Tuesday, September 26, 2017

KURTULUŞ SAVAŞIN DA KONUŞULAN RUS YARDIMI VE GERÇEKLER

Osmanlı imparatorluğu  Birinci Dünya savaşına girmeden önce Mali ve Ekonomik durumu itibariyle korkunç bir borçlanmanın içinde ve kapütilasyonlar nedeniyle acıklı durumda idi.Bu ağır yükün altında hergeçen gün biraz daha ezilirken Birinci dünya savaşının büyük baskısıda üstüne eklenmiş ve imparatorluk çökererk ,perişan bir hale düşmüştü.Esarete ve Türklüğün yok olmasını kabul edemeyen bu asil millet,yurdunu parçalayanlara v istila ordularının Anadolu içlerine doğru ilerleyişine başkaldırınca bir diğer acıklı mesele ortaya çıkmıştı.Düşmana karşı koymak,şerefle direnmek içinde silah ve cephane,yiyecek ve malzene gerekliydi..Halk yoksuldu,Köylü ne ürününü ekebilmiş,nede haşatını yapabilmişti.Arka arkaya gelen Trabslugarp,Balkan ve Birinci Dünya savaşından sonra şimdide Kurtuluş savaşı,Anadolunun insan ve maddi kaynaklarını alıp götürmüş,kurutmuştu.Hele hele bütün düşman kuvvetleri karşısına  direnişe geçen küçük Kuvayı Milliye gruplarıyla bu işin sürüncemede kalınıcağı ve kesin zafer ve kurtuluş için düzenli orduya ihtiyaç olduğu görülüp anlaşılınca da,para sıkıntısı iyice kendini hissettirmişti..
Sivas kongresinin öncesi ve sonrasında Kuvay i Milliyenin çarpışmaları  için,milli heyetler halktan para ve bağış topladılar.Ayrıca kızılay yardımları ve el konarak bankalardan alınan paraların bir kısmı ile bu ihtiyaçlar birazda olsa giderilmeye çalışıldı.Daha sonra para tedariki için her çareye başvuran askeri makamlarca,Kuvayi Milliye müfrezelerinin  desteklenmesi imkanına sahip illerin para ve mal yardımlarının arttırılmasına çalışıldı.Büyük millet meclisi hükümeti kuruluncaya kadar Istanbul Hükümetinin bütçe ödenekleriyle yetinildi.Milli Hükümet kurulduktan sonra çıkarılan avans kanunları ile gelir sağlamaya çalışıldı
Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümeti kurulunca acele bir bütçe yapma durumu ile karşılaştı.Bu çok zordu.Hem zaman isterdi,hemde önce düşmana karşı savunmayı hazırlayacak  sonrada milletin tahammülü oranında bir kadroya göre bütçe tanzim edecekti.Bu sebeple Meclis birçok tartışmalardan sonra beş aylıkbir bütçe çıkardı.Buna göre 30 Milyonun 10.775.300 lirası milli savunmaya  ayrıldı.Fakat yeterli olmadığından seferberlik ve cephe zammı  kanunu çıkarıldı.Sonunda 1920 yılının bir yıllık genel bütçesi tamamlandı.Buna göre 51.360.620 liranın 27.576.039 lirası Milli Savunma Bakanlığına ,752.969 lirasıda imalatı harbiyey verildi..
TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşanın 26 Nisan 1920 günü Sovyet Rusya Hükümetine  gönderdiği  birinci teklifinde silah ve cephane ile de para istendi.Silah ve Cephane yardımıları ayrı bir konu teşkil eder.Para yardımına gelince ilginç bir durum alır.Önce o günkü para değeri şöyleydi: 1920 yılı Kasım ayının ilk haftasına kadar 1 Rus altını: Osmanlı kağıdı parasıyka 580-585 kuruştu.Yıl sonuna kadar artarak 600-685 kuruş oldu.Buna göre peyderpey gelen Rus yardımı hep altın ruble ile oldu.
Rusya’dan ilk gelen 6 sandık altın ruble,8 Eylül 1920günü Celalettin Arif Beyinde bulunması ile Doğu Cephesi Kurmaybaşkanlığı ve levazım heyetleriyle Rusya elçilik katibi ve ateşemiliteri önünde açıldı.ikinci defa 1920 yılı Eylül ayı içinde bir milyon altın ruble önce Trabzon’a geldi.Oradan kamyonlarla Erzuruma’a gönderildi.Üçüncü defa ise 17 Aralık 1920 günü yine Trabzona’a bir buçuk milyon altın ruble geldi.Ayrıca Gümrü’de bulunan Rusya Müttefik Cumhuriyetleri Şüraları vekili tarafından 50.000 altın ruble Erzurumdaki askeri okullara ve sanayi tesislerine gönderildi.Azerbeycan Türk Cumhuriyetide 100.000 altın bağışladı.
Hepsi 6 sandık 400 kg altın,516.800 adet.2.550.000 altın ruble ( 0.59 tl ) 1.809.412 tl ve 100.000 Osmanlı altını da ( 5.07 tl den )507.000 tl olmaküzere 2.316.412 tl tutulmuştu..
1921 yılında Meclis’ten çıkan bütçe kanunu bir önceki yıla göre çok daha çekişmeli ve zor oldu.Şubat 1921 başında  elde para yoktu ve hazine boştu.Memleketin pekçok yerinde asiçeteler isyan etmişti.bunlar,köy,kasaba ve şehirleri kasıp kavuruyor,haraca kesiyordu.Halk can derdine düşmüş,üstüne giydiklerinden ve yatağı yorganından  başka maddi hiçbir varlığı hemen hemen kalmamıştı.



26 Ocak 1921 de Istanbul da bir yüzlük altını 604 kuruştu.Milli Hükümetin hakim olduğu yerlerde 520-530 kuruştu.Bu durum Anadoluda  üretm sonucu ihracat yapmak  ve altın ihracına da engel olmaktan mı ileri geldiği ,yoksa halkın elinde kağıt para kalmadığından herkesin ailesinin boynunda sakladığı 5-10 altını bozdurmek zorunda kaldığından mı,kağıt paranın gerçekten kıymetlendiği tartışma konusu oluyordu.1921 yılı başladığı zaman henüz Meclis tarafından onaylanan bir bütç yoktu.Bu durumdan 1 Mart gece yarısından itibaren bütün hizmetleri kesmek zorunda kald.Toplanan para 55 Milyon liraydı.Oysa,yalnızca o yıl için acilen orduya harcanacak gerekli miktar 45 milyon olacaktı.Bütçenin 81 milyona çıkarılması için 26 milyon lira açık nasıl kapatılıcaktı ? Bir takım tedbirler ve kısıntılar ile Meclis uğraşıp durdu..
Moskova ‘da bulunan Türk delegeleri  Ruslar’la yaptıkları müzakerelerde 150 milyon altın ruble istediler.Fakat Ruslar senede 10 Milyon ruble vermeyi kabul ederek,16 Mart 1921 tarihli Moskova Antlaşmasının 10.maddesinde bunu belirttiler.Böylece Yusuf Kemal Bey beş arkadaşıyken  28 Nisan 1921 günü Rusya’dan Kars’a geldi.ilk taksit olarak 400.000 adet Rus rublesini de beraberinde getirdi.Maliye Bakanı 30 Nisan 1921 günü Genelkurmaya Başkanlığına gönderdiği bir yazı ile ibu parayı savaşın ağır yükünü taşıyan Batı Cephesinin ihtiyaç ve isteklerini karşılamak ve harp mühimmatı için en kısa sürede ve en çabuk araçlarla Ankaray gönderilmesini rica etti..
O sırada Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Ali Fuat Paşa idi.15 Temmuz 1921 tarihinda Dışişleri ve Maliye Bakanlarına ‘’ Moskova Antlaşmasını imzasından sonra verilen 5.160.000 altın rublenin durumu ve Rus Hükümetinin tutumu ‘’ hakkında bi rşifre göndermişti.Burada özetle : ‘’ Rusya’nın vadettiği toplam altın rublenin geri kalan kısmını vermek istemediklerini ,bu yıl verecekleri ilk taksit 4.600.000 altın rublenin alınması içinde Oltu madenlerinin  imtiyazını  teklif etmek gibi bir muamelede bulunduklarını  ve daha bir çok bahaneleri yazarak bu paranın alınmasından ,kendilerine ilerde Türkiye tarafından aynen verileceği hatırlatılmasına rağmen zorluk çıkardklarını ‘’ belirtti.1921 yılında bu güçlükler altında peyderpey gelen 9.800.000 altın rublenin karşılığı ( 0.59 kuruştan ) 5.782.000 tl yi buldu..
14 Mart 1922’de Rus elçisi,Dışişleri Bakanı’nı ziyaret ederek üç buçuk milyon rublenin Türk Hükümetine verilmek üzere yola çıkarıldığını ve eğer ihtiyacınız varsa elçilikte bulunan 150.000 altın rublenin de derhal verilebileceğini söyledi.Dışişler, Bakanı,Maliye Bakanlığı ile görüşülerek gerekne işlemin yapılacağını  ve durumu başkomutana sunacağını söyleyerek teşekkür etti.Bu durum başkomutana arzedildi.26Nisan 1922 tarihli bir şifreyle Doğu Cephesis Komutanı 3.500.00 rublenin Samsuna geldiğini bildirildi.
İşte Bütün Kurtuluş savaşı boyunca çekilen bu para sıkıntıları sürüp giderken,devamlı olarak çok büyük fedakarlıklara katlanılması gerekmişti.İşte buna acı bir örnek:içinde mali durumu özetleyen,Başkomutanın Doğu cephesi Komutanlığına 2 Nisan 1922 de gönderdiği bir yazı aynen şöyleydi.

‘’ 25.000 adet Rus altının gönderilmesinden dolayı teşekkür ederim.Batı Cephesinin memnuniyet verici olmayan mali durumu zatı devrelerince  bilinmez bir konu değildir.Cephenin ikmali zaruri olan noksanları yapılmış siparişlere karşılk acıklı bir halde bulunan maliye,bizi imkansızlık karşısında bulunduruyor.Maliye bakanı isteklerimize karşı verdiğ cevaplarda  Doğu Cephesi kasalarında 1922 martında 1.190.00 lira bulunduğu cihetle bundan istifadeyi tavsiye ediyor.
Bu hususa dair,Milli Savunma Bakanlığınca cephe mevcudunun 750.000 liradan ibaret olduğu bildirilmektedir.Durumun nezaket ve önemini herkesten ziyade takdir buyuracağınıza tam eminiyetim bulunduğumdan  mevcudunuzdan 200.000 lira daha ayırarak göndermenizi Ismet paşa ile birlite özellikler rica ederim efendim
Başkomutan ‘’
Sovyet Rusyanın yeni kurulan Türk Hükümetine yaptığı para yardımının birde perde arkası vardır.Aslında Madalyonun öbür yüzü pek sinsice  oynanmış bir oyun olup,içyüzü oldukça geniş bir konudur.Biz burada bunu kısaca özetlemekle geçeceğiz
1920 yılında Türk Buhara Cumhuriyetinin ilk ve son Cumhurbaşkanı olan Osman Kocaoğlunun bu para yardımın gerçek yüzünü anlatan hatıraları çok ilgi çekici oluğ,ders ve ibret vericidir.Acıklamanın bir bölümü şöyledir
‘’’ 1920 yılında Buhara Cumhuriyeti kurulduktan sonra Cumhurbaşkanı olarak yanımada Başbakanımı alarak Sovyet Rusya büyükleride ve Lenin ile temasta bulunmak üzere ,Moskovya gitmiştim.Bizden bir müddet önce temmuz ayı ortalarında Türkiyeden  de Bekir Sami Bey başkanlığından bir kurul Milli Hükümet için yardım konusunu görüşmeye gelmişti.Kremlin Sarayında kendisiyle görüştüğümüz gün Lenin,önem verdiğini hissettirdiği Türkiyeden söz açarak ‘’ Ankaradan bir kurul geldi,Acele yardım istiyor,bu hususta sizin fikriniz nedir ‘’dediler..
Hiç tereddüt etmeden ‘ Elbette yardım etmek gerek ve vakit geçirmeden yapılmalıdır. Deyişim üzerine bu işe zaten kararlı olduklarını ,fakat bazı zorluklarla karşılaştıklarını belirten bir ifade ile ‘’ Yardım problemi için bizi düşündüren iki zorluk vardı.Biris,Türklerin istedikleri altın para bizde pek azdır.deyince,sözünü kestim,Bizde altın para var,Verebiliriz dedim..Lenin Memnun oldu.Diğer zorluk yol problemidir.Çünkü Türkler yalnız para değil,cephane ve harp malzemeleri,silah da vermemiz gerekiyor dedi.Bunları Ankaraya ulaştırıcak  yol lazım,halbuki Kafkaslardaki  durum dolayısıyla yollar kapalıdır.Ne zaman açılacağı de belli değildir dedi,Bende cevap olarak Kafkaslarda bulun Cumhuriyetlerel anlaşmak mümkün,çünkü bu bölgede bulunan Müslümanlar çoğunlukla aynı zamanda Gürcülerde çıkarları gereği  Muslümanlara yakındır.Çalışılırsa müşterek bir yol bulunur,Esas mesele paranın miktarını tesbit etmektedir dedim
Bu iişi aynı zamanda Dışişleri Bakanı olan Başbakan Feyzullah hoca ile Rus uzmanlardan oluşan bir kurula havale ettik.Uzun görüşmeleriden sonra kurul yardım miktarını en az 100 milyon altın ruble olmak üzere tespit etti.Lenin’le ikinci defa görüşmemizde yardım miktarını söyledim ve hemen bu parayı verebilirim dedim.Çarlık zamanından kalma altın rublemiz çoktu.Buhara bir Çar eyaleti olmasına rağmen,mali işlerde bağımsızdı.Onun için bizde altın,haddinden fazla idi.Leninle bu şekilde anlaştıktan sonra Buharaya döndüm.Durumu Meclise intikal ettirdim.Meclis itirazsız 100 milyon altın rublenin yollanmasını onayladı.Formaliteler tamamlandıktan sonra rublelere derhal Ankaraya verilmek üzere Rus Hazinesine verildi.
Bu duruma göre 100 milyon rublenin Rusyaya Türkiyeye verilmek üzere gönderildiği açıkça belli oluyor.Fakat ruslar bu parayo kendileri alıp Türkiyeye hiçbir zaman göndermemişlerdir.O günkü hesaba göre birlik ruble bizim paramıza göre 59 kuruş olup 100.000.000 x 59: 59.000.000 tl tutar.bu para eksiksiz gelse idi hem orduyu hemde halkımızı yoksul halini düzeltirdik.Ne yazıkki  eldeki belgelere göre saval içinde 3 yıl boyunca Sovyet Rusyanın para olarak yaptığı yardım 1920 yılında 2.316.412 TL 1921 yılında 5.782.000 tl ve 1922 yılında 2.714.000 tl olmak üzere 10.812.412 tl geçmemiştir.
Kurtuluş savaşı sırasında Hindistan Hilafet komitesinin gönderdiği paralar sovuey Rusyanın yardımı seviyesinde olmasa bile ayrı bir anlam taşımaktaydı.Türklerin emperyalist güçlere karşı baş kaldırışını saygıyla karşılıyor,yeni kurulan miili hükümete olan inanç,sevgi ve saygılarının ne kadar içten olduğunu gösteriyordu.
16 Kasım 1921 günü İstanbulda Hamit bey şu bilgileri verir ‘’ Bu arada Londra Aracılığı ile Mustafa Kemal Paşa adına 20.000 Ingiliz lirası  gönderilmiştir.Bundan başka göndermelerin devam edeceği,Osmanlı Bankasına gönderilen bir mektuptan Anlaşılmakta idi.Osmanlı Bankası,gönderilen 20.000 Ingiliz lirasının karşılığını Ankara şubesine aktarmış bulunmaktaydı.Osmanlı Bankası,gelmesi muhtemel diğer paralara aracı olacağını bildirmişti.Ancak para gönderilmesi devam ettiği sürece  bunların İstanbuldamı saklanması gerektiği sorulmakta idi.Ayrcıa  yine Hindistandan Mustafa Kemal Paşa adına gönderilerek  Osmanlı Bankasına gelen 6000 Ingiliz lirası karşılığı olarak 36.300 Osmanlı lirasının 30 Ocak 1920 günü bankanın Ankara subesine gönderildiğini Hamit Bey iletir

Bu şekilde 14 kerde 106.400 Ingiliz lirası karşılığı 675.494 tl geldi.TBMM başkanı ve başkomutan Mustafa Kemal Paşa ,Hindistan Hilafet komitesinin Londra temsilciliğine Türkiyeye yaptıkları bu yardımdan teşekkür edilmistir

Saturday, September 23, 2017

TÜRKLEDEN ÖNCE ISTANBUL'U KIMLER KUŞATTI ?

M.Ö 500 Pers imparatoru I.Darius şehri kuşattı ve tahrip etti
M.Ö 479 Ispartalı pozanyas şehri kuşattı ve zaptetmeyi başardı
M.Ö 408 Atinalı Alkibiyades in kuşattığı şehir açlık nedeniyle teslim oldu
M.Ö 340 Makedonya kralı Filip tarafından kuşatıldı.Şehir halkı şiddetle karşı koyarak kendini savundu.Yunanlıların yardımı ile kurtuldu
 194 Roma imparatoru Septime Severe şehir kuşattı.Üçyıl süren kuşatma sırasında halk açlıktan fareleri,insan cesetlerini yedi.Kadınların saçları kesilerek savaşcıların yayları için kullanıldı.Sonunda halk teslim olmasına rağmen kılıçtan geçirildi,şehir yağmalandı
 616 Pers kralı II.Keyhsürev şehir kuşattı isede ele geçiremedi
 626  Iran - Avar birleişk kuvvetlerinin kuşatması bir sonuç vermedi
 665 Emevi Halifesi Muaviye dönemindeki kuşatma sonuçsuz kaldı
 667 Şehir Muaviye devrinde uzunsüre kuşatıldı.Bu kuşatmada arapların arasında  Hicret sırasında Peygamber efendimizi (s.a ) evinde ağırlayan Zeyd oğlu Halid ( Ebu Eyyüb el Ensari ) barsak iltihabı geçirerel vefat etmiştir.Ebu Eyyub ölmeden önce arkadaşlarına ' Ölüyorum ölünce vücudumu bir tahta üzerine uzatın ve onunla surlara saldırın dedi ' Gömüldüğü yer belli olmamasına karşın,1453 yılında Fatihin hocalarından Akşemseddin  rüyasında görerek mezarını ortaya çıkarmıştır.II Mehmetin buyrugu ile mezar ve camii yapılarak ,sonraları semte Eyüp adı verilmiştir.Mesleme komutasında yapılan kuşatma bir sonuc vermeyince İslam donanması geri döndü
672  Gene Muaviye döneminde Ucüncü kez Avd oğlu Süfyan tarafından kuşatıldıysada  buda sonucsuz kaldı
712 Emevilerden Halife I.Velid devrinde yapılan kusatmada sonucsuz kaldı 
717 Emeviler zamanında  Abdülmelik oğlu süleymanın orduları şehir kulattı 
722 Halife II.Yezit zamanında bir arap ordusu beşinci kez istabulu kuşattı.Galata ele geçirilidi ve bu semtte bugun hala ayakta olan Arap Camii yapıldı
742 Bizans İmparatoru Constantinus Copernimos şehir Artavasda dan geri aldı
782 Bu kez Abbasi Halifesi Mehdi devrinde  kuşatıldı.İmparator vergi vererek şehri kurtardı
813 Imparator V.Leon zamanında şehir Bulgarlar tarafından kuşatıldı.Sonunda püskürtüldüysede  Şehirin çevresi harap oldu
854 Abbasi Halifesi  Mütevvekil döneminde şehir kusatıldı ama ele gecirilemedi
864 Bu kez Slavlar şehri kuşatır ama başarılı olamaz ve çekilirler
869 Abbasi Haligesi Mutemit devrinde gene kusatıldı ancak şehir vergi vererek kurtuldu.Kusatma 4 ay sürd
904 VI.Leon zamanında Ruslar bu sefer istanbul'u kusattılar yenilerek geri çekildiler
936 Bir Rus donanmasının saldırısını rum ateşi ile önlediler
959 Bu sefer macar orduları batıda saldırdılar ancak basarısız olup geri döndüler
1043 Ruslar bu sefer saldırılarında 5000 ölü vererek geri çekildiler.
1186 Kendini imparator ilan eden Barsus şehri kuşattı.Fakat II.İzak Angelos onu mağlup etti
1204 12 Nisanda şehiri işgal eder ve yağmalayıp latin krallıgı kurarlar.Bizans imparator ailesi Iznike tasınır 
1261  Iznik Rum imparatoru VI Mihale Paleologos Bizans latinelerden geri alır
1302 Bir Venedik donanması şehri kuşatır ama başarılı olamaz
1328 III Andrınikos Paleogolos 24 Mayısda şehir ele geçirdi ve tahta oturdy
1348 Galatada bulunan cenevizliler şehre saldırdı ama başarılı olamadı 
1437 Cenevizliler bu ikinci saldırısıda başarılı olamadı 



Zeynep Kamil Hastahanesine adını veren kim ?

Zeynep Kamil Hastanesine adını veren Zeynep Hanım  Kavalali Mehmet Ali Pasanın ikinci kızı olup Sadrazamlıkta bulunmuş Yusuf Kamil Paşa nın eşidir.Mısırda doğmuş Yusuf Kamil Paşa ile evlenmiştir.Kamil Paşayı sevmeyen Abbas Paşa Mısır valisi olduktan sonra Paşayı hapis ettirdiği gibi Zeynep hanımıda boşamaya zorlamıştır.Mustafa Reşit Paşanın aracılığı ve Sultan Abdülmecid'in fermanıyla  Yusuf Kamil Paşa istanbula gelmiş ve bir süre sonrada eşi Zeynep hanımda buraya gelerek tekrar evlenmişlerdir.Zeynep hanım ile Yusuf Kamil Paşanın hiç çocukları olmamıştı.Hayır severliği ile tanınan Zeynep Hanımın  Üsküdar Sırtlarıdaki köşkü çocuk hastahanesi ve doğum evi haline getirdiği gibi Beyazıttaki konağıda çeşitli hizmetlerde kullanılmış son olarak Fen Fakültesi olarak kullanılırken çıkan bir yangında kül olmuştur.Zeynep Kamil Hanım ile Yusuf Kamil Paşanın mezarları Zeynep Kamil hastahanesinin bahçesindeki türbede yer almaktadır.Zeynep Hanımın 1881 yılında öldüğü bilinmektedir