çünkü onun ordusunda işler iyi gitmiyordu.Tuğtekin,Mevdud stratejik bakımdan çok tehlikeli olan  daha güneye bir seferi  göze  almadıkça,yardım etmeyecekti.Borsuk hasta idi ve ülkesine dönmek istiyordu.Daha evvelden hasta olan Sökmen aniden ölünce askerleri cenazesini alıp kuzeye çekildiler ( 1112).

Sökmen’in cesedi önce Meyyafarikin’e,sonra da Ahlat’a götürülüp gömüldü.Artuklu Ilgazi,cenazeyi götüren bu orduya Sökmen’İn hazinesini ele geçirmek içib saldırır ama geri püskürtülür.Sökmen’in zamanında Ahlatşahlar Beyliği merkez,Ahlat olmak üzere Malazgird,Erçiş,Adilcevaz ,Eleşgird ,Van,Tatvan,Erzen ,Bitlis ,Muş,Hani,Meyyafarikin ve Bergari şehirlerine hükmediyordu.

Sökmen’den sonra yerine oğlu Ibrahim geçti.Ancak başarılı olamadı.Beylik hem toprak hem güç kaybetti.Bu zayıflamadan biraz da annesi Inanç Hatun’un devlet idaresini  ele geçirmek istemesi rol oynuyordu.Diğer taraftan  Erzen ve Bidli Beyi  Hüsam ed Devle Togan Arslan,Ahlatşahlardan ayrılarak bağımsızlığını ilan etti.Nihayet aklı başına gelen Zahirüddin İbrahim Togan Arslan’ı mağlup etmeye ve  Bidlis şehrini kuşatmayı başardı(1124).Daha sonra onun Artuklu hükümdarı Davud ile başarısızlıkla sonuçlanan Gürcistan  seferine katıldığını görüyoruz ( 1125).Ibrahim 1126 yılında öldü.

 Onun yerine Ahemd adlı kardeşi geçti.Ahlatşahlar’ın bu üçüncü beyi ancak 10 ay kadar hüküm sürebildi.Bundan sonra tekrar Inanç hatun’u siyaset sahnesinde görüyoruz.Bu kez beyliğin başına Ibrahimİ’in oğlu II.Sökmen geçirildi.Inanç Hatun ise onun adına beyliği idareye başladı.Ancak devlet adamları ,Inanç Hatun’u öldürerek,onun devlet idaresine karışmasını önlediler( 1134)

Çocukluk yılları buhranlı geçmesine  rağmen,Ahlatşahlar  Devleti Nasıreddin II.Sökmen zamanında en iyi devresini yaşamıştır.Irak Selçuklu Sultanı Mesud’Un kardeşi Selçuk Sah ‘a Ahlat,Malazgird ve çevresini ikta etmesiyle bir ara Ahlatşahlar devleti yok olma tehlikesi geçirdi (1138).Selçukşah bölgeyi tahrib ederek halkına  kötü davrandığından burada başarılı olamadı,sonra da Iran’ın Fars bölgesine gitti.

Bu yıl içinde II.Sökmen ikinci bir tehlike ile karşılaştı ve Sasunlular’a esir düştü.O ertesi yıl Artuklu TimurtaşÍn aracılığı ile kurtulabildi.Sökmenİ’in kızkardeşinin Artuklu Emiri Necmeddin Alpı ile,kendisinin de Erzurum Meliki Saltuk’un kızı Şahbanu  ile evlenmelerinden bu devrede Anadolu beyliklerinin bu tür akrabalıklar yoluyla ilişkilerini sağlamlaştırdıklarını görüyoruz.

Musul Atabegi Imad ed din Zengi’nin 1146 yılındaki ölümünden yararlanan II Sökmen  ona ait yerlerden Hızan ve Maden’i ele geçirdi.Diğer taraftan Artuklu Kara Arslan da Ahlatşahlar ülkesinden Malazgird ce Tugtab şehirlerine sahib oldu.Yine Artıklulardan Necmeddin Alpı aracı olunca Kara Arslan ülkesine döndü(1155).Bir müddet sonra Kara Arslan ile Necmeddin Alpi arasında çıkan anlaşmazlıkla  II Sökmen Necmeddin Alpi destekledi.Yapılan savaşta yenilen Sökmen ve müttefiki Muş ovasına çekildilee ( 1157).Daha sonra anlaştılar.

Gürcüler’in 1161 yılında Ani’yi ele geçirmeleri üzerine Ahlat Şahı II Sökmen  diğer Türk Beyleri ile beraber Gürcistan seferine çıkmıştı.Bu seferin neticesi Sökmen için tam bir hezimet oldu.Daha sonra Gürcüler’in Dovin’i istilası ; Sökmen,Azerbeycan atabeği ildeniz ,Irak Selçuklu Sultanı Arslan Şah ve Erzen Beyi Devlet Şah’ın kuvvetleriyle tekrar Gürcistan’a girmelerine ve intikam almalarına imkan sağlıyordu.(1163).

Sökmen’in bu seferden Ahlat’a dönüşü ve karşılanışı parlak olmuştu;Azerbeycan atabeyi İldeniz ,Ani’yi ele geçiren Gürcülere karşı başarılı olamayınca,yeni bir sefer için II Sökmen’den yardım istedi(1175).Bu sefere katılmak için Irak Selçuklu Sultanı Arslan Şah,Emir Pehlivan  Muhammed ve Emir Kızıl Arslan Osman’ın yanısıra  II.Sökmen de sefere katılmıştır.Nahçıvan’da toplanan Türk orduları Akşehir denilen ‘’ Ahalek ‘’ ve ‘’ Taryalis ‘’ ovasına kadar ilerlediler.Gürcü Kralı müttefik ordusunun karşısına çıkmaya cesaret edemeyerek ormanlık bölgeye kaçmıştı.Türk ordusu etrafı yağma ve tahrib ederek geri döndüler.Ülkesine dönenler arasında II Sökmen de vardı ( 28 Eylül 1175 ) ve yime Ahlat’ta parlak bir merasimler karşılanıyordu.

Haleb ve Musul Atabeyi Nureddin Mahmud’un 1174 yılında ölümü üzerine Salahaddin Eyyubi bağımsızlık kazanarak Eyyubi devletini kurmuş ve ülkesini genişletmeğe başlamıştı.Salahaddin’in genişleme siyaseti Doğu Anadolu devletleri için büyük bir tehlikeydi.Nitekim onun Musul’u  kuşatması üzerine ( 1182) bu şehrin hakimi Atabge Izzeddin Mesud komşu devletlerden  yardım istedi.Halife en Nasır ( 1180-1225),I Sökmen ve Atabey Kızıl Arslan bu hususta aracı olarak Salahaddin’in Musul kuşatmasını kaldırmasını sağladılar.

 Ancak Salahaddin Eyyubi dönüşte Sincar şehrini kuşattı.Atabey Mesud  tekrar II Sökmen ve Artuklu Ilgazi den yardım istedi.Sökmen,Salahaddin’i kuşatmadan vazgeçirme çabaları sonuçsuz kalınca harekete geçti ve Erzen Beyi Devlet Şah,Artuklu Ilgazi  ve Atabey Mesud’la birleşti.Müttefikler Mardin ve Koçhisar arasındaki Harzem mevkiinde buluştular (1183).Fakat geç kalmışlardı.Salahaddin daha n oğlu Eönce Sincar’I 30 Aralık 1182 yılında ele geçirmişti.Anadolu Selçuklu Sultanı II Kılıç Arslan’In kendisine  karşı bir iittifaka giriştiğini  öğrenerek çekilmişti.Diğer taraftan Artuklu Kutbeddin Ilgazi’nin  1184 de ölümü üzerine yerine küçük yaştaki oğlu Hüsameddin Yavlak Arslan almıştı.II Sökmen Yavlak Arslan’ın dayısı olması nedeniyle Artuklu ülkesinin idaresine de karıştı.Fakat Sökmen 10 Temmuz 1185 yılında öldü.

Onun ölümü Salahaddin Eyyubi için bir şans oldu.Amcazadesi Nasreddin Muhammed’İ bir ordu ile Ahlat’a gönderdi.Bu sırada Ahlatşahlar devletinin  en kuvvetli emiri Seyfeddin Begtimur Ahlat’ta duruma hakim oldu.Aynı zamanda bu devletin topraklarını ele geçirmek isteyen diğer bir hükümdar olan Azerbaycan atabeği Pehlivan da Ahlat civarında Ordugah kurdu.Emir Begtimur ülkeye sahib olmak isteyen iki devlet arasından durumu iyi idare ederek Ahlat’a hakim oldu.

Begitimur ve ondan sonra gelenleri Ahlat şah hanedanında değillerdir.

Öte yandan Eyyubiler Doğu Anadolu’daki Türk devletlerine hakimiyetleri altına almak fikrinden mvazgeçmiyorlardı.Nitekim Eyyubiler’İn Urfa ve Harran Meliki Takiyüddin Ömer,Ahlat Şahlar’a ait olan Hani’yi aldı ( 1191).Begtimur’un onu durdurma gayreti başarısızlıkla sonuçlandı.Takiyüddin Ömer önce Ahlat’ı  sonra da Malazgird’i kuşattı,fakat onun bu kuşatma sırasında ( 11 Ekim 1191),daha sonra da Salahaddin Eyyubi’nin ( 1193) ölmesi,Begitimur’a rahat bir nefes aldırdı,ülkesi şimdilik Eyyubi istilasından kurtulmuştu.Hatta Begitimur Meyyafarikin’i kurtarabilmek için Eyyubiler’e karşı  u harekete geçmeyi düşündü.Fakat o da bu arzusunu  gerçekleştirecek fırsatı bulamadı,muhtemelen damadı  Aksungur tarafından öldürüldü.Aksungur kayınpederinin yerini aldıktan sonra oğlu Muhammed’İ de hapse attırdı.Bedreddin Aksungur’un saltanatına uzun sürmedi.1197 yılında öldü.Yerine geçen Sökmen’in kölelerinden Kutluğ’un saltanatı ,ise sadece yedi gün sürmüştü.Ermeni kökenli olduğundan halk ayaklanarak onu öldürdü ve Begtimur’un oğlu el mansur  muhammed tahta geçirildi.Suca ed din kutlug ,isimli bir emir Atabeg oldu.

Muhammed’in zamanındaki önemli olaylardan biris Gürcüler’in 1204 ve 1205 yıllarında Ahlat ve çevresine yağma akınlarında bulunmalarıdır.Birinci saldırı Anadolu Selçukluların’dan Erzurum Meliki Tuğrul Şah’ın yardımıyla önlenmişti.İkinciside ise,özellikle din adamlarının teşvikiyle askerler cesaretlenmiş  böylece Gürcü ordusu yenilmişti.Daha sonra genç ve tecrübesiz Muhammed’İn atabeyi Kutlug’U öldürmesi halk ve askerleri kendi aleyhine çevirmişti.Halk,II Sökmen’in yeğeni olan Mardin Artuklu Hükümdarı Artuk Arslan ( 1200-1239)’ı Ahlat’a çağırmışlardı.Sökmen’İn emirlerinden IzzeddinBalaban Ahlat şehrine hakim oldu.Muhammed ise bir kalede hapsedildi (1206).Öte taraftan bu karışıklıktan yararlanmak isteyen Meyyafakirin hükümdarı El Evhad Necmeddin Eyyup ( 1200-1210 ) de Ahlat ‘a doğru yürüdü.Balaban onu Meyyafarikin’e çekilmeye zorladı.Ancak Necmeddin Eyyub Ahlat’ı almaktan ümidini kesmişti.Bu sebeple babası Eyyubi  hükümdarı Melik Adil’den temin ettiği yardım ile tekrar Ahlat’a hücüm etti.Izzeddin Balaban bu kez ona mukavemet  edemeyerek  Erzurum Meliki Tuğrulşah’’dan yardım istediBu iki hükümdar Necmeddin’İ  yendiler.

 Ancak Tuğrul Şah’In da bu ülkede gözü vardı,bu sebeple Balaban’I öldürdüyse de  halk onu Ahlat’a sokmadı ve Necmeddin Eyyun’u davet etti.Tuğrul Şah da Erzuruma döndü.Necmeddin Eyyub  1207 yılında Ahlat’a yerleşerek uzun zamandan beri Eyyubiler’in arzuladığını  gerçekleştirdi.Bu suretin Ahlatşahlar devleti ortadan kalkmış oldu.

ILK ANADOLU BEYLIKLERI : MENGÜCÜKLER

 


Erzincan Kemah,Divriği ve Şarki Karahisar ( Kogonya ) şehirlerini içine alan bölgede hüküm sürmüş nir Türk Beyliğidir.Sülalenin kurucusu olarak kabul edilen Mengücük Gazi  hakkında  bilgimiz çok azdır.Mengücük Gazi’nin Malazgirt savaşına katılmışdır.Onun Anadolu topraklarına 1080 yılında vuku bulunan göç dalgası arasında geldiği ve beyliği kurduğu bilinmektedir.

Alp Arslan’In Malazgirt zaferinden sonra Anadolu’yu zabt etmesi için görevlendirdiği beyler arasında Mengücük  de vard ı.Emir Mengücük’e Erzincan,Kemaj ve Şarki Karahisar ve civarı iikta edllmiş ve fethi buyurulmuştu.Bu beylik Malazgirt savaşından sonraki 10 yıl içinde kurulmuştur.Mengücük Gazi’nin önce Anadolu Selçuklu Devletinin atası Kutalmış oğlu Süleyman’a tabi olduğu kabul  ediliyor.Divriği’deki Şahinşah türbesindeki bir kitabede ‘ el Gazi el sehit’’ sıfatlarıyla zikrediliyor.Böylece şehid olduğu anlaşılıyor.

Mengücük’ün yerine daha sonra oğlu Ishak geçti.Ishak Danişmediler’den Melik Gazi’nin kızıyla evliydi.Öte taraftan Artuklular’dan Emir Belek Mengücük arazisine saldırarak,Dersim ve Palu kasabalarını  zabt etmişti.Buna karşın ıshak ise,’Belek’in Haçlılar üzerine yaptığı bir seferden yararlanarak Malatya bölgesini yağmaladı(1118).Emir Belek ona karşı ancak 1120’de harekete geçebildi.İshak,Artuklu kuvvetlerine  karşı direnemeyeciğini anladığı zaman ,Trabzon Dükası Constantin Gabras’dan yardım istedi.Constantin Grabas bu yardım isteğini kabul etti.Belek ise bu birleşik orduya karşı Danişmedli Melik Gazi ile birleşti.1120 yılında Erzincan ovasındaki savaşta Constantin Grabas ve Mengücük Beyi Ishak esir düştü,orduları yenildi.

Öte taraftan Melik Gazi’nin damadı Ishak’ı serbest bırakması  EmirBelek ile arasının açılmasına dahi yol açtı.Ancak bu yenilgi Ishak’ın siyasi hayatını sona erdiren bir darbe olmuştu.O bundan sonra muhtemelen Danişmendlilerin himayesi altında yaşadı.Onun,1142’de ölümünden sonra Danişmendliler Kemah’ı zabt etti.Fakat kısa süre sonra Danişmendli Melik Muhammed’in ölümünden (1142) yararlanan Mengücüklü Beyliği Kemah’ı geri almayı başardı.

Emir Ishak’ın ölümünden sonra Mengücüklü Beyliği esas olarak ikiye bölündü.Onun oğullarından Davud Erzincan,Süleyman Bey de Divriği kolunun beyleri oldular.

ERZINCAN KOLU

Mengücüklerin Erzincan koluna hükmeden Davud,Süryani kaynaklarına göre,1511 yılında karısı tarafından yayının kirişiyle boğdurulmuş  ve Divriği’de hakim bulunan kardeşini çağırarak onunla evlenmişti.Bundan sonra Süleyman’ın her iki kola da hakim olduğu görülüyor.Danişmendli emiri Yağıbasan’ın 1162 yılında öldürttüğü Mengücüklü Beyi’nin Davud Şah olması ihtimali ileri sürülmekteyse de bu şahsın Emir Süleyman olması daha mümkün görünüyordu.

 Bundan sonra Erzincan koluna Davud’un oğlu Fahreddin Behram Şah hakim oldu.Behramşah ülkesini gayet iyi idare etmiş ve Erzincan onun zamanında önemli bir kültür ve ticaret merkezi haline gelmişti.Bu sırada Mengücüklü Devleti,Anadolu Selçuku sultanı II.Kılıçarslan’a tabii olmuştu.Behramşah ise Sultanın damadı idi.Bu nedenler araları açık olan II.Kılıçarslan ile oğlu Kutbeddin Melikşah arasında arabuluculuk yapmıştı.O,baba oğulu baırştırmaya başarılı olduysa da ,bu barış uzun sürmemiştir.Bir rivayete göre,Behramşah ile Melikşah arasında ikincisinin  saltanat davasını destekleyecek gizli bir anlaşma vardı.Behram Şah 1202 yılında Sultan Rükneddin Süleymanşah ile Gürcistan seferine katılmıştı.Fakt Türk ordusu Gürcü ordusu karşısında büyük bir yenilgiye uğradı.Behram şahta tutsak düştü.Bununla beraber Gürcü kraliçesi Thamara ona karşı iyi davranmış ve fidye karşılığında serbest bırakmıştı.Bir süre sonra Behram Şah’ın kızı Selçuk Hatun,Anadolu Selçuklu sultanı I.İzzeddin Keykavus ile evlendi.Bu evlenme iki hanedan arasındaki dostluğu daha da kuvvetlendirmişti.Behramşah altmış yıldan fazla hükümdarlık yaptıktan sonra 1225 yılında öldü.Erzurum civarındaki aşağı urla köyünde gömülmüştür ve yattığı yer ‘’ Melik Fahreddin ‘’ türbesi olarak anılır.

Erzincan Mengücüklü Beyliği’ne Behram Şah’dan sonra oğlu II.Davudşah geçti.Davudşah ilim ve kültürle  uğraşan ve alimleri himaye eden bir hükümdardı.Bir süre sonra onun ,Selçuklu Sultanı I.Alaeddin Keykubad ( 1219-1237))e karşı bazı tertiplere girişmesi yaşlı Mengücüklü beylerinin uyarılarına yol açtı.Davudşah bu beyleri dinleyeceği yerde,onlardan bir kısmını öldürtmüş,bir kısmınıda hapse atmıştı.Beylerden bir kısmı Sultan Keykubad’ın yanına kaçtılar.Sultan bu durumu öğrenince Davudşah’a mektub yazarak tutuklu olanların serbest bırakılmalarını ,mallarının geri  verilip kendisine gönderilmesini istedi.Davudşah önce Sultanın bu isteğine evet demek istemedi.Sonra tehlikenin farkına varıp tutukluları serbest bıraktı.Ancak çok geçmeden Davudşah’ın emirlerini öteki beyler de dinlememeye başladılar.Durumun gittikçe tehlikeli bir şekle dönüştüğünü gören Davudşah ,yanına kıymetli hediyeler alarak ,Kayseri’de bulunan Sultan Alaaeddini ziyaret etti.Sultan onu  dostane bir şekilde karşıladı. Ve neticede 2 taraf anlaştılar.Sultan ona bir ahidname verdi,buna  göre Davudşah , Sultan’a sadakatle bağlı kaldıkça,kendisine dokunulmayacak  ve yardım görecekti.Bu anlaşmaya rağmen Erzincan’a dönen Davudşah,Selçuklular’dan Erzurum meliki Cihanşah’a mektup yazarak Alaeddin Keykubad’a karşı birleşmek teklifinde bulundu.Ayrıca o Eyyubiler’den Melik Eşref ve Sultan Celaleddin Harzemşah’dan yardım istedi,fakat bir şey elde edemedi.Sultan Alaadinde olayı öğrenmişti.Davudşah’ın tekrar anlaşma tekliflerini kabul etmeyerek,Erzurum seferi bahanesiyle harekete geçmişti.Davudşah yolda onun kuvvetlerine katıldı.Fakat Sultan Alaeddin,Davudşahı yakalatmış,Erzincan ve Kemah’ı ele geçirerek Mengücüklerin bölge hakimiyetine son vermiştir( Ekim 1228).Davudşah ise kendisine ikta olarak verilen Akşehir ve ılgın’a gönderildi.Kardeşi Muzafereddin Muhammed de Şarki Karahisar’da   hüküm sürüyordu.Sultan Alaaeddin emirlerinden Er tokuş’u onun üzerine gönderdi.Muzaffereddin Muhammed bir ikta karşılığında kaleyi teslim etti ve daha sonra kendisine tımar olarak verilen Kırşehire gitti.Böylece Erzincan kolu bitti.

 DIVRIĞI KOLU

Mengücükler’in bu kolu hakkında bilgi çok azdır.Bu bilgiler daha çok,onların yaptıkları sanat eserleri ile bilgi sahibi olabiliyoruz.Divriği kolunun ilk beyi Süleyman idi.Daha önce de belirttiğimiz üzere onun muhtemel ölüm tarihi 1162 dir.Yerine oğlu Şahinşah geçti.Şahinşah’’ın bastırdığı sikkelerden anlatıldığına göre Anadolu Selçuklu Sultanları II.Kılıçarslan ( 1155-1192) ve Rükneddin II Süleymanşah ( 1197-1204) a tabi idi.Yine onun sikkelerinden ve Divriği’de  yaptırdığı  türbesinin kitabesinden ölüm tarihinin 1197 yılı olduğu anlaşılıyor.

Şahinşah’ın yerine Süleyman adındaki oğlunun geçtiği ve diğer oğlu Ishak’ın ise Kayseri de olduğu söylenmektedir.Bundan sonra Mengücüklü Beyliğinin bu kolunun başına,,Divriği’deki meşhur Ulu camii’yi yaptıran Süleyman in oğlu Ahmed Şahın geçtiği anlaşılıyor.Ahmed Şah 1243 de ölür.

Onun yerine oğlu Melik şah geçti.Melik salihin ölüm tarihi ve beyliğin bitişi bilinmez.Moğol sultan Abaka 1277 de Anadoluya geldiğinda bu beyli yok o

ILK ANADOLU BEYLIKLERI : INALOĞULLARI BEYLİĞİ

 


Diyarbekir ( Amid )’de bir yüzyıla yakın hüküm sürmüş bir Türk sülalesidir.Sultan Melikşah’ın ölümünden sonra çıkan karışıklıklar sırasında  Mervan oğlu Nasir el Devle Mansur  Meyyafarikin’i alarak Diyarbekir bölgesindeki  emirliğini tekrar diriltmeğe çalışmış ,fakat Suriye Selçuklu Sultanı Tutuş ondan önce davranarak  Diyarbekir’i işgal etmişti ( 1093 ).Tutuş,Emir Tuğtekin’i oğlu Dukak’a atabeg ve aynı zamanda da bu bölgenin valiliğine tayin etmişti.Daha sonra Tuğtegin,Tutuş ile birlikte Berkyaruk’a karşı savaşmış,rey civarındaki savaşta Tutuş ölmüş,Tuğtegin de esir düşmüştü.

İşte Tuğtegin’in bu yokluğu sırasından Diyarbekir bölgesi muhtelif Türk emirleri arasında paylaşılmıştı.Bu sırada  Sadr adlı bir Türk emiri de Amid’e hakim olmuş,daha sonra Musul emiri Kürboğa’nın bu şehir elegeçirme teşebbüsünü başarıyla önlemişti.Sadr çok geçmeden ölmüş,yerine bu sülalenin kurucusu olarak kabul edilen Türkmen emirlerinden Inal geçmişti.Emir Inal kısa sürede ölmüş ve yerine oğlu Ibrahim geçmişti.

Emir Ibrahim Tutuş’un ölümünden sonra ikiye ayrılan Suriye Selçukluları Devletin’den Dımaşk kolunun başında bulunan Dukak’a tabi idi.1098’de Haçlılar’dan Antakya’yı kurtarmak için harekete geçen Musul emiri Kürboğa idaresindeki Selçuklu ordusunda Inaloğulları da yer almıştı.Bir müddet sonra Kürboğa beraberinde Zengi bin Aksungur olduğu halde Amid’i ele geçirmeğe çalıştı ve şehri kuşattı ( 1100).Emir Ibrahim bu durumda Artuklu sülalesinin kurucusu Sökmen’den yardım istedi.Sökmen yeğeni Yakuti ile Ibrahim’in yardımına koştu.iki taraf arasındaki savaş önce Ibrahim ve Sökmen’in lehine idi.Fakat tecrübeli Kürboğa’nın askerlerini maharetle teşviki etkisini göstermil,savaşı güç de olsa  kazanmıştır.Ancak bu galibiyet Kürboğa’ya bir şey getirmemiş,Amid’i ele geçiremeyeceğini anlayarak kuşatmayı kaldırmıştı.Daha sonra Emir Ibrahim,Muhammed Tapar’a tabi oldu ve o 1105 şubatın’da Selçuklu sultanlığını  ele geçirmek üzere harekete geçtiği sırada,beraberinde olan beyler arasında Inaloğlu Ibrahim Bey’de bulunuyordu.

Anadolu Selçuklu Sultanı I.Kılıç Arslan 1105’de Meyyafarikin’e geldiği sırada Ibrahim ona tabi oldu.Sultanla beraber Musul seferine katıldı.I Kılıç Arslan’ın bu sefer sonucu ölmesi ( 13 Haziran 1107)üzerine Inanoğullar’ı bir dönem bağımsız kaldılar.Ermanşahlar’ın kurucusu ve Ahlat emiri Sökmen el kutbi’nin 1109 yılında Meyyafarikim’i  ele geçirmesi sonucu,Diyarbekir bölgesi emirleri,dolayısıyla,Ibrahim’de onun vasalı olmuştu.Inanoğlu Ibrahim 1110 yılında öldü

Yerine oğlu Sa’s ed Devle Ebu Mensur il Aldı geçti.Sökmenliler’in  hakim olduğu Meyyafarikin şehri valisi Ebu Mansur ayaklanmış ve Selçuklu emirlerinden Karace es Saki ile birleşmişti.Selçuklu Sultanı Muhammed Tapar,Karaca es saki’yi yanına çağırınca,Ebu Mansur yalnız kalmış ve bölgedeki diğer emirler gözlerini Meyyafarikin’in üzerine dikmişlerdi.Nitekim II Aldı Cur nehrinin doğusunda bulunan Meyyafarikin’e bağlı 40 köyü almıştı.( 1115 ) Il Aldi’nin zamanında Amid’in Ulu camii yanmıştı.Il Aldi zamanında bu büyük Camii yeniden yapıldı.Temmuz 1122’de Tuğtegin yeğeni Belek ile Türkmenler’in kesif bir halde bulunduğu Diyabekir bölgesinden haçlılarla savaşmak için,kuvvet temin etmişlerdi.Onlara yardım gönderenlerin arasında Inaloğullarıda vardı.

1124 yılında ise Amid halkı şehirde gittikçe çoğalmaya başlayan  Ismailliler’e hücüm ederek ,onlardan 700 kadarını öldürdüler ve geri kalanını da kaçmak zorunda bıraktılar.Bu nedenle Ismaili mezhebi bu bölgede yayılmak imkanı  bulamadı.

 Emir Zengi 1127’de Musu’da Aksungur’un yerine geçtikten sonra ,daima sınırlarını genişletmek istiyordu.Bu amaçla da Mardin Artuklu Beyliğine bağlı Nusaybin’i işgal etmiş,daha sonra da Mardin ile Nusaybin arasında bulunan Serci  kasabasını 1130 yılında kuşatmıştı.Mardin Artuklu Emiri Timurtaş ile yeğeni Davud ve Inaloğullarından il Aldı birleşmişler ve topladıkları 20.000 Türkmen ile Zengi’yi önlemeğe çalışmışlarsa da bunda başarılı olamamışlardı.Zengi Serci’yi işgal etmişti.Bir müddet sonra ise işlerin tersine döndüğünü görüyoruz.Bu sefer Timurtaş,Zengi ile birleşerek esk müttefiki İl Aldı’nın hakim olduğu Amid şehrini kuşattı ( 1133).Il Aldı ise Hıns Keyfa ve Harput Emiri Artuklu Davud’dan yardım istedi.Davud beraberinde oğlu Kara Arslan olduğu halde Il Aldı’nın yardımına geldi.Amid şehri önlerinde Nisan 1134 tarihinde yapılan savaşta Davud ve Il Aldı yenildiler.Zengi ile Tirmurtaş kuşatmaya devam ettilerse de kuvvetli surlara sahib Amid ‘i ele geçiremediler ve şehir cıvarını yakıp yıkarak geri çekildiler.Emir Il Aldi 1142 de öldü.

Bundan sonra Inaloğulları Beyliğinde Vezir Nisanoğlu Mü’eyyed Ed Din ve çocuklarının önemli bir rol oynadıklarını  ve beyliğin idaresine hakim olduklarını görüyoruz.Vezir Nisanoğlu,İl Aldı’nın oğlu  Cemal ed DinŞems ül mülk Mahmud’u emirlik makamına geçirdi.Bu emirin annesi Artuklular’dan Necm ed din İlgazinin kızı Yumna Hatun idi.1144 de Atabeg Zengi yeniden Diyarbekir bölgesine girerek Inaloğullarına ait Ergani,Halar,Tulhum ve Çermük gibi kale ve kasabalrı ele geçirdi.Zengi’nin ölümünden sonra bu yerler Artuklular’dan Hısn Keyfa emiri Fahreddin Kara Arslan’ın eline geçmiştir.

Inanoğulların’dan Mahmud’un 1148 yılında Artuklular’dan Mardin hükümdarı Timurtaş’ın kızı ile evlenmek istediğini,bu sayede  beyliğin geleceğini sağlamlaştırmak istedi.Bunun için Vezir Mü’eyyed din’İn oğullarından ‘Izz ed Devle Ebu Nasr ‘Meyyafarikin’e gitmiş  ve Timurtaş’ın kızı Safiye Hatun’u 50.000 altın ağırlık karşılığında Inanoğlu Mahmud’la nikahlamasını sağlamıştı.Safiye Hatın Amid’e götürüldü ise de,ertesi yıl orada öldü.Emir Mahmu eşinin ölümü üzerine,ağırlık olarak kararlaştırılan 50.000 altını ödememişti.Emir Timurtaş birçok kereler bu ağırlığı istedi ise de,bir netice alamadı ve neticede 1151 yılı Martı’nda Amid’İ kuşattı,çevresini  tahrib ve yağma ettirdikten sonra Mardin’e döndü.Inanoğulları’nın veziri ve devlete fiilen hakim olan Nisanoğlu Müeyyedin ise Emir Timurtaş’ı bu hareket tahrik eden veziri Zeyn ed Din’den intikam almak işlemişti.Bu maksadla Mardin’e  iki fedai göndererek Vezir Zeyn ed Din’i öldürttü.Emir Timurtaş bu olay üzerine Amid’i ikinci kez kuşattı.Ancak Ermenşahlar’dan II Sökmen’in veziri Baha eddin evs de bu olaya karışmış  ve bizzat  Amid’e gelerek iki taraf arasında  sulh yapılmasını  sağlamıştı.Bu uzlaşma sonucu Emir Mahmud karısı ve oğulları,Vezir Mü’eyyed ed Din ve oğulları ile Amid ileri gelenleri şehirden çıkarak Timurtaş’a itaat ve onun isteklerini kabul ettiler.Bu nedenle Inaloğulları ve bu emirliğe tahakküm eden Nisanoğulları ailesi Mardin Artukluları’na tabi oldular.

Vezir Mü’eyyed ed din 1156 yılında Amid’de öldü ve oğlu Cemal ed devle Kemal ed din Ebu kasım Ali onun yerine vezir olarak beyliği idareye başladı.Kardeşi ‘ Izzüd Devle Ebu Nasr ise eğil  kalesinde hakimiyet kurmuştu.Nisanoğlu ailesinin Inaloğlu Mahmud üzerindeki  baskısı o derece artmıştıki ,komşu Türk devletleri mudahele etmek zorunda kaldılar.Belki de bu devletler aslında Amid’i ele geçirmek istiyorlardı.Nitekim 1163 yılında Artuklular’dan Hısn Keyfa emiri Fahreddin Kara Arslan ile Mardin emiri Necmeddin Alpı,Vezir Cemal ed Devle’nin Emir Mahmud’a  ve Amid halkına baskı yaptığını ileri sürerek bu duruma müdahale için harekete geçtiler.

 

Kara Arslan ve Necmeddin Alpi’nin Şemseddin Sevinç kumandasında gönderdiği kuvvetler Amid’i kuşattılar.iki tarafında Mancınıkla ve kuşatma aletlerini  kullandığı bu kuşatma 4 ay sürmüştü.Bu sırada ihanetlerinden korkulan Hristiyan ve Yahudiler şehirden dışarı atılmıştı.KaraArslan’da onları esir almıştı.Neticede şehrin düşeceğini anlayan Emir Mahmud ve Veziri Cemal ed Devle ,Danişmendlilerden Yağı Basan ,Kara Arslan damadı olmasına rağmen onun ülkesine girdi ve Harput ile Çemişkezek bölgelerine saldırıp,yağma ve talandan sonra geri döndü.Kara Arsşan bu haberi duyunca  Amid kuşatmasını  kaldırmaya mecbur oldu( 2 Agustos 1163)

Ertesi yıl yani 1164’de Kara Arslan Amid’i ikinci kez kuşattı ise de,başarılı olmadı ve sulh yaparak çekildi.Aynı yılın sonunda Kara Arslan’ın kızı ile Necmeddin Alpı’nın oğluu Meyyafarikin’de yapılan muhteşem bir düğün ile evlendiler.Nisanoğulların’dan Vezir Cemal üd devle ve Eğil hakimi Izzeddindevle de bu düğüne hazır bulunmuşlar ve birçok değerli hediyeler götürmüşlerdir.Artukoğulları iki kardeşse hilat vermişler,onlar da Amid’deki Inaloğullaro beyliğinin Mardin Artuklularına tabii olduğunu tekrarlamışlardı.Ayrıca Amid kadısı Nasıh ed din 1165 yılında Hısn Keyfa ‘ya gidereke,Kara Arslan ile İnaloğulları  arasında bir anlaşma yapmaya başarılı olmuştur.

Muhtemelen 1179 yılında Nisanoğlu Cemal üd devle  Ebul kasım Ali öldü.Yerine vezir olan Bahaeddevle Mesud  aynı zamanda Inanoğullaro emirliğini de idaresi altında bulunduruyordu.

Hısn ı keyfa Artukluları  emirliğinin başına,Fahreddin Kara Arslan’ın ölümünden  sonra oğlu,Nureddin  Muhammed geçmişti.Nureddin Muhammed ,salahaddin Eyyubiye tabii olmuş ve ona karşı bütün vazifelerini yerine getirmişti.Ancak Nureddinin  de bir isteği vardo,bu ad Amid şehrine sahip olmakdı.Salahaddin de adı geçen şehri alıp,ona vermeği vaad etmiştir.Ayrıca Inaloğulları ve Amid halkını baskı altında tutan vezir ailesi Nisanoğulları’nın da davranışları şikayetlere yol açmaktaydı.Neticede,Salahaddin,verdiği sözü yerine getirmek için beraberinde Nureddin olduğu halde Amid üzerine yürüdü ( Nisan 1183 ) ve şehri kuşattı.Salahaddin bu hususda Halife Nasır il dinillah ‘dan da izin almıştı.iki Müttefik Amid’in etrafına mancınıklar yerleştirerek,şehrin müstahkem surlarını  döğmeğe başladılar.Ayrıca atılan oklarla mektublar göndererek ,şehir halkında teslim olmalarını istedi.Bu arada muhtelif yerlerde lağımlar açılmış  ve surlar birkaç yerden delinmişti.Nisanoğlu Mesud şehir halkının intikamından ve surların daha fazla dayanamayacağından korkarak,Salahaddin’in veziri meşhur Kadı Fazıl’a teslim olmak için bir elçi gönderdi.Kadı Fazıl’ın aracılığı ile ailesi,kardeşi ve taraftarları için aman aldı.Nisanoğlu’na üç gün müsaade verildi,bu müddet içinde servetini toplayıp gidecekti.Ancak bu üçgün ona yetmedi.Toplayabildiği hazine ile Anadolu Selçuklu Sultanı I Kılıç Arslan’In yanına gitti.Salahaddin 29 Nisan 1183’de Amid’e girdi.Şehirde Nisanoğlunun götürdüklerinden  başka,büyük bir servet ve kütübhane kalmıştı.Bu kütübhanede 1.040.000 kitab bulunmakta idi.Salahaddin bu kutubhaneyi Kadı Fazıl’a hediye etti,şehr, de Nureddin’e verdi.Artık çok yaşlanmış olan Inaloğlu Mahmud’a da çok hürmet etti ve maaş bağladı.Şehir Artukluların eline geçti.Inaloğulları beyliği bitti.

Inaloğulları zamanında Amid ekonomik ve kültürel olarak ilerlemiş,ayrıca şehir imar edilmiştir.Emir İl aldı’nın zamanında yana Ulu Camiin tekrar yapıldığını biliyoruz.Bu Emir’İn sur üzerinde bir kitabesi vardır.Ayrıca Emir Mahmud’un da sur üzerinde ve Ulu camii de kitabeler vardı.Inaloğulları zamanında Amid’de dokuma sanayi çok gelişmişti ve bu şehirde ,halı,kumaş ve çadır bezleri üretii,yordu.1122 yılında bakır madenleri işletilir.

 

 

ANADOLU BEYLIKLERI : MENTEŞEOĞULLARI BEYLİĞİ

 


Güney batı Anadolu’da kurulmuş olan bir Türk Beyliğidir.Beyliği bu havaliyle deniz yoluyla gelen ve içeri doğru girerek sahil ile Denizli arasındaki bölgeye yerleşen Türkmenler kurmuşlardır.Ancak beyliğin kuruluşunu ve ilk beylerin hüküm sürdükleri devrelerin kronolojisini tespit etmek zordur.Türkler Caria bölgesini 1261’den sonra sahilden itibaren zabtetmişlerdi.Bizanslılar bu bölgeyi geri almaya çalıştığı sıralarda,beyliğin kurucusu Menteşe belki de Mekri körfezindeki sahil mıntıkasının beyi ( Emie el Sevahil) idi.Menteşe beyin seceresi bilinmez.Bir rivayete göre ,onun babası Selçuklu ümerasından Emir el Sevahi Hacı Bahaeddin idi.Ancak Menteşe’nin torunlarından Ahmed Gazi’nin kitabelerinde babasının adı Eblistan ve onun da babası Kara Bey olarak görülmektedir.

Adı geçen bölge Anadolu Selçuklu hükümdarları  tarafından Menteşe Bey’İn atalarına ikta olarak verilmişti.Bizans Imparatoru Mikhail VIII ( 1261-1282)’in 1278 de oğlu Andronikos  kumandasında bir orduyu  Anadolu’ya göndermesi  ve Andronikos’un  Tralles’i tahkim etmesi bir işe yaramadı.Menteşe Bey 1282 de Tralles ve Nyssa ‘ı zabt ederek,toprakları içine kattı.Anadolu Selçuklu Sultanı II Mesud adına 1291 de Milas’da kesilmiş bir sikke bulunduğuna göre Menteşeoğulları başlangıçta Selçukluların himayesi kabul etmişlerdi.Karamanoğulları’nın Konya’yı kuşatmaları üzerine İlhanlı Sultanı Geyhatu 1291 yılı sonlarından Anadoluya geldi ve Moğol ordusu Menteşe topraklarını yağmaladı.Bizans kumandanlarından Alexios Philantropos’un 1296’da Menderes üzerinden güneye doğru ilerlediğnde ,Menteşe artık ölmüş bulunuyordu.

Menteşe’den sonra Beyliğin başına oğlu Mes’ud Bey geçti.Ancak öteki oğlu Kirman belki kardeşine tabi olarak ,belki de muhalefet etmek suretiyle Finike’de hüküm sürmeye devam etti.Bu ikisi arasındaki  ilişki bilinmemekteydi.Mesud Bey  1300 de Rodos adasının önemli bir kısmını ele geçirdiyse de ,daha sonra hospitaliers şövalyeleri 15 Agustos 1308 de adaya hakim oldular.Mes’ud Bey’in adayı geri almak için giriştiği çabalat sonuçsuz kaldı.Onun ölümü,muhtemelen 1319 yılından öncedir.Mes’ud beyin yerine geçen oğlu Şucaeddin Orhan Bey muhtemelen İbrahim isimli bir kardeşini  bertaraf ederek idareyi ele almıştı.Orhan bey 1320 yılından itibaren şövalyelerden Rodos’u almak üzere giriştiği mücadelede başarılı olamadı.Ibn Batuta 1333’de Batı Anadolu’yu dolaşırken Orhan Bey’İ  Pecin’de ziyaret etmiş ve onu Milas Sultanı olarak zikretmişti.El Umeri de Orhan Bey’in sahib olduğu şehir ve asker sayısı hakkında bilgi verdiği gibi Menteşeoğullarının ikinci derecedeki  Föke kolunun 1330’da Hamidoğullarına tabi olarak hüküm sürdüğünü söylüyordu.Orhan Bey 1344 yılında öldüYerine oğlu Ibrahim geçti.

Ibrahim Bey Latinler’in eline geçmiş olan Izmir’i geri almak için Aydınoğulları’ndan Umur bey!’e yardıma hazırlanmış,fakat Umur Bey’in 1348 de şehit düşmesiyle gerçekleşmemişti.Venedikliler ,kendilerine karşı harekete geçmeye hazırlanan Ibrahim Bey’İ Balat limanına soktukları  donanmasıyla tehdit etmişler ve 1352-1355 yılları arasında Girit Dukası Marino Morosino vasıtasıyla yapılan ağır bir anlaşma sonucu silahsızlanmaya zorlamışlardı.Ibrahim Bey tahminen 1360 yılından önce ölmüştür.Onun ölümünden sonra üç oğlu da beyliğin bir tarafında hüküm süremeye başladılar.Bunlardan Musa Bey’in Peçin,Balat ve Milas;Mehmed Bey’in Muğla ve Çine;Ahmed Gazi Bey’in de güneyde Makri ve Marmaris bölgesine hakim oldukları anlaşılıyor.Musa Bey’in ölümünden 1375 ten sonra,muhtemelen Milas ve Peçin hükümeti de Ahmed  Bey’in idaresine geçmiştir.

  Ahmed Bey’in Rodos ile Kıbrıs arasındaki gemilere karşı harekatı üzerine ,Kıbrıs kralı Peter I’in  donanması  1365’de Aydın ve Menteşe sahillerini tehdid etmişti.Fakat Ayasolug ve Balat’da yaşayan kendi halkı için korkuya düşen Venedik’in araya girmesiyle  barış yapılmıştı.Ahmed Bey Balata hakim olmuşsa da bunun uzun sürmediği anlaşılıyor.Balat ve havalisinin 1389 dan önce Mehmed Bey’in oğlu Gıyaseddin  Mahmud’un idaresinde olduğunu görüyoruz.Ancak o kardeşi İlyas Bey’e karşı yaptığı hakimiyet mücadelesini kaybederek Osmanlılar’a iltica etmişti.Kosova Savaşı sonunda I Beyazıd Osmanlı sultanı oldu.Anadolua  ve Karamanoğulları’Nın teşvikiyle Osmanlılar aleyhine tertiblenen ittifaka İlyas Bey ve babası  Mehmed Bey de girdiler..I Beyazıd’ın bu ittifaka karşı yaptığı Anadolu seferi sırasında Balat ve Muğla’daki  Menteşe kolunun toprakları  işgal edildi.Mehmed ve İlyas Beyler 90 adamı ile ,Candaroğlu Isfendiyar  Bey’in yanına  kaçtılar 1389.Ahmet Bey ise bu harekat sırasıda Milas ve Pecin de hüküm sürmeye devam etmişti.Onun yerinde  kalması,muhtemelen,bölgenin dağlık ve zabt edilmesinin zor olmasından ileri geliyordu.Taceddin Ahmed Gazi Temmuz 1391 de öldü.Daha sonraki hakimiyeti altındaki  yerler Osmanlılar tarafından işgal olundu.

Ankara savaşından sonra Timur,birçok Anadolu beyliklerinde olduğu gibi,İlyas Bey’de ülkesini iade etmişti 1402.ilyas Bey ülkesine döndükten sonra bir süre Timur’a tabi oldu.O Osmanlı şehzadeleri arasındaki saltanat kavgalarında Çelebi Mehmed in aleyhine,Isa Çelebi’nin lehine Aydınoğulları ve Saruhanoğulları ile ittifak etmişti.Fakat I.Mehmed ‘in bu ittifakı yenince,İlyas bey onun hakimiyetini tanıdı(1405).Ilyas Bey deniz seferleriyle adalardaki Latinler’e zarar veriyordu.Bu sebepten Venedikliler 1408 ‘de Girit kontu Marco Falieri vasıtasıyla onunla bir anlaşma yaptılar.Fakat çarpışmalar daha sonra da iki taraf arasında devam etti.Bu nedenle Venediklilerin harekete geçmesi İlyas Bey’, Amiral Ser Pietro Civrano ile eski anlaşmayı yeniledi.( 17 Ekim 1414 ).o aynı yıl içinde tamamıyla Osmanlı hakimiyetine girmiş ve 1415 de Çelebi Mehmed adına sikke kestirdi.Ayrıca Leys ve Ahmed adındaki iki oğlunu  istanbul’a rehin yolladı.Ilyas Bey 1421 de ölünce ,oğulları saraydan kaçıp beyliğin başına geçtiler.Sultan II Murad 1424 de Menteşe topraklarını ele geçirdiği zaman bu iki kardeşi yakalatıp hapse attırır,beyliğin sonu gelir.