Osmanlı
imparatorluğu Birinci Dünya savaşına
girmeden önce Mali ve Ekonomik durumu itibariyle korkunç bir borçlanmanın içinde
ve kapütilasyonlar nedeniyle acıklı durumda idi.Bu ağır yükün altında hergeçen
gün biraz daha ezilirken Birinci dünya savaşının büyük baskısıda üstüne
eklenmiş ve imparatorluk çökererk ,perişan bir hale düşmüştü.Esarete ve
Türklüğün yok olmasını kabul edemeyen bu asil millet,yurdunu parçalayanlara v
istila ordularının Anadolu içlerine doğru ilerleyişine başkaldırınca bir diğer
acıklı mesele ortaya çıkmıştı.Düşmana karşı koymak,şerefle direnmek içinde
silah ve cephane,yiyecek ve malzene gerekliydi..Halk yoksuldu,Köylü ne ürününü
ekebilmiş,nede haşatını yapabilmişti.Arka arkaya gelen Trabslugarp,Balkan ve
Birinci Dünya savaşından sonra şimdide Kurtuluş savaşı,Anadolunun insan ve
maddi kaynaklarını alıp götürmüş,kurutmuştu.Hele hele bütün düşman kuvvetleri
karşısına direnişe geçen küçük Kuvayı
Milliye gruplarıyla bu işin sürüncemede kalınıcağı ve kesin zafer ve kurtuluş için
düzenli orduya ihtiyaç olduğu görülüp anlaşılınca da,para sıkıntısı iyice
kendini hissettirmişti..
Sivas
kongresinin öncesi ve sonrasında Kuvay i Milliyenin çarpışmaları için,milli heyetler halktan para ve bağış
topladılar.Ayrıca kızılay yardımları ve el konarak bankalardan alınan paraların
bir kısmı ile bu ihtiyaçlar birazda olsa giderilmeye çalışıldı.Daha sonra para
tedariki için her çareye başvuran askeri makamlarca,Kuvayi Milliye
müfrezelerinin desteklenmesi imkanına
sahip illerin para ve mal yardımlarının arttırılmasına çalışıldı.Büyük millet
meclisi hükümeti kuruluncaya kadar Istanbul Hükümetinin bütçe ödenekleriyle
yetinildi.Milli Hükümet kurulduktan sonra çıkarılan avans kanunları ile gelir
sağlamaya çalışıldı
Türkiye
Büyük Millet Meclisi hükümeti kurulunca acele bir bütçe yapma durumu ile
karşılaştı.Bu çok zordu.Hem zaman isterdi,hemde önce düşmana karşı savunmayı
hazırlayacak sonrada milletin tahammülü
oranında bir kadroya göre bütçe tanzim edecekti.Bu sebeple Meclis birçok tartışmalardan
sonra beş aylıkbir bütçe çıkardı.Buna göre 30 Milyonun 10.775.300 lirası milli
savunmaya ayrıldı.Fakat yeterli
olmadığından seferberlik ve cephe zammı
kanunu çıkarıldı.Sonunda 1920 yılının bir yıllık genel bütçesi
tamamlandı.Buna göre 51.360.620 liranın 27.576.039 lirası Milli Savunma
Bakanlığına ,752.969 lirasıda imalatı harbiyey verildi..
TBMM Başkanı
Mustafa Kemal Paşanın 26 Nisan 1920 günü Sovyet Rusya Hükümetine gönderdiği
birinci teklifinde silah ve cephane ile de para istendi.Silah ve Cephane
yardımıları ayrı bir konu teşkil eder.Para yardımına gelince ilginç bir durum
alır.Önce o günkü para değeri şöyleydi: 1920 yılı Kasım ayının ilk haftasına
kadar 1 Rus altını: Osmanlı kağıdı parasıyka 580-585 kuruştu.Yıl sonuna kadar
artarak 600-685 kuruş oldu.Buna göre peyderpey gelen Rus yardımı hep altın
ruble ile oldu.
Rusya’dan
ilk gelen 6 sandık altın ruble,8 Eylül 1920günü Celalettin Arif Beyinde
bulunması ile Doğu Cephesi Kurmaybaşkanlığı ve levazım heyetleriyle Rusya
elçilik katibi ve ateşemiliteri önünde açıldı.ikinci defa 1920 yılı Eylül ayı
içinde bir milyon altın ruble önce Trabzon’a geldi.Oradan kamyonlarla Erzuruma’a
gönderildi.Üçüncü defa ise 17 Aralık 1920 günü yine Trabzona’a bir buçuk milyon
altın ruble geldi.Ayrıca Gümrü’de bulunan Rusya Müttefik Cumhuriyetleri Şüraları
vekili tarafından 50.000 altın ruble Erzurumdaki askeri okullara ve sanayi
tesislerine gönderildi.Azerbeycan Türk Cumhuriyetide 100.000 altın bağışladı.
Hepsi 6
sandık 400 kg altın,516.800 adet.2.550.000 altın ruble ( 0.59 tl ) 1.809.412 tl
ve 100.000 Osmanlı altını da ( 5.07 tl den )507.000 tl olmaküzere 2.316.412 tl
tutulmuştu..
1921 yılında
Meclis’ten çıkan bütçe kanunu bir önceki yıla göre çok daha çekişmeli ve zor
oldu.Şubat 1921 başında elde para yoktu
ve hazine boştu.Memleketin pekçok yerinde asiçeteler isyan
etmişti.bunlar,köy,kasaba ve şehirleri kasıp kavuruyor,haraca kesiyordu.Halk
can derdine düşmüş,üstüne giydiklerinden ve yatağı yorganından başka maddi hiçbir varlığı hemen hemen
kalmamıştı.
26 Ocak 1921
de Istanbul da bir yüzlük altını 604 kuruştu.Milli Hükümetin hakim olduğu
yerlerde 520-530 kuruştu.Bu durum Anadoluda
üretm sonucu ihracat yapmak ve
altın ihracına da engel olmaktan mı ileri geldiği ,yoksa halkın elinde kağıt
para kalmadığından herkesin ailesinin boynunda sakladığı 5-10 altını bozdurmek
zorunda kaldığından mı,kağıt paranın gerçekten kıymetlendiği tartışma konusu
oluyordu.1921 yılı başladığı zaman henüz Meclis tarafından onaylanan bir bütç
yoktu.Bu durumdan 1 Mart gece yarısından itibaren bütün hizmetleri kesmek
zorunda kald.Toplanan para 55 Milyon liraydı.Oysa,yalnızca o yıl için acilen
orduya harcanacak gerekli miktar 45 milyon olacaktı.Bütçenin 81 milyona
çıkarılması için 26 milyon lira açık nasıl kapatılıcaktı ? Bir takım tedbirler
ve kısıntılar ile Meclis uğraşıp durdu..
Moskova ‘da
bulunan Türk delegeleri Ruslar’la
yaptıkları müzakerelerde 150 milyon altın ruble istediler.Fakat Ruslar senede
10 Milyon ruble vermeyi kabul ederek,16 Mart 1921 tarihli Moskova Antlaşmasının
10.maddesinde bunu belirttiler.Böylece Yusuf Kemal Bey beş arkadaşıyken 28 Nisan 1921 günü Rusya’dan Kars’a geldi.ilk
taksit olarak 400.000 adet Rus rublesini de beraberinde getirdi.Maliye Bakanı
30 Nisan 1921 günü Genelkurmaya Başkanlığına gönderdiği bir yazı ile ibu parayı
savaşın ağır yükünü taşıyan Batı Cephesinin ihtiyaç ve isteklerini karşılamak
ve harp mühimmatı için en kısa sürede ve en çabuk araçlarla Ankaray
gönderilmesini rica etti..
O sırada
Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Ali Fuat Paşa idi.15 Temmuz 1921 tarihinda
Dışişleri ve Maliye Bakanlarına ‘’ Moskova Antlaşmasını imzasından sonra
verilen 5.160.000 altın rublenin durumu ve Rus Hükümetinin tutumu ‘’ hakkında
bi rşifre göndermişti.Burada özetle : ‘’ Rusya’nın vadettiği toplam altın
rublenin geri kalan kısmını vermek istemediklerini ,bu yıl verecekleri ilk
taksit 4.600.000 altın rublenin alınması içinde Oltu madenlerinin imtiyazını
teklif etmek gibi bir muamelede bulunduklarını ve daha bir çok bahaneleri yazarak bu paranın
alınmasından ,kendilerine ilerde Türkiye tarafından aynen verileceği
hatırlatılmasına rağmen zorluk çıkardklarını ‘’ belirtti.1921 yılında bu
güçlükler altında peyderpey gelen 9.800.000 altın rublenin karşılığı ( 0.59
kuruştan ) 5.782.000 tl yi buldu..
14 Mart 1922’de
Rus elçisi,Dışişleri Bakanı’nı ziyaret ederek üç buçuk milyon rublenin Türk
Hükümetine verilmek üzere yola çıkarıldığını ve eğer ihtiyacınız varsa
elçilikte bulunan 150.000 altın rublenin de derhal verilebileceğini
söyledi.Dışişler, Bakanı,Maliye Bakanlığı ile görüşülerek gerekne işlemin
yapılacağını ve durumu başkomutana
sunacağını söyleyerek teşekkür etti.Bu durum başkomutana arzedildi.26Nisan 1922
tarihli bir şifreyle Doğu Cephesis Komutanı 3.500.00 rublenin Samsuna geldiğini
bildirildi.
İşte Bütün
Kurtuluş savaşı boyunca çekilen bu para sıkıntıları sürüp giderken,devamlı
olarak çok büyük fedakarlıklara katlanılması gerekmişti.İşte buna acı bir
örnek:içinde mali durumu özetleyen,Başkomutanın Doğu cephesi Komutanlığına 2
Nisan 1922 de gönderdiği bir yazı aynen şöyleydi.
‘’ 25.000
adet Rus altının gönderilmesinden dolayı teşekkür ederim.Batı Cephesinin
memnuniyet verici olmayan mali durumu zatı devrelerince bilinmez bir konu değildir.Cephenin ikmali
zaruri olan noksanları yapılmış siparişlere karşılk acıklı bir halde bulunan
maliye,bizi imkansızlık karşısında bulunduruyor.Maliye bakanı isteklerimize
karşı verdiğ cevaplarda Doğu Cephesi
kasalarında 1922 martında 1.190.00 lira bulunduğu cihetle bundan istifadeyi
tavsiye ediyor.
Bu hususa dair,Milli
Savunma Bakanlığınca cephe mevcudunun 750.000 liradan ibaret olduğu
bildirilmektedir.Durumun nezaket ve önemini herkesten ziyade takdir buyuracağınıza
tam eminiyetim bulunduğumdan
mevcudunuzdan 200.000 lira daha ayırarak göndermenizi Ismet paşa ile
birlite özellikler rica ederim efendim
Başkomutan ‘’
Sovyet
Rusyanın yeni kurulan Türk Hükümetine yaptığı para yardımının birde perde
arkası vardır.Aslında Madalyonun öbür yüzü pek sinsice oynanmış bir oyun olup,içyüzü oldukça geniş
bir konudur.Biz burada bunu kısaca özetlemekle geçeceğiz
1920 yılında
Türk Buhara Cumhuriyetinin ilk ve son Cumhurbaşkanı olan Osman Kocaoğlunun bu
para yardımın gerçek yüzünü anlatan hatıraları çok ilgi çekici oluğ,ders ve
ibret vericidir.Acıklamanın bir bölümü şöyledir
‘’’ 1920
yılında Buhara Cumhuriyeti kurulduktan sonra Cumhurbaşkanı olarak yanımada
Başbakanımı alarak Sovyet Rusya büyükleride ve Lenin ile temasta bulunmak üzere
,Moskovya gitmiştim.Bizden bir müddet önce temmuz ayı ortalarında
Türkiyeden de Bekir Sami Bey
başkanlığından bir kurul Milli Hükümet için yardım konusunu görüşmeye
gelmişti.Kremlin Sarayında kendisiyle görüştüğümüz gün Lenin,önem verdiğini
hissettirdiği Türkiyeden söz açarak ‘’
Ankaradan bir kurul geldi,Acele yardım istiyor,bu hususta sizin fikriniz nedir ‘’dediler..
‘ Hiç tereddüt etmeden ‘ Elbette yardım etmek
gerek ve vakit geçirmeden yapılmalıdır. Deyişim üzerine bu işe zaten
kararlı olduklarını ,fakat bazı zorluklarla karşılaştıklarını belirten bir
ifade ile ‘’ Yardım problemi için bizi
düşündüren iki zorluk vardı.Biris,Türklerin istedikleri altın para bizde pek
azdır.deyince,sözünü kestim,Bizde altın para var,Verebiliriz
dedim..Lenin Memnun oldu.Diğer zorluk
yol problemidir.Çünkü Türkler yalnız para değil,cephane ve harp
malzemeleri,silah da vermemiz gerekiyor dedi.Bunları Ankaraya ulaştırıcak
yol lazım,halbuki Kafkaslardaki
durum dolayısıyla yollar kapalıdır.Ne zaman açılacağı de belli değildir
dedi,Bende cevap olarak Kafkaslarda
bulun Cumhuriyetlerel anlaşmak mümkün,çünkü bu bölgede bulunan Müslümanlar
çoğunlukla aynı zamanda Gürcülerde çıkarları gereği Muslümanlara yakındır.Çalışılırsa müşterek
bir yol bulunur,Esas mesele paranın miktarını tesbit etmektedir dedim
Bu iişi aynı
zamanda Dışişleri Bakanı olan Başbakan Feyzullah hoca ile Rus uzmanlardan
oluşan bir kurula havale ettik.Uzun görüşmeleriden sonra kurul yardım miktarını
en az 100 milyon altın ruble olmak üzere tespit etti.Lenin’le ikinci defa
görüşmemizde yardım miktarını söyledim ve hemen bu parayı verebilirim
dedim.Çarlık zamanından kalma altın rublemiz çoktu.Buhara bir Çar eyaleti
olmasına rağmen,mali işlerde bağımsızdı.Onun için bizde altın,haddinden fazla
idi.Leninle bu şekilde anlaştıktan sonra Buharaya döndüm.Durumu Meclise intikal
ettirdim.Meclis itirazsız 100 milyon altın rublenin yollanmasını
onayladı.Formaliteler tamamlandıktan sonra rublelere derhal Ankaraya verilmek
üzere Rus Hazinesine verildi.
Bu duruma
göre 100 milyon rublenin Rusyaya Türkiyeye verilmek üzere gönderildiği açıkça belli
oluyor.Fakat ruslar bu parayo kendileri alıp Türkiyeye hiçbir zaman
göndermemişlerdir.O günkü hesaba göre birlik ruble bizim paramıza göre 59 kuruş
olup 100.000.000 x 59: 59.000.000 tl tutar.bu para eksiksiz gelse idi hem
orduyu hemde halkımızı yoksul halini düzeltirdik.Ne yazıkki eldeki belgelere göre saval içinde 3 yıl
boyunca Sovyet Rusyanın para olarak yaptığı yardım 1920 yılında 2.316.412 TL
1921 yılında 5.782.000 tl ve 1922 yılında 2.714.000 tl olmak üzere 10.812.412
tl geçmemiştir.
Kurtuluş
savaşı sırasında Hindistan Hilafet komitesinin gönderdiği paralar sovuey
Rusyanın yardımı seviyesinde olmasa bile ayrı bir anlam taşımaktaydı.Türklerin
emperyalist güçlere karşı baş kaldırışını saygıyla karşılıyor,yeni kurulan
miili hükümete olan inanç,sevgi ve saygılarının ne kadar içten olduğunu
gösteriyordu.
16 Kasım
1921 günü İstanbulda Hamit bey şu bilgileri verir ‘’ Bu arada Londra Aracılığı
ile Mustafa Kemal Paşa adına 20.000 Ingiliz lirası gönderilmiştir.Bundan başka göndermelerin
devam edeceği,Osmanlı Bankasına gönderilen bir mektuptan Anlaşılmakta
idi.Osmanlı Bankası,gönderilen 20.000 Ingiliz lirasının karşılığını Ankara
şubesine aktarmış bulunmaktaydı.Osmanlı Bankası,gelmesi muhtemel diğer paralara
aracı olacağını bildirmişti.Ancak para gönderilmesi devam ettiği sürece bunların İstanbuldamı saklanması gerektiği
sorulmakta idi.Ayrcıa yine Hindistandan
Mustafa Kemal Paşa adına gönderilerek
Osmanlı Bankasına gelen 6000 Ingiliz lirası karşılığı olarak 36.300
Osmanlı lirasının 30 Ocak 1920 günü bankanın Ankara subesine gönderildiğini
Hamit Bey iletir
Bu şekilde
14 kerde 106.400 Ingiliz lirası karşılığı 675.494 tl geldi.TBMM başkanı ve
başkomutan Mustafa Kemal Paşa ,Hindistan Hilafet komitesinin Londra temsilciliğine
Türkiyeye yaptıkları bu yardımdan teşekkür edilmistir
No comments:
Post a Comment