Monday, January 23, 2017

OSMANLI TARIHINDEN SAYFALAR : MELEK AHMED PAŞA NIN FEDAISI

1650 yiliydi,...IV Mehmet ( 1641-1692 ) in sadrazami Melek Ahmet Pasanin istifasi için baskaldiran yeniceriler,halkla beraber sokaklara dokülmüstü...Korkuya kapilan Sadrazam son durumu yanindaki adamlarindan ogrenmek istiyordu...
Hanginiz bana bir haber getire.?...
O anda kimse cevap vermek cesaretini gösterememisti..O kadar kişi arasinda efendilerinin bunca nimetlerinden istifade edenlerin,böyle müskül aninda caresiz kalmalairna üzülen  Telhisçi Hüseyin Aga dayanamadi..Etrafindakileri nefretle süzdükten sonra ayaga kalkıp,sadrazama dönerel...

Sultanim dedi..Acele seytandan teenni Rahmanda gelir derler.Sabredin görelim ayine-i devran  ne gösterir ? Gerçi bizim askerimiz dilaver hünerlidir.Onlarin akli ise gözlerinde .Bin kadar yiğidimiz haremin arkasindaki kapidan ,cebehane sokagindaki sarıkcılar tarafindan ' Urha ' diye saldirsalar,karsi gelenlerin biri kurtulamaz.Ama sizin 'Melek ' adiniz kötüye çıkıp ,bütüm halk senin yoluna hayır duada bulunurlarken beddua etmesinler,Izın ver,ben yanlarina gidip meseleyi bir anlayayim 

Boyle sozlerle kadirsinaslik göstermensine,Melek Ahmet Pasada su karsiliği verdi..

Hos ve guzel soylersin  Huseyin Aga,Ama sen fazla sinirlisin.Bilmez misin ki,İnsanlar akiıllari,kadar konusurlar.Dikkat et,karsi cıkacıgın ,kimseler hasarattir.Korkarım ,yersiz sözle bir haltedersin.Senden istediğim  sadece aralarindan geçip,Seyhulislam 'a altun toplanmasinin kaldirildigini söylemendir,Göreyim seni 


Halk sadrazam sarayinin önüne kadar yaklasmaktan cekindiği için,kolaylikla disari çikan Hüseyin Aga,az ötede silahlanmis yenicerilerle karsilasir,Böyle bir anda telaşa kapılmağa gelmezdi.Nitekim oda sirtindan muhtesem kakum kürküyle başinda musahip sarığı ve peşine taktığı renkli elbiseli 12 adamin önünde ; vakur adimlarla her iki yanina selam vererek ,Bab-ı-Humayun öündeki abdest musluklarina kadar geldi..Ayasofya camii'ndeki Seyhulislam'a gidecekti....

Böyle pervasiz bir tavirla Topkapi Sarayi önüne gelmekte iken ,asi yenicerilerden biri çikarak:
-Geri dön aga! Böyle nereye gidersin ? dediğinde aslen Laz olan Hüseyin Ağa 'nin tepesi atti.Uzlaşma gayesi ile Seyhulislam'a gittiğini unutarak :
-İlerideki zorbabasiniza gidiyorum,ne olacak ?
Sözüyle hemen etrafini saranlardan 
- İşte biz zorbabasiyiz! Söyleceğiniz  varsa,bize söyle' cevabini aldi ..
Yersiz cesarette direnen Hüseyin Aga ,bu defa iyice hirslanarak :
- Bre ,ben sözümğ erkek agizli adama söylerim !..... deyince ,içlerinden  birinin ağır küfürlerle:
- Bizi beğenmedin mi ? karşılığı üzerine iş daha da kötüye vardı.Küstahlığa tahammül edemeyen Hüseyin ağa kükrüyordu:
- Bre adamlar,bu fesat için neden toplandiniz ? Kadizade hazretleri Ayasofya Camii kürsüsünden her zaman vaaz ve nasihat edip her türlü toplanti yasakti demedimi ? Ya siz neye toplanirsiniz ? Dağılın,yerli yerinize varin.Yoksa şimdi Bab-ı-Hümayun kapusundan top ateşiyle cümleniz helak olursunuz '
Fakat bu yersiz tehditler aksi tesir göstermisti.Nitekim Yenicerilerden  biri yanina sokularak,elindeki tüfeğin  ucuyla başından musahip sarığını düşürdü.Ummadiği bu harekete maruz kalinca:

- Baka asilicak herif ! Ben iki padisahin arasini düzeltmege kadir bir telhisci olayim,sizi islaha geldığimden benim başımdan  sarığımı dusurursunuz ha ! 

Deyipte önüne dikilene bir tokat vurunca ,ortalik karişir..Hüseyin ağayi önce sille tokar,sonra kiliçla kaçirarak  aşaği Harem u Humayuna kadar kovalarlar,peşini birakmadan sırtından kürkünü alıp ,kılıçlarinin tersi ile  vura vura yokuş asaği Melek Ahmet Paşanin haremi önüne gelirler...

Çeşitli yerlerinden yaralanan zavallıyı harem kapusu önüne biraktıklarında ,içlerinden açıkgözün biride,koynundaki telhis kesesi ile saat ve hancerini yağma etmisti,Mütecavizler paşa sarayindan atilan kursunlarla vuruluruz korkusu ile kacarlar..Ancak meydanda debelenen  hurdahas hale gelmiş bir vucut yatiyordu.Onun bu kotu durumunu Melek Ahmet Pasa'ya 
- İşha,naşi bizim içoglanlarinin penceresinin önğnde yatar  haberi gelir..Pasa kederlenir
- Ben demedimmi ? Bunun yapacagi iş bu kadar olur ! işte gördünüzmü? Inna İlahi Insallah ölmemistir..Bre sunu içeri alacak yok mu ? Yüz altun vereyim..

Teklifi üzerine koşuştular,Fakat bu arada pencereden bakanlar,korkunç bir manzara görmüşlerdi.Asilerden biri yerden zorlukla omuzuna kaldırdığı kaya parçası ile ,yaralari yüzünden yerde inlemekte olan Aga nin  basina dikilmis bagiriyordu...

-- Bre Zalim,Bre Mel'un,Bre Piro Oglu.......... Sari Ginal Efendinin ölümü ile sen değilmisinki benim  künye dizdarlığımı elinden alan,Buldun işte belani !.

Sonra o kacataşı Hüseyin ağanin göğsüne vurarak kaçtı.Fakat ne hikmettirki ,can cekişsmekte olan adamı öldürecek taş,onu canlandırır..Son darbeyi yer yemez,ayaga kalkttı.. Ama az sonra  yine yıkıldı ve yine kalktı. Böylece şuursuzca düşüp kalkarken Abdurrahman adindaki delikanli imdadina yetişir..ve onu bos çuval gibi sırtlayıp  sadrazamın sarayına sokar...

Öldürmeyen allah öldürmez derler,Hemen Hüseyin ağanın  yaralari sarıldı ve cerrah gelinceye kadarda zamanin ilk sihhi yardimlarinda birine başvurdu..Hüseyin agayi bogazına kadar At dışkısının içine gömdüler...Bütün çabalara rağmen Melek Ahmet paşa gorevinde ayrılır ama Huseyin aganin sonu bilinmez 



-

No comments:

Post a Comment